Süleyman Karagülle
Ordu
14.08.2011
4478 Okunma, 1 Yorum

ORDUSUNU YENMİŞ ZAVALLI KAHRAMAN!

Ç Ö Z Ü M   NEDİR?

Türkler asker bir millettir. Askerlik savaşçılık demek değildir. Askerlik demek devlet kurmak demektir. İskitler, Hunlar Göktürkler, Karahanlılar devlet kurmuşlar, güçlü devletler oluşturmuşlardır. Gazneliler, Selçuklular, Osmanlılar güçlü devlet olmuşlardır.

Türkiye Cumhuriyeti’ni Türk ordusu kurmuştur. İnkılâpları Türk ordusu yapmıştır. Demokrasiyi Türk ordusu getirmiştir.

Türkiye bugünkü demokrasiye ulaşmışsa, ordusunu ezebiliyorsa, düşmanlara karşı zayıf duruma getirebiliyorsa, bunu Kenan Evren’in yaptığı anayasa sayesinde yapmıştır.

Cumhuriyeti siviller mi kurdu? 61 anayasasını siviller mi getirdi? 82 anayasasını siviller mi yaptı? O askeri anayasalar sayesinde Türkiye 90 yıl yaşamışsa, o anayasa sayesinde şimdi AK Parti caka satabiliyorsa; Türk milletinin Türk ordusuna sadece minnet borcu vardır.

AK Parti bugün iktidarda ise Türk ordusunun demokrasiye olan saygısındandır. Eğer AK Parti kapanmamışsa, bu da Türk ordusunun onu korumasındadır. Ama AK Parti Türk ordusunu yıpratmak ve zayıf düşürmek için elinden ne gelmişse yapmıştır.

Ordusunu yenmiş zavallı kahraman!

***

Ordusuz devlet olur mu?

Türkiye gibi tüm dünyanın gözünü koyduğu ülke ordusuz yaşar mı?

Orduda zafiyet varsa bunu teşhir etmenin manâsı var mıdır?

Türk ordusunu halkına düşman etmek İstiklâl Savaşı’ndan beri düşman faaliyetidir.

  1. Türk devletine inkılâplar yaptırıldı, dinsizlik yaptırıldı ki, ordu ile halk savaşa girsin. Ama Mustafa Kemal, Mareşal Fevzi Çakmak ve İsmet İnönü sayesinde ordu siyasetten uzak tutuldu. Halk da yapılanlara karşı sabretti. Mustafa Kemal’den sonra Kazım Karabekir’in katıldığı aynı kadro demokrasiyi getirdi ama ordu yıpratıldı.
  2. 1960’da tamamen dışarıda planlanan senaryo ile ordu müdahale etmek zorunda kaldı. Ordu müdahalenin ardından çok partili anayasayı getirdi.
  3. 1971’de ordu müdahale etti ama Türkiye’ye fiilen demokrasiyi getirdi, çok partili demokrasi oluştu. Hükümetleri CIA atamadı, Türk milleti seçti.
  4. 1980’de Kenan Evren müdahale etti ama askeri darbeleri ortadan kaldırdı. Bugün caka satan parti onun sayesinde caka satıyor. Akılsız parti basının pohpohlamasından hoşlanıyor. Partiler kapanırken, AKP kapatılmak istenirken o medya neredeydi? O zamanlar tüm basın heyecanla kapanmasını bekliyordu, şimdi onu ateşe atıyor!
  5. Askerlerin sivil mahkemelerde muhakemesi bir rezalettir. Ceza davalı hukuk davaları orada görülemez, askeri suçlar sivil mahkemelerde görülemez. Orgeneralleri hapse atmak, orduyu perişan etmektir, askerin moralini sıfıra indirmektir. Bir memur olan savcının yüz binlere komuta eden bir komutanı sorguya çekmesi demek, erden generale kadar herkesin askerliğe karşı moralini çökertir. Halk kendisini yalnız hisseder. Tarihte Türk ordusunun bu kadar kötü şekilde yıpratıldığı olmamıştır.

