14- PASKAL (Blaise Pascal)
Maliyeci babanın oğludur. Resmi tahsili yoktur. Çocukluktan beri matematik ve hesaplama araçları üzerinde uğraşır. Sonsuz küçük ve sonsuz büyük üzerinde adımlar atmıştır. İlimden felsefeye yönelir. İbrahim, İshak ve Yakub’un Tanrı’sına yönelir. Felsefecilerin tanrısını bırakır. 1662’de 39 yaşında ölür.
Sonlu insan sonsuz kâinatta hiçtir. Sonsuz küçüğe giderken büyüklerde olanları bulur. Ortada görünenleri de bilemiyoruz. Şaşkınlık içindeyiz. İnsan kâinatta sıfırdır. Atomların yanında sonsuzdur. Kâinat insanı içine almaktadır ve küçük parçadır ama kâinatın insandan haberi yoktur. Oysa insan kâinatı kavramaktadır. İnsan için değişme önemlidir, statik durum değil.
İnsan kâinatı kavramak istediği zaman anlaşılmazlarla karşılaşır. Ne kıdeme ne hudusa ne sonsuza ne de sonluya aklı erer. Hem kendisini en büyük görür hem de kendisini en küçük görür. Ben sonsuz küçük ile sonsuz büyük arasında yok olduğum gibi sonsuz geçmişin ve sonsuz geleceğim içinde de hiçim. Ama sonsuzluğu kavradığım için her şeyim.
Çözüm Hıristiyanlığın tanrısına inanmak. İnsan Tanrı’nın kulu olmasıyla yerini bulur. Eşyası değil kulu. Emrini adına yerine getiren varlıktır. Akılla Tanrı’ya ulaşılamaz, kalple Tanrı’ya ulaşılır. Tanrı’yı göremiyoruz, İsa’da O’nu hissediyoruz.
Adil Düzen anlayışına göre Paskal
Paskal hakkı arayan kişidir. Aklıyla Tanrı’ya varamamıştır. Hıristiyanlık da ona Tanrı’yı ispatlayamamıştır. Bununla berber Tanrı’ya duygularla, aklı selimle ulaşmıştır. Allah’ın rahmeti üzerinde olsun.
O zaman müsbet ilimler bugünkü kadar gelişmemişti. Sonsuz büyük ve sonsuz küçük kavramları yoktu. Kâinatın çapı bilinmiyordu. DNA’lar keşfedilmemişti. Ayrıca Kur’an’ın öğrettikleri de Batı’da yoktu.
Bugünkü durumumuz nedir?
İnsanda dört meleke vardır.
Hisler iyiyi ve kötüyü arar ve bulur. Varlık yokluktan iyidir. Birlik ayrılıktan iyidir. Evrim durağanlıktan iyidir. Denge israftan iyidir. Kâinatta bunların hepsi eksiksiz vardır. O halde Tanrı iyilik yapan bir varlıktır.
Fikirler doğruyu yanlıştan, hakikati yalandan ayırır. Kâinatta olan her şey doğrudur. Sahte yalan bir şey yoktur. O halde Tanrı doğruları var etmiştir.
İrade yararlıyı zararlıdan ayırır. Kâinat yarar üzerine oturmuştur. Canlılar arasındaki mücadele evrimin sağlanması için yararlıdır. O halde Allah yararları var edendir.
Yine Allah kâinatı evrim içinde yaratmıştır. Böylece kullarına görev vermiştir. Onları evrime götürmektedir. Evrimsiz yaratsaydı kulların yapacağı bir şey kalmazdı.
Canlılarda evrim vardır. DNA dizileri ile canlılık oluşmuştur. Bunu yapanlar meleklerdir. Tabii evrimi onlar gerçekleştirdiler.
Şimdi biz de beşeri evrimi gerçekleştiriyoruz.
Paskal bugünleri görseydi, insanı ve evreni çok kolay kavrardı, Tanrı’yı da artık yalnız duyguları ile değil aklıyla bilirdi.
Paskal Kur’an üzerinde çalışsaydı daha tatmin edici olarak ölürdü.
