2000 yılının başında FELSEFE veya KELAM
Süleyman Karagülle
1705 Okunma
MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 11

 

MODERN FELSEFEYE GİRİŞ-11(664SEMNER)(BÖLÜM49)

 

Ç E V R E

Ben varım, sen varsın, çevremiz var...

Sonunda insanlık vardır...

Yani biz varız…

Ben kendi varlığımı biliyorum...

Sen de kendi varlığını biliyorsun...

Biz yani kademe kademe insanlar kendi varlıklarını biliyorlar. Varlığımız kesindir. Hiçbir kuşkumuz yoktur. Ben varlığımdan şüphe etmediğim gibi diğer çevremizdeki insanların varlığından da şüphe etmiyoruz.

Ama biz neyiz, özelliklerimiz nelerdir?

Bu husustaki bilgimiz açık değildir.

Ruhun varlığından kuşkumuz yok ama kendisinin ne olduğu bizce meçhuldür.

Ruhların Ruhu Tanrı hakkında da söyleyeceğimiz bundan fazlası değildir.

*

Çevre her zaman değişmektedir. O halde çevremizin varlığı hususunda çok az şey söyleyebiliriz. Var olup yok olan bir şey hakkında da fazla ne söyleyebiliriz? Onun var olup değişmesi sayesinde, onu var edip değiştirenin varlığından şüphemiz olmaz.

Ruh ve Tanrı’yı bir tarafa bırakarak çevremiz hakkında daha çok bilgi edinmek isteyebiliriz, belki bu yolla ruh ve tanrı hakkında daha çok bilgiye sahip oluruz.

*

Bilgimiz...

Işık: Bizim kendi büyüklüğümüz vardır. Bir parmak ile bir kulaç arasındaki şeyleri iyi görmekte ve bilmekteyiz. Bundan büyük olan şeyleri büyüdükçe onları görme şansımız azalmaktadır. Küçüldükçe de aynı şekilde göremez hâle gelmekteyiz. En iyi bilgimiz kendi bedenimizin büyüklüğü kadar olanlardır. Bunun için bize duygular verilmiştir.

Görme: Çevrede olanlar ışık salar ışık yutarlar. Bu ışık gözümüze gelir ve beynimize etkisi ulaşır, oralarda neler olduğunu biliriz. Farklı ışık ve farklı gelişle birtakım görüntüler elde etmekteyiz ama biz onların çıktıkları yere ulaşamadığımız için onları değil de onların bize olan etkilerini yani görüntüsünü alabiliyoruz. Aynaya baktığımız zaman orada kendimizi görürüz. Orada biz yoğuz. O halde görüntü bize en çok bilgi verir ama verilen bilginin kesinliği o derecede azdır. Sonra ışık bize çevremizi anlatır ama ruhlarımız arasındaki ilişkiyi çok az kurar.

Ses: Kulağımıza gelen sesleri duyarız. Işık bize alanı hattâ hacmi bildirdiği halde ses sadece çizgi olarak gelir. Sonra ışık aydınlatır, sürekli olarak manzarayı seyrettiğimiz halde, ses birden gelir, etki eder ve gider. Zamana yayılmaz. Dolayısıyla sesin bildirme kabiliyeti ışığa gör çok azdır. Ama biz onu ışıktan daha çok kullanırız ve yararlanırız. Işığı biz üretmediğimiz halde sesi biz üretiyoruz. Dolayısıyla seslerle birbirimizle anlaşacak hâle geliyoruz. Böylece sesler sayesinde ruhlar arasında ilişki kurulmakta, görüşmeler yapılmakta, bilgiler nesilden nesillere aktarılabilmektedir. Işık çok uzaklara gidebilmekte, ses ise ancak birkaç metre içinde net anlaşılmakta ve kullanılmaktadır. Demek ki ışık bize çevremizi tanıtmakta, ses ise bizim ona yüklediğimiz manâlar sayesinde birbirimizi anlamamıza ve anlatmamıza yardımcı olmaktadır.

