Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013
6757 Okunma, 8 Yorum

İZLENİMLER-2

 

21 Eylül Cumartesi günü Yeni Bosnaya oldukça gecikmeli olarak varabildim. Üstat Karagülle ile herhangi bir konuya başlamadık, yine genel görüşmeler yaptık. Henüz bir karara varamadığımı söyleyince, sen zaten hep böyle yapıyorsun! cevabını aldım

 

Üstat;  benim yaptığım, sosyolojik açıklama değil mi? diye sordu. Evet, o sosyolojik açıklamalar yapıyor ama bunu tefsirin içinde yapıyor. Ben ise sadece “çeviri yapmak istiyorum. Her kelimeye Türkçe olarak bir sosyal karşılık bulmak ve cümleleri böyle tercüme etmek istiyorum. Daha sonra bu kelimeler üzerine tefsirler, açıklamalar yapanlar çıkacaktır. Kendi içinde çelişkili olmayan, hayatla da çelişmeyen bir çeviri yapabilmek yeterli olacaktır.

Ayrıca üstat aynı cümlede tekrar eden mesela- Allah lafzının birini Allah’ın zatı olarak, diğerini ise topluluk olarak almaktadır. Eskiden ise bu tekrarlardan birini Allah’ın bir vasfı, diğerini ise başka bir vasfı şeklinde alıyordu. Sosyolojik çeviride de bu şekilde olacaktır. Bir tanesi devletin/topluluğun bir yüzü, diğeri de başka bir yüzü/vasfı/tezahürü olarak karşılanacaktır. Yoksa “… O, arzda başka Rab, gökte başka Rab... şeklindeki ibareleri anlayamayız.

 

Mesela; Arzdan maksat “ÜLKE, Semavattan maksat (en alttan başlayarak, en üstteki başkana kadar olan ve 7 tabaka olarak tasnif edilen) “ÜSTÜNDEKİLER olarak kabul edilecektir. Belki de çalışmanın ilerleyen safhalarında daha başka bir kavram akla gelebilir ve o daha uygun olabilir.

 

Yepyeni bir fıkha ihtiyaç olduğunda ikimiz de hemfikirdik. Ben; abdest, namaz, oruçtan başlayarak hayatın tüm yönleri için yeniden tanımlamalar yapılması gerektiğini söyledim. Yaşam alanları değişti, ekonominin her şeyi değişti, tarım ekonomisi bitti, sanayi ekonomisi bitmek üzere ve bilişim ekonomisi devresine girmenin arefesindeyiz. Ailelerin şekilleri değişti, yönetim ve seçme şekilleri değişti, vs. Güncelleştirilmeye çalışılarak, makyaj ve (bilgisayardaki gibi) yamalar yapılarak oluşturulacak bir fıkhın, gelecek 1000 yılın problemlerini kavrayamayacağını, sorunlarını da çözemeyeceğini söyledim. Ne yazık ki, onun buna ayıracak fazla vakti yoktur, benim de tek başıma (bütün gücümü buna versem de) başarma/bitirme ihtimalim yoktur.

 

Gecen hafta Süleyman abinin dünürü de olan Muzaffer Koru hakkın rahmetine kavuştu. Akevlerin ilklerinden olan Muzaffer abiye Allahtan rahmet ve mağfiret dilerim. Bu vesile ile arkadaşlara bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Ecelin kime ne vakit geleceği elbette belli değildir ama yaşlı olanın daha önce gitmesi sünnetullahtandır.

 

Üstadın danışmanlığında ve katkılarıyla yapılabilecek, daha doğrusu yapılması gereken çok şey vardır. Bir gün musallanın arkasında eyvah, daha şunları çalışacaktık demeden istifade etmek gerekir. Onunla başlasak, usul ve yöntemleri tespit edip biraz yol alsak, kalanını yapabiliriz diye düşünüyorum. İstanbuldakiler zaten hummalı bir şekilde çalışıyorlar. Herkes zevk aldığı bir konu seçip, bunu üstatla istişare edip, onun usulüyle çalışmaya başlasa iyi olacaktır. Üstatla başlayıp, sonra tek başımıza veya küçük gruplar halinde devam ettirebileceğimiz konuları seçmeliyiz. Bunun için bir konu listesi de hazırlanabilir.

