Ebu Leheb
Ebu Leheb kimdir? Ebu Leheb, Kuran-ı Kerim’de Tebbet Suresinde bahsi geçen bir kişidir. Ebu Leheb’in Türkçe çevirisi “Alevin Babası” veya “Atası” demektir. Şimdiye kadar bildiğimiz kadarıyla Hz. Muhammed’in amcalarından biridir. Ebu Leheb olduğu iddia edilen ve Hz. Muhammed’in bu amcasın asıl adı Abdüluzza bin Abdülmuttalib’dir. (d. 549 – ö. 624).
Tebbet Suresi:
تَبَّتْ يَدَا أَبِي لَهَبٍ وَتَبَّ (1) مَا أَغْنَى عَنْهُ مَالُهُ وَمَا كَسَبَ (2) سَيَصْلَى نَارًا ذَاتَ لَهَبٍ (3) وَامْرَأَتُهُ حَمَّالَةَ الْحَطَبِ (4) فِي جِيدِهَا حَبْلٌ مِنْ مَسَدٍ (5)
110. Tebbet Suresi 1. O en özgün genele merhametli, o en özgün özele merhametli Allah’ın ismi ile. 2. Alevin babasının iki eli etkisizleşsin ve o etkisizleşti. 3. Malı ve kazandıkları ona yetkin-yeterlilik sağlamadı. 4. O alevli ateşe yaslanacak. 5. Ve o yakıtı taşıyan onun karısı, 6. Onun (kadının) dizgini içindedir kıvrılmış ipten halat.
Oysa, Prof. Dr. İsrafil Balcı bu konuda şöyle bir açıklamada bulunmaktadır:
“Ebû Leheb, Hz. Muhammed’in amcası olarak bilinir ve geleneksel yorumlarda Tebbet suresinin onun hakkında nazil olduğu konusunda genel bir ittifak vardır. Oysa hem surenin nazil olduğu tarih hem de muhtevası Hz. Muhammed’in amcası olarak tanıtılan Ebû Leheb’in biyografisiyle örtüşmemektedir.
Örneğin surede Ebû Leheb lanetlenmiştir. Oysa surenin inzalinden sonra da Resulullah’ın Ebû Leheb’le ilişkisi devam etmiştir. Kendisi Resulullah’ın en yakın komşusudur.
Kur’an’ın lanetlediği birisinin Hz. Muhammed’le samimi ilişkisini sürdürmesi mümkün değildir. Üstelik genel ilke olarak Kur’an hiçbir zaman bir ismi kullanıp hedef almamıştır. İlişkiler beşinci yıldan itibaren bozulmuştur.
Sure ise takriben peygamberliğin üçüncü yılında nazil olmuştur. Bazı müşrikler sureyi kastederek “Muhammed sizi hicvediyor” dediği zaman Ebû Leheb’in eşi Ümmü Cemil hesap sormak istediği zaman Ebû Bekir surenin kendileriyle alakasının olmadığını söylemiştir.”
"Ebu Talip vefat ettiğinde kısa süre Ebu Leheb, Hz. Muhammed’i himaye etti"
“Ebu Talib vefat ettiği zaman kısa süreliğine de olsa Ebû Leheb, Hz. Muhammed’i himaye etmiştir veya İbn Ğaytala Hz. Muhammed’e hakaret edince, Ebû Leheb yeğenine sahip çıkmış ve onu dövmüştür.
Üstelik Ebû Leheb’in ona karşı çok ciddi düşmanlığı da yoktur. En bilinen husus yeğenini yalanlamasıdır. Ondan daha katı müşrikler hakkında sure inmezken ona özel sure inmesi ikna edici değildir.”
“Beş akrabası Bedir Savaşı’na katılırken Ebu Leheb katılmadı”
“Ebû Talib, Hâşimîler’den Hz. Muhammed’e sahip çıkmalarını istediği zaman Ebû Leheb bu teklifi kabul etmemiştir. Buradan hareketle Hz. Peygamber’in en büyük düşmanlarından birisi olarak gösterilmiştir. Oysa Hz. Muhammed’e amcasının oğlu Ebû Sufyan b. el-Hâris (Emeviler’in atasıyla karıştırılmasın) ondan çok daha katı düşmanlık yapmış, ancak bu isimden neredeyse hiç bahsedilmemiştir, hakkında da herhangi bir sure yoktur.
Beş akrabası Bedir savaşına katılırken, Ebû Leheb bu savaşa da katılmamıştır. Suredeki muhtevaya bakılırsa burada genel olarak müşrik karakterlerden birisi kastedilmiş olabilir, ancak surenin mutlaka ondan bahsettiğini iddia etmek sadece ezber haline gelmiş iddiayı tekrardır.”
Bu iddialar ikna edici görünmektedir! Bu durumda, Tebbet Suresi’nde bahsi geçen Ebu Leheb (Alevin Babası) kim olabilir?
