Hevasını Tanrısı Edinenler
Furkan Suresi 43 (44). Ayet:
أَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ أَفَأَنْتَ تَكُونُ عَلَيْهِ وَكِيلًا
Tanrısını hevası (Hevasını Tanrısı) edineni gördün mü? Ki sen mi ona vekil olacaksın?
Casiye Suresi 23 (24). Ayet:
أَفَرَأَيْتَ مَنِ اتَّخَذَ إِلَهَهُ هَوَاهُ وَأَضَلَّهُ اللَّهُ عَلَى عِلْمٍ وَخَتَمَ عَلَى سَمْعِهِ وَقَلْبِهِ وَجَعَلَ عَلَى بَصَرِهِ غِشَاوَةً فَمَنْ يَهْدِيهِ مِنْ بَعْدِ اللَّهِ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ (23)
Ki Tanrısını hevası (Hevasını Tanrısı) edineni gördün mü? Ve Allah onu bilim üzere saptırdı. Ve onun işitmesini ve kalbinin üzerini mühürledi. Ve basireti üzerine örtü kıldı ki Allah’tan sonra kim ona hidayet edebilir? Ki hatırlayıp düşünmez misiniz?
Bu makalede sizlere bu iki ayet üzerine olan düşüncelerimi kısaca aktarmak istiyorum.
Ateist ve deistlerle Kuran üzerine tartışırken Kuran’ın Allah kelamı olmadığı yanılgısını size Kuran’dan cinsellikle ilgili ayetleri örnek göstererek “Tanrı neden böyle ayetler indirsin?” diye örnekler vermeye çalışırlar. Bu durumda onlara “Tanrı nasıl olmalıdır, nasıl davranmalıdır?” diye sorarsanız! Size “Böyle, şöyle olması gerekir” diye cevaplar vermeye çalışırlar. Yani Tanrı’yı kafalarına, heveslerine göre tanımlamaya çalışırlar. Oysa onlara “Sen hiç tanrı oldun mu? Tanrılık eğitimi aldın mı?” diye sorduğunuzda ise “Hayır” cevabını alırsınız. Ardından “O zaman Tanrı’nın nasıl olması ve nasıl davranıp davranmamasını nerden biliyorsun ve nasıl karar veriyorsun ve Tanrı’ya nasıl olması gerektiğini nasıl tanımlıyorsun?” diye sorarsınız. Ayrıca Tanrı gibi davranabilmek ve değerlendirme yapmak için Evrendeki bütün soruların yanıtının bilinmesi gerektiğini eklersiniz.
Oysa erkek cinselliğini ve kadın cinselliğini Allah yaratmıştır. Allah için bizim cinselliğimiz, bizim için olduğu gibi bir tabu olamaz. Cinselliği yaratan ve Âlemlerin eğitip yetiştiricisi olan Allah’tan bizi bilgilendirmek için cinsel içerikli ayetlerin indirilmesinden daha doğal ne olabilir?
Mümin Suresi 56 (57). Ayet:
إِنَّ الَّذِينَ يُجَادِلُونَ فِي آيَاتِ اللَّهِ بِغَيْرِ سُلْطَانٍ أَتَاهُمْ إِنْ فِي صُدُورِهِمْ إِلَّا كِبْرٌ مَا هُمْ بِبَالِغِيهِ فَاسْتَعِذْ بِاللَّهِ إِنَّهُ هُوَ السَّمِيعُ الْبَصِيرُ
Kesinlikle o onlara gelen ikna edici bir delil (otoriter belge) olmaksızın Allah’ın ayetleri ile mücadele edenlerin kafalarının içindeki ise onların ulaşamayacakları bir kibirden (kendini büyük önemli görme) başkası değildir. Ki Allah’tan sığınma iste. Kesinlikle O, O işitendir, görendir.
Maide suresi 116 (117). Ayet:
وَإِذْ قَالَ اللَّهُ يَاعِيسَى ابْنَ مَرْيَمَ أَأَنْتَ قُلْتَ لِلنَّاسِ اتَّخِذُونِي وَأُمِّيَ إِلَهَيْنِ مِنْ دُونِ اللَّهِ قَالَ سُبْحَانَكَ مَا يَكُونُ لِي أَنْ أَقُولَ مَا لَيْسَ لِي بِحَقٍّ إِنْ كُنْتُ قُلْتُهُ فَقَدْ عَلِمْتَهُ تَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِي وَلَا أَعْلَمُ مَا فِي نَفْسِكَ إِنَّكَ أَنْتَ عَلَّامُ الْغُيُوبِ (116)
Ve o zaman, Allah dedi ki: “Ey Meryem oğlu İsa! Sen mi insanlara: Beni ve annemi Allah’tan başka iki tanrı edinin” dedin? Dedi ki: “Sen her şeyden ilintisiz yegâne egemen olansın, gerçek olmayan bir şeyi söylemem benim için olamaz. Onu demiş olan olsam ki sen onu bilmiş olursun. Sen benim nefsimde olanı bilirsin ve ben senin nefsinde olanı bilmem. Kesinlikle sen, sensin o bilinmeyenleri bilen.
Subhanallah.