Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016
9529 Okunma, 5 Yorum

SESLİ ve SESSİZ NAMAZLAR

Herkesin bildiği dini kavramların başında, herhalde, Namaz gelir. Bu kavram/müessese Kuran’da “SALAT” olarak kullanılır.

Namaz/Salat, Müslimlere/Müslümanlara değil; sadece Mü’minlere bir görevdir. (Nisa/103: İnnessalate kanet alel mü’minine kitaben mevkuta/muhakkak namaz mü’minler üzerine vakitli bir yazıt oldu.) Mümin eşittir Müslüman değildir. Müslüman diğer insanlarla barış içinde olan kimsedir. (Peygambere, “Müslim kimdir?” diye sordular. “Elinden ve dilinden insanların emin olduğu kimsedir”, dedi.) Mümin ise diğer insanların can ve mal emniyetini temin eden kimsedir. (Peygambere “Mümin kimdir?” diye sordular. “İnsanların canını ve malını emanet ettiği kimsedir”, dedi.)

Bundan dolayı; günlük kılınan namazlar yalnızca Mü’minlere;

Haftalık, aylık ve yıllık olarak kılınan namazlar, yani “İKAME EDİLEN SALATLAR” ise yalnızca bilfiil yönetim/yürütme/savunmada olan, Kuran’ın “ellezine amenu/güvenliği sağlayan kimseler” dediği kimselere görevdir. (Cuma suresi; 9) Bu ayette açıkça görüldüğü gibi “fes’av/koşunuzemri ellezine amenu olanlaradır, mümin olanlara değildir, Müslim olanlara hiç değildir. Ellezine amenu kümesi, mümin kümesinin içindedir. Mümin kümesi onları da kapsar ama ellezine amenu kümesi tüm müminleri kapsamaz. Ellezine tabiri, başkanları ve kuralları olan topluluğu ifade etmek için kullanılır. Onlar organize olmuş bir topluluktur, sadece kalabalık değildir.

Toplu olarak, beraber kılınan bu namazların dışında kişinin tek başına kıldığı namazlar da vardır. Bunların içinde en bilineni ve hemen hemen hiç terk edilmeyeni “vitir” namazıdır.

Namaz, insanı hem psikolojik hem de sosyolojik olarak yetiştiren, topluluğu organize ve koordine eden en önemli kurumdur.

İkame edilen namaz” toplanmadır. İkame, kame; ayağa kalkma, dikilmedir. Kalkışmadır ama ayaklanma değildir. Hayırlı bir iş için topluca aynı anda aynı yöne yönelmedir. Cemaatle kıldığımız namazlar hep ikame edilen namazlardır. Ferdi kılınan namaz ikame namaz değildir.

(Bu konuda daha önce yazdığım makaleye de göz atılabilir: http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/1030/CokYor/10065/Huseyin-Kayahan/NAMAZI-TANIMAK-1  (02.11.2012))

Namazı ücretle tutulan bir memur kıldırmaz. Namazlar mutlaka bir başkan ile kılınır. Mükellef olduğumuz namazlar başkanla kılınır. Mazaretli olarak cemaatle kılınamadığında, cemaat dağıldıkta sonra, tek başına kılınır.

Günlük namazlar “OCAK”ta kılınır. Ocak, eskiden büyük aile, şimdi ise şehirde bir apartman, köyde bir mahalle demektir. On aile (30 ile 100)kadar olurlar. Bunlara çağrı sadece “ezan” ile yapılır. Ezan sadece bu insanların duyacağı şekilde yapılır. İçe dönüktür. Ocağın dışındaki insanlara kadar ses gitmemelidir. Her ocağın ezanı kendi içindedir.

Bu namazlarda “HUTBE/hitap/duyuru” yoktur ama gece namazlarında başkan/imam sesli okur. Onlara önce müminlerin andı olan “Fatiha”yı okur, arkasından tercih ettiği bir sureyi daha ilave eder.

