Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012
5711 Okunma, 1 Yorum

ALLAHI TANIMAK-3, KURAN ARKEOLOJİSİ

03.08.2012, İZMİR

 

- Bugünlerde sık görüşmeye başladık evlat, hayırdır inşallah

 

- Alabaş Koca, mevsim Mübarek Ramazan. Haliyle insan da, Allah ve Kuran ile daha çok ilgileniyor. Okuyup, tesbihat yapmak da elbette iyidir, ama anlamaya çalışmak daha iyidir, diye düşünüyorum.

 

- Bugün ne var aklını kurcalayan?

 

- Bugün yeniden, Kuran ve onun ibarelerini konuşmak istiyorum. Sözcükler, yazılı haliyle kelimeler, zamanla yıpranır, değişik anlamlar kazanır. Arkadaşların, en azından bir kısmının korkusu; ISLAH edilmiş manalar. Bundan kasıtları şu: Zaman içinde kelime, ilk çıktığı manadan uzaklaşır ve kişilerin olmasını istedikleri manaya doğru kayar. Senin bir ISLAHMETREN var mı? Herhangi bir kelimenin başına böyle bir taciz gelmiş midir, ne kadar örselenmiştir..? Nasıl anlayacağız, ne dersin?

 

- Evlat demek ki, önce kafaları ıslah etmek lazım. Birbirine uygun parçalara Salih denir. Bir somun, cıvatasına uygun ise o salihtir ve işlev görür. Uygun değilse, at çöpe gitsin, ikisini de. Birbirine uyan başka bir çift bul. Bir kelimeyi ıslah ediyorsunuz demek; toplumda ona uygun doğal bir fonksiyon, bir işlev düşünüyorsunuz demektir. Salih ve Saliha haline gelmiş bir ibare çok faydalıdır. Bunu yapmak da gerekir, yeter ki bunu yapanlar kötü niyetle ve kendi hava heveslerine göre bir anlam vermeye çalışmış olmasınlar. Zorlama, taciz ve istismar olmasın yeter!

 

Gel ben seni Antalya-Burdura götüreyim. Burdur sınırında KARAİN diye bir mağara var. Ben bunu gördüm. Urfada GÖBEKLİ TEPE diye bir höyük var ama sanırım Karain kadar eskilere gitmiyor ve ben orayı görmedim. Çobanlar devamlı ateş yaktığı için çıkan islerden karamış ve bu ismi almış. Bu Karain Mağarası, nispeten sarp bir dağın yamacında, önündeki ovadan 130m yukarıda, tarih öncesi (yazı öncesi) bir yerleşim yeridir.

 

Burası Alt Paleolitikten (140.000-500.000 yıl öncesi TAŞ devrinin ilk bölümü) başlayarak, onun üstünde Orta Paleolitik (40.000-140.000 yıl öncesi) devire, onun üstünde Üst paleolitik(10.000 40.000 yıl öncesi) devire, diğer devirlere,  demir çağına ve sonra da Geç Roma dönemine kadar iskan edilmiş. Dünyadaki diğer mağaraların genellikle bir devirde iskan edilmiş olmasına karşın, Karain kesintisiz iskan edilmiştir. Mağara derinliği 50metre kadardır değişik gözler, odacıkları vardır. Katman, katman oluşmuş bir yerdir.

Mağara her devirde insansı veya insanlar tarafından iskan edilmiş, sonra yıllarca unutulmuş, sonra tekrar iskan edilmiş, tekrar unutulmuş, böylece devam edip gitmiş. İskan edildiği dönemde kullandıkları aletler, yedikleri hayvanların kemikleri, bitkilerin kalıntıları, kendilerine ait diş veya kemik parçaları, resim parçaları vs. bu katmanlarda kalmış ve terk edilen uzun dönemde de toz, toprak, rüzgar, sel vs ile bunların üstü örtülmüş ve saklanmıştır. Sonradan gelenler altta olanlardan haberdar olmamışlardır. Bu benzeri yerlerle ilgili sen daha fazla araştırma yaparsın. Bunun daha büyüğü, Afrikada RİFT VADİSİNDEDİR. Buradaki gözlemlenen tabaka kalınlığı 1,5 kilometredir ve milyarlarca yıl geriye gitmektedir. İlk ilkel, tek hücreli canlıyı da burada, yaşı 1,5 milyar olan tabakada bulmuşlardır. Bundan eski tabakalarda canlı izine rastlanmamıştır. Bunun üstündeki tabakalarda, yukarıya doğru, çok hücreliler, daha yukarıda deniz canlıları, balıklar, daha yukarıda, sürüngenler, daha yukarılarda kuşlar, yukarıya doğru omurgalılar, memeliler ve nihayet insansılara/Hominidlere rastlanmıştır. Bu tabakaların yaşları ölçülerek, bu canlıların ilk defa ortaya çıktıkları tarihler tespit edilmiştir.