 

Saygılarımla.

 

H. Kayahan

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
26.09.2013
06:54

HÜSEYİN KARDEŞ;

"Gecen hafta Süleyman abinin dünürü de olan Muzaffer Koru hakkın rahmetine kavuştu. Akevlerin ilklerinden olan Muzaffer abiye Allah’tan rahmet ve mağfiret dilerim. Bu vesile ile arkadaşlara bir şeyi hatırlatmak istiyorum: Ecelin kime ne vakit geleceği elbette belli değildir ama yaşlı olanın daha önce gitmesi sünnetullahtandır."

DİYORSUN.

*

BU DUYGUYA İLK ÖNCE ÜSTAD 63 YAŞINA GİRDİĞİNDE;

- BAZI SÖYLEMLERİNDEN VE YAZDIKLARINDAN...

- ÖZELLİKLE DE BAŞKANLIĞI BIRAKMASINDAN DOLAYI KAPILDIM...

SONRA...

- KIRGIZİSTAN'A GİTMESİNDEN VE HEPİMİZİN YAŞADIĞI İKİLEM SEBEBİYLE KAPILDIM...

BU ARADA...

AKEVLER MENSUPLAR BİR BİR VEFAT EDERKEN HER SEFERİNDE DE KAPILDIM...

*

SÜREKLİ OLARAK ÇARE VE ÇÖZÜMLER DÜŞÜNMEYE BAŞLADIM...

SONUÇ OLARAK 20-25 YIL ÖNCESİNDE...

DELİ GİBİ GÜNDE 20 SAAT "İSLÂM DEVLET VE DÜNYA DÜZENİ" KİTABI ÜZERİNDE ÇALIŞMAYA BAŞLADIM...

O GÜNE KADAR ELDE NE VARSA ARŞİVLEYİP GÜCÜM NİSBETİNDE YAYINA HAZIRLAMAYA NİYETLENDİM VE YOLA ÇIKTIM, YAPABİLDİĞİM KADARINI BUGÜNE KADAR YAPTIM...

UZUN HİKÂYE...

SONRASINI BİLİYORSUNUZ...

*

SONUÇ OLARAK...

İSTANBUL ÇALIŞMALARIMIZ BÖYLE BAŞLADI...

VE...

ŞİMDİLİK...

ÇALIŞMALARIMIZ BUGÜNKÜ MERHALEYE GELEBİLDİ...

ALLAH DEVAMINI VE KURUMSALLAŞMAYI/EKOLLEŞMEYİ NASİP EYLESİN...

*

HEP GÜZEL VE ÖNEMLİ ŞEYLER DÜŞÜNÜYORSUN...

HEP GÜZEL VE ÇNEMLİ ŞEYLER ÖNERİYORSUN...

*

BAŞLAMAK...

VE GÜCÜMÜZ NİSBETİNDE ÇALIŞMAK BİZDEN...

BAŞARI VE TAMAMAMA ERDİRMEK ALLAH'TAN...

*

SELAM VE DUA İLE..

REŞAD

Kazım Erten
26.09.2013
23:14

Selam ile,

Sosyoloji kavramına dair ne anladığımız konusunda tarif üzerinden yola çıkarak, konusu, metodu, çerçevesi üzerinden esaslı bir sistematik ile anlama, çeviri yapma, sosyal karşılığını arama daha objektif olur düşüncesindeyim.

Sosyoloji ile ilgili eserler okunduğunda, batılı sosyalbilimciler, sosyolojinin konusunun, sanayileşmiş,kentleşmiş,faiz ile sermaye terakümünü gerçekleştirmiş olan, endüstri devrimini gerçekleştirmeyi becermiş BATI olduğunu ileri sürmektedirler. Modernleşme, çağdaşlaşma vb. tüm değerler BATI ya dairdir. Doğu ancak Antropolojinin konusu olabilir denmektedir.