Tercih ettiği surenin güncel bir konuya havi olması daha faydalıdır. Ebu Hanife namazın, kılanın kendi dilinde de olabileceğini söylemiştir. Bana göre Fatiha, Kurandaki şekli ile okunmalıdır. Zira o, bütün müminlerin ortak andıdır. Herkes onu ezbere bilmeli ve manasını da öğrenmelidir. Onun için, Fatiha Arapça okunur. Fakat ilave edilen sure –bizim için- Türkçe de olabilir. Böylece başkan bu namazlarda da bize hitap etmiş olur. Bu namaza gelmeyenler ancak bu cemaat dağıldıktan sonra ve tek başlarına vaktin namazını eda ederler.

(Bu konuda daha önce yazdığım şu makaleye de bakabilirsiniz: http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/1885/CokOk/10065/Huseyin-Kayahan/KUNUT-ve-HUSU   (29.08.2014))

 

Cuma namazı ise haftada bir gün, yani Cuma günüdür. Kuran’da “SALAT-I VUSTA/orta namaz” olarak ayrıca söylenen namaz, bu namazdır. (Hâfizû ales Salavati vesSalat il Vusta)

Ramazan Bayramı ve Kurban Bayramı namazı da buna kıyasla “orta namazdır”.

Cuma namazı bucakta (eski dilde nahiyede) kılınır. Bucak başkanı kıldırır. Bucak 3000 ile 10000 kişilik nüfusa sahip en küçük siyasi birimdir. Devletin en küçük organize hücresidir. Kendi içinde yetkin ve hürdür. İl ve devlet icmalarının dışında onu bağlayan herhangi bir kısıtlama yoktur. Kendi kamu düzenini kendisi oluşturur.

Cuma için “NİDA” edilir. Bu haricen yapılan ve o bucağa bağlı tüm ocakların ve semtlerin duyabileceği bir çağrıdır. Gelişen teknoloji ile başka yöntemler de kullanabilir. Bayram namazları için de nida edilir.

Bucak başkanı Cuma namazından önce müminlere hitap eder; bir haftalık gerekli gördüğü konuları aktarır. Daha sonra onlara 2 rekat Cuma namazını kıldırır. Cuma namazı öğle ile ikindi namazı arası kılınan bir namazdır. Bu namazı kılanlar artık öğle namazını kılmazlar. Bu namaza gelmeyenler ancak cemaatin dağılmasından sonra ve tek başlarına öğle namazını kılarlar. Bu namaz “namazgah”ta kılınır. Genelde bucak meydanında, ORTADA kılınır. Burada günlük vakit namazları kılınmaz. Günlük namazların kılındığı mescitlerde de Cuma namazı kılınmaz. Müminlerin biatı bu namaza katılmaları ile gerçekleşir. Peygamberin “üç defa cumaya gelmeyen bizde değildir” diye kast ettiği mana budur. Üst üste üç defa başkanı dinlemeye gitmeyen müminin, o bucaktan gitmesi gerekir. Müslimler zaten namazla mükellef değildir, isterlerse iştirak ederler, sevap alırlar. Namazdan sonra ikram yapılması uygundur.

Bu konuda da daha önce yazdığım şu makaleye bakabilirsiniz: http://www.akevler.org/AkevlerMakaleler/1882/SonEk/10065/Huseyin-Kayahan/BASKANLIK-YARI-BASKANLIK-YA-DA  (27.08.2014)

 

Ramazan bayramı namazı “İL MEYDANINDA” kılınır. İl başkanı önce müminlere hitap eder, hutbe okur; sonra onlara bayram namazını kıldırır. Bayram namazı sabah ile öğle arası, orta vakitte kılınan bir namazdır. İlin bir aylık konularını aktarır, bilgi verir, uyulması gereken yeni yasak ve emirleri bildirir. Bu namaz ayın herhangi bir cumasında olabilir. Halen yılda bir defa ve Ramazan ayının sonunda kılınmaktadır. Bana göre ve öşürün 1/10 oluşundaki mantığa benzer şekilde, Cumanın haftalık, Kurbanın ise yıllık olmasından dolayı, bunun da aylık olması daha münasiptir. Bu namaza katılmak; bucak başkanları için farz/zorunlu, ellezine amenu olanlar için vacip/gerekli, bucağın diğer ellezine amenu olan müminleri/yöneticileri için helal/mubah/sünnet mertebesindedir. Sabahtan öğlene kadar ilin konuları görüşülür, başkan sonunda bunları hutbeden/minberden duyurur ve sonra namazı kıldırır. Yemekten sonra taşra bucaklardan gelenlere ikramda bulunur.

