15- SPİNOZA (Baruch Spinoza)
Spinoza kimse tarafından beğenilmeyen, hep hakaret edilen Yahudi bir filozoftur. Az sayıda aşırı hayranları vardır. Tevrat’taki çelişkilere dokunur. İnançlıdır. Havra onu lanetledi, kiliseden kovdu, dört arşından daha ona yaklaşılmayı yasakladı. Aynı çatı altında oturulmazdı.
Herkes kendi dünyasında yaşamalıdır, zorlama olmamalıdır... Uzlete çekilir.. Orada da boş bırakmazlar.. Çatışma devam eder...
Spinoza devleti fikir hürriyetini koruyan kuruluş olarak görür. Din adamları ise bunun sosyal yapıyı bozacağına kanidirler. Kitabı basan ağır cezaya çarptırılır. Kendisine profesörlük teklif edilir. Teklifi saygıyla karşılar ama bunu hayatına ve felsefesine uygun bulmaz. 44 yaşında münzevi bir hayattayken veremden ölür. Ölümden sonra eserleri yayınlanır ve Spinoza anlaşılmaya başlanır.
Gerçek nimeti araştırmaya başladım. Görünür geçici nimetleri nimet saymadım. Sonunda onu ebedî ve sonsuz olana bağlanmakta buldum. Tanrı’yı sevebilmek kadar büyük nimet yoktur. “Ben varım, ben oyum” işte nimet. Ben sadece kendi varlığımdan ve beni yaratandan şüphe edemem. Geri kalanların hepsi belirsizdir.
Kilise ve havradan ayağa kaydırılan Spinoza’nın vahdet-i vücuda kaymasıdır.
Görünenler Tanrı’nın bizdeki görüntüleridir. Tanrı ve ruh bilinmezliğiyle yetinen düşünce.
Adil Düzene Göre Spinoza
Spinoza gerçekleri arayan, sade hayatı tercih eden bir azizdir. Düşüncelerinde eksiklik vardır. Kâinat Allah’ın bize görüntüsüdür ve bizim hayatımızın imkanlarıdır. Bu doğrudur.
Ancak burada iki meçhul kalmaktadır.
Ben neyim veya kimim, yani ruh nedir?
Tanrı nedir veya kimdir?
İşte, Kur’an, burada bunu bilmezsiniz diyor. Siz görünen kâinatın kanunlarına uyarak yaşayın. Orada size kötülük yapma imkanı verilmiştir. İradenize hakim olun, kötülükler yapmayın. Bilin ki bu kâinatı ve sizi var eden Tanrı sizi yaptıklarınızdan sorguya çekecektir. İyilik yapanlara mükafat, kötülük yapanlara cezalarını verecektir.
Ondan ötesinde;
- Tanrı nedir veya kimdir? O vardır. Tektir. Kâinatı var etmiştir, sizi de var etmiştir. O’nun zatını bilemezsiniz.
- Sen kimsin yani ruh nedir? İşte sen bildiklerin ve yaptıklarınla varsın. O halde ruhun vardır ama ruhun ne olduğunu bilmezsin. Sana yetecek kadar bilgi verilmiştir. Fazlasını isteme.
- İyi insan olmaya çalış. İyiliklere ulaş. Kötü olmaktan kaçın. Kaçınmazsan cezan ağır olacaktır. Öldükten sonra var olacaksın, hem de bu hayattan daha üstün hayatla var olacaksın. Ama sen onun ne olduğunu burada bilemezsin. Suçlu isen kötü durumda olacaksın.
- Seni var eden sana görev vermiş, yaşadığın topluluğun iyiliği için çalışacaksın. Topluluğu beğenmiyorsan terk edeceksin ama onların içinde kaldığın zaman o topluluğun varlığı için çalışacaksın.
Tekel sermaye filozofları hep dinsiz gösterir. Oysa filozoflar dinsiz değildirler; aksine, insanlığı bâtıl din anlayışından hak din anlayışına götürmeye çalışan kimselerdir. Bunun için çalışmışlar ama başarılı olamamışlardır.
Ansiklopedik Bilgi:
Baruch Spinoza (d. 24 Kasım 1632, Amsterdam – ö. 21 Şubat 1677, Lahey), Benedictus de Spinoza veya Bento d'Espiñoza olarak da bilinmektedir. René Descartes ve Gottfried Leibniz ile birlikte 17. yüzyıl felsefesinin en önde gelen rasyonalistlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Zamanında anlaşılmayan pek çok filozof gibi Spinoza da yanlış anlaşılmanın ve anlaşılmamanın muhatabı olmuş, tuhaf bir çelişkiyle hem en büyük din düşmanlarından biri sayılmış, hem de eserinin temel kaynağının Tanrı sevgisi olduğu söylenmiştir. Bunlarla birlikte Spinoza'nın tam bir bilge yaşamı yaşadığı belirtilebilir. En büyük eseri Ethica isimli kitaptır.
Felsefi düşünceleri: Spinoza'nın düşünce kaynaklarında farklı etkilerin olduğu söylenebilir. Onun zor anlaşılan ya da tamamen zıt yönlerde anlaşılan felsefesinin oluşumunda bir yanda Yahudi mistiklerini, İslam düşünürlerini, skolastikleri, 17. yüzyılda çok önemli gelişmeler kaydeden doğabilimlerini, Giordano Bruno ve özellikle onun panteizmini ve bütün bunların ötesinde Descartes'ı ve Kartezyen felsefeyi buluruz. Bir anlamda bunlara bağlı olarak onun felsefi sorununun töz sorunu olduğunu, bu eksende varlık problemine yöneldiğini söyleyebiliriz. Beden ve ruhun birbirlerine olan üstünlükleri yerine paralelliklerini savunan Spinoza ereksel bir nedenselliğe de karşı çıkmıştır. Bununla birlikte aşkın bir tanrı anlayışı yerine içkin bir doğa anlayışı getirmiştir. Böylece ruhun bedeni yönettiği insan biçimli tanrı fikri yerine bütün çeşitlilikleri barındıran ereksel olmayan tek bir doğadan bahsetmekle beraber insandaki temel üç yanılsamayı tasvir etmiştir. Ereklilik çerçevesinde; Bilinç, özgürlük ve tanrıbilimsel yanılsama.
Haftalık Seminer Dergisi; 632. Hafta 08 Ekim 2011 SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92