Doğu/üçüncü dünya, sanayinin hammaddesinin ve emeğin kaynağı ve malzemesidir. Bu açıdan, sosyolojinin kavramları, enstrümanları, konusu, ilgi alanı BATIDIR. Demokrasi, Laiklik, liberallik, sosyallik kavramları BATININDIR tesbitini ortaya koymaktadırlar. Bu konu sosyolojiye girişte ilk derste okutulur.

Sosyolojinin ihata ettiği alana neleri sokuyoruz. İctimaiyyat, İbn-i Haldun depğerlendirmesi, Usulu fıkıha göre kur'an kavramlarını anlama, tanımlama ve buradan yoğun çaba ile bir anlayış, hüküm,plan,sistem çıkarma ile sosoyloji arasında nasıl bir bağ kuruyoruz?

Sayın KAYAHAN sanki sosyolojin çeviri ve anlam örneklemelerinde ictimai olana, topluma ve toplumun kurumlarına dair anlamalar çerçevesinden ziyade, toplumun karşısında Bürokratik, müesses, hiyerarşik aygıta dair çeviriler, tanımlamalar yapmaktadır. Kur'an lafızlarını devlet aygıtının, unsurlarının ve müesseselerinin yapısallığı içinde anlama ve inşa etme çabası, BATI'nın Cıvılısatıon, Modernisatıon, Sekularization, ındıvidualizm bileşen paradigmasını nasıl anlıyor?

Sayın KAYAHAN'ın girişimi takdire şayandır ve özgündür. Ancak, konu Sosyoloji olunca işe nereden başladığımızı iyi tesbit etmek gerekir.

Sayın Kayahanın Sosyolojik Tefsir dediği şeyi Akevler Usulu Fıkha göre Kur'an Tefsiri şeklinde benim bildiğim kırkbeş yıldır yapılmaktadır. Sosyloloji derken ne anladığımızı, hangi sosyoloji perspektifi üzerinden konuştuğumuzu ortaya koymalıyız. Yanlış hatırlamıyorsam RAGIB mukaddimesinde "Kuranda geçen lafızların dini tefsiri dışında felsefi,ictimai tefsiri de yapılmalıdır, bu çalışma bunun bir girişimidir" anlamında bir tesbit yapmaktadır.

Sayın KAYAHAN'ın bu girişimi ile ilgili değerlendirmeleri yaparken biraz çekindiğimi belirtmeliyim. Hem görüşü olan varsa katkıda bulunsun deniliyor, ardından bir şey yazınca sorun oluyor.

Dikey ve yatay metinleri okuyup, tümden gelip, tüme varıp insanlığın birikimilerini yeni bir bileşenler paradigması içinde ele almak tüm takdirlerin üstündedir. Kavramın kendisinde anlamı içeren topumun/sosyolojinin anlaması, durum tesbiti yapması, olanı olduğu gibi ortaya koyma çabası ictimai bir çaba ile gerçekleşir.

saygılarımla,

Reşat Nuri Erol
27.09.2013
06:14

sabah sabah...

KAZIM ismini görmek hoşuma gitti...

yazdıklarını dikkatle ve sevinerek, hattâ heyecanla okudum...

nedenini sorarsanız; kapasitesini ve yapabileceklerini bildiğim için derim...

HARUN kardeş çalışmalar yaptığı halde, HİLMİ ve KAZIM kardeşlerimiz hâlâ nedense nadasta...

HÜSEYİN kardeşimizin uyarı ve gayretleri sayesinde hepsinin hareketlenmesini ve bereketli ADİL DÜZEN ÇALIŞMALARI yapmalarını bekliyorum/bekliyoruz...

*

47 yıldır yapılan çalışmalar İZMİR'de başladı, yine orada da ilmî yönüyle de devam etmelidir diye düşünüyorum...

