Zeyd Evlatlık mı?
Şimdiye kadar sahabe Zeyd hakkında bildiğimiz ve inandığımız bir kavram Zeyd’in Hz. Muhammed’in “evlatlığı” olduğudur. Oysa Kuran’da benim de yeni fark ettiğim bir ayrıntı keşfettim. Kuran’a göre Zeyd asla Hz. Muhammed’in evlatlığı değildir.
Nasıl yani?
Zeyd’den bahseden ayetler aşağıda verilmiştir:
Ahzab Suresi:38 (37)-41 (40). Ayetler:
وَإِذْ تَقُولُ لِلَّذِي أَنْعَمَ اللَّهُ عَلَيْهِ وَأَنْعَمْتَ عَلَيْهِ أَمْسِكْ عَلَيْكَ زَوْجَكَ وَاتَّقِ اللَّهَ وَتُخْفِي فِي نَفْسِكَ مَا اللَّهُ مُبْدِيهِ وَتَخْشَى النَّاسَ وَاللَّهُ أَحَقُّ أَنْ تَخْشَاهُ فَلَمَّا قَضَى زَيْدٌ مِنْهَا وَطَرًا زَوَّجْنَاكَهَا لِكَيْلَا يَكُونَ عَلَى الْمُؤْمِنِينَ حَرَجٌ فِي أَزْوَاجِ أَدْعِيَائِهِمْ إِذَا قَضَوْا مِنْهُنَّ وَطَرًا وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ مَفْعُولًا (37) مَا كَانَ عَلَى النَّبِيِّ مِنْ حَرَجٍ فِيمَا فَرَضَ اللَّهُ لَهُ سُنَّةَ اللَّهِ فِي الَّذِينَ خَلَوْا مِنْ قَبْلُ وَكَانَ أَمْرُ اللَّهِ قَدَرًا مَقْدُورًا (38) الَّذِينَ يُبَلِّغُونَ رِسَالَاتِ اللَّهِ وَيَخْشَوْنَهُ وَلَا يَخْشَوْنَ أَحَدًا إِلَّا اللَّهَ وَكَفَى بِاللَّهِ حَسِيبًا (39) مَا كَانَ مُحَمَّدٌ أَبَا أَحَدٍ مِنْ رِجَالِكُمْ وَلَكِنْ رَسُولَ اللَّهِ وَخَاتَمَ النَّبِيِّينَ وَكَانَ اللَّهُ بِكُلِّ شَيْءٍ عَلِيمًا (40)
Ve sen o ki Allah’ın üzerine nimetlendirdiği ve senin üzerine nimetlendirdiğine o zaman demekteydin ki: “Eşini senin üzerinde tutup-sahip çık ve Allah’ı önemseyip göz önünde bulundur”. Ve Allah’ın açığa vuracağını içinde saklıyordun. Ve o insanlardan çekiniyordun. Ve çekinilen olarak Allah daha gerçektir ki Zeyd ondan (eşinden) zorunlu kararını verdiğinde, … eşlerinde onların onlar hakkında zorunlu kararlarını verdiklerinde o müminlere bir darlık olmaması için biz onu sana eş yaptık. Ve Allah’ın emri yerine getirilendir.
Allah’ın onun için farz kıldığında o Nebi’ye herhangi bir güçlük olacak değildir. O, Allah’ın o önceki geçmişler içindeki sünnetidir. Ve Allah’ın emri ayarlandığı ayarda oldu.
Onlar ki Allah’ın risaletini ulaştıranlardır ve onlar O’ndan çekinirler ve Allah’tan başkasından çekinmezler. Ve hesap görücü olarak Allah yeterlidir.
Muhammed sizin adamlarınızdan hiçbirinin babası olmadı. Ve lakin o, Allah’ın resulü ve o nebilerin sonuncusudur. Ve Allah her şeyi bilir olandır.