 

Bunu niye anlattım. Her devirde imkan ve ihtiyaçlara göre teknik, sanat, fikir ve hukuk oluşur. Mesela Karainde en eski tabakada birkaç kaba el baltası bulunmuş, onun üstündeki tabakada bunlar çeşitlenmiş ve işlenmiş, onun üstündeki tabakada artık kemik aletler başlamış ve bu baltalar bunları da şekillendirmeye başlamış, daha sonra bronzun keşfi ile bu aletler bronzdan, sonraki tabakalarda demirden vs. yapılmıştır. En eskisi tek çeşitken, artık yeniler her amaç için farklı şekil almıştır. Netice de el baltası olan, yani iş yapmak için elle tutulan alet manasında olan bu nesne, zaman içinde hem kendisi değişmiş, hem de yaptığı fonksiyonlar değişmiştir.

 

Nesnelere isimler veririz. Zamanla o nesnedeki özellik sıfat olur, onun gördüğü işlev fiil olur ve bu böyle devam eder gider. İhtiyaç ve imkan ne kadarsa, o hayata yetecek kadar da bir dil oluştuğunu kabul edebiliriz. İlk adı belki de balta olan ve mesela kuru meyveleri kırmaya yarayan bir nesne, zamanla hem niteliliğini değiştirmiş, hem de kesmek, yarmak, delmek, sıyırmak, vs daha bir sürü işleri yapar hale gelmiştir. Bazen buna verilen fonetik ses, isim aynı kalır ve kelime yeni manalar kazanır, bazen de yeni şekle yeni isim uydurulur. Yeni fonksiyon sıfat olarak da eklenebilir, kesme bıçağı, traş bıçağı, parçalama bıçağı vs gibi. Şimdilerde lazer bıçaklar bile çıktı. Elbette dilciler bu konuda daha doyurucu izahlar yaparlar.

 

Sosyal devirlerde böyledir, periyodiktir. Biz onlara medeniyet, uygarlık diyoruz. Ortalama (nominal) olarak 1000 yıl ömürlüdürler, canlıdırlar, doğar, gelişir, ergenliğe ulaşır, yaşlanır ve tarih sahnesinden silinirler. Onların küllerinden torunları yeni medeniyet yaratırlar. Çocukları ise, başkalarının medeniyeti içinde yaşarlar. O medeniyetin ulaştığı seviyede teknik, sanat, fikir ve hukuk(yönetim) şekillenir ve bunlar, o günkü dildeki kavramlarla tesmiye edilir. İlk zamanlarda her şeye yeterli olan bu kavramlar, zamanın erozyonuna yenik düşerler ve yıpranırlar. Ahir zaman alametleri denen olaylar, medeniyetin ahir zamanına delalet eder ve o medeniyet, pasif hale gelir ve üzeri aynı Karain Mağarasında olduğu gibi- örtülür. Nasıl ki, aynı mekândaki yeni iskancılar, toprağı kazıp eski aletleri kullanmamışlardır, yeni medeniyetin yeni bireyleri de yeni aletler(kavramlar) yaparlar. Eski aletler, eski kavramlar yeni ihtiyaçları karşılayamazlar. İbarelere, çıkış mantıklarına uygun olarak, yeni manalar yüklerler. Bu yenilik, yeni medeniyeti yaşatır.

 

1400 sene önce insanlar tarım toplumu idiler. Yönetim krallıklar padişahlıklar şeklinde idi. Herkes kendi ihtiyacını kendi temin ediyor, sanat ustadan çırağa, bilgi hocadan talebeye bireysel olarak geçiyordu. Teknoloji ve iletişim bugüne kıyasla yok gibiydi.