HÜSEYİN kardeşi İstanbul'da her gördüğümde aklıma bu geliyor...

İzmir'e her gidişimde de aynı düşünceler...

olur inşaallah...

*

KAZIM kardeş;

"Sayın KAYAHAN'ın bu girişimi ile ilgili değerlendirmeleri yaparken biraz çekindiğimi belirtmeliyim. Hem görüşü olan varsa katkıda bulunsun deniliyor, ardından bir şey yazınca sorun oluyor..."

diyorsun...

senden böyle bir ifade beklemezdim...

biz tartışma ve bu konuda cesaret ehli değil miyiz?..

tartışma ve değerlendirme olmazsa, İLİM nasıl olacak, nasıl olabilecek ki?!.

yoksa sen de bizim gibi yaşlanıp yani olgunlaşıp başka psikolojilere mi erdin; ERTEN KAZIM...

*

neyse...

"SOSYAL TUFAN" VAR DİYORUZ...

ÇARE VE ÇÖZÜM "ADİL (EKONOMİK) DÜZEN"DİR DİYORUZ...

zaten onlarca yıldan beri bütün yaptıklarımızda ve yazdıklarımızda "SOSYOLOJİ" yok mu?...

var...

bu bahis uzun ve derin...

elhamdülillah, ÜSTAD ile bu derinliği yakaladık...

bütün mesele her birimizin bu derinliklerde gücü nisbetinde derinleşmesi...

her birmizin yapacağı ÖZGÜN ÇALIŞMALARLA geleceğe önemli miraslar bırakacağız, inşaallah...

öyleyse...

haydi, çalışmaya devam...

*

selam, sevgi ve dua, dua, dua ile...

reşad

Kazım Erten
27.09.2013
08:15

Reşat abi bize yine ayar vermiş. Yorum ve değerlendirme üzerinden değil, değerlendiren üzerinden Kavle göre değil, KAİL'e göre bakmış.

İşte tam bu yüzden sorun çıkıyor diyorum. Ben tartışmadan çekinen birisi değilim. Ama şunu söylemeye çalışıyorum; kurduğumuz cümle içinde sosyoloji kavramını kullanınca oluyor mu?

Sosyolojiye dair okumalar var mı. Akımlar, ekoller, görüşler okunarak mı konuşuluyor yazılıyor bunu anlamaya çalışıyorum. Üstadın metinlerine bakıtığımızda, kadim metinler, felsefe, kelam, hukuk, mantık okumaları üzerinden okumalar yapııp üzerine bir şey söylediğini görüyoruz.

Hemen şahsımızla ilgili değerlendirme yapılıyor. Nadas, çalışma falan. İzmir'de 32 yıldır sorumluluğunu taşıdığımız, dahil olduğumuz her konunun ve durumunun hesabını verecek durumdayız. çalışma deyince de ne anladığımız önemli! Herkes her şeyi yazmak durumunda değil. Bizim sorunumuz, çalışma, ilim yapma sorunu değil. Gerçekleştirme sorunudur. soyal tufan vb kavramları ,üstadın bütün metinlerini anlayarak okuduğumu zannediyorum. Derinleşme konusu önemlidir. Bazıları denizde hız motorunun arkasına takılır hızlı sörf yapar. Denizi biliyorum der. Bazıları da tüple, kamışla veya nefesini tutarak denizin derinliklerine dalar. Bunların hepsi, makro bakış, mikro bakış, usule dairdir.

Tekrar selamlar.

Reşat Nuri Erol
27.09.2013
11:42

katılıyorum...

yazdıkların doğrudur...

*

sonra...

Hüseyin Kayahan
27.09.2013
21:32

Bütün arkadaşlara;

selam ve dua ile...

Ben devamlı olarak ve açık açık; kadim batıyı ve kadim doğuyu bilmediğimi, bunları okumadığımı, medrese, İmam-Hatip ve (yarım kalmış bir ilahiyat'ı saymazsak) ilahiyat eğitimi almadığımı, önerdiğim büyük çalışmalar için yeterli bir muktesebata sahip olmadığımı yazıyorum ve söylüyorum. Ben bu konuların cahiliyim ve informel bir bilgiye sahibim. Sayın Erten'in kullandığı bazı kelimeleri tanımam bile, manalarını da bilmem. Sayın Erten'in şahsıma yönelttiği eleştirler doğrudur ve haklıdır... Ben bunun bilincindeyim ve eksikliğimi bu yaştan sonra ancak bir çalışma grubu oluştururak ve ortak çalışarak giderebileceğimi zannediyorum. Elbette bu yalnızca bir zan da olabilir...

"... Sayın Kayahanın Sosyolojik Tefsir dediği şeyi Akevler Usulu Fıkha göre Kur'an Tefsiri şeklinde benim bildiğim kırkbeş yıldır yapılmaktadır. ...", "... Üstadın metinlerine bakıtığımızda, kadim metinler, felsefe, kelam, hukuk, mantık okumaları üzerinden okumalar yapııp üzerine bir şey söylediğini görüyoruz. ..." Doğrudur, 45 yıldır Karagülle yazıyor ve anlatıyor. Sayın Harun Özdemir'in çalışmaları dışında Akevler muktesebatı içinde "ana eksenini, omurgasını Üstadın oluşturmadığı çalışma yoktur. Ya kendisi yazıyor, ya da bir arkadaşa bir konuyu ana ekseniyle anlatıyor ve kalan boşlukları nasıl dolduracağını da öğretiyor. Arkadaş redakte ediyor, dip notları ekliyor ve tez ortaya çıkıyor. 45 yıldır sürekli üretmek Karagülle için misilsiz bir övünçtür.

Bunun dışında (bana göre) özgün eserler veren sadece Özdemirdir. O da "Akevler dairesi ve usulu dışında olmakla" itham olunmuştur. İstanbuldaki arkadaşlar da Ruhu-l Kuran projesini (sanırım) kendileri geliştiriyorlar. Her ekolün kurucusu kadar olamasa da, özgünlükte kurucusundan ayrılan ve farklı görüş sahibi olan ve üstadıyla ihtilaf edebilen müntesipleri çıkmıştır. Akevler bir ekolse burada da böyle olması beklenir. Ekol değil de sadece tarikatlardaki gibi; "şeyh söyler, keramet buyurur ve müridler de onu tekrar eder" şeklinde olacaksa, Karagülle'den sonra bu ocak kapanacaktır. Üstadı ve eserlerini sonraki nesiller elbette okurlar ve ona hayır dua ederler... Beste yapmak ayrı, icra etmek ayrıdır. Her icracı ne yazık ki beste yapamıyor. Ama bir bestekarın eserini yüzlerce icracı icra edebiliyor, hatta çok da farklı icra edebiliyor. Fakat bir güfteyi bestelemek işte o bambaşka bir yetenek.

Davet ettiğim konuyu kavrayan ve o konuya ilgi duyup zaman ayırabilecek arkadaş aradığımı, bu arkadaşlarla ortak bir çalışma platformu oluşturabilirsek bu konuları çalışmak istediğimi söylüyorum. Şimdiye kadar sadece bir arkadaş kelimelerin etimolojik karşılıkları konusunda, diğer arkadaş da Arapçadaki müşküllerin çözümünde katkı koyabileceğini, bir arkadaş da Erginlik Teorisi" konusunda katkı koyabileceğini beyan etti. Tahayyül ettiğim sosyolojik çeviri ve/veya yeni fıkıh çalışması için bu katkılar yeterli değildir. Bu sebeple ve zorunlu olarak bu çalışmalara şimdilik başlayamıyacağımı bilmenizi istiyorum. Şahsıma değil de söylediklerime eleştiri geiren arkadaşlara cevap vermeye devam edeceğim. Kişiliğime eleştiri getirenlerin makalelerine de, benim yazılarıma koydukları yorumlara da cevap vermemeye çalışıyorum, çalışacağım.

