Keettevdi
Şuara Suresi 64 (63) Ayet:
فَأَوْحَيْنَا إِلَى مُوسَى أَنِ اضْرِبْ بِعَصَاكَ الْبَحْرَ فَانْفَلَقَ فَكَانَ كُلُّ فِرْقٍ كَالطَّوْدِ الْعَظِيمِ
64. Ki Musa’ya: “Asanla o denizi ittir” diye vahy ettik ki o (deniz, göl, nehir) parçalara ayrıldı ki her parçası kocaman o tepe gibi oldu.
Şimdiye kadar yapılan bütün meallerde “ke ettevdi (كَالطَّوْدِ ) kelimesi “o dağ, o tepe gibi” olarak çevrilmektedir. Oysa Kuran’da dağ cebel, sıradağ sedde, suni tepe rabvet, yığıntı rien olarak geçmektedir.
Bahsedilen kelimenin kökü Tı, W, D (طود )dir. Kök anlamı ve türetilen kelime anlamları ise şunlardır:
2.7.20 CA [r. twd] as in tūdu, coll., “tree”; taud-iyatu “a piece of wood” is from [wd]. Initial /t-/ is a prefix, according to Azhari (LA). Jawhari (ŞḤḤ II, 549) rightly derives waddu from watidu and ascribes the change to assim. upon the loss of /-i-/, thus watidu > *watdu > waddu: cf. CA watidu “peg, wedge”; watada “to fix”, BHeb. yātēd “peg, pin, nail” (OT, 437), Ge. wadda “to insert”, Te. wät(a)dä, wättä “to fix in the ground” (DRS VII, 650).
طود
1. ⇒ طود ⇒ طادطَادَ, (aor. يَطُودُ, inf. n. طَوْدٌ, TḲ,) It (a thing, TḲ) was, or became, firm, or steadfast. (Fr, L, Ḳ.)
2. ⇒ طوّدطوّد, (Ṣ, L, Ḳ,) inf. n. تَطْوِيدٌ and تَطْوَادٌ; andتطوّد↓; (Ḳ;) He went round about much, or often, syn. طَوَّفَ (Ṣ, L, Ḳ) and طَوَّحَ, (Ṣ,) فِى الجِبَالِ in the mountains: (Ṣ:) or the former, he went round about much, or often, in the countries to seek the means of subsistence. (IAạr, L.) And one says also, طوّد بِنَفْسِهِ [He went round about, &c. by himself], and بِفُلَانٍ [with such a one]. (L.)
Root: طود - Entry: 2.=Dissociation: B
طوّدهُ, inf. n. تَطْوِيدٌ, He (God) made it high, or tall. (A.)
[4. {اطود ⇒ اطاد}]
5. ⇒ تطوّدsee 2.
7. ⇒ انطود ⇒ انطاد
طَادٌطَادٌ Heavy: (Ḳ:) andطَادِىٌّ↓ firm, or steadfast: (L:) or both signify heavy and firm or steadfast. (TA.)
Root: طود - Entry: طَادٌ―Signification: A2
Also the former, A stallion excited by lust. (Ḳ.)
طَوْدٌطَوْدٌ A mountain: (Ḳ:) or a great mountain (Ṣ, A, L, Ḳ) rising high into the sky: (A:) or i. q. هَضْبَةٌ [either as denoting a hill or mountain or a tract of sand: see the next sentence]: (IAạr:) pl. أَطْوَادٌ (A, L, Ḳ) and طِوَدَةٌ. (Ḳ.)
Root: طود - Entry: طَوْدٌ―Signification: A2
And An elevated, or overlooking, tract of sand; (Ḳ, TA;) as also هَضْبَةٌ. (TA.)
Root: طود - Entry: طَوْدٌ―Signification: A3
And the pl. أَطْوَاد is applied by a poet to signify ‡ Camels' humps; as being likened to mountains because of their height. (IAạr, L.)
Root: طود - Entry: طَوْدٌ―Signification: A4
اِبْنُ الطَّوْدِ means † The mass of rock (الجُلْمُودُ) that falls from the upper part of a mountain: (A, L,* Ḳ:*) or the echo. (A.) One says, أَسْرَعُ مِنِ ٱبْنِ الطَّوْدِ † Quicker, or swifter, than the mass of rock that falls, &c.: or than the echo. (A.)
طَادِىٌّ
مَطَادَةٌمَطَادَةٌ A desert, or waterless desert, far-extending: (Ḳ:) pl. مَطَاوِدُ. (TA.) And the latter (i. e. the pl.), Places of perdition; (Ḳ, TA;) it is like مَطَاوِحُ. (Ṣ, TA.)
مُطَوِّدٌمُطَوِّدٌ Remote, or distant. (Ḳ.)
Anlaşılacağı üzere TıWD kökü yükselen yüksek solid bir kitleyi ifade etmektedir. Dağ veya tepeyi ifade ettiği gibi herhangi bir yükselen cismi de ifade etmektedir. Fakat bu cisim marife olarak verildiğinden bilinen bir şey olmalıdır ki bu durum bizi dağ, tepe anlamından uzaklaştırmaktadır. Zaten Kuran’da dağ kelimesi “cebel” olarak verilmektedir.
Oysa Antik Mısır Medeniyetinde bu kelimeye karşılık gelecek meşhur yapılar mevcuttur. Düşüncem “eltawdi” kelimesinin bu anlamda olduğu yönündedir.
Dikilitaş veya obelisk yüksek, daire veya dört kenarlı tepeye doğru incelen taştan anıt. Genellikle belirli bir şahsı veya olayı anmak için yapılır. Antik dikilitaşlar tek bir taştan oluşurdu (bir monolit). Stel terimi genellikle klasik obelisk forumda olmayan diğer dikili duran farklı anıtlar için kullanılır.
A pyramidion (plