Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012
6053 Okunma, 13 Yorum

BİR PAVLUS ARANIYOR

 

Pavlus ne yapmıştı? Konuyu zaten biliyorsunuz ama kısaca birkaç konuyu vurgulayalım. Hz İsa Yahudi idi. Pavlus ta Yahudi idi. Yahudiler, kendilerinden yeni bir peygamber gelmesini beklemelerine rağmen; kendilerinden olan ve mucizevi bir doğumla dünyaya geldiğini herkesin bilmesine rağmen, bu peygamberi ve onun davetini reddettiler. Pavlus da reddedenlerdi.

Pavlus, Tevratta iki yerde ve Kuranda bir ayette anlatılan Yakup peygamberin yaptığı isra/gece seyahatini ve bunun sonunda adının İsraile dönüştürüldüğünü biliyordu. Yakup bu yolculuğun son bölümünde bir rüya görmüştü ve o rüyayı gördüğü yeri işaretleyerek, orasının mukaddes/Kudüs olduğunu belirlemişti. Pavlus herhalde bu olaydan esinlendi ve yaptığı Şam yolculuğu sırasında kendisine yeni bir misyon çizdi. İnsanlara mutlu olmaları için istediklerini vermek gerektiğine karar verdi.

 

İnsanlar ne istiyordu?

Siyasi veya ekonomik gücü elinde bulunduranlar, bunun devam etmesini istiyorlardı.

İnsanlar; az ödev, az yasa ama çok özgürlük istiyorlardı.

İnsanlar; görünmeyen büyük yerine, görünen büyükler/ulular  istiyorlardı.

Nihayetinde de Yahudiler; yeni fikirlerin Yahudi olmayan diğer topluluklar tarafından benimsenmesini, kendilerinin değişmemesini, bozulmamasını istiyorlardı. Bu onlarda halen devam eden bir misyondur ve kapitalizm de sosyalizmin de, daha pek çok şeyin de fikir babası Yahudi alimlerdir ve bu fikirleri kendi seraları olarak gördükleri dünya bahçesinde yetiştirmektedirler.

 

Pavlus; bütün bunları bir araya getirdi ve Sezarın hakkını Sezara verdi. Otoriteyi meşrulaştırdı, onu yanına aldı ve onun gücü ile mesajını yaydı. Tevratın yasaklarını askıya aldı. Böylece, başta faiz meşrulaştı ve kapital sahipleri rahatlattı. Pek çok şey böylece yasak veya günah olmaktan çıkmış oldu. Ama daha önemli, başka bir şey yaptı: İnsanı yüceleştirdi. İsanın doğumu zaten mucize idi, ölümü de bir efsane oldu. Bu malzemeyi iyi kullandı ve insan olanı, insanüstü hale getirdi. Zaten insanlara bu gerekiyordu o gün de, bugün de. Siz birini ululamalısınız ki, bir gün siz de ululanasınız. Bir insanın ululanabileceğini kabul etmezseniz o zaman size de bir şey düşmez. En aklı başında, en yüksek tahsil görmüş insanlar bile, bir futbolcuyu, bir şarkıcıyı, bir sanatçıyı, bir lideri, bir şeyhi ululaştırabiliyorlar. Demek ki bu, insan fıtratından bir şeydir. Elbette insan Allah’ın halifesi olmak bakımından uludur, ama o ululuk nasıl ve neden o kişiye tahsisli olsun ki? İnsanlar eşittir, ululukta da eşittir. Ama bu ululamada büyük rant vardır. Ne kadar ulularsanız o kadar rant doğar, siyasi ve ekonomik güç oluşur.

Pavlus bunu başardı ve Hem Yahudileri, hem Sezarları, Hem Karunları sıkıntıdan kurtardı ve bugün iki milyara yakın insanı mesajına dahil etti. Böyle yapmasa ne olurdu Allah bilir. Allah belki de başka bir Pavlus görevlendirirdi. Allah’ın dışında her varlık böyle oluşur. Bir takım arazlarla oluşur ki, o arazlardan dolayı ebedi olmasın, ömrünü tamamlasın ve yenilerine yer açsın. Medeniyetler de böyledir, öğretiler de böyledir. Mutlaka sulandıran birileri ortaya çıkar, yani böylece beşerileşir. Kutsal metinlerden veya vahiylerden anladığımız; bizimdir, bize göredir ve bizim yazgımızla birliktedir. Doğar, büyür, gelişir ve ölür. Sonra yeni bir anlayış doğar, o da yaşar, o da ölür.

 

Pavlusizim, sadece Hıristiyanlarda olan bir olay değildir. Her oluşumda böyledir. İslam tarihini de bu gözle inceleyin, neler bulursunuz. İlk Pavluslardan biri de, Hammurabi olabilir. O İbrahimin öğretisini biraz insanileştirerek güçlü bir devlet olma yolunda kullanmıştır. Hammurabi kanunlarını bu gözle incelemekte fayda olabilir.

 

Kurandaki en leyse lil insane illa ma sea/insan için sa olandan başka yoktur.. ayetini Marks ve Engels ne hale getirmiştir. Ya da Mark ve Engelsin öngördüğü Kominizmi, “şimdi bu mümkün değil, geçici olarak sosyalizm ile başlayalım diyenler mi Pavlusun yaptığını yapmıştır.

Yakın tarihimize de bakın bakalım, benzer vakalar görecek misiniz? Eskiden mahkeme, mahkeme dolaşıp, zindanlarda çürüyenler vardı. Ne oldu o insanlara? Yok mu oldular, vaz mı geçtiler; yoksa Allah onlara, çektikleri çilelerin mükafatı olarak, bir karşılık mı verdi?

 

Şimdi dünya için yeni Pavluslara ihtiyaç vardır. Eskilerin Kurandan çıkardıklarını söyledikleri; faiz yasağı, içki yasağı ve benzeri yasakları kaldırsın, günde beş vakit camilere gidip yerlere yüz sürmeyi kaldırsın, mali yükümlülükleri kolaylaştırsın, sevgiden başka bir şeye ihtiyacımız yoktur desin, desin, desin. Bu maya tutar. Zaten insanlar bunu bekliyorlar. Yasaklardan ve yükümlülüklerden sıkılmışlar, dünya almış başını gidiyor, inanılmaz bir teknolojik gelişme var ve ne olduğunu kimse anlamıyor. Onların bunu; faizi, içkiyi, cinsel ilişkiyi ve benzerlerini serbest bırakarak başardıklarını sanıyorlar. Öyleyse aklın yolu bir, biz de öyle yapalım ve biz de onlar gibi gelişiverelim diyorlar. Kitabın gerçekte öyle olmadığını, bizim onu yanlış anladığımızı söylüyorlar. Bu yeni din/mezhep tutar arkadaşlar. Bu yöntem hep başarılı olmuştur. Kitlelerin böyle şeylere ihtiyacı var.

 

Yeni bir Pavlus aranıyor.

 

Saygılarımla.

 

H. Kayahan

        

Not: Pavlusun mektuplarından bazı alıntılar

 6  Şimdiyse biz, daha önce tutsağı olduğumuz Yasa karşısında öldüğümüz için Yasadan özgür kılındık. Öyle ki yazılı Yasanın eski yolunda değil, Ruhun yeni yolunda kulluk edelim.(Romalılar-7)

16 Yine de insanın Kutsal Yasanın gereklerini yaparak değil, İsa Mesihe iman ederek aklandığını biliyoruz. Bunun için biz de Yasanın gereklerini yaparak değil, Mesihe iman ederek aklanalım diye Mesih İsaya iman ettik. Çünkü hiç kimse Yasanın gereklerini yaparak aklanmaz.(Galatyalılar-2)

3 Her şeyi yiyen, yemeyeni hor görmesin.. Her şeyi yemeyen, yiyeni yargılamasın. Çünkü Tanrı onu kabul etmiştir. 6  Belli bir günü kutlayan, Rab için kutlar. Her şeyi yiyen, Tanrı’ya şükrederek Rab için yer. Bazı şeyleri yemeyen de Rab için yemez ve Tanrı’ya şükreder 14  Rab İsaya ait biri olarak kesinlikle biliyorum ki, hiç bir şey kendiliğinden murdar değildir.Ama bir şeyi murdar sayan için o şey murdardır. 15  Yediğin bir şey yüzünden kardeşin incinmişse, artık sevgi yolunda yürümüyorsun demektir. Mesihin, uğruna öldüğü kardeşini yediklerinle mahvetme! 16  Size göre iyi olanın kötülenmesine fırsat vermeyin. 17 Çünkü Tanrı’nın Egemenliği, yiyecek içecek sorunu değil, doğruluk, esenlik ve Kutsal Ruhta sevinçtir.(Romalılar-14)

 

 


YorumcuYorum
Lütfi Hocaoğlu
25.04.2012
14:58

Eskilerin Kurandan çıkardıklarını söyledikleri; faiz yasağı, içki yasağı ve benzeri yasakları kaldırsın, günde beş vakit camilere gidip yerlere yüz sürmeyi kaldırsın, mali yükümlülükleri kolaylaştırsın, sevgiden başka bir şeye ihtiyacımız yoktur desin, desin, desin. Bu maya tutar. Zaten insanlar bunu bekliyorlar.

Çok güzel izah etmişsin abi.

Hıristiyanlık 2000 yıl önce Pavlus'unu buldu. Sırada İslamiyet'in Pavlus'unda.

Mete Firidin
25.04.2012
15:34

Bizde Pavlus a ihtiyaç yokki. Mesnevimiz var. İbni arabimiz var. Bunlar pavlusa fark atar.

Mete Firidin
25.04.2012
15:35

Hüseyin bey nedir bu yazı silsilesi?

Porsuk boğar gibi ortalığı toza dumana bürüdün.

Süleyman Karagülle
25.04.2012
15:37

Pavlus bir Yahudi idi. Çağımızın Pavlus'u da Tekel sermayedir. Hiristiyanların pavlus'una da dayanamamış ve 500 senedir, insanlığı dinsizleştirerek anarşik dünyayı oluşturmaya çalışmaktadır. Yani Pavlus aramaya gerek yok. Bilesiniz ki birinci Pavlus'un ömrü bin sene sürmüştür. İkinci Pavlus'un da ömrü bin yıl sürecektir. Pavlus'çu olmayan adil düzenciler insanlığa barışçı adil düzen getirecektir. İsteyen istediği gibi yaşayacak. Artık zorla ahlaksızlığı kimse yaptıramayacaktır. Zaten dünya oraya gidiyor.

Hüseyin Kayahan
25.04.2012
16:44

Mete bey,

O yazı silsilesi; geçen sene kitaplar bölümünde yayınlaması için Lütfi beye verdiğim, benim 1998 yılı sonunda başlayıp, 1999 da hemen hemen %70 ini yazdığım, 2002 yılında da dipnotlarını filan çıkardığım ama ekleyemediğim bir çalışmamdır. Yeni bir peygamberler tarihi yazayım ama antropoloji, arkeoloji, biyoloji, jeoloji vb ne kadar pozitif bilim varsa ve bunların şu anda ulaştıkları ve doğru kabul ettiğimiz sonuçları ile uyumlu bir peygamberler tarihi olsun istedim. Çok eksiktir. Çatısı tamamen kafamda var ama hepsini yazıya dökemedim. Bölük pörçük, bir kısmını da yeniden güncellemem lazım gelen bir varsayımlar silsilesidir.

Biyolojik bir nazariyenin (erginlik teorisi olarak adlandırdığım) bize naklen gelen kitaplarla kıyaslanmasıdır. Başta, insanın ömrü, medeniyetin ömrü ve insanın erginlik yaşını ve sayı dizisi gibi diğer bazı bilgileri elbette Üstad Karagülle'den öğrenmiştim. Bu şablonu ben evrende ne varsa, gerçek ve tüzel bütün canlılara uyguladım ve bir teori haline getirdim. Kendi içinde tutarlı olmasına dikkat ettim. Sonra bu şablonu mevcut nakillerdeki bilgiler ile kıyasladım. Kitabı dört bölüm olarak planladım.

Mühendis olmamızın da zorlamasıyla ekstra polasyon yoluyla, önümüzdeki geleceğe de açılımlar yaptım. Canlıların kalan nominal ömürleri, öte dünya, melek, şeytan, cin, vs konularında çıkarsamalar yaptım.

Sizlerin katkılarınızı alabilmek için, on sene önceki haline hiç dokunmadan; makale büyüklüğünde bölümlere ayırarak, ilmi makaleler bölümünde yayınladım. Dördüncü bölümden bazı kısımları da bugünlerde eklerim.

Dilerse Lütfi bey; eğer böyle arkadaşlara zor geliyorsa, kitaplar bölümüne aktarabilir ve makaleleri buradan silebilir. Kitap bölümünde olunca; makalelerdeki gibi düzeltme ve ilave yapabilir miyim onu bilmiyorum.

Eleştirilerinizi lütfen esirgemeyiniz.

Saygılarımla.

Hüseyin Kayahan

Tayibet Erzen
25.04.2012
18:18

Sayın Kayahan,

Güzel paylaşımlarınız için Allah razı olsun, elinize sağlık. Muhakkak hepimizin faydalanacağı, keyifle okuyacağı yazılar eklemişsiniz. Ancak taktir edersiniz ki, bir seri halinde olması okunmaya ve takibe imkan bırakmamaktadır. Yayınladığınız bu makale serisini görünce kendi kendime, öyle tahmin ediyorum ki çoğumuza aynı şeyi düşündürdü, keşke teker teker koysaydı da anlayarak, sindirerek, tartışarak, zamana yayarak okuyabilseydim diye düşündüm.

O yüzden farklı bir bölüme alınması bence okunmasını ve faydalanılmasını sağlayacaktır.

Hüseyin Kayahan
25.04.2012
20:55

Sayın Üstad,

Vurguyu kaçırdığınızı düşünüyorum. Her yeni oluşum, bir Pavlus dejenerasyonundan sonra kitlelere mal olur, diye düşünüyorum. Pavluslara ihityaç vardır. Nasıl Kapitalizme ve Sosyalizme ihtiyaç vardı ve fonksiyonlarını yapıp, sahneyi terk ediyorlarsa; Pavluslar da ortaya çıkar, yüksek gerilimi alçak gerilime dönüştürüler ve motorlar çalışır. I. İslam uygarlığı ilk 30 yılda ve dejenere olmadan 3 kıtaya ulaştı diye düşünebilirsiniz ama topu topu 30 yıl sürmüştür bu dönem. Sonra ilk dejenerasyon yönetimde olmuş, en sonunda da ilim de olmuş. Her medeniyetin oluşumunu ayrı ayrı bu gözle incelemedim elbette, fakat oralarda da vardır gibi geliyor bana.

Saygılarımla.

H.Kayahan

Sam Adian
26.04.2012
14:43

Sayın Üstat

Yazınızdaki ince çizgiyi görmekle birlikte amaç konusunda bazı sıkıntıları var,

Pavlus bildiğiniz gibi, Yahudi örfünü Hıristiyan inancına monte etmeyi başardı. Ancak bununla sınırlı değil. Eflatun'un teslis inancı da yine Times tarafından empoze edilerek kabul edilmesi sağlandı çünkü insanlar buna inanıyorlardı. Uzun bir hikaye bu.

Ancak Kur'an anlayışı ile olan ilişkisini çözemedim. Siz diyorsunuz ki, yerleşik kuralları da düzene sokmak veya farklı anlamak tıpkı Pavlusun yaptığını yapmaktır. Yanlış anlamadıysam böyle söylüyorsunuz. Eğer böyle ise:

1. Beş Vakit namaz'ın delili nedir? (elbette kastım sizin anladığınız manada Namaz'dır)

2. Mali yükümlülükler niçin kaldırılıyor? Kur'an ın ortaya koyduğu vergi ve toplumsal sermaye anlayışı bugüne kadar uygulanmadı. Bugün uygulamaya kalkmak sistemi çökertmek anlamına mı gelir?

3. Örtünme, zina gibi kavramların yerleşik algıya göre delilleri nedir? Kur'an ne istiyor, biz ne yapıyoruz? Sosyal hayatın düzenlenmesi insanı hizaya sokmak manasına mı geliyor? Allah bunu bizden nerede talep ediyor? Zina konusunda ve cinsler arasındaki ilişki konusunda Kur'an daki ayetler son derece açık. Biz hangi kuralı "bu Allah'tandır" diyerek koyduk? Bugün tartıştığımız en büyük problem israiliyat değil midir? Pavlusun hıristiyanlığa empoze ettiği şey aynı zamanda. Niçin onu eleştirirken kendimize bakmıyoruz? Yeryüzünde Regl olmuş kadını "pislik" sayan hangi inanış vardır? Kur'an mı emrediyor bunu ?

4. Riba kavramının kur'an daki şeki ortadadır. Niçin ekonomiyi yasakladık? Niçin hareket edemez hale getirdik kendimizi? Nicin bir ekonomimiz olmadı? Buna itiraz etmek Pavlus olmak manasına mı gelir?

5. HMR kelimesinden yola çıkarak "içki" yi ve dolaylı olarak tarımı yasakladık. Ekonomiyi baltaladık, dünya üzerinde 7 ilyar insan yaşıyor, bunun yaklaşık 1,2 milyarlık kısmı "müslüman" kimliğini taşıdığını söylüyor. Bunlardan da çok azı yerleşik kurallara uymaya gayret ediyor. Söyler misiniz, insanlar niçin kurallara uymazlar? HMR kelimesini anlamamak için veya anlamadığımız için neden her şeyi yasaklamayı tercih ediyoruz?

Alt alta yazdığımız zaman yüzlerce soru sıralamak mümkün. Allah bize insanı dizayn etme yetkisi vermedi. Onu kendisi dizayn ediyor zaten. İnsanları hizaya getirmek bizim işimiz değil. Olmamalı. Yerleşik kurallar neyi engelledi? Neyi dizayn edebildi? Yeryüzünde kaç kişiyi kurtarmaya yetti?

Diyebilirsiniz ki, bu kurallara uyanlar iyi insanlardır. Öyle ise 7 milyar insanın diyelim 6,5 milyarlık kısmı kötü müdür? Allah bu insanları cehenneme odun olsun diye mi yarattı?

Bana göre soruyu şu şekilde sormalıydınız veya şu şekide değelendirmeliydiniz: "Şeriat mı Kur'an mı"

Şeriat Allah'ın dini değildir. Kur'an Allah'ın lafzıdır. Tercihi bu ikisi arasında yapmak gerekir diye düşünüyorum.

Vesselam

Hüseyin Kayahan
01.05.2012
21:00

Sevgili Sam;

Vurgumu bağışlayın, sizden yaşça büyük olduğumu düşündüğüm için, daha samimi olur diye, sayın yerine sevgili Sam dedim bu sefer.

Eski yazılarınızın bazılarında ve buradaki yorumunuzda zaman zaman, sloganik ve heyecanlı konuşuyorsunuz. Ben o devreyi geçeli epey oluyor...

"Kadını paket yapmak, regl ve pislik, şeriat" gibi ibareler heyacan dolu sözcükler. İnanın ben o kitapların hiçbirini okumamışımdır. Okuduklarım vardıysa da unutmuşumdur.

O insanlar; ister geçmişte yaşayanlar, ister halen yaşayıpta aramızdaki tartışma ortamında olmayanlar, vb, şu anda karşımızda değiller ki, bir cevap verebilsinler. Onlar, eğer kasıtları yoksa ve samimi olarak bu sonuçlara varmışlarsa, hesabını veya karşılığını zaten görüyorlardır. Kimse Allah'ı yok edemez, Kur'ana bir zarar veremez, müsterih olunuz. Kendisini savunma ve Kuranı koruma görevini bizlere vermedi. Tam aksine onu koruyacağını kendisi beyan etti. Onun kudreti buna yeter. Her ne kadar, orada ki zamirin çoğul olmasından dolayı, bizim usulümüzde, bu koruma vasıtalarla olacak demektir ama, durumdan vazife çıkarmak da ne kadar uygundur bilemem.

Bu makalede size inc bir dokundurma yaptığım doğrudur. Ama Pavlusluğun mutlak kötülük olmadığını, aksine toplumlarda bu göreve ihtiyaç olduğunu, bize göre yüksek ve mükemmel olan fikirlerin kitlelere mal olabilmesi için onların, deyim yerindeyse yumuşatılması geretiğini söyledim. Her medeniyetin de bir Pavlusu vardır, dedim. Tam emin olmasam da vardır diye düşünüyorum. Bugün Pavlusun sayesinde 2 milyar insan putperestlikte kurtulmuştur. Elbette bugünkü Hristiyanlığı putperestlik seviyesinde görenler de vardır. Herkes içtihadında serbesttir.

Sonra sizinle üzerinde anlaştığımızı sandığım bir konuya değineyim. "MUM DİBİNE IŞIK VERMEZ" diye bir söz vardır buralarda. Siz bir insan olarak, bir inanmış olarak, Allah'n bir halifesi olarak kitabı okuyor ve bir karara varıyorsunuz. Diğer adam da aynı sizin yaptığınız gibi; bir insan olarak, bir inanmış oarak, Allah'ın bir halifesi olarak kitabı okuyor ve sizin şiddetle karşı olduğunuz bir karara varıyor. Siz Allah tarafından tayin edilmiş RESMİ BİR YORUMCU değilsiniz, o da değil tabii. Sizin ne kadar haklarını varsa o insanın da hakları var. Size göre yanlış anladı ama o kendisi doğru anladığını düşünüyor (aksine bir delilimiz yoktur). Ona göre de siz yanlış anladınız. Onlar sizi KAFİRLİKLE nasıl suçlayamazlarsa, siz de onları suçlayamaz ve hakarete varan ibarelerle tavsif etmemelisiniz. Hepimiz; "Bana göre böyledir, doğruyu elbette Allah bilir" demeliyiz. Sanırım maksat anlaşılmıştır, uzatmıyorum.

Burada ve diğer yerlerde, benden cevap beklediğiniz konular vardır. Karagülle de aile ve aşiret hakkındaki görüşlerimi merak ediyor. Bana göre makalelerin altındaki yorumlara yazık oluyor. Bazlarına bakıyorum, başlı başına makale olabilecek boyutta. Cevap vermiyorsam bir kaç sebebi var: En önemlisi, ben bütün konulara %100 hakim değilim. Evimde ve işyerimde Lügat, tefsir, mucem vb aletlerim yok. Sağolsun Lütfi bey ruhul Kuran verdi ama efektif kullanmayı bilmiyorum. Bir hüküm verirken o hükümle ilişkili olabilecek tüm ayetleri, onun tersi olabilecek ayetleri bir bütün olarak değerlendirmek gerektiğini siz benden daha iyi bilirsiniz. Mesela Zinayı inceliyorsanız, normal evlenmeyle ilgili ayetleri, Kuranda anlatılan eşler arasında geçen kıssaları vb hep birlikte aynı anda düşünmek gerekir. eksik bilgi ile kati bir hükme varmak istemem. Elbette bunların hepsi hakkında birbirini bütünleyen kanaatlerim vardır, zaman içinde yazacağım. Bir konuyu bildiğinizi, karşınızdakine anlatabildiğinizde anlarsınız. Ben şu zaman kadar hiç anatma moduna geçmemiştim. Bilmeme rağmen hemen cevaplamayışım hassasiyetimdendir. Bildiklerimi dinleyerek ve okuyarak bildim, ama anlatacaklarımı bunlarla yaparsam olmaz. Kendim bütün delillerimi karşıma dizip, son kanaate gelmeliyim ki, karşımdakine bu emin olduğum yargımı aktarayım. Hoca soruya kırk gün sonra cevap vermiş ya, o misal işte. İkincisi ise vakit yetersizliğidir. Vaktimi optimum kullanamıyorum. Verimim düşük, işte de, ilimde de.

Kısacık şuna da dğineyim ve bitireyim: Ben Allah'ın kullandığı bir kelimeyi kullanmaktan asla utanmam ve korkmam. Allah eğer kitabında Şeriat, aşiret, kabile vb kelimeleri kullanıyorsa ben niye kullanayım. Onlar sakıncalı kelimelerse Allah niye kullandı o zaman? Kuranda 1700 cıvarında kök kelime vardır. Bunların hiç birini kullanmaktan çekinmem. "...Onlar Kelimeyi mevadiinden tahrif ediiyorlar.." derken zamirle kullanıyor. Sanıyoruz ki bu zamir sadece Yahudilere gitmektedir. Acaba öyle mi? Mum dibine ışık vermez dedik ya. Ya da iğneyi kendine, çuvaldızı başkasına... Biz hiç kendimize bakmıyor muyuz..?

Saygılarımla.

H.Kayahan

Sam Adian
02.05.2012
21:58

Üstat Hitabınızda serbestsiniz, içinizden nasıl geliyorsa o şekilde hitap edebilirsiniz hiçbir mahsuru yoktur. Neticede hepimiz insanız ve aynıyız. Aramızda fark yoktur. Genellikle terminolojiyi “yerleşik algı”ya göre kullanmaya gayret ediyorum. Benim yorumlarım içerisinde bahsettiğiniz terminoloji yoktur veya varsa da hata etmişimdir. Ama yerleşik terminolojiyi ifade etmek açısından zaman zaman kullandığım doğrudur. Fakat bu kimseyi küçümsemek veya suçlamak manasında değildir. Vakıa’ya işaret etmek içindir, başka bir sebebi yoktur hakkımız da yoktur. Haklısınız, hazır olmayanı eleştirmek doğru değildir. Ancak takdir edersiniz ki, bizim eleştirdiğimiz şey kişiler değil, ortaya konulan şeylerdir. Yazılmış olanlardır. Bu ister burada olsun ister kitaplarda olsun. Bunu eleştirebiliriz diye düşünüyorum. Bu kişileri eleştirmek değildir yanılıyor muyum? Ama öte yandan kimseyi görüşlerinden ötürü suçlama hakkımız da yoktur. Bu konuda da çok haklısınız. Kitabın ve bilginin sahibi Allah’tır, biz değiliz. Biz sadece anladığımız kadarıyla hareket ederiz. Bu herkes için böyledir, herkes kendi ictihadıyladır. Kimse resmi yorumcu değildir. Dolayısıyla herkesin görüşü kendisini bağlar. Kimse Allah’ı ve bilgiyi yok edemez. Kesinlikle size katılıyorum. Pawlus’a yüklediğiniz misyon manasında birilerine ihtiyaç var mıdır bilmiyorum. Kur’an yeteri kadar açık ve uygulanabilirdir diye düşünüyorum. Katı kuralları yoktur. Bu manada haklısınız. Ama Pawlusun tarihi misyonuna baktığımız zaman her ne kadar iyi tarafları da olsa, bur çeşit tahrif gayreti olması sebebiyle doğru bulmuyorum. Ama her ne olursa olsun, kimsenin kimseyi herhangi bir sebeple suçlamaya veya itham etmeye hakkı yoktur. Bu konuda da size katılıyorum. Eğer ben böyle bir şey yapıyor isem bu benim hatamdır. (inşallah yapmamışımdır) Kişisel bir ithamda bulunduğumu hatırlamıyorum, ama böyle bir şey yaptı isem sahibinin beni bağışlamasını dilerim. Ancak fikirlere karşı eleştiri mümkündür. Elbette bu da hakarete varmayacak nitelikte olmalıdır. Neticede herkes kendi anlayışını ortaya koyacaktır, böylece herkes tartışmış olacak ve kendi görüşünü de gözden geçirme fırsatı bulacaktır. Benim zaman zaman ifade ettiğim “şeriat” kelimesi, tamamen yerleşik algıya dair bir eleştiridir. Yoksa bu kelimenin sakıncalı bir tarafı yoktur. Veya diğer kelimelerin. Hepimiz hata yapabiliriz, elbette kendimize de bakmamız gerekir. Kur’an Yahudileri eleştirirken bize de hitap eder. Onlar böyle yaptı siz yapmayın demektir bu. Bu manada sizinle bir ayrılığımız yoktur. Vesselam

Hüseyin Kayahan
04.05.2012
11:53

Geçen sene Karagülle'ye "Adil Düzenin Pavlusu da ben olmak isterim" demiştim, beya buna benzer bir şey ifade etmiştim. Bunu yapabilmek için Adil Düzeni tam anlamıylabilme ve de bugünkü sistemi de tam anlamıyla bilmek gerekir. Ben her ikisinde de acizim, yetersizim. Bir gün öğrenebilirsem Adil Düzenin Pavlusu da ben olayım, yabancıya gitmesin bari...

