O Cennet Yaprakları
Bu makalemde Kuran-ı Kerim’deki iki ayete dikkat çekmek istiyorum. Özellikle bu ayetlerde geçen “cennet yapraklarına” dikkat çekmek istiyorum. Çünkü bu durum Ademoğlunun siyasetteki genel davranışını özetlemektedir.
Kuran’da wrq ( ورق) kelime kökü dört kez geçmektedir. WRQ kökünün asıl anlamı yaprak demektir. Bu anlamdan dava sonra para, kağıt yaprağı anlamları türetilmiştir. Bunlardan biri: Kehf Suresi 20 (20). Ayettir:
وَكَذَلِكَ بَعَثْنَاهُمْ لِيَتَسَاءَلُوا بَيْنَهُمْ قَالَ قَائِلٌ مِنْهُمْ كَمْ لَبِثْتُمْ قَالُوا لَبِثْنَا يَوْمًا أَوْ بَعْضَ يَوْمٍ قَالُوا رَبُّكُمْ أَعْلَمُ بِمَا لَبِثْتُمْ فَابْعَثُوا أَحَدَكُمْ بِوَرِقِكُمْ هَذِهِ إِلَى الْمَدِينَةِ فَلْيَنْظُرْ أَيُّهَا أَزْكَى طَعَامًا فَلْيَأْتِكُمْ بِرِزْقٍ مِنْهُ وَلْيَتَلَطَّفْ وَلَا يُشْعِرَنَّ بِكُمْ أَحَدًا (19)
20. Ve işte onun gibi birbirlerine sorsunlar diye onları kaldırıp dirilttik. Onlardan bir sözcü dedi ki: “Ne kadar kaldınız?”. (Birinci grup) dediler ki: “Bir gün veya bir günün parçası kadar kaldık”. (İkinci grup) dediler ki: “Ne kadar kaldığınızı Rabbiniz en iyi bilendir. Ki biriniz bu yaprak (metal, bozuk) paranızla o şehre geri dönsün de baksın hangi yiyecek daha arı ki ondan size rızık getirsin. Ve çok incelikli davransın ve sizin ile ilgili herhangi birini şuurlandırmasın.
İkinci ayet ise Araf Suresi 23 (22). Ayettir:
فَدَلَّاهُمَا بِغُرُورٍ فَلَمَّا ذَاقَا الشَّجَرَةَ بَدَتْ لَهُمَا سَوْءَاتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ وَنَادَاهُمَا رَبُّهُمَا أَلَمْ أَنْهَكُمَا عَنْ تِلْكُمَا الشَّجَرَةِ وَأَقُلْ لَكُمَا إِنَّ الشَّيْطَانَ لَكُمَا عَدُوٌّ مُبِينٌ (22)
23. Ki aldatma ile onları yanlışa düşürdü de o çok yıllık bitkiyi tattıklarında ikisine ait ikisinin kötülükleri ortaya çıktı. Ve ikisi o bahçe yapraklarından üzerlerine yamayıp yığmaya (koyunlarına doldurmaya) başladılar. Ve Rabbleri ikisine nida etti: “Ben ikinize o çok yıllık bitkiyi yasaklamadım mı ve kesinlikle o şeytan ikiniz için apaçık bir düşmandır, demedim mi?”.
Üçüncü ayet ise Taha Suresi 122 (121). Ayettir:
فَأَكَلَا مِنْهَا فَبَدَتْ لَهُمَا سَوْءَاتُهُمَا وَطَفِقَا يَخْصِفَانِ عَلَيْهِمَا مِنْ وَرَقِ الْجَنَّةِ وَعَصَى آدَمُ رَبَّهُ فَغَوَى (121)
122. Ki ikisi ondan edinip-beslendi de ikisi için ikisinin kötülükleri ortaya çıktı. Ve ikisi o bahçe yapraklarından üzerlerine içten yamayıp yığmaya (koyunlarına doldurmaya) başladılar. Ve Âdem Rabbine asi oldu da azdı.