***

Genelkurmay Başkanı ne yapacağını şaşırmış bir şekilde bir sene krizler arasında yaşamıştır. Komutanlar da yıllarını zor doldurmuşlardır.

Sağır siyasilere seslerini duyuramadılar.

Müdahale edecek durum ortadan kalkmıştır. İç ve dış oluşlar müdahaleyi imkansız hâle getirmiştir. Sermaye eskiden askerleri desteklerdi. Baktı ki askerler dediklerini yapmıyor, şimdi başka metotlara baş vuruyor, orduları yok etmeye çalışıyor. İçte de Evren’in anayasası sayesinde askeri müdahale imkansız hâle gelmiştir.

Evet, şimdiye kadar devlet yıkılmaya doğru gidince asker koşuyor, elinden tutup devleti yeniden ayağa kaldırıyordu. Şimdi o ordu da tutunamaz hâle getirilmiştir.

Komutanlar ancak istifa ederek bu tehlikeyi haber vermişlerdir.

Ordu hepten sarsılmasın diye Jandarma Genel Komutanını bırakmışlardır.

Şimdi Askeri Şura toplanıyor...

Gelen komutan komutanlığı kabul etmiştir ama şartlar koymuştur.

Ben orduma güveniyorum. Bu krizin atlanması için gerekli kararları alacaklardır.

Ne var ki sorunlar bitmiyor. Ordu çöküyor. Savaş kabiliyetini kaybediyor. Yurt içi saygınlığını kaybediyor, yırt dışı etkinliğini bitiriyor...

Bugün bize saldıracak komşu devlet yok ama bu böyle giderse, AK Parti iktidarda iken PKK karşısında cephe yenilmeleri başlar, Doğu’da Kürt devleti kurulur, o devlet Türk ordusunu yener. Yeni bir Mehmet Ali Paşa ortaya çıkar. Pusuda bekleyen Ermeniler ve diğerleri saldırıya geçer, Sevr’i bile arayacak hâle gelebiliriz...

***

Çözüm nedir?

  1. Önce genel af ilan ederek bu çıkmaz yargılama süreci sona erdirilmelidir.
  2. Askerlerin sivil mahkemelerde muhakeme sistemi hemen ama  hemen değiştirilmelidir.
  3. Orgenerallerin milletvekilleri gibi dokunulmazlıkları olacaktır. Adil yargılama sistemi kurulacaktır. Askerlerden sadece orgeneraller yüce divanda yargılanmalı, diğerleri her türlü suçtan askeri mahkemelerde yargılanmalıdır.
  4. Yeni anayasa askerlerle mutabakat yapılarak yapılacaktır. R. Tayyip Erdoğan mutabakat için PKK başı ile anlaşmaya çalışıyor da, Türkiye’nin siyasi partilerinin yanında en büyük kurumu olan orduyu düşünmüyor! Ordusuz iş yapacakmış!

***

Ben yazıyorum, kimse okumuyor, ilgilenmiyor!!!

Bu yaşta bundan fazlasını yapamam; yapabildiğim bu kadar!

Her okuyucum bu mektubu elinden gelen herkese ulaştırıp okutmalıdır.  

Yoksa bu devlet yıkıldığı zaman düşen kaya parçaları en başta sizin başınıza düşer.

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
15.08.2011
13:33

İsmet Özel: Orduda değişimi AKP yapmıyor!

Radikal'e konuşan şair İsmet Özel, 'Orduda değişim gibi görünen hiçbir şeyi AKP yapmıyor, Pentagon yapıyor' dedi. İşte İsmet Özel'in Türkiye'de yaşanan son gelişmelerle ilgili yorumu:

15 Ağustos 2011 Pazartesi

Ezgi Başaran'ın röportajı

Siyasi duruşu tartışma götürse de kesin kabul edilen, İsmet Özel'in Türkiye'nin yaşayan en büyük şairlerinden biri olduğudur. Onun da, aynı Ece Ayhan gibi şiirlerinde sivillik kavramı geçer. Gazetelere yazı yazmayan, ortalarda görünmemeyi tercih eden, sadece kurucusu olduğu İstiklal Marşı Derneği'nde mesai yapan Özel, ülkede yaşanan son gelişmelerle ilgili ne düşünüyor, sivilleşiyor muyuz ona göre diye sormak için kapısını çaldım.