Saygılarımla.

H.Kayahan

Mete Firidin
04.05.2012
13:31

Duaların kabul olundu.

Hüseyin Kayahan
04.05.2012
18:47

Mete bey,

teşekkür ederim. Adil düzeni ve mevcut düzeni tam anlamıyla bilmediğimi ve bundan dolayı o fonksiypnu henüz yapamacağımı tekrar belirteyim.

Ben Pavlusizmi mutlak olarak kötü manada anlamayın diye söylüyorum. Mesela; Ebu Hanifeden sonra gelen 3 talebesi, onun görüşlerini ne kadar değiştirmişlerdir, bilen var mı?

Biz Ebu Hanifenin değil, onun talebelerinin görüşlerini, hanefi mezhebi diye uyguluyoruz. Mesela, üstat Ebu Hanife memuriyeti kabul etmedi, ama talebesi kabul etti. Pek çok konuda onun görüşlerini değiştirdiler ve böylece, çok geniş kitlelere yayıldı bu yol, bu yöntem, bu mezhep. Bu değiştirme işini de elbette kötü niyetle yapmadılar, ama onların görüşleri hakim oldu Hanefi ekolüne. Pavlus ne kadar kötü niyetli idi elbette bilemem, ama kendince böylesini daha faydalı görmüş demek ki... Bu faydanın kime daha çok nasip olduğu zaten belli de... Bırakalım onu da, bizi de Allah yargılasın. Zaten sonunda onu asmışlar, öyle biliyorum. Diyebilirsiniz ki, "hakkettiğini buldu", diyebilirler ki, "şehit oldu". Kimin haklı olduğunu Allah bilir.

Saygılarımla.

H.Kayahan





Çok Yorumlanan Makaleler
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15133 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 11712 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 10618 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 12665 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9300 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15222 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6258 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6053 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 9881 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14131 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 6998 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6078 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 14797 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6382 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6362 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7543 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7361 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6122 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6613 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7095 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9300 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 3441 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7101 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5162 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 5819 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6606 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9553 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 6670 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9528 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 7812 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 6883 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4209 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7065 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 6758 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 6943 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 6764 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 4753 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6036 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6327 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6076 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5106 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 4735 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7306 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9525 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4350 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 5442 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 4973 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5494 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 4869 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 6691 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 6765 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 6709 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 5656 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3503 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5112 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 4867 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5425 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6336 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3176 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6404 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6437 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 4665 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 4877 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6287 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6497 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6453 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 9934 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7375 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 4822 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4222 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4481 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3535 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3042 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 2919 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4397 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 2933 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
BAĞIMLILIK-TUTKU
31.05.2020 1759 Okunma
Hüseyin Kayahan
MUTAHHERÛN-“koş abla koş, bir metaforcu geldi!”
1.05.2020 1918 Okunma
Hüseyin Kayahan
METAFOR ≡ ANALOJİ (sistem benzeşimi) ≡≤ MÜTEŞÂBİHAT
15.04.2020 2008 Okunma
Hüseyin Kayahan
ABDEST ve TOPLUM SAĞLIĞI
15.04.2020 1814 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 2838 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUL HAKKI ve MUHASEBE
8.04.2020 2029 Okunma
Hüseyin Kayahan
YENİ DİJİTAL UYGARLIK (“4'üncü ON BİN YIL UYGARLIĞI”)
12.04.2020 1947 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3360 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 3895 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 2749 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2512 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 3823 Okunma
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7209 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4201 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 3841 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 3887 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 3957 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4105 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3589 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 3757 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 4779 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 2607 Okunma
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 3894 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4167 Okunma