Kurban bayramı namazı başkentte, devlet merkezinde kılınır. O sene hacca gitmeyenler bu namazı kılarlar. Sabahtan öğleye kadar devlet konuları tartışılır. Devlet meydanında, devlet başkanı önce hutbe ile müminlere hitap eder, alınan kararları bildirir, sonra namazı kıldırır. Namazdan sonra memleketin her yerinden gelenlere yemek ikramında bulunur. Şenlik ve kutlama olur. Bu namaza katılmak Cuma namazına kıyasla; il başkanları için farz/zorunlu, il yönetimleri için vacip/gerekli, ilin diğer ellezine amenü olan yöneticileri için de helal/mubah/sünnet olur. Bayram namazları ilgili muhataplarına nida edilir, duyurulur.

Müslim olanlar bu toplantılara katılmakla, bu namazları kılmakla mükellef değildirler. Onlar Müslim olarak seçme ve seçilme haklarından feragat etmişlerdir. Seçme ve seçilme hakkı yalnızca müminlerindir. Dolayısıyla toplumla ilgili konular onların görevidir. Topluluğu oluşturmak, yürütmek, yasamak, korumak genel olarak müminlere, özel olarak da o sırada görev başında olanlara ait bir vecibedir. Onlar canlarını ve mallarını bu uğurda –cennet karşılığı olmak üzere- Allah’a, yani devlete/topluluğa satmışlardır.

Hacca giden (ateistler de dahil) tüm insanlık ise kurban bayramı namazını Mekke ilinin Mescid-i Haram bucağında kılarlar. Diğer namazlardan farklı olarak görüşmeler bir gün önce Arafat’ta yapılır. Ertesi günü Kabe’de namaz kılınır. Kabe bucağının başkanı hutbeye çıkar ve alınan insanlık kararlarını ilan eder, sonra hepsine 2 rekat bayram namazı kıldırır. Namazdan sonra gelenlere yemek ikramı yapılır.

Gelenler “SAFA” tepesinde “musafaha” edilir, yani karşılanır; “MERVE” tepesinde ise kayıt altına alınır. Bu ikisi Allah’ın şa’airindendir. Haccı ayrı bir makalede inceleyeceğim inşallah.

Bunların hepsi salat-ı vusta, yani orta namazlar olup; bunları kılanlar o esnadaki vakit namazlarını da eda etmiş olurlar, o namazları tekrar kılmazlar.

Peki gündüz namazları niçin sessizdir?

Vakit namazları ocakta, ocak başkanı tarafından; Cuma namazı bucakta, bucak başkanı tarafından kıldırılır. Aslında hepsi sesli olmalıdır. Nitekim Cuma ve bayram namazları gündüz namazları olduğu halde sesli namazlardır. Fakat öğle ve ikindi namazları sesli okunmaz..?

Hasta ve mazereti olmayan her mümin gündüz çalışır. Çalışma ise semtlerde, ilçelerde ve bölgelerde olur. Semtin, ilçenin ve bölgenin anlık nüfusu ocaktan, bucaktan ve ilden çok fazla olmasına rağmen; onlar siyasi değil ekonomik birimler olduğu için, seçilmiş başkanları yoktur, atanmış başkanları vardır. Oralarda kılınan öğle ve ikindi namazlarını kıldıran imamın, ister oranın başkanı olsun, isterse herhangi biri olsun, topluluğa hitap etme yetkisi yoktur. Çünkü o, onların seçtiği yetkili bir başkan değildir. Onun için namazı sessiz kıldırır. Ocaklarda da ana cemaatin olmamasından dolayı, kalan az sayıdaki insana da sessiz namaz kıldırılır. Çünkü, ocak başkanı da iştedir ve ocakta değildir. Böylece her şeyin bir mantığı, sistematiği olur.