Şair Ece Ayhan şöyle diyor: "Sivilliği yalnız ve yalnız askerlerin tersi olarak alıp yanılsayanlar var!" Size göre sivillik nedir?

Sivillik benim şiirlerimde geçen bir kelimedir. Dünyanın her ülkesinde ve eğiliminde eskilerin 'müesses nizam' dediği, ıngilizce 'establishment' denilen bir kurulu düzen var. Bunun sarsılmaması için tedbirler alan ve sarsanları cezalandıran bir yapı var. Bu yapının dışında kalan neyse, o sivildir.

Bugün kim dışında?

Kimse. Çünkü insanlar ancak müesses nizamın onlara tanıdığı alanlarda söz söylerlerse, onlara söz söyleme hakkı tanınacağını biliyor.

Türkiye'de müesses nizamı koruyan yapı neydi sizce? Ordu mu?

Ordu meselesi bir bilmecedir. Çünkü Türkiye'de gerçekten bir ordu var mı yok mu diye tartışmak lazım. Şöyle düşünelim. Sovyetler Birliği kurulduktan sonra bir Kızıl Ordu vardı. Kızıl Ordu rejimi korumak için yıllarca o toplumda baskı gücü olarak işe yaradı. Ama Sovyetler'in dağılmasına yakın, ne işe yaradığını anlayamadığımız bir şeye dönüştü. Türkiye'de de ordu Cumhuriyet'e giden süreçte bir işlev yüklendi, sonrasında ne olduğunu anlamak zor. Ne olduğunu anlayamadığımız gibi ne olması gerektiğini de söyleyemiyoruz.

Sınırları korumakla yükümlü silahlı kişiler topluluğu olması gerekmiyor mu?

Siyasetle ilgilenmeyecek manasında söylüyorsunuz. Ama nasıl ilgilenmeyecek? Mesela NATO emrindeki bir ordu siyaset yapmaz mı, NATO siyasi bir oluşum değil mi... Demek ki zaten ordu siyasi bir varlık.

Ordu rejim muhafızı mıdır Türkiye'de?

Ordunun rejimi mi yoksa kendini mi muhafaza ettiğini anlamak gerek önce. Zamanı bölelim: Cumhuriyet'in ilanından 27 Mayıs'a kadar giden bir ordumuz var. 27 Mayıs'tan sonraki haline ne diyeceğimizi ise bilmiyoruz. Rejim dediğiniz zaman neden söz ettiğimiz belli değil. 27 Mayıs'ta devrilen şey midir rejim, yoksa 27 Mayıs'ta gelen şey mi? Gelen şeyi anlıyorsak,

Siz orduyu 27 Mayıs öncesi ve sonrası olarak ayırıyorsunuz. Komutan istifası, YAŞ'ı Başbakan'ın yönettiğine dair fotoğrafla yeni bir ordunun başlangıcında olduğumuz tezine ne diyorsunuz?

Bunlara sadece tebessümle karşılık verebilirim. Bence Türkiye'nin ülke ve millet olarak devam edip etmemesi meseleyken, ülkenin ortadan kalkması için yapılan hazırlıkları örtmek üzere bizim kafamızı hiçbir zaman aslına varamayacağımız şeylerle meşgul ediyorlar. Medya da dahil, dünyada gelecekte Türkiye'nin ne olacağına dair planlar yapanlar bizi fantastik konuları düşünmeye sevk ediyorlar.

YAŞ toplantısındaki o sembolik fotoğraf ve istifalar fantastik mi?