Koku: Ses ve ışık dalgalardan ibarettir. Yani bize gelen ses ve ışık onu gönderende bir eksilme meydana getirmemektedir. Bunun yanında cisimler kendilerinden parçacıklar koparıp boşlukta bize göndermektedirler. Bunlar burnumuza gelir. O cisim hakkında bilgimiz olur. Bu o cismin bize yararlı olup olmadığı hususunda bilgi verir. Eğer koku güzelse onda bir tehlike yoktur. Ona yaklaşır, onu kullanabiliriz. Koku kötü ise o cisim bize zararlıdır deriz ve ondan uzaklaşırız. Bundan fazla bilgi vermezler. Bu algı bizde herhangi ilmi katkıda bulunmaz.

Tat: Bu da cisimden kopan parçacıklardır. Boşlukta yayılmaz ancak su içinde eriyerek bize gelir. Bunu da ağzımıza alırız, dilimiz tat olarak onu algılar. Bize faydalı ise tatlı gelir, bize zararlı ise acı gelir. Bu iki duygunun ortak özelliği kendi parçalarını bize ulaştırmasıdır.

Dokunma: Beşinci duygu ise derimizdir, bedenimizdir. Katı olan cisimleri biz böylece algılarız. Elimizi dokunduğumuzda o bize direnir, oraya gidemeyiz. Yer işgal eder ve başkasının oraya gitmesini önler. Bir taşın içine elimizi sokamadığımız gibi bir taşın içine başka taş da koyamayız. Bu da bize cisim algısını verir.

Varlıkları ikiye ayırırız. Biri iç içe geçebilen ve birlikte olabilen varlıklardır. Dalgalar böyledir. Bir de aynı yerde ikisi bulanamayan varlıklardır. Birlikte olabilenlere araz, ayrı ayrı olanlara cevher denir. Demek ki çevremiz arazlar ve cevherlerden oluşmaktadır. Arazlar cevherler üzerinde bulunur. Cevherler ise arazları taşıyandır.

Işık: Işık araz mıdır cevher midir? Tarihte hep bunun üzerinde uzun uzun tartışılmıştır. Bugün elde edilen sonuç şudur. Bütün cevherlerin yani atomların iki hızı vardır. Hızlardan biri ışık hızından azdır diğeri ise ışık hızından fazladır. Bunların çarpımı ışık hızının karesi olarak ortaya çıkar. V*U=C*C

Atomların sayısı sınırlıdır, artmamaktadır, eksilmemektedir. İlk yaratıldığı zaman ne kadar atom varsa bugün de o kadar atom vardır. Hızın karelerinin toplamı da sabit kalmaktadır. Sadece atomlar hızlarını birbirine aktarmaktadırlar. O halde kâinattaki olaylar sadece hızların değişmesinden oluşur. Dolayısıyla yer değiştirmeden ibarettir. Işık dediğimiz şey kendi hızı ile dalgasının hızı aynıdır demektir. Bir parçanın hızı arttıkça dalgasının etki alanı azalmaktadır. Yani başka cisimleri çekememektedir. Işık hızına çıkınca dalga hızı ile kendi hızı birleşmekte ve çevreye etkisi kalmamaktadır. Hacmi de sıfırlanmaktadır.