Saygılarımla.

H. Kayahan

 


YorumcuYorum
Harun Özdemir
16.11.2016
20:10

 Evvelen selam ve hürmet ediyorum, efendim. Emek ürünü makalenizi okudum. Anlatımınızda muğlak bir nokta göremedim. Lakin, katılmadığım noktalardan sadece birine olan itirazımı yazmak istiyorum:

Cuma Suresi 9 ve 10. ayetlerde namaza çağrılanların Müminler olduğunda kuşku yok. Ama hangi Müminler?! Bence üzerinde tartışılması gereken nokta budur. 

Müminleri güvenlik görevlileri şeklinde anlamak kolay değil. Söz konusu olan Müminler güvenlik görevlileri olsaydı "ezan okunduğunda talimi bırakın!" denirdi. 

Öyle denmemiş; "... ve zeru'l bey'..." denmiş. Bu demektir ki, Cuma namazına çağırılan Müminler ticaretle (bey'le) iştigal eden Müminlerdir. Yani Ahi teşkilatı üyesi Müminlerdir!                               

                             

 (9)  تَعْلَمُونَ الْجُمُعَةِ فَاسْعَوْا إِلَى ذِكْرِ اللَّهِ وَذَرُوا الْبَيْعَ ذَلِكُمْ خَيْرٌ لَّكُمْ إِن كُنتُمْ يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِذَا نُودِي لِلصَّلَاةِ مِن يَوْمِ

                                                   

  (10) فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَّعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِن                     

 

Cuma Namazının siyasi bir namaz olduğu doğru değildir; zannımca! Tüccar namazıdır, diyorum!

Tayibet Erzen
18.11.2016
11:23

Sayın Hocam,

Elinize sağlık, çok güzel sistematize edilip kaleme alınmış. Allah razı olsun.

Kuran nas ifadesini kullanarak ateistleri bile hac halkasına dahil ediyor ya, işte alın size global ibadet. Gerçekten müthiş bir ifade.

Ben şu kısma takıldım; ocak, bucak ve ilin kendi başkanları vardır. Bu durumda buralarda gündüz namazları sesli mi kılınmalıdır? 

Hüseyin Kayahan
18.11.2016
15:14

Hayır. Herkes iştedir. Çalışmamak istinadır. İlin merkez bucağının başkanı il başkanıdır. O ve o bucaktakiler de çalışırlar.

Çalışma esas kabul edildiğinden dolayı sabah ile öğle ve ikindi ile akşam arasında ibadet dahi mekruh görülmüştür.

Çalışma semtlerinde velev ki başkanlardan biri de imam olsa cemaat karışık olacağı için onlara sesli hitap edemez.

Saygılarımla. 

H.Kayahan 

Recep EROL
19.11.2016
17:35
Verdiğiniz faydalı bilgiler için Allah (cc) razı olsun. Aklıma takılan bir nokta var. '' Bucak başkanı Cuma namazından önce müminlere hitap eder; bir haftalık gerekli gördüğü konuları aktarır. Daha sonra onlara 2 rekat Cuma namazını kıldırır''.  Demişsiniz fakat Hz.peygamber önce 2 rekatlık Cuma namazını kıldırır daha sonra ikindi namazına kadar hutbeyi devam ettirirdi. yani önce namaz daha sonra hutbe okunurdu. Cuma suresi 10. ayette '' فَإِذَا قُضِيَتِ الصَّلَاةُ فَانْتَشِرُوا فِي الْأَرْضِ وَابْتَغُوا مِنْ فَضْلِ اللَّهِ وَاذْكُرُوا اللَّهَ كَثِيرًا لَعَلَّكُمْ تُفْلِحُونَ'' salat kelimesi tekrar edilmiştir bu nedenle ilk salat olan öğle namazından farklıdır. Bu sebeple ikindi namazını işaret eder. Sonuç olarak cuma namazı öğle ile başlar ikindi namazıyla sona erer. bu uygulama Muaviye döneminde değişikliğe uğramıştır. Muaviye döneminde Müminler hutbenin bitmesini beklemeden terk etmişlerdir. Bu durumun önüne geçebilmek için hutbe 2 rekatlık cuma namazının öncesine alınmıştır ve bu uygulama günümüze kadar gelmiştir. Bu yorum ve düşünlerde doğrular Allah'ın Yanlışlar benimdir. Selam ve dua ile...
dengeonur
01.08.2017
18:04