Saygılarımla.

H.Kayahan

Nuh'un seslenişiyle bitirmek istiyorum.

Hud 11/31 (Diyanet mealinden) " BEN SİZE; "ALLAH'IN HAZİNELERİ YANIMDADIR" DEMİYORUM. GAYBI DA BİLMEM. BEN BİR MELEĞİM DE DEMİYORUM. "GÖZLERİNİZİN HOR GÖRDÜĞÜ KİŞİLERE ALLAH HİÇ HAYIR VERMEZ" DEMİYORUM. ONLARIN NEFİSLERİNDE OLANI EN İYİ ALLAH BİLİR. (EĞER ONLARI KOVARSAM) O TAKDİRDE BEN, ZALİMLERDEN OLURUM.

Sam Adian
27.09.2013
22:38

Geçenlerde Profesor olan bir arkadaşım Kant’ın Ahlak anlayışı üzerine temellendirdiği “müslümanca” bakış açısına örnek olarak “Mutlu olmak için seni değerli kılacak şeyler yap”; “Arzularını tatmin etmeyi bilen kişi zekidir, ona hükmetmeyi bilen kişi ise bilgedir!” “İnsan, daha iyi bir insan olmadığı müddetçe mutlu olmayı umamaz”; “İnsan iyi olmalı ve gerisini beklemeli...” (Immanuel Kant) alıntısı yapıyordu. Kendisine “Evrensel bir doktrini, Kant’ın ahlak anlayışı üzerinden okuyabilir miyiz?” diye sordğumda verdiği cevap çok ilginçti: “Kant’ın ahlak anlayışı müslümanca”…. Bana göre oldukça sakat olan bu anlayış ne yazık ki temel prensiplerin belirlenmesi noktasında da çok etkili oluyor. Yani, müslümanca bakış açısını Kant’ın ahlak anlayışı ile check etmek zorunda kalıyoruz. Garip bir durum. Neden hiç kimse, Himalayaların yamaçlarında yaşayan ve modern dünya ile hiçbir iletişimi olmayan insanların da aynı görüşe sahip olduklarını, hatta bu anlayışlarını binlerce yıldır sürdürdüklerini açıklama gereği duymuyor? Genel olarak, Kur’an ın nasıl okunacağı veya oradan nelerin çıkarılacağı hususu hep tartışılagelmiştir. Şimdilerde de “sosyolojik meal” önerisi ile geçmişte var olan endişelerin bir çeşit tezahürü şeklinde ortaya çıkmış gibi görünüyor. En azından ben böyle okuyorum. Kendi adıma, böyle bir çalışmanın hedefi, toplumu dizayn etmektir. Eğer toplumu dizayn etmek, onları hizaya sokmak, nasıl yaşayacaklarını veya davranacaklarını söylemek gibi bir endişe yoksa, neden Kur’an daki kelimelere “farklı” anlamlar yükleyerek bir sistematik peşinde olmak gereksin? Zaten geleneğin ortaya koyduğu “ibadet” felsefesi de bu amaca yönelik değil mi? Fertleri eğitip, toplumu hizaya sokmayı amaçlamıyor mu? Bu “bizim gibi davran, bizim gibi düşün” öngörüsünün bir başka versiyonu olan “ibadet hem dünya, hem ahret mutluluğunun yoludur” demek suretiyle, kuralları ve yaptırımları olan bir düzen haline dönüştürülmedi mi? Bunlar zaten yapıldı ve bugün anlaşılışor ki işe de yaramadı. Oysa bizim yapmamız gereken Kur’an ın ortaya koyduğu bilgiyi tercüme etmek, anlaşılır kılmaktır. Elbette bize göre. Bırakın insanlar hayatlarını diledikleri gibi yaşasınlar, diledikleri gibi düzenlesinler. Bunun hiçbir önemi yok, bilgi çoğaldıkça “erdem” de çoğalır. Bugün Kur’an a yönelik yapılacak “felsefi” çalışmaların tamamı zaten yapıldı. Batılılar bunu çoktan yaptılar. Biz okumadık bile, ilgilenmedik, Çünkü bunu yapanlar bizden değildi ve bizim reddetmemiz gerekliydi. Reddettik. Sonra kalktık, İbn-i Arabi yi kullandığı dil nedeniyle neredeyse kutsal ilan ettik. Oysa ibn-i arabi’nin yaptığı basitçe batının okuduğu şeylerin bir çeşit tercümesi idi. Çünkü onun söylediklerinin tamamı zaten söylenmişti. Onu farklı yapan bizden biri olmasıydı o kadar. Önemli olan kavramların tanımlanmasıdır. Prensiplerin belirlenmesidir. Insanlar sonrasında dilediklerini yaparlar. Kimse karışamaz. Kur’an ın özgürlük perspektifini bir kenara bırakıp sosyal hayatı düzenlemeye yönelik çabalar ne kadar işe yaradı? Mesela “sünnetullah” ifadesi bile kendi içerisinde çelişkilidir. Çünkü bunu tanımlamanın imkanı yoktur. Akevlerin çalıştığından kuşkumuz yok. Yöntemleri ne olursa olsun mutlaka bir çaba vardır. Buna saygı duyuyoruz. Ama biz de çalışıyoruz ve çok daha farklı noktalara ulaşıyoruz. Ne var ki, bizim çalışmalarımızda “kutsal” yok. “ibadet” yok. “din” de yok. Daha önce, “insan-beşer” ilişkisini ve “farklılığını” deney yaparak kanıtladığımız gibi, şimdi, sistemin işleyişinin nasıllığını test etmek istiyoruz ve umarım bunu da başarırız. Ne yazık ki bunlar, standart algı ile açıklanabilecek şeyler değil. Kur’an ın bize sağladığı bilgi, gerçekte ne ahlak, ne sosyoloji, ne de ibadet kavramları veya sistematiği ile örtüşecek kadar basit değil. Böyle bir indirgemecilik, sadece bilginin körelmesine yarar. Geçmişte de böyle oldu. Çok şey bilmiyoruz ama öğreniyoruz. Mesela “Allah” kavramının neden bir “işaret zamiri” olarak kullanıldığını biliyoruz. Kendi kendini üreten, üretirken standartlarını da beraberinde getiren bir yapının anlatılması için kullanılıyor. Sürekli yenilenen ve gelişen bir yapı bu. Tıpkı kainat gibi. Ama bu kelimeyi bir “Varlık” olarak anlamaya devam ettiğimiz sürece (kelimenin yapısına uymasa bile) bilgiyi nasıl kavrayabileceğiz? Her şeyi “Allah biliyor ise” bizim neyi bilmemiz beklenebilir ki? Sayın Kayahan’ın önermeleri arasında, “fıkhın yeniden düzenlenmesi” de vardı. Bu husus bir noktaya kadar önemli olabilir. Eğer fıkıh, insanların hayatlarını “belirleyici” olmayacaksa, evet yeniden düzenlenmelidir. Hiçbir ilave, katkı yapılmadan sadece Kur’an ın öngördüğü temel prensiplere göre. Biz buna katkı veririz, ancak böyle bir çalışma yalın olmalıdır. Falana göre şöyle idi, filana göre böyle idi türündeki bir çalışma, Kur’an ı anlamaya yetmeyeceği gibi, böyle bir çalışma zaten falanın veya filanın görüşünün tercüme edilmesinden başka bir şey olmaz. Konularına göre Kur’an ı anlamaya da varız. Ama burada da “Allah şöyle dedi, Allah böyle buyurdu” olmayacaksa. Eğer her şeye birileri müdahale ediyor veya diliyorsa ve elbette dilediği gibi de gerçekleşiyorsa bizim dilememizin veya çabalarımızın hiçbir gereği yok. Varoluştan başlayarak her noktada katkı sağlamaya varız. Elbette bu, “falan şöyle dedi, filan böyle dedi, icma vardır vs.” gibi mazeretlere sığınmadan yapılacaksa bildiklerimizi paylaşırız. Bizler, geçmişte yaşamış olanların söylediklerini ve bildiklerini bütünüyle bilebilecek bir noktadayız. Eğer biz onların önüne geçemeyeceksek ne diye uğraşalım? Aynı şeyleri tekrar etmek kime ne yarar sağlar?