Ne var ki bugünkü müsbet ilme onlar sayesinde ulaştık.
Allah bütün mü’minlere rahmet etsin. Kâfirlerin de azabını tahfif etsin. O da rahmettir. Allah’ın rahmetinin ulaşmadığı kul yoktur. Şeytana kıyamete kadar izin vermesi rahmet değil midir? Şeytanın aynen mikroplar gibi dengede yeri vardır. Onun için ilk günah şaşırtıcı değil, dengeyi en iyi bir şekilde izah eden bir kıssadır.
Ansiklopedik Bilgi:
Blaise Pascal, (d. 19 Haziran 1623 – ö. 19 Ağustos 1662), Fransız matematikçi, fizikçi ve düşünür. En bilinen temel eseri Düşünceler'dir. Daha 16 yaşındayken konikler üzerine bir inceleme yazdı. 1642'de , henüz 18'inde iken, vergi tahsildarı babasının işini kolaylaştıracak, dişliler ve tekerleklerden oluşan mekanik bir hesap makinesi tasarladı. Matematikle uğraşan babasıyla birlikte Paris Mersenne Akademisi'ne kabul edildi.
19 Haziran 1623'te doğdu, 19 Ağustos 1662'de öldü. Pascal, henüz küçük yaşta kendisini gösteren dehalardandır. Henüz 12 yaşındayken, hiç geometri bilgisine sahip olmadığı halde, daireler ve eşkenar üçgenler çizmeye başlamış, bir üçgenin iç açılarının toplamının iki dik açıya eşit olduğunu kendi kendine bulmuştur. Avukat olan ve matematikle çok ilgilenen babası, onun Yunanca ve Latince’yi iyi öğrenmeden matematiğe yönelmesini istemiyordu. Bu nedenle bütün matematik kitaplarını saklayarak Pascal’ın bu konu ile ilgilenmesini yasaklamıştır. Pascal, çocukluğunda "Geometri neyi inceler?" sorusunu babasına sormuş ve "doğru biçimde şekiller çizmeyi ve şekillerin kısımları arasındaki ilişkileri inceler" cevabını almıştır. Pascal, bu cevaba dayanarak, gizli gizli geometri teoremleri kurmaya ve kanıtlamaya başlamıştır. Sonunda babası, onun yeteneğini anlamış ve ona Öklit’in (Euclid) Elementler’ini ve Apollonius’un Konikler’ini vermiştir. Dil derslerinden arta kalan zamanlarında babasının verdiği kitapları okuyan Pascal, 16 yaşında konikler üzerine bir eser yazmıştır. Bu eserin mükemmelliği karşısında Descartes, eserin Pascal gibi genç biri tarafından yazılmış olduğuna inanmakta güçlük çekmiştir.
Pascal, 19 yaşında, aritmetik işlemlerini mekanik olarak yapan bir hesap makinesi icat etmiştir. Pascal yalnızca teorik bilimlerde değil, pratik ve deneysel bilimlerde de yetenekli ve özgün bir araştırmacıydı. 23 yaşında, Toricelli'nin atmosfer basıncı ile ilgili çalışmasını incelemiş ve bir dağa çıkartılan barometredeki civa sütununun düştüğünü, yani yükseğe çıkıldıkça hava basıncının azaldığını göstermiştir. Diş ağrısından uyuyamadığı bir gece rulet oyunu ve sikloid üzerine düşünmüş ve sikloid eğrisinin özelliklerini keşfetmiştir. Pascal, Fermat ile yazışarak, olasılık teorisini kurmuş ve bir binom açılımında katsayıları vermiştir. Pascal Üçgeni'nin keşfi de ona aittir. Pascal, çok genç yaşlarda çok önemli çalışmaları tamamlamış ve matematiğin gelişimine çok önemli katkılar yapmıştır. Pascal, 25 yaşına geldiğinde kendisini felsefe ve dine adamış, 39 yaşında da ölmüştür.
Haftalık Seminer Dergisi; 631. Hafta 01 Ekim 2011 SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92