Bakın, 1826 yılında yeniçerilik kaldırılıyor. 1830'da ise Yunanistan bağımsızlığını ilan ediyor. Eğer yeniçerilik kaldırılmasaydı Yunanistan'ın bağımsız olması hayalden de öte bir şeydi. Ama asıl devlet gücü olan asker yok oluyor ve devletin önemli bir toprak parçası kopuyor. Bunu yeniçerilik matah bir şeydi diye değil, bizim bir şeylerin neden olduğunu o işler olduktan sonra anladığımızı anlatmak için söylüyorum. O nedenle şimdi olanlara bakacağız, sonra göreceğiz, en sonra da güle güle öleceğiz.

1826'daki yeniçeri olayıyla bugün arasında ne benzerlik var?

Eğer Türkiye Cumhuriyeti'nin varlığının devamı için Genelkurmay bir engelse veyahut destekse, buna göre tavır alınacak.

Kim alacak?

Irak, 1930'da bağımsızlığını ilan etmiş bir devlet. Bizim Irak'la sınırımız fiili bir durumdur, herhangi bir hukuki altyapısı yoktur. Dolayısıyla Irak'ın ABD tarafından işgali bu muallakta bırakılmış toprakların işgalidir. Türkiye bağımsız bir ülkeyse kendi bağımsızlığına dair bir mücadele vermek zorunda. Bu mücadeleyi hangi toplum gücü sağlayacak? Türkiye'nin devamı, birinin derdi olması lazım, bu kimin derdi? AKP iktidara gelinceye kadar, Türkiye Cumhuriyeti; Genelkurmay, Dışişleri ve MıT'in paslaşmalarıyla devam etti. şimdi bunun imkânsızlığına dair senaryolar üretiliyor. Bir boşluk ortamındayız, kaos bile değil bu.

O paslaşmanın kalkması, bir daha bu ülkede darbe olmayacağı gibi hayırlı bir sonuç doğurmaz mı?

Darbe dediğiniz şeye nereden baktığınıza bağlı. Mesela Türkiye'de ciddi sayıda insan diyor ki; "27 Mayıs darbesini, 12 Mart ve 12 Eylül'den ayrı tutalım..." Bir başka kesim 28 şubat'ı da darbe olarak algılıyor, bana göre 28 şubat diye bir şey yok. 28 şubat takvimde bir gündür, hiçbir özelliği yoktur.

Nasıl?

28 şubat, devletin tabii reflekslerinden birisidir. Eğer inkılaplar yapıldıysa 28 şubat'ın yaşanması da normaldir. 27 Nisan'da olan da bunun gibi. Benim bu konularda ortamda yürüyen zihinle irtibat kurarak söz söylemem imkânsız. Çünkü kökünden itibaren işlerin başka türlü yürüdüğüne inanıyorum. 1923'te kurulan cumhuriyet bana göre zaten 27 Mayıs'ta ilga edilmiştir. O günden beri uzatmaları oynuyoruz.

Niye öyle olsun?

Türkiye'nin haritada olmasını izah eden her şey birer birer yok ediliyor. Türkiye diye bir devlet var, çünkü büyük Ermenistan, büyük Kürdistan, büyük Yunanistan ve Pontus yok. Bunlar olmadığı için Türkiye var. şimdi bak artık hepsi olmaya başladı. Pontus bile. Hrant Dink kim tarafından öldürüldü? Pontusçular. Çünkü onlar Trabzon'u Ermenilere vermek istemiyorlar.

Müesses nizam el değiştirdi mi?

Müesses nizam dünyanın her yerinde sermaye hâkimiyetine verilen addır. Sermaye hâkimiyeti değişmiyor, güçleniyor. Türkiye sermayeyi elinde bulunduranların elinde bulunan bir ülkedir. Yani milli burjuvazisi yoktur. Milli burjuvazi olmadığı gibi ıslami burjuvaziden de söz edilemez. Burjuva oldukları sürece onlar, ıslam'dan ayrılmışlardır.