Dördüncü ayet ise Enam Suresi 60 (59). Ayettir:
وَعِنْدَهُ مَفَاتِحُ الْغَيْبِ لَا يَعْلَمُهَا إِلَّا هُوَ وَيَعْلَمُ مَا فِي الْبَرِّ وَالْبَحْرِ وَمَا تَسْقُطُ مِنْ وَرَقَةٍ إِلَّا يَعْلَمُهَا وَلَا حَبَّةٍ فِي ظُلُمَاتِ الْأَرْضِ وَلَا رَطْبٍ وَلَا يَابِسٍ إِلَّا فِي كِتَابٍ مُبِينٍ (59)
60. Ve o bilinmeyenin o anahtarları O’nun indindedir. Onu O’ndan başkası bilmez. Ve O, o karadakileri ve o denizdekileri bilir ve O’nun bilmesi haricinde bir yaprak düşer değildir ve o yeryüzünün uygunsuz şartları içinde bir tane yoktur ve kuru yoktur ve yaş yoktur ki açıklayan kitap içinde olmasın.
Burada dikkat çekmek istediğim Araf Suresi 23. Ayet ve Taha Suresi 122. Ayette bulunan “o cennet yaprakları, ( وَرَقِ الْجَنَّةِ) tanımlamasıdır.
Sizi bilmem ama ben daha önce “o cennet yapraklarını” yasaklanan ağaç (çok yıllık bitki, perenial) yaprakları diye algılardım. Oysa iki ayete de “O çok yıllık bitki (ağaç) yapraklarından” denmemekte “o cennetin yapraklarından” denmektedir.
Bu durumda Âdem ve eşi yasak edilen o çok yıllık bitkiden edinip tattıklarında birinci suçu işlemişlerdir. Fakat bununla da kalmayıp “o cennetin yapraklarını” da koyunlarına doldurmaya başlamışlar yani zimmetlerine geçirmişlerdir ki bu da ikinci suçlarıdır. Birinci suç ikinci suça neden olmuştur.
Kısacası Âdem ve eşinin yaptığı söz dinlememe kendileri için daha büyük suçların işlenmesiyle sonuçlanmıştır.
Bu durumun en belirgin özelliği Kuran’daki içki yasağıdır (nehy). Kuran’da içki nehiydir. Haram değildir. Çünkü haram kısıtlama anlamındadır ve şartlara bağlıdır. Nehy ise kati yasaktır. Yani hiçbir durum ve şartta yapılmasına izin verilmemiştir. Araf Suresi 23. Ayette “. Ve Rabbleri ikisine nida etti: “Ben ikinize o çok yıllık bitkiyi yasaklamadım mı ve kesinlikle o şeytan ikiniz için apaçık bir düşmandır, demedim mi?”. Denmektedir. Ayette nehy kelimesi kullanılmaktadır. Bu durum içki içip sarhoş olursun ve sarhoşluk çok daha kökü suçlar işlemene neden olur gibidir.
Taha Suresi 122. Ayette ise “Ve Âdem Rabbine asi oldu da azdı” denmektedir. Allah kelamını dinlemeyen, ona uymayan Âdem ve eşi takvasını kaybetmiş ve azgınlaşmıştır.
Anlaşılacağı üzere Kuran-ı Kerim’deki nehy ayetlerine dikkat etmek gerekir. Bunlardan birine uymamak azgınlığa sürüklemektedir!
Cennet kelimesi etrafı sarılıp korunmuş bahçe demektir. Âdem ise halifedir. Bir önceki yöneticinin yerine cennetin idaresinin başına getirilmiştir. Yasağa aldırmamış ve aldırmayışı onun azdırarak devlet malını zimmetine geçirmesine neden olmuştur. Günümüzde de birçok devlet, kurum yöneticisinin Âdem gibi davrandığı görülmektedir.
Kısacası nehy edilen bir günahı işlemek sizi sarhoş edecek ve sizi azdırarak daha kötü günahlar işlemenize neden olacaktır.
Doğrusunu Allah bilir.