Hüseyin Bey, emeğinize sağlık, selamlar, hürmetler


Mümin ve ellezine mu'minun arasındaki fark ile ilgili olarak ayetlerden delillerle bilgi verir misiniz?


İyi çalışmalar





Çok Yorumlanan Makaleler
Hüseyin Kayahan
RUH, NEFİS ve DİĞERLERİ
4.05.2012 15134 Okunma
58 Yorum 13.05.2012 06:56
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK
27.07.2012 11713 Okunma
32 Yorum 15.08.2012 10:48
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-2, TANRININ AÇMAZI
2.08.2012 10618 Okunma
25 Yorum 06.08.2012 22:06
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ YORUMLAR: SALSAL VE TUFAN HK.
13.10.2013 12665 Okunma
22 Yorum 18.10.2013 15:10
Hüseyin Kayahan
ORUÇ ve RAMAZAN
29.06.2014 9301 Okunma
19 Yorum 20.07.2014 07:59
Hüseyin Kayahan
MÜTEŞEBBİSE DAİR / GELECEĞİN MÜTEŞEBBİSİ
21.02.2013 15223 Okunma
13 Yorum 18.03.2013 21:10
Hüseyin Kayahan
ASLAN OĞLUM ve METOD
11.04.2012 6259 Okunma
13 Yorum 13.04.2012 17:42
Hüseyin Kayahan
YENİ BİR PAVLUS ARANIYOR
25.04.2012 6053 Okunma
13 Yorum 04.05.2012 18:47
Hüseyin Kayahan
HARUT ve MARUT, FİRİDİN ve RASYONALİZM
25.03.2012 9882 Okunma
11 Yorum 27.03.2012 08:38
Hüseyin Kayahan
FECR / ALACAKARANLIK ve GÜNEŞ TAYFI
16.07.2015 14131 Okunma
11 Yorum 28.07.2015 00:04
Hüseyin Kayahan
KELİME, MUTASYON; TURAB VE TOPRAK
29.04.2012 6998 Okunma
10 Yorum 01.05.2012 11:38
Hüseyin Kayahan
ÖZGÜRLÜKÇÜLÜK NASIL ANLAŞILIR?
27.03.2012 6078 Okunma
9 Yorum 29.03.2012 17:53
Hüseyin Kayahan
NUH TUFANI (kısa bir özet)
4.10.2013 14798 Okunma
9 Yorum 18.10.2013 14:55
Hüseyin Kayahan
İZLENİMLER-2
25.09.2013 6383 Okunma
8 Yorum 28.09.2013 07:31
Hüseyin Kayahan
ÜSTAD KARAGÜLLEYE AÇIK ARZIMDIR
25.06.2013 6362 Okunma
8 Yorum 02.11.2013 05:43
Hüseyin Kayahan
İLK (ve TEK) SOSYAL/KOLEKTİF KİTAP: KUR’AN
12.06.2016 7543 Okunma
8 Yorum 15.06.2016 23:36
Hüseyin Kayahan
RUH-ÜL KUDÜS
15.05.2012 7361 Okunma
8 Yorum 17.05.2012 00:58
Hüseyin Kayahan
KRAL ÇIPLAK (MI?)
28.01.2013 6123 Okunma
7 Yorum 07.02.2013 17:00
Hüseyin Kayahan
ALLAH ve DEVLET
13.07.2014 6613 Okunma
7 Yorum 09.08.2014 20:59
Hüseyin Kayahan
HUKUK ve TAŞKINLIK; MUSA ve HIZIR
7.05.2014 7095 Okunma
7 Yorum 12.05.2014 20:13
Hüseyin Kayahan
FIKIH ve KELAM
30.10.2016 9300 Okunma
7 Yorum 18.11.2016 04:58
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ
27.07.2020 3441 Okunma
6 Yorum 30.07.2020 09:04
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE BAŞLARKEN-2
31.07.2013 7101 Okunma
6 Yorum 03.03.2018 15:53
Hüseyin Kayahan
DİLİN CİLVELERİ
27.03.2012 5162 Okunma
6 Yorum 29.03.2012 17:18
Hüseyin Kayahan
YORUMSUZ ve BİR SEZİ ve BİR SORU
17.04.2012 5820 Okunma
5 Yorum 19.06.2012 11:35
Hüseyin Kayahan
KÖLELİK-1
10.03.2013 6607 Okunma
5 Yorum 14.03.2013 19:54
Hüseyin Kayahan
SÖYLEMEK ve YAPMAK
15.11.2013 9554 Okunma
5 Yorum 22.11.2013 21:08
Hüseyin Kayahan
BAŞKANLIK, YARI BAŞKANLIK YA DA...
27.08.2014 6671 Okunma
5 Yorum 01.09.2014 08:02
Hüseyin Kayahan
SESSİZ ve SESLİ NAMAZLAR
13.11.2016 9529 Okunma
5 Yorum 01.08.2017 18:04
Hüseyin Kayahan
HACCIN ZAMANI
23.08.2015 7812 Okunma
4 Yorum 23.08.2015 22:10
Hüseyin Kayahan
DİYET TAŞI
30.01.2016 6884 Okunma
4 Yorum 16.02.2016 18:06
Hüseyin Kayahan
SALGINLAR ve PROJEKSİYONLAR
14.04.2020 4209 Okunma
4 Yorum 14.04.2020 16:25
Hüseyin Kayahan
FATİHA ve YENİ KOMÜNİZM
4.09.2014 7065 Okunma
4 Yorum 24.09.2014 08:17
Hüseyin Kayahan
PARALELE DAİR
18.03.2014 6758 Okunma
4 Yorum 19.03.2014 13:13
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP
6.06.2013 6944 Okunma
4 Yorum 09.06.2013 18:33
Hüseyin Kayahan
BAŞBAKANA AÇIK MEKTUP-2
10.06.2013 6764 Okunma
4 Yorum 25.06.2013 14:51
Hüseyin Kayahan
Suç, Ceza ve Cehennem
21.05.2011 4754 Okunma
4 Yorum 22.05.2011 20:39
Hüseyin Kayahan
YARATILIŞ-DİRİLİŞ ve FELSEFE
6.07.2012 6037 Okunma
4 Yorum 07.07.2012 15:08
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-2, MUCİZELER
29.10.2012 6328 Okunma
3 Yorum 30.10.2012 07:15
Hüseyin Kayahan
KURAN'I TANIMAK-1, KURAN'IN MÜŞKÜLLERİ
7.08.2012 6077 Okunma
3 Yorum 09.08.2012 16:49
Hüseyin Kayahan
EVREN ve NOKTA
23.04.2012 5107 Okunma
3 Yorum 29.04.2012 18:11
Hüseyin Kayahan
MUSA, FETASI ve BULUŞMA YERİ
30.03.2012 4736 Okunma
3 Yorum 08.04.2012 18:07
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFI YOKTU.!?
24.07.2016 7306 Okunma
3 Yorum 26.07.2016 21:04
Hüseyin Kayahan
İSLAM EKONOMİ SİSTEM,-ZEKAT BANKASI
12.09.2014 9525 Okunma
3 Yorum 14.09.2014 22:42
Hüseyin Kayahan
ISTILAHİ DİLLER, MECAZ ve HAKİKİ MANALAR
20.10.2019 4351 Okunma
3 Yorum 29.10.2019 11:19
Hüseyin Kayahan
KURANDA METAFORLAR
13.04.2020 5443 Okunma