Oysa Ahzab Suresi 38. “37.” Ayette geçen ve “evlatlık” olarak çevrilen kelime (أَدْعِيَائِهِمْ) ediyaiküm kelimesidir. Bu kelimenin kökü ise (دعو), davet, çağırma demektir. Bu nedenle ayetteki anlamı da kabaca davet edilen, davetli, çağrılmış, çağrılan anlamlarındadır ki bugünkü Türkçede yanaşma, besleme, sığıntı diye ifade edilmektedir. Kısacası burada çeviri yapılırken “sığıntılarının eşleri” olarak çevrilmelidir.
Ve sen o ki Allah’ın üzerine nimetlendirdiği ve senin üzerine nimetlendirdiğine o zaman demekteydin ki: “Eşini senin üzerinde tutup-sahip çık ve Allah’ı önemseyip göz önünde bulundur”. Ve Allah’ın açığa vuracağını içinde saklıyordun. Ve o insanlardan çekiniyordun. Ve çekinilen olarak Allah daha gerçektir ki Zeyd ondan (eşinden) zorunlu kararını verdiğinde, sığıntılarının eşlerinde onların onlar hakkında zorunlu kararlarını verdiklerinde o müminlere bir darlık olmaması için biz onu sana eş yaptık. Ve Allah’ın emri yerine getirilendir.
Şimdi bazıları bu açıklamaya itiraz edip şöyle diyebilir: “Ama bu kelime evlatlık anlamına da gelebilir”. Hayır gelemez ve gelemez. Çünkü Kuran’da “evlatlık edinmek” anlamında başka bir deyim vardır. Bunun için size sadece üç örnek vereceğim.
Yusuf Suresi 22 (21). Ayet:
وَقَالَ الَّذِي اشْتَرَاهُ مِنْ مِصْرَ لِامْرَأَتِهِ أَكْرِمِي مَثْوَاهُ عَسَى أَنْ يَنْفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَكَذَلِكَ مَكَّنَّا لِيُوسُفَ فِي الْأَرْضِ وَلِنُعَلِّمَهُ مِنْ تَأْوِيلِ الْأَحَادِيثِ وَاللَّهُ غَالِبٌ عَلَى أَمْرِهِ وَلَكِنَّ أَكْثَرَ النَّاسِ لَا يَعْلَمُونَ (21)
Ve onu satın alan büyük şehirli karısına dedi ki: “Barınacağı yeri ona ikram et. Umulur ki bize bir yararı dokunur veya onu evlat ediniriz”. Ve işte onun gibi Yusuf’u o yeryüzünde iyi bir yer edinmesi ve ona olayların yorumunu öğretmemiz için imkanlı bir yere yerleştirdik. Ve Allah emrinde galiptir. Ve lakin o insanların çoğu ki onlar bilmezler.
Meryem Suresi 92. Ayet:
وَمَا يَنْبَغِي لِلرَّحْمَنِ أَنْ يَتَّخِذَ وَلَدًا (92)
Ve Rahman için çocuk edinmek yaraşmaz.
Kasas Suresi10 (9). Ayet:
وَقَالَتِ امْرَأَةُ فِرْعَوْنَ قُرَّةُ عَيْنٍ لِي وَلَكَ لَا تَقْتُلُوهُ عَسَى أَنْ يَنْفَعَنَا أَوْ نَتَّخِذَهُ وَلَدًا وَهُمْ لَا يَشْعُرُونَ (9)
Ve Firavun’un karısı dedi ki: “Benim ve senin için gözün aydın! Öldürmeyin onu. Bize yararı olabilir veya onu evlat ediniriz”. Ve onlar şuurunda değillerdi.
Kuran’da bunlardan başka birçok ayette “nettehizehü veleden, onu çocuk ediniriz veya yettehize veleden, çocuk edinir” tanımlamaları bulunmaktadır. Fakat Zeyd’den bahseden ayette böyle bir tanımlama yoktur. Bu durum Zeyd’in evlatlık değil; sığıntı olduğunun delilidir ki bu bağlamda yapılan bütün eleştiriler boşa gitmiştir.
Doğrusunu Allah bilir.