İslam Tarihinde şöyle bir bilgi vardır (Wiki): Sasani kralı II. Hüsrev'in (MS 590-628), (Arapça: كسرى Transliteration: Kisra), Muhammed'in bir haberci olan Abdullah ibn Hudhafah es-Sahmi'yi ve Hüsrev'den İslam dinini vaaz etmesinin istendiği bir mektup gönderdiği bir Pers kralı olduğunu anlatır.[64][65]
Müslüman geleneği tarafından aktarıldığı şekliyle anlatım şu şekildedir:
“ | "Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın adıyla. Allah'ın Resulü Muhammed'den Farsların büyük (lideri/başı) Kisra'ya. Hakkı arayan, Allah'a ve Peygamberine iman eden, Allah'tan başka ilah olmadığına ve ortağı olmadığına şehadet eden ve Muhammed'in O'nun kulu ve Peygamberi olduğuna inananlara selam olsun. Allah'ın emriyle sizi O'na davet ediyorum. O, beni bütün insanların hidâyetine erdirmek için gönderdi ki, gazabını onlara karşı uyarayım ve kafirlere bir ültimatom vereyim. İslam'a sarılın ki (bu dünyada da ahirette de) emniyette olasınız. Ve eğer İslam'ı kabul etmeyi reddederseniz, Mecusilerin günahlarından siz sorumlu olacaksınız."[65][66] | ” |
İslami gelenek ayrıca, Hüsrev'in Muhammed'in mektubunu yırtıp,[67] "Tebaalarımdan zavallı bir köle adını benimkinin önüne yazmaya nasıl cesaret eder"[68] ve kendisinin Yemen vassal hükümdarı Bedhan'a bu adamı tespit etmek, yakalamak ve [Muhammed'i] Hicaz'dan kendisine getirmek için iki yiğit adam göndermesini emretti. Abdullah ibn Hudhafah es-Sahmi Muhammed'e Hüsrev'in mektubunu nasıl paramparça ettiğini söylediğinde, Muhammed II. Hüsrev'in yok edileceğine söz vererek, "Öyle olsa bile Allah onun krallığını yok edecektir."[67] Daha sonra Bedhan'ın adamları Medine'ye geldiler ve Muhammed ile konuştular, II. Hüsrev'e kadar kendilerine eşlik etmelerini emrettiler. Muhammed'in konuyu değiştirdiği, görünüşlerini beğenmediğini açıkça belirttiği ve neden sakallarını traş edip bıyıklarını bırakıp bu kadar iri olduklarını sorarak cevap verdiği rivayet edilir. Konuşmayı bu şekilde kontrol altına aldıktan sonra, konuya geri döndü ve ertesi gün kendisine geri gelmelerini istedi. Bunu yaptıklarında, onlara II. Hüsrev'in oğlu tarafından öldürüldüğünü bildirdi. Badhan'ın adamları öfkeyle karşılık verdiler ve Muhammed'i Badhan'a II. Hüsrev hakkında söylediklerini söylemesi için tehdit ettiler. Buna, onları Badhan'a yazmaya ve ayrıca İslam'ın ve gücünün II. Hüsrev'in hükmettiği her şeye ulaşacağını söylemeye teşvik ederek yanıt verdi. Birkaç gün sonra Badhan, İran'dan II. Hüsrev'in öldüğüne dair onay aldı. Sonuç olarak, İslam'ı kabul ettiği ve Muhammed'in onu halkı üzerinde bir hükümdar olarak tuttuğu söylenir.[69]
Hz. Muhammed Kuran-ı Kerim’de de yazdığı gibi vahyi kendine saklayan biri değildir (Tekvir Suresi 24. Ayet). Bu durumda Hz. Muhammed 2. Hüsrev için nasıl “Hüsrev'in yok edileceğine söz vererek, "Öyle olsa bile Allah onun krallığını yok edecektir” diyebilir veya nerden bilebilir? Öyle ki o zaman Sasani İmparatorluğu’nun en güçlü zamanlarıdır. Tabiki bu gelecek kehaneti ancak vahiyle olabilir. Bu durumda bize düşen ise Kuran’da hangi ayetin buna delil olabileceğini bulmaktır.
Sasani İmparatorluğu’nda kralların birçok unvanları vardır. Bunlardan biri, ulusal dinlerindeki “Kutsal Alev”in vasileri, vekilleri ve velileri olmalarıdır. Kısacası, baba veya babalığı olmalarıdır. Tebbet Suresi’nde geçen “leheb” alev demektir. Aslında Sasanilerdeki “kutsal ateş” de kutsal alevdir.
Aşağıda “ebu” kelimesinin Arapçadaki anlamları verilmiştir.