3 Yorum 15.04.2020 09:19
Hüseyin Kayahan
LİSANE SIDKIN sadık lisan ve İBRAHİM PEYGAMBER
11.02.2018 4973 Okunma
3 Yorum 28.10.2019 21:50
Hüseyin Kayahan
AD SEMUD İREM ve ARAFTAKİLER
11.02.2018 5495 Okunma
2 Yorum 24.02.2018 17:11
Hüseyin Kayahan
HURUF-U MUKATTAA
17.02.2018 4869 Okunma
2 Yorum 21.02.2018 13:02
Hüseyin Kayahan
MÜLK ve MAKAM
23.10.2016 6692 Okunma
2 Yorum 24.10.2016 15:38
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN-ZEKAT BANKASI (ÖZET)
13.09.2014 6765 Okunma
2 Yorum 17.09.2014 15:32
Hüseyin Kayahan
2013-2014 KIŞ DÖNEMİ İLK İZLENİMLER
9.09.2013 6710 Okunma
2 Yorum 09.09.2013 11:39
Hüseyin Kayahan
KARAGÜLLE'YE MUHALEFET NASIL OLMALI?
4.04.2012 5656 Okunma
2 Yorum 05.04.2012 19:58
Hüseyin Kayahan
DÜŞÜNME VE ANLAMA/FIKH ÜZERİNE
23.03.2012 3504 Okunma
2 Yorum 23.03.2012 11:30
Hüseyin Kayahan
SÖZ KESTİK, SÜT DE KESİLDİ...
13.04.2012 5113 Okunma
2 Yorum 14.04.2012 08:56
Hüseyin Kayahan
DİLLER; NELER ANLATIRLAR, NELER...
6.05.2012 4867 Okunma
1 Yorum 07.05.2012 01:01
Hüseyin Kayahan
ALLAH'I TANIMAK-3 KURAN ARKEOLOJİSİ
6.08.2012 5426 Okunma
1 Yorum 07.08.2012 07:50
Hüseyin Kayahan
NAMAZI TANIMAK-1
2.11.2012 6337 Okunma
1 Yorum 03.11.2012 09:33
Hüseyin Kayahan
GECİKMİŞ BİR HOŞGELDİNİZ
23.03.2012 3177 Okunma
1 Yorum 23.03.2012 04:08
Hüseyin Kayahan
4x4 ve HIZIR
12.09.2013 6405 Okunma
1 Yorum 17.09.2013 17:13
Hüseyin Kayahan
PARALEL OKUMALAR-MUHKEM ve MÜTEŞABİH
17.04.2014 6438 Okunma
1 Yorum 19.04.2014 09:21
Hüseyin Kayahan
DEVİ YOKETMEK
13.10.2013 4666 Okunma
1 Yorum 14.10.2013 16:22
Hüseyin Kayahan
CEBELLEŞMEK-1
4.08.2013 4877 Okunma
1 Yorum 15.08.2013 12:39
Hüseyin Kayahan
KEVSER
4.08.2013 6288 Okunma
1 Yorum 05.08.2013 05:12
Hüseyin Kayahan
SOSYOLOJİK KURAN MEALİNE GİRİŞ-1
30.07.2013 6497 Okunma
1 Yorum 10.08.2013 17:54
Hüseyin Kayahan
YENİ (TÜRK TİPİ) BAŞKANLIK
18.03.2015 6453 Okunma
1 Yorum 20.03.2015 11:03
Hüseyin Kayahan
ONA ÜFLEDİ - NEFEHA FİHA, NEFEHA FİHİ
14.06.2015 9935 Okunma
1 Yorum 18.06.2015 09:29
Hüseyin Kayahan
HİKMET ve UYGULAMA (PRATİK)
9.07.2015 7376 Okunma
1 Yorum 09.07.2015 12:13
Hüseyin Kayahan
PARA VE BONO
5.02.2017 4823 Okunma
1 Yorum 13.02.2017 08:43
Hüseyin Kayahan
ALFABELER
11.02.2018 4223 Okunma
1 Yorum 18.02.2018 01:19
Hüseyin Kayahan
MUHKEM ve MÜTEŞABİH