El değiştirdi mi derken, sırtını orduya dayamış, kendilerini bu ülkenin sahibi gören, yüzü Batı'ya dönük kesime "Hayır artık biz varız" diyen bir Anadolu sermayesi yok mu?

Söyledikleriniz ninni gibi. 'Bir güçlü ordu ve onun karşısına çıkan taşra burjuvazisi' ancak masal başlığı olabilir. Komik. 1949'dan 90'lara kadar hepimiz dünyada bir soğuk savaş olduğuna inandık. Yoktu halbuki. Çünkü ABD ve Rusya'nın çıkarları hiçbir zaman zıtlaşmadı. şu anda AKP'nin orduyla mücadele ediyormuş gibi görünmesini de buna benzetiyorum. Yok öyle bir şey. Bu ülkenin müesses nizamı ordu tarafından değil, Türkiye dışından korunan bir şey.

Yani?

Orduda değişim gibi görünen hiçbir şeyi AKP yapmıyor, Pentagon yapıyor.

Konjonktür müsaitti diyorsunuz yani. AKP yerine CHP iktidarda olsa yine bu değişim yaşanır mıydı?

AKP'yle ordunun arasının bozuk olduğunu varsaymak gülünç bir şey. Irak'ta Türk subaylarının kafasına çuval geçirenler AKP'liler miydi? Balyoz'u da Ergenekon'u da tuhaf buluyorum. ınsanlar bir de şimdi darbeci filan gibi söylemler geliştirdi. Kim onlar? Herhalde bir tek Talat Aydemir. ıki kere teşebbüs etti, başarısız oldu. Darbeci odur. Kenan Evren de darbeci filan değil, darbe sonunda cumhurbaşkanı olan adamdır. Turgut Özal darbeci mi? Niye değil? 12 Eylül olmasaydı Özal başbakan olabilecek miydi...

Kim yapacak atılımı?

Onlar kendilerini seçerler. Türkiye mağlubiyetler tatmaya başladığından beri bu insanlar sayesinde varlığını devam ettirebildi. ıhtiyaç olduğunda bu insanlar ortaya çıkacaktır.

Bu ülkeyle ilgili ümidiniz nedir?

Bu ülkenin mevcudiyetinin ne anlama geldiğini anladığımız vakit burası en yaşanılır ülke olur. Fakat bunun için Türkiye'nin bir atılım yapması gerekir. Bu atılımı yapacak güce ulaşmış kişiler arasında Başbakan ve AKP kadrosu listenin en sonunda gelir. Hatta listede yer alırsa sürpriz olur.

Gizli bir örgütten bahsediyor gibisiniz...

Gizli değil fakat saklı. Türkiye'de insanlar dezenformasyona uğradıkları için kendi niyetleriyle ilgili bile karmaşık bir ruh durumu yaşıyorlar. Birtakım musibetlerin çarpması halinde bu bulanıklığın, kendi niyetlerini bile tanımama sarsıntısının aşılacağını düşünüyorum.