 

 

 


2000 yılının başında FELSEFE veya KELAM
1-GİRİŞ
1966 Okunma
2-HAZIR BULDUĞU ORTAM BAĞLAMINDA GAZALİ VE FELSEFEYİ BİTİRMESİ
2036 Okunma
3-JEAN-JACQUES ROUSSOEU VE FELSEFE
1832 Okunma
4-SOKRAT VE ADİL DÜZEN
1914 Okunma
5-THALES VE ADİL DÜZEN
1884 Okunma
6-PARMENİDES-HERAKLİT VE ADİL DÜZEN
2244 Okunma
7-EFLATUN VE ADİL DÜZEN
1749 Okunma
8-ARİSTO VE ADİL DÜZEN
1968 Okunma
9-EPİKÜR-i(KIBRISLI)ZENON VE ADİL DÜZEN
2411 Okunma
10-PLOTİN VE ADİL DÜZEN
1978 Okunma
11-AUGUSTİNUS VE ADİL DÜZEN
1827 Okunma
12-SAİNT ANSELM VE ADİL DÜZEN
1797 Okunma
13-THOMAS VE ADİL DÜZEN
1731 Okunma
14-MEİSTER ECKHART VE ADİL DZEN
2338 Okunma
15-NİKOLAUS VE ADİL DÜZEN
1740 Okunma
16-DEKART VE ADİL DÜZEN
2441 Okunma
17-PASKAL VE ADİL DÜZEN
1842 Okunma
18-SPİNOZA VE ADİL DÜZEN
1881 Okunma
19-LEİBNİZ VE ADİL DÜZEN
1931 Okunma
20-VOLTER VE ADİL DÜZEN
3385 Okunma
21-JEAN LACQUES ROUSSEAU(ÖZEL) VE ADİL DÜZEN
1624 Okunma
22-DAVİD HUME VE ADİL DÜZEN
1698 Okunma
23-IMMANUEL KANT VE ADİL DÜZEN
1973 Okunma
24-JOHANN GOTTLİEB FİCHTE VE ADİL DÜZEN
4770 Okunma
25-FRİEDRİCH SCHELLİNG VE ADİL DÜZEN
1848 Okunma
26-GEORG WİLHELM FRİEDRİCH HEGEL VE ADİL DÜZEN
1841 Okunma
27-ARTHUR SCHOPENHAUER VE ADİL DÜZEN
2247 Okunma
28-SOREN AABYE KİERKEGAARTD VE ADİL DÜZEN
2049 Okunma
29-LUDWİG ANDREAS FEUERBACH VE ADİL DÜZEN
1810 Okunma
30-FRİEDRİCH WİLHELM NİETZSCHE VE ADİL DÜZEN
1807 Okunma
31-MARTİN HEİDEGGER VE ADİL DÜZEN
1704 Okunma
32-BERTRAND RUSSEL VE ADİL DÜZEN
1982 Okunma
33-LUDWİG JOSEF JOHANN WİTTGENSTEİN VE ADİL DÜZEN
1788 Okunma
34-KARL HEİNRİCH MARX VE ADİL DÜZEN
2033 Okunma
35-SONUÇ VE YENİ FELSEFEYE GİRİŞ
1698 Okunma
36-İSLAM FELSEFESİNE GİRİŞ 1
1664 Okunma
37-İSLAM FELSEFESİNE GİRİŞ 2
1633 Okunma
38-İSLAM FELSEFESİNE GİRİŞ 3
1636 Okunma
39-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 1
1759 Okunma
40-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 2
1682 Okunma
41-MODERN FELSEFEYEİRİŞ 3
1643 Okunma
42-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 4
1646 Okunma
43-modern felsefeye giriş 5
1513 Okunma
44-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 6
1626 Okunma
45-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 7
1738 Okunma
46-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 8
1544 Okunma
47-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 9
1535 Okunma
48-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 10
1631 Okunma
49-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 11
1705 Okunma
50-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 12
1555 Okunma
51-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 13
1641 Okunma
52-modern felsefeye giriş 14
1512 Okunma
53-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ 15
1524 Okunma
54-MODERN FELSEFEYE GİRİŞ-16
1708 Okunma
55-modern felsefeye giriş-17
1641 Okunma
56-modern felsefeye bgiriş-18
1476 Okunma
57-modern felsefeye giriş 19
1561 Okunma
58-modern felsefeye giriş 20
1540 Okunma

© 2025 - Akevler