20.10.2019 4482 Okunma
1 Yorum 28.10.2019 14:39
Hüseyin Kayahan
KUŞ DİLİ ve Hz. SÜLEYMAN
19.12.2019 3536 Okunma
1 Yorum 18.02.2020 16:07
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİKLER ve STK (sivil toplum kuruluşları)
19.04.2020 3043 Okunma
1 Yorum 19.04.2020 13:16
Hüseyin Kayahan
ÂDEM'İN DİLİ-2
9.08.2020 2919 Okunma
1 Yorum 12.08.2020 15:51
Hüseyin Kayahan
ZÜNNÛN – bir muamma
19.05.2020 4397 Okunma
1 Yorum 21.05.2020 18:19
Hüseyin Kayahan
AYASOFYA CUMA MESCİDİ OLMALIDIR.
20.07.2020 2934 Okunma
1 Yorum 20.07.2020 16:51
Hüseyin Kayahan
BAĞIMLILIK-TUTKU
31.05.2020 1759 Okunma
Hüseyin Kayahan
MUTAHHERÛN-“koş abla koş, bir metaforcu geldi!”
1.05.2020 1919 Okunma
Hüseyin Kayahan
METAFOR ≡ ANALOJİ (sistem benzeşimi) ≡≤ MÜTEŞÂBİHAT
15.04.2020 2008 Okunma
Hüseyin Kayahan
ABDEST ve TOPLUM SAĞLIĞI
15.04.2020 1815 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜZEKKER MÜENNES ve HÜNSA
2.02.2020 2839 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUL HAKKI ve MUHASEBE
8.04.2020 2030 Okunma
Hüseyin Kayahan
YENİ DİJİTAL UYGARLIK (“4'üncü ON BİN YIL UYGARLIĞI”)
12.04.2020 1948 Okunma
Hüseyin Kayahan
MÜŞRİK ve KAFİR
1.11.2019 3361 Okunma
Hüseyin Kayahan
Hakiki, mecazi, ıstılahi MANALAR
12.02.2018 3895 Okunma
Hüseyin Kayahan
AKIL SATMALAR
11.07.2019 2750 Okunma
Hüseyin Kayahan
Yeni dünya düzeni
18.07.2019 2513 Okunma
Hüseyin Kayahan
KURAN ve SENARYO
20.10.2019 3823 Okunma
Hüseyin Kayahan
ŞURA ve Hz. ALİ'nin YAŞI
5.02.2017 7210 Okunma
Hüseyin Kayahan
BELKİ DE İSTİHBARAT ZAAFİYETİ YOKTU-2
4.08.2016 4202 Okunma
Hüseyin Kayahan
FİTNE ve KATL
23.10.2016 3841 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - RANT ve ÖZEL MÜLKİYET
7.09.2014 3887 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT ve BANKA
7.09.2014 3957 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - ZEKAT SADAK ve FONLAR
7.09.2014 4105 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - XEKAT ve KAVRAMLAR
7.09.2014 3589 Okunma
Hüseyin Kayahan
SAM ADIAN - DUYURU ve DAVET
7.09.2014 3758 Okunma
Hüseyin Kayahan
KUNUT ve HUŞÛ
29.08.2014 4780 Okunma
Hüseyin Kayahan
yorumların çetelesi
26.03.2012 2608 Okunma
Hüseyin Kayahan
Oku kim attı?
23.05.2011 3894 Okunma
Hüseyin Kayahan
1400 yıllık bir öykünme
1.08.2009 4167 Okunma