11- MEİSTER ECKHART
Kadın filozoftur, rahibedir. 1260 yılında felsefe yapmıştır. Akademik kariyeri olan ECKHART yeni bir tarikatın baş rahipliğine yükselmiş, okulların başına getirilmiştir. Avrupa’nın değişik ülkelerinde bulunmuştur.
Eckhart’ın fikirlerini benimseyenler ateşe atılır, suda boğulurlar. Eckhart Papa’ya şikayet edilir. Tarikatın koruması ve uygun savunma ile beraat eder. Ölümünden sonra basit bir cümlesinden dolayı mahkum edilir.
Eckhart Plotin’den etkilenmiş, Fiht’e ve Hegel’e etki etmiştir.
Yaptığı mistik felsefi düşüncede yolculuktur. Dünyadaki tüm gaileleri terk etmelidir. Bunu seçkinler değil tüm insanlar yapmalıdır. Kendinden de vazgeçmelidir. Hiçliğe emen adımını atar. Yalnız beni kalacak, başka bir şeyi olmayacaktır. Yol değil, müflis. Saf ben Tanrı ile birleşmiştir. O’nun ne aynısıdır, ne de ayrısı. Tanrı da yaklaşır. Tanrı’nın içi benim içimdir. Benim içim Tanrı’nın içidir. Birleştikten sonra kişi artık Tanrı’nın oğlu olarak doğar. Bu nasıl olacak bilemeyiz. Bu bilemeyiş Tanrı’yı bilmedir. Tanrı ebedi varlıktır. Her şey Tanrı’nın kendisidir. Ben de tanrıyım. Tanrı varlığın üstündedir. O’na yok denemeyeceği gibi var da denemez. İnsanın beni o var olmayandandır. Tanrı bilinmez. Tanrı, tanrı kavramının üstündedir. Tanrı’yı bulmak için beynimizdeki tanrıyı bırakmalıyız.
Adil Düzene göre ECKHART:
İnsanlar kademe kademedir.
- Tanrı’yı inkâr eden ve Tanrı ile savaşanlar.
- Tanrı ile ilgilenmeyenler.
- Tanrı ile barış içinde olanlar.
- Tanrı’nın askeri olanlar.
Tanrı’nın Askerleri:
- Onlar kendilerine düşen görevleri yaparlar. Bunun için canlarını dahi verirler. Kayıtsız şartsız Tanrı’nın emrindedirler.
- Sonuçlarla ilgilenmezler. Örnek olarak oylarını Allah’ın emrettiğine verirler. İktidara gelmiş gelmemiş ona karışmazlar. Ne sevinirler ne üzülürler.
- Kendi ihtiyaçlarını karşılamayı da Allah’ın emri olarak yaparlar. Kötü duruma düştüklerinde sıkıntı duymazlar.
- Onlar için yaşamakla ölmek arasında fark yoktur. Yeter ki Allah’ın rızası ile yaşasınlar veya Allah’ın rızasına uygun olarak ölsünler.
Uzlet sorunu da böyledir. Allah onlara uzlete çekilip ilim yapmayı emretmişse onu yaparlar. Allah onlara ticaret yaparak, para kazanarak zekat vermeyi emretmişse onu yaparlar. Sohbet gerekiyorsa onu yaparlar. Savaş gerekiyorsa onu yaparlar.Uzlet daha iyidir denemez.
Biz Tanrı’yı ancak kâinattaki görüntüleri ile kavrarız. Zatını kavrayamayız. Zatını da kendimize benzeterek düşünürüz. O düşündüğümüz gibi değildir. Bize kendisini öyle düşündürmektedir. Kâinatın ve bizlerin O’nun var etmesi dışında varlığımız yoktur. Ama Allah’ın var ettikleri içinde hepimiz ayrı varlığız. Allah var olmamıştır, var etmiştir. O’nu biz bizim ihtiyacımız kadarı ile bilebiliriz.
Ansiklopedik Bilgi
Meister Eckhart
Eckhart von Hochheim (1260–1328) adıyla ve daha yaygın ifadesiyle Meister Eckhart olarak bilinen Alman teolog, filozof ve mistik. Meister, Paris'de aldığı akademik ünvanı göstermektedir. Hayatının sonlarına doğru Papa XXII. Yuhannes tarafından sapkınlıkla suçlandı. Eckhart ya hata ettiğini kabul ettiği ya da yazılarının arkasındaki mantığı açıkladığı için yakılmamış ancak mahkemesi sonuçlanmadan ölmüştür.
Hayatı
Meister Eckhart olarak bilinen Dominiken teolog yaklaşık 1260'larda Thuringia'nın Alman bölgesinde muhtemelen Tambach köyünde hakkında çok az bilgi sahibi olunan asil bir arazi sahibi ailede dünyaya geldi. Vaftiz ismi Eckhart, soyadı von Hochheim idi.
Eckhart Erfurt'da Dominiken tarikatına katıldı. Çalışmalarına Cologne'de devam etti.
Görüşleri
Eckhart kendisini hem ortaçağ bilgin Latincesi hem de Yüksek Almanca ile ifade etmiştir. Risalelerinde latince, vaazlarında Almanca kullanmıştır.
Eckhart, Dominiken Tarikatı üyesi olan ve teknik anlamda Thomist olmasına rağmen ortaçağın en etkili Hristiyan Neoplatonistiydi ve kendisinden sonraki büyük Alman filozoflarını eserleriyle etkilemişti.
Eckhart'ın görüşleri yaygın Hıristiyan skolastisizminden farklılık arzetmekteydi. O, yaratılışın neoplatonik Bir'den südur ettiğini kabul ediyordu. Diğer bir farklılığı da Uluhiyet (God) ile Zât (Godhead) arasında yaptığı cesur ayırımdı. Hayatının sonlarına doğru Hıristiyan ortodoksisine uymayan görüşleri sebebiyle suçlanmış ancak hakkında hüküm verilmeden ölmüştü. Eckhart kendisini ölünceye kadar Roma Katolik Kilisesinin itaatkar çocuğu olarak görmüştür.
Dini yabancılaşmayı aşmak ve madde-ruh dünyasının aktüellerinden kurtulmak isteyen mistizmin en büyük kalelerinden Eckhart'a uğramalıdır. O, Tasavvuftaki Kutublardan Hasan Şazeli'nin iman aşamasına tekabül eden söze dökülemez başka bir fena makamını aynı eksen üzerinde kazanmıştır. Aynı sözler ve aynı kavrayışla. Gelenekten beslenip geleneğe eklemlenen dini normalin normal olmayan muhakemesinin yetersizliğini ve içeriden bir göz olarak içkin hesaplar adına uluhiyetin bilinçaltında asla gerçekleşemeyecek bir sentezini yapma girişiminin imkânsızlığını orta yere koymuştur.
Seminer Dergisi; 628. Hafta 10 Eylül 2011 SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92