29-Bertrand RUSSELL
Russell aklı, bilgiyi ve acımayı dayanak yapmıştır. Heyecan, yalnızlıktan kurtulma ve sevilme, bunlar aşkta vardır. Evliliğin Hıristiyanlık uydurması olduğunu söyler. Evlilikler ve ayrılıklar, evlilik dışı ilişkiler hayatını doldurur. Serbest yazarlığı seçer. Üniversitelerde ders vermiştir. Modern matematiğe girişir. Eserleri vardır. Matematikten felsefeye, ilmin felsefesine, ahlaka kadar kitaplar yazar. Faal bir sosyalist politikacıdır. Uygulamaları beğenmez. Stalin’e karşı çıkar. Servetini kadınlara ve siyasete harcar, meteliksiz olur. Russell çok sonra ödüller almış, meşhur olmuş, bütün büyük kişilerle görüşmüştür. 1969’da 97 yaşındaydı. Matematiği mantığa dayatmıştır. Felsefeyi mantık analizi ve sentez olarak görür. Russell’e göre sorun mantığımızla gerçekler arasındaki ilişkiyi bulmaktır. Ona göre filozof saçmalıklardan korkmamalıdır. İnsan basitlik ilkesi sebebiyle vardır. Algılarımıza gelenler gerçektir ama onların ne olduğu belirsizdir. Cümleyi anlıyoruz demek onu biliyoruz demektir. Tanrı, hürriyet ve ölümsüzlük; bunlardan kuşku duyar. Yine de metafizikle bilgi sınırımızı belirlememiz için uğraşmak gerek. Ahlak dogmatik olmamalıdır. İnsanın olduğu gibi görünmesi ahlaktır. Arzular ahlakı oluşturur. Ne var ki insan başkalarının iyiliğini de arzular. Savaş yarine barış, kin yerine sevgi, rekabet değil işbirliği. Başkalarının yalnızlığı, yoksulluğu, ezilmişliği, açlık ve hastalık karşısında insanın duyduğu ıstırap ahlaktır. İnsan bu yönde atacağı adımlarla tekrar yaşama sevincine erer.
Yorum
Eskiden tanrılar savaşırdı. Her topluluğun tanrısı vardı. Tanrılar savaşmakta idi, insanlar tanrılarına yardım ederlerdi. İslâmiyet bunu Allah hizbi ile şeytan hizbine indirdi. Mü’minler şeytana karşı Allah için savaşırlar. Şeytanı da var eden Allah istese bir saniyede tüm kainatı yok edebilir. Ama şeytana izin vermiştir, hattâ görev vermiştir.
Son beşyüz senedir tanrılar arası savaşın yerini şeytanla bir olan ateist insanla mü’min olan insanın savaşı almıştır. Yirminci asrın son çeyreğine kadar dinsizlik savaşı en şedit bir şekilde devam etti. Yirminci yüzyılın son çeyreğinde bu gidiş bırakılmıştır.
Russell o dinsizlik felsefesinin son temsilcisidir. Hayatı dinsizlik ve İslâmî mânâda ahlaksızlık içinde geçen bu filozof artık yumuşamış olarak konuşmaktadır. Ömrü içinde gittikçe ahlaka doğru gelmektedir. Örnek olarak, evlilik dinlerin icad ettiği şeyler değildir, tüm canlılarda evlilik vardır. Bir dişi hücre yalnız bir erkek hücre ile birleşir. Dıştan eşleşme bitkilere varıncaya kadar mevcuttur. Kuşlar ve memeliler aile oluştururlar. Balıklar yumurtayı suya bırakırlar ama erkek balık günlerce bir alanı başka erkek balıklardan korur. Sonra oraya dişiyi getirir, yumurtlatır ve sonra kendi spermlerini akıtır.
İşte, yirminci asrın son çeyreğinde kainatın sırrı çözülmüştür. Dört ve beş boyutlu uzay, DNA’lar, bilgisayarlar sayesinde artık kainatı avucumuzun içine almış gibiyiz.
Kur’an diyor ki, size az bilgi verildi. Ama bize bilgi verildi.
Russell bunu söylüyor. Gördüklerimiz gerçektir ama onun ne olduğunu tam bilemeyiz. Russell yeni dünyadan ümitli olmak istiyor.
Ne yazık ki biz bağımsız adaylıklarımızı koyduğumuzda o ömrünün sonlarına gelmişti. Biraz daha geç doğsaydı, belki de onu “Adil Düzen” dolduracaktı.
Ansiklopedik Bilgi
Bertrand Russell, (d. 18 Mayıs 1872 - ö. 2 Şubat 1970), Britanyalı filozof.
Mantık ve matematik alanında çığır açıcı çalışmalar gerçekleştiren Bertrand Russell, Whitehead'le birlikte Principia Mathematica adlı ünlü matematik kitabını yazmıştır.
Matematiksel mantık alanındaki çalışmalarını daha sonra felsefe alanına yayan Russell, bu çerçeve içinde mantıksal atomculuk öğretisini geliştirmiştir. Buna göre, Russell sisteminin en basit tümcelerine atomik önermeler adını vermiş ve bu önermeleri, daha kompleks tümcelere karşılık moleküler önermelerden ayırmıştır. O, moleküler önermelerin birbirlerine ve, veya, ise, ancak ve ancak gibi mantıksal eklemlerle bağlanan atomik önermelerden meydana geldiğini söylemiştir. Russell söz konusu mantıksal öğretiyle, belli bir metafiziksel görüşe ulaşmıştır. Başka bir deyişle, onun mantık öğretisiyle metafiziği arasında çok yakın bir ilişki vardır. Ona göre, biz söz konusu matematiksel mantıktan, felsefi analizden yararlanarak, dünyayı meydana getiren bileşenler hakkında sağlam bir fikir sahibi olabiliriz. O, matematiksel mantığının, dünyanın şeyler, bireyler, basit öğeler çokluğundan meydana geldiği inancı için sağlam bir destek olduğunu düşünmüştür. Dünya tek bir tözden oluşmaz, fakat çok sayıda ayrı ve tikel şeylerden meydana gelir. Üstelik, bu basit öğeler, idealistlerin düşündüğü gibi, tinsel bir yapıda değildir. Bunlar basit oldukları ve yalnızca varoldukları için, kendilerinde hiçbir niteliğe sahip değildirler. Onlar, olgular adı verilen kompleks yapılar içinde ortaya çıkar ve bunlardan bazıları fiziki, bazıları da tinsel bir nitelik taşır.
Bilgi kuramı bakımından deneyciliği benimseyen Russell, betimleme yoluyla bilgi ve tanışıklık yoluyla bilgi olmak üzere iki ayrı bilgi türünden söz etmiş ve bunların deneysel bilgimizin temelini meydana getirdiğini savunmuştur.
Haftalık Seminer Dergisi; 646. Hafta 21 Ocak 2012 SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92