Tarih boyunca 3 önemli sıçrama görüldü, insan(ve insansıların) hayatında. İlk keşif, ateşin icadı (istenildiği zaman kullanılabilir hale gelmesi) idi. Ateşi hala kullanıyoruz. Bununla hem kendini korudu, hem de beslenme problemini halletmiş oldu. İkincisi ise tekerleğin icadı idi ve bu da teknolojinin ilk adımı oldu. Hala tekerlek dönüyor ve teknoloji hız kesmeden gelişiyor. Üçüncüsü ise bizim zamanımızda oldu. O da bilgisayarın ve onunla bir anlam ifade eden programın keşfidir. Şimdilik bilgisayar yaygın olarak teknolojide kullanılıyor ama asıl o, sosyal hayatımızı tamamen değiştirecek. İletişim kuran bir kart veya benzeri bir alet ile, hayatınızdaki tüm tasarrufları yapabileceksiniz. Aynı kart (veya cihaz) hastanede, aynı kart okulda, aynı kart adliyede, aynı kart siyasi seçimizde, aynı kart tüm ekonomik faaliyetlerinizde yeterli olacak. Onunla öğretmeninizi seçecek, onunla partinize oy verecek, onunla sağlık hizmeti alacak vs. Bu, aynı zamanda GPS olarak sizi 24 saat kayıtlayacak. Muhtemelen ses ve görüntü olarak da kayıt yapacak. Bütün bunlar size, ilgili birime ve yargıya karşı açık, diğerlerine kapalı olacaktır.  Daha fazla futurist olmanın şimdilik gereği yok, sanırım.

Bugün ise, ulusal devletlerin içinde, vatandaş olarak yaşıyoruz. Devletin standartlarına uymayan malları almıyoruz. Bırakın duvar arkasından satış yapmayı, internetten milyarlarca liralık mallar alıyoruz. Vs.

Elimizde Allah kelamı olduğuna inandığımız Kuran var. Kurandaki kelimelerin ilk manalarının ne olduğunu öğrenebileceğimiz lügatler de var. Peygamberin bize kadar gelen ilk örnek uygulamasına ait nakiller de var. Şimdi bu kavramları, yeniden tasnif edeceğiz. Bunu yaparken korkmayacağız, ama kavramlara kendi istediğimiz, kendi sanılarımıza uygun giysiler de giydirmeyeceğiz. Kuralsız yorumlar yapmacağız.

 

- Ne demek kuralsız yorum, Koca?

 

- İstediğin kuralı koyabilirsin evlat. Yeter ki, Kurandaki diğer ibarelerle çelişmesin, hayatla çelişmesin ve uygulanabilir olsun. Bu kadar basit.

Geçenlerde Amerikada bir 19 akımı moda olmuştu, hatırlıyor musun? aleyHA tısate aşeretin…” “…Onun üzerinde 19 vardır Bu 19 sayısını Kurana uyguladılar. Pek çok yerde de şaşırtıcı sonuçlar çıktı…

Benim bildiğim evlat, Kuran ve onun diğer isimleri olan Kitap, Furkan, Zikr gibi kelimeler hep erildir. Hâlbuki ayetteki zamir (HA) dişildir. Ben hala bunu anlamış değilim, bu ibare nasıl olur da Kurana uygulanabilir? Hadi ben yeterince anlayamadım, bilmiyorum diyelim, zamiri de tevil ettik diyelim, bunda bir beis yoktur. Ama bu şablonu ben uyguladım, bak Tevbe Suresinin son iki ayeti bunu bozuyor, öyleyse bu iki ayet Kurandan değildir dedin mi, işler değişir. Kurandan bir şey çıkarır, ya da ona bir şey eklemeye kalkarsan, Allah tarifini gözden geçirmen gerekir. Zira o Kitabında “…onu biz inzal ettik ve onun hafızı biziz…” diyor. Sen, bu iki ayet Kurandan değildir demekle; onun hafızlığında, muhafızlığında, bekçiliğinde bir noksanlık vardır, demek istiyorsun. Na/biz zamiri kullandı, yani işte bak, bizimle bunu temizledi, muhafaza etti diyebilirsin elbette. O zaman sana derim ki, Allah 1400 sene acz içinde miydi? Hayır, Allah ne kısmen ne de tamamen bir acziyet içinde olamaz. Muhafaza edeceğim demeseydi, söyleyecek sözüm olmazdı.

