S O N U Ç
Bu kitap bitmemiştir. Bu eksiklik felsefenin yapısından kaynaklanmıştır. İniş de çıkış kadar değerlidir.
Yorum. Tarihte ilk insanlar din adamlarına bağlanarak yaşamışlardır; diğer din, ilim ve ekonomi alanları dinin emrinde ve onun öğretileri içinde varlıklarını sürdürmüşlerdir. Sümercede alınan yol çok büyüktür. Ne var ki bu yolu din adamları almışlardır. Mısır uygarlığını da din adamları oluşturtmuşlardır. Bu uygarlığın kurucusu Hazreti Nuh’tur.
Sonra Hazreti İbrahim gelmiş ve insanlığı ilim ile aydınlatmak istemiştir. Zamanla dünyanın gücü siyasilerin eline geçmiştir. İlmin verilerinden yararlanan siyasiler insanlığı yönetmişlerdir. İlim deneylere dayanan ve pratiği olan teorilerdir.
Yunanistan’a geldiğimizde ilmin yerini felsefe almıştır. Felsefe Mezopotamya uygarlığının oluşturduğu ve Tevrat’ın öğrettiği ilimlere dayanmaktadır. Tümdengelim metodu geliştirilmiştir. Aslında felsefe orada biter.
İslâmiyet’te felsefe yeniden devreye girer.
Farabi, İbni Sina ve İbni Rüşt gibi filozoflar felsefeyi diriltmek isterler.
Yunan filozoflarının dayandığı felsefenin esası şudur.
Kâinatın başlangıcı ve sonu yoktur. Kurulmuş düzen vardır. Periyodik olarak devam eder. Güneş doğar, batar, yaz olur, kış olur. Sonbaharda yapraklar dökülür, ilkbaharda yeniden yeşerir. Canlılar doğar, yaşar ve ölürler; birbirlerine yem olurlar. Bu durum böyle devam edecektir.
Tanrı vardır ama kâinatı sonradan yaratmamıştır. Kâinat Tanrı’nın bir görüntüsüdür. Ruhlar da Tanrı’dandır. Öldükten sonra varlıklarını ruh olarak devam ettirirler. Bu kısımda görüş birliği yoktur. Kâinat dolu bir cevherdir. Onun dalgalanmaları olayları oluşturur.
Cennet ve cehennem anlayışı, öldükten sonra insanların hesap verecekleri konularla filozoflar ilgilenmemiştir.
Büyük İskender’le parlayan Yunan uygarlığı onun ölümüyle çökmüştür. Roma felsefeyle ilgilenmemiş, Hıristiyanlık ise felsefeye karşı olmuştur. Böylece Yunan uygarlığı bittiğinde felsefe de bitmişti.
Müslüman filozoflarını Kur’an’a uymayan görüşlerini kelamcılar cevaplamışlardır. Gazali, Razi ve Hocazade felsefeyi bir daha dirilmeyecek şekilde gömmüşlerdir.
İslâmiyet’ten sonra Avrupa’da filozoflardan çok düşünürler gelmiş, felsefeden çok siyaset yapmışlardır. Bunların çoğu felsefenin çöküşü üzerinde konuşmuşlardır.
Kelamcılar ne yapmışlardır?
Kelamcılar felsefenin yirmiye yakın iddialarına karşı çıkmışlar, yine felsefenin metodu ile onları yenmişlerdir. Bu yirmi konunun başta geleni kâinatın sonradan yaratıldığı meselesi idi. Yalnız içindeki varlıklar değil, zaman ve mekân da sonradan yaratılmıştır. Kâinat dolu değil parçalanmaz parçacıklardan oluşmuştur. Öldükten sonra hayat vardır. En önemlisi; insanlar ölünce hesaba çekilecekler, cennete yahut cehenneme gideceklerdir.
Kelamcılar bu konuda filozofları yenmişlerdir. Ancak bu galibiyet dinin verdiği güçle sağlanmıştır. Gerek doğuda gerekse batıda din hâkim olunca ilâhi kitaplara aykırı düşünceler ortadan kaybolmuştur.
Batı düşünürlerinin hemen tamamı Hıristiyanlığa karşı olmuş, dini de inkâr etmişlerdir. Avrupa düşünüşünde din veya felsefe değil, ilim hâkim olmaya başlamıştır. Müsbet ilim kelamcıların bütün iddialarını ispatlamıştır. Müsbet ilim Avrupalı düşünürlerin ateizm anlayışını da temelinden yıkmıştır. Başta kelamcıların dediği kâinatın sonradan yaratıldığını ortaya koydu. Yaşını tespit etti. Çapını ölçtü. Kendiliğinden olma iddiaları tarihi yanılgı olarak kaldı. Çok boyutlu uzayı bularak ölümü sadece yer değiştirme şeklinde algılama dışında bir imkân bırakmadı.
O halde Mezopotamya’da başlayan şirk-İslâm çatışması Yunanistan’da felsefe olarak ortaya çıktı. İslâmiyet döneminde geri çekildi. Avrupa’da ateizm olarak hortladı. Müsbet ilmin verileri sayesinde onlar da tarih oldu. Sonunda Tevrat ve Kur’an gibi ilâhi kitapların bildirdikleri konular artık ilmen kanıtlanmış oldu.
Bundan sonra felsefenin işi Müsbet ilmin verileri ile Kur’an ve diğer mukaddes kitaplar karşılaştırılarak onların ilâhi kitaplar olduğunu kanıtlanmak ve ondan sonra da mevcut dünya düzeninde fıkhın gerekçelerini ortaya koymaktır. Mesela, neden kısas gerekiyor? Sonunda Kur’an’ın verdiği bilgilerle âhireti açıklamaktır.
Bu modern felsefe olacaktır.
Yapmaya çalışacağız...
Haftalık Seminer Dergisi; 649. Hafta 11 Şubat 2012 SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92