Radikal





Çok Okunan Makaleler
Süleyman Karagülle
Yakından Tanıdığım F. Gülen
27.08.2016 8547 Okunma
2 Yorum 27.08.2016 14:33
Süleyman Karagülle
İstanbul’un Fethi ve Kutlamalar
6.06.2015 8537 Okunma
Süleyman Karagülle
Faizsiz sisteme nasıl geçilir?
16.11.2013 8500 Okunma
Süleyman Karagülle
Kurban
9.11.2010 8314 Okunma
Süleyman Karagülle
Binali Yıldırım’ın işi daha zor
28.05.2016 8285 Okunma
2 Yorum 30.05.2016 08:48
Süleyman Karagülle
Akevler'in Kuruluşu ve Adil Düzen'in doğuşu
13.09.2014 8267 Okunma
Süleyman Karagülle
Uzlaşma Zamanıdır
4.06.2016 8254 Okunma
1 Yorum 07.06.2016 02:47
Süleyman Karagülle
Şirk: Çağımızın Tanrısı Karşılıksız Para
10.09.2011 8221 Okunma
Süleyman Karagülle
Korunma!
30.04.2016 8208 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti’ye Reçete
14.05.2016 8208 Okunma
Süleyman Karagülle
Çözüm!
24.10.2015 8194 Okunma
2 Yorum 09.11.2015 22:18
Süleyman Karagülle
III. Binyıl Uygarlığı Nasıl Gelecek
31.10.2015 8178 Okunma
Süleyman Karagülle
Para Kazanmak!
9.04.2016 8108 Okunma
1 Yorum 11.04.2016 08:18
Süleyman Karagülle
Yerli Para
31.12.2016 8079 Okunma
2 Yorum 02.01.2017 08:54
Süleyman Karagülle
Oruç ve Ramazan’ın Hikmetleri
11.06.2016 8042 Okunma
1 Yorum 13.06.2016 13:19
Süleyman Karagülle
Osman Yumakoğulları ve AMGT
26.03.2016 8020 Okunma
2 Yorum 28.03.2016 10:39
Süleyman Karagülle
İslâm ve Laiklik
7.05.2016 8001 Okunma
2 Yorum 09.05.2016 09:18
Süleyman Karagülle
Faiz ve Cahil veya Hain Faizciler
10.05.2014 7999 Okunma
1 Yorum 15.05.2014 16:26
Süleyman Karagülle
Aşiret / Ocak
14.04.2012 7962 Okunma
4 Yorum 20.04.2012 17:06
Süleyman Karagülle
Akevler'e yapılan zulmün hikâyesi
2.02.2013 7952 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI: AK Parti’de hiç akıllı kimse yok mu?
15.03.2014 7951 Okunma
Süleyman Karagülle
PKK Sorunu ve Çözümü
19.10.2015 7932 Okunma
Süleyman Karagülle
Emekli Askerlere Davet
23.05.2015 7919 Okunma
1 Yorum 25.05.2015 10:07
Süleyman Karagülle
Hayrettin Karaman’a Davet
12.03.2016 7915 Okunma
Süleyman Karagülle
F.Gülen’in benimsediği İSLÂM DEVLET DÜZENİ
27.08.2016 7914 Okunma
Süleyman Karagülle
Tahir Elçi’yi Kim Öldürdü?
12.12.2015 7903 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Medine Dönemi!
13.09.2014 7884 Okunma
4 Yorum 16.09.2014 08:43
Süleyman Karagülle
AKİD VE AHD
2.04.2012 7878 Okunma
4 Yorum 06.04.2012 18:38
Süleyman Karagülle
Kur’an Düzeni ve İşbölümü
18.06.2016 7872 Okunma
2 Yorum 20.06.2016 08:08
Süleyman Karagülle
Sorunlar ve Çözümleri
26.01.2013 7858 Okunma
Süleyman Karagülle
İçtihad
3.05.2014 7815 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti ile cemaat nasıl uzlaşabilir?
25.01.2014 7814 Okunma
Süleyman Karagülle
NATO
26.11.2016 7780 Okunma
2 Yorum 28.11.2016 15:19
Süleyman Karagülle