1. ⇒أبو⇒أبى
أَبَوْتُ, [üçüncü kişi.أَبَا,] (T, Ṣ, M, Ḳ,) veأَبَيْتُ, [üçüncü kişi.أَبَى,] (T, M, Ḳ,) ikinci uyum. Yz, (T,) aor'a.آبُو, (TḲ,) inf. N.أُبُوَّةٌ, (Yz, T, Ṣ, Mṣb,) veya bu basit bir subst., (M,) Baba oldum. (T,* Ṣ,* M, Ḳ.)
Kök:بو- Giriş: 1.=Ayrışma: B
أَبَوْتُهُ, (ISk, T, M, Ḳ,) aor.آبُوهُ, (IAạr, ISk, T,) inf. N.إِبَاوَةٌ, (M, Ḳ,) Ben onun için (IAạr, ISk, T,) oldum veya (M, Ḳ,) oldum . (IAạr, ISk, T, M, Ḳ.)
Kök:بو- Giriş: 1.-Anlamı: B2
[Dolayısıyla onu besledim ya da besledim; ve onu yetiştirdi ya da büyüttü. ] فُلَانٌ يَأْبُو هٰذَا اليَتِيمَ , inf diyorsunuz . N.إِبَاوَةٌBöyle biri, bir babanın çocuğunu beslediği gibi, bu yetimi de besler , besler . (Lth, T.) Ve مَالَهُ أَبٌ يَأْبُوهُ (ISk, T, Ṣ) Onu besleyecek , besleyecek, büyütecek, yetiştirecek bir babası yok . (S.)
2. ⇒أبّو⇒أبّىأَبَّيْتُهُ, enf. N.تَأْبِيَةٌ, Ona söyledim بِأَبِى [anlamı فُدِيَتِ بِأَبِى Sen de babamla fidye alsın! veya benzeri: bkz.أَبٌ, altında ] . (Ḳ, TA. [CK'de yanlışlıkla, يا اَبِى .] )
5. ⇒تأبّو⇒تأبّىتأبّاهُ Onu baba olarak benimsedi; (M, Ḳ, TA;) aynı zamandaاستأباهُ↓; (Maddede M.اب;) ve böylece تأبّاهُ أَبًا , uyum. A'Obeyd'e: (TA :) [veya,] anlaşma. AʼObeyd'e تَأَبَّيْتُ أَبًا baba evlat edindim diyorsunuz: (T:) ve ayrıca اِسْتَأَبَّ أَبًا ve اِسْتَأْبَبَ أَبًا baba evlat edindim diyorsunuz. (TA.)
Kısacası Tebbet Suresi’nde bahsedilen “Ebu Leheb” Ateşperest Sasani Devleti’nin krallarıdır. Hz. Muhammed zamanındaki ise 2. Hüsrev’dir. Aleve babalık yapanlar da onlardır.
2. Hüsrev’in karılarından biri ise meşhur Şirin’dir. Şirin, Hristiyan biri iken 2. Hüsrev ile evlenmiş ve onun karısı olmuştur. Böylece, “Kutsal Alev”e (Ateş’e) hizmet etmiştir. Çünkü Sasani dininde “Kutsal Alev” sönmemelidir. Bunun için sürekli sandal ağacı odunu sağlanmalıdır. Tebbet Suresi’nin devamında 2. Hüsrev’in karısı Şirin odun taşıyan eşeğe, merkebe benzetilerek sözde “Kutsal Alev”e hizmet ettiği vurgulanmaktadır.
Ayrıca şunu da belirtmek gerekir ki Tebbet Suresi beddua değildir. Allah'tan bir istek vahyi, Hz. Muhammed'den bir kehanettir. Tarihçiler hala en güçlü dönemindeki Sasani İmparatorluğunun kısa bir zamanda nasıl yok olduğunu merak etmektelerdir. Tebbet Suresi'nin Nübüvvetin 3. yılında indirildiği tahmin edilmektedir. Bu tarih ise 2. Hüsrev'in yani Sasanilerin Kudüs'ü işhal ettiği yıllara rastlaması da ilginçtir.
Bu bilgilerden sonra Tebbet Suresinden daha sonra indirilen Rum Suresinin ilk ayetlerini anlamak sanırım daha kolay olacaktır.
29. Rum Suresi
1. O en özgün genele merhametli, o en özgün özele merhametli Allah’ın ismi ile.
2. Elif, Lam, Mim,
3. O Rumlar yenildi.
4. O yeryüzünün daha yakınının içinde. Ve onlar yenilgilerinden sonra galip geleceklerdir.
5. Birkaç yıl içinde. Öncesinde ve sonrasında o emir Allah’ındır. Ve o dönem o müminler ferahlarlar.
6. Allah’ın yardımıyla. O, uygun gördüğüne yardım eder. Ve O, o yaptırım güçlüdür, o özel merhametlidir.
7. O Allah’ın vaadidir. Allah vaadini değiştirmez. Ve lakin o insanların çoğu bilmezler.
8. Onlar bu dünya hayatından açıkta olanı bilirler. Ve onlar o ahiretten gafil olanlardır.
Doğrusunu Allah bilir.