Reşat Nuri Erol
28.09.2013
07:31

güzel...

öneriler güzel...

tartışmalar da güzel...

sonuca götürücü olursa daha da güzel olur.

inşaallah...

*

biyolojik evrim bitti mi?

bittiyse bitti!

*

sosyal evrim ise devam ediyor...

kıyamete kadar da devam edecek gibi görünüyor...

*

düşnsenize...

sadece kısacık kendi hayatımızda bile ne "sosyal evrimler" yaşadık...

işte bu değişimin sosyal, siyasi, iktisadî, hukuki ve özellikle fıkhî çözümlerini üretmek gerekiyor...

*

üretenler varsa ve üretilmişse, mesele yok...

ama üretilmemişse; bütün beşeriyete üretmek farzı ayındır...

bir tarafta tarım dönemi sonrası oluştutulmayı bekleyen hukuk/fıkıh sistemi...

diğer tarafta yine oluşturulmayı bekleyen çağımız nizamı/düzeni/sistemi/medeniyeti...

*

ne dersiniz?

akevler olarak bu farzı karınca kaderince yerine getirme çabası içinde miyiz?..

ben kendimce bu çaba içindeyim, bu çabaya katkı derdindeyim...

aybaşında memleketlerim balkan ülkelerindedim...

bir kere daha yaşayarak apaçık gördüm ki...

balkanlar ve dünya bu çabayı bekliyor...

gerisi sadece lâfı güzaf ve hikâye...

ve's-selâm mea'd-duâ...

balkanlı reşad





Çok Yorumlanan Makaleler
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15675 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 12233 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 11152 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 13152 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9823 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15618 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6612 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6402 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 10170 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14623 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 7352 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6414 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 15249 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6757 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6728 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7929 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7741 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6498 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6983 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7445 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9747 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 4068 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7456 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5505 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 6175 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6978 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9920 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 7049 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9984 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 8189 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 7261 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4585 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7451 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 7148 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 7314 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 7153 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 5021 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6388 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6669 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6412 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5462 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 5087 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7649 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9917 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4706 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 6024 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 5328 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5886 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 5263 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 7069 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 7134 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 7050 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 6017 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3781 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5489 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 5196 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5766 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6700 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3442 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6774 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6799 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 5029 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 5243 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6683 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6842 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6814 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 10341 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7758 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 5196 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4593 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4876 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3904 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3401 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 3298 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4823 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 3310 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
BAĞIMLILIK-TUTKU
31.05.2020 1974 Okunma
Hüseyin Kayahan
MUTAHHERÛN-“koş abla koş, bir metaforcu geldi!”
1.05.2020 2127 Okunma
Hüseyin Kayahan
METAFOR ≡ ANALOJİ (sistem benzeşimi) ≡≤ MÜTEŞÂBİHAT
15.04.2020 2254 Okunma
Hüseyin Kayahan
ABDEST ve TOPLUM SAĞLIĞI
15.04.2020 1995 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 3222 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUL HAKKI ve MUHASEBE
8.04.2020 2241 Okunma
Hüseyin Kayahan
YENİ DİJİTAL UYGARLIK (“4'üncü ON BİN YIL UYGARLIĞI”)
12.04.2020 2176 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3691 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 4362 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 3142 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2892 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 4311 Okunma
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7576 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4552 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 4194 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 4230 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 4278 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4437 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3951 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 4100 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 5127 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 3011 Okunma
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 4186 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4456 Okunma


© 2024 - Akevler