Kur'an mucizesi ve Müçtehit Yetişme Merkezi
22.12.2012 7771 Okunma
1 Yorum 12.01.2013 01:03
Süleyman Karagülle
Tehlike; Türk-Kürt Bölünmesi
20.09.2015 7769 Okunma
2 Yorum 23.09.2015 12:56
Süleyman Karagülle
SÜRME YETKİSİ
1.04.2012 7763 Okunma
4 Yorum 05.04.2012 21:36
Süleyman Karagülle
Devlet Başkanı ve Yönetimde Uyum
28.11.2015 7751 Okunma
3 Yorum 01.12.2015 08:36
Süleyman Karagülle
Suriye ve Üçüncü Cihan Savaşı
19.10.2015 7669 Okunma
2 Yorum 11.11.2015 11:56
Süleyman Karagülle
Kanunlar ve Yeni Anayasa
24.12.2016 7583 Okunma
1 Yorum 26.12.2016 13:41
Süleyman Karagülle
Bir Sığır Kaç Kurban Olur?
14.12.2011 7523 Okunma
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-8
26.11.2011 7477 Okunma
Süleyman Karagülle
Fildişi Sahili Ziyareti ve Öneriler
5.03.2016 7462 Okunma
1 Yorum 07.03.2016 12:19
Süleyman Karagülle
Kur’an’a Göre Ortadoğu
23.04.2016 7450 Okunma
1 Yorum 25.04.2016 09:22
Süleyman Karagülle
Yeni Medeniyet ve Yeni Neslin Görevi
2.07.2016 7436 Okunma
1 Yorum 04.07.2016 10:38
Süleyman Karagülle
Üç Lider; Erdoğan, Putin ve Obama
26.12.2015 7424 Okunma
2 Yorum 29.12.2015 07:26
Süleyman Karagülle
Olayların Tahlil ve Tevili
11.04.2015 7416 Okunma
Süleyman Karagülle
Gelin Barışalım…
19.03.2016 7392 Okunma
Süleyman Karagülle
Felsefe, Hikmet, Kelam
16.07.2016 7385 Okunma
Süleyman Karagülle
Karar Şekilleri
14.01.2017 7385 Okunma
Süleyman Karagülle
Adil Düzen, N.Erbakan - S.Karagülle-12
24.12.2011 7372 Okunma
Süleyman Karagülle
Başbakan Davutoğlu’nun İran Ziyareti
12.03.2016 7366 Okunma
2 Yorum 15.03.2016 08:01
Süleyman Karagülle
Diyarbakır, Kürtler, Türkler
30.11.2013 7363 Okunma
Süleyman Karagülle
Erbakan Vakfı
3.08.2013 7346 Okunma
1 Yorum 11.08.2013 15:50
Süleyman Karagülle
TAVSİYE: Allah’ın Emrine Uyuyoruz
12.09.2015 7336 Okunma
3 Yorum 22.09.2015 23:48
Süleyman Karagülle
Ebu Hanife ve Fıkhı
3.11.2012 7329 Okunma
2 Yorum 20.11.2012 18:09
Süleyman Karagülle
Hani Koalisyon İyi İdi?!
29.08.2015 7328 Okunma
2 Yorum 31.08.2015 08:50
Süleyman Karagülle
Menderes ve Erdoğan
23.01.2016 7286 Okunma
2 Yorum 29.01.2016 12:17
Süleyman Karagülle
Cumhuriyet’in DNA’ları
14.03.2015 7250 Okunma
3 Yorum 18.03.2015 10:45
Süleyman Karagülle
Bir Köy Düşünüyorum
20.02.2016 7234 Okunma
1 Yorum 21.02.2016 01:00
Süleyman Karagülle
Anne sütü bankası
23.03.2013 7232 Okunma
Süleyman Karagülle
KARAR ŞEKİLLERİ
25.03.2012 7231 Okunma
Süleyman Karagülle
Siyasi Haklar
24.09.2011 7223 Okunma
Süleyman Karagülle
Mesut Akgül-El-Aziz-2
26.01.2013 7205 Okunma
Süleyman Karagülle
AK Parti'nin Başarısının Sebepleri
5.11.2016 7196 Okunma
1 Yorum 07.11.2016 07:24
Süleyman Karagülle
Anayasa’yı Uygulama Yaparak Değiştirmek
16.01.2016 7159 Okunma
1 Yorum 25.01.2016 09:32
Süleyman Karagülle
İdam, kısas, diyet
1.12.2012 7116 Okunma
Süleyman Karagülle
T.C.Merkez Bankası ve Faizsiz Vakıflar Bankası
21.03.2015 7113 Okunma
1 Yorum 16.04.2015 13:30
Süleyman Karagülle
Henry Kissinger Ziyareti!
13.02.2016 7107 Okunma
1 Yorum 14.02.2016 12:54
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Nedir?
9.08.2014 7102 Okunma
1 Yorum 12.08.2014 20:27
Süleyman Karagülle
Müçtehid araştırmacılar neler yapacaklardır?
26.01.2013 7100 Okunma
Süleyman Karagülle
"Adil Düzen"in çözeceği sorunlar
6.04.2013 7094 Okunma
Süleyman Karagülle
Büyük Devlet Adamı
19.03.2016 7093 Okunma
2 Yorum 24.03.2016 12:17
Süleyman Karagülle
Anayasa ve Referandum
28.01.2017 7093 Okunma
2 Yorum 29.01.2017 01:30
Süleyman Karagülle
Saadet Partisi
22.03.2014 7089 Okunma
Süleyman Karagülle
Dış Borç ve İlmi Çözüm
21.01.2017 7088 Okunma
1 Yorum 22.01.2017 18:40
Süleyman Karagülle
Altın Piyasası
29.10.2016 7022 Okunma
2 Yorum 31.10.2016 07:16
Süleyman Karagülle
Suriye Sorunu ve Başkanlık
12.12.2015 7021 Okunma
3 Yorum 20.12.2015 07:10
Süleyman Karagülle
Neden fıkıh
23.02.2013 7014 Okunma
Süleyman Karagülle
KÜRT SORUNUNU KİMLER ÇÖZER?
28.03.2012 7009 Okunma
3 Yorum 30.03.2012 13:30
Süleyman Karagülle
Peygamberler ve müçtehitler
15.12.2012 6984 Okunma
Süleyman Karagülle
TEHLİKE!
6.08.2016 6947 Okunma
2 Yorum 07.08.2016 10:56
Süleyman Karagülle
Recep Tayyip Erdoğan’a sorularım
21.09.2013 6930 Okunma
Süleyman Karagülle
Çöller Kooperatifi
5.12.2015 6928 Okunma
2 Yorum 08.12.2015 07:37
Süleyman Karagülle
Ukrayna ve Kırım, Rusya ve Türkiye
15.03.2014 6926 Okunma
Süleyman Karagülle
1453’de İstanbul’u fethettik...
17.09.2016 6923 Okunma
2 Yorum 19.09.2016 07:21
Süleyman Karagülle
Sermayenin Planı
15.08.2015 6919 Okunma
1 Yorum 17.08.2015 08:23
Süleyman Karagülle
Adil Düzen Partisi Ne Zaman Kurulacak?
28.03.2015 6918 Okunma
Süleyman Karagülle
Elçi Cinayeti
31.12.2016 6917 Okunma
Süleyman Karagülle
Karışık ve Şaşkın Dünya
15.10.2016 6914 Okunma
1 Yorum 17.10.2016 09:15
Süleyman Karagülle
Son seçim ve Akevler
26.04.2014 6911 Okunma
Süleyman Karagülle
Mahir Kaynak ile röportaj
10.06.2012 6910 Okunma
Süleyman Karagülle
Tufan!
20.12.2014 6908 Okunma
2 Yorum 22.12.2014 09:04
Süleyman Karagülle
İstanbul Kanalı İşletmesi
10.09.2016 6906 Okunma
Süleyman Karagülle
Kime oy vereceğiz?
22.03.2014 6904 Okunma
Süleyman Karagülle
Yerinden Yönetime Nasıl Geçilecek?
7.02.2015 6902 Okunma
Süleyman Karagülle
Gelecekte neler olabilir?
12.07.2014 6883 Okunma
Süleyman Karagülle
Yeni Seçim ve AK Parti
22.08.2015 6877 Okunma
2 Yorum 24.08.2015 14:41
Süleyman Karagülle
Dolar !
14.02.2015 6866 Okunma
1 Yorum 16.02.2015 08:27
Süleyman Karagülle
Türkiye’yi Nasıl Savunacağız?
27.02.2016 6863 Okunma
Süleyman Karagülle
Altın Para
10.12.2016 6856 Okunma
1 Yorum 12.12.2016 09:30


© 2025 - Akevler