 

-“İşte bunun gibi evlat. Kurallı olmak, Kuranın bir kısmıyla değil,  tamamıyla uyumlu olmak ve hayatta bir karşılığı ve faydası olmak kaydıyla; elbette kavramlara istediğin manaları yükleyebilirsin, ama bugün, artık tek başına başarabileceğini sanmıyorum. Herkesin bu serbestliği vardır. Çünkü herkes onun halifesidir ama vekili değildir. Birey hata yapar, bireysel akıl hata yapabilir, bu normaldir. Peki Peygamberlik bittiğine ve Cebrail de bize gelmediğine göre, doğru nasıl bulunacak? Ortak akıl ile. Ehl-i Sünnet işte bundan dolayı İCMA’ı delil kabul etmiştir. Allah başka ne vasıta ile gerçek doğruyu gösterebilir ki? İlhamla mı, vahiyle mi? Belki bunlar da olabilir Ama bizim bunları test etme şansımız yoktur. Âlimler Nebilerin varisleri ise, herhangi bir konuda, o konunun uzmanı olan ilim adamlarının, birbirinden ayrı ve bağımsız olarak (birbirlerini etkilemeden) vardıkları ortak sonuç, doğrudur. Bana göre başka yol da yoktur.

 

Önümüzde yeni bir gelecek var. Onun ihtiyaçlarını Kurandan yeni içtihatlar yaparak çözeceğiz. Yeni değildir diye, isabetli olan ve sorunlarımızı çözmeye devam eden hükümleri de, sırf eski oldukları gerekçesi ile atmayacağız, kullanmaya devam edeceğiz. İçtihatlarımızın ortak noktaları bizim çağımızın icması olacaktır. Her ne kadar gerek yok gibi görünse de, Allah kavramından başlayarak, bütün kavramları tarif edip, tasnif edeceğiz. Bu biraz ürkütücü görünüyor ama biz insanlar bunu başaracağız. Çünkü Allah planlarken bu yetenekleri bize vermiştir.

İhtiyaçlar devam ediyor. Beslenme, giyinme, barınma, güvenlik ve benzerleri çözüm bekliyor.  O kitapta “… siz istemeseniz de katl üzerinize ketbedildi/yazıldı…” demektedir. Öyleyse savaş, dolayısıyla güvenlik her zaman zorunlu olacaktır. O, insanı böyle yaratmıştır. Savaşsız bir dünya olmayacaktır. Devletin en gerekli olduğu yer de, bu dış güvenliktir. Bir topluluğa nasıl katılacağız, hak ve görevlerimiz ne olacak, bize ne öğretilecek ve kim öğretecek, neyi, ne zaman yapacağımı hep kedimiz seçeceğiz. Kimse dayatmayacak ama nasıl organize olacağız? Yeni uygarlığı bu sorulara uygun (salih) cevaplar bulabilenler kuracaktır. Sonra onlar da doğa kanunlarına uygun olarak eskiyecek, yaşlanacak ve adeta toprak altında kalacak, sonraki nesiller yeniden yeni tarifler yapacaktır.

 

Saygılarımla.

H.Kayahan

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
07.08.2012
07:50

DEVAM...

Alabaş Koca'ya en derin seâm ve hürmetlerimle...





Çok Yorumlanan Makaleler
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15600 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12166 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11075 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13077 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9758 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15562 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6560 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6347 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 10125 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14560 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7297 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6358 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15179 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6703 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6673 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7876 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7690 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6445 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6933 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7395 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9689 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 4000 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7404 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5452 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6118 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6919 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9863 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 6995 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9917 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8133 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7201 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4530 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7381 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7090 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7265 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7098 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 4983 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6327 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6613 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6365 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5410 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5034 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7599 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9852 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4650 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 5947 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5277 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5822 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5206 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7019 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7079 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 6994 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 5958 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3736 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5434 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5145 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5711 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6649 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3400 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6720 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6747 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 4979 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5187 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6627 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6791 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6761 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10267 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7684 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5142 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4542 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4822 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3853 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3346 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3241 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4765 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3257 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
BAĞIMLILIK-TUTKU
31.05.2020 1944 Okunma
Hüseyin Kayahan
MUTAHHERÛN-“koş abla koş, bir metaforcu geldi!”
1.05.2020 2098 Okunma
Hüseyin Kayahan
METAFOR ≡ ANALOJİ (sistem benzeşimi) ≡≤ MÜTEŞÂBİHAT
15.04.2020 2221 Okunma
Hüseyin Kayahan
ABDEST ve TOPLUM SAĞLIĞI
15.04.2020 1965 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 3178 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUL HAKKI ve MUHASEBE
8.04.2020 2211 Okunma
Hüseyin Kayahan
YENİ DİJİTAL UYGARLIK (“4'üncü ON BİN YIL UYGARLIĞI”)
12.04.2020 2143 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3644 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4272 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3086 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2839 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4237 Okunma
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7520 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4503 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4145 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4178 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4224 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4379 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3898 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4045 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5076 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 2957 Okunma
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 4141 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4414 Okunma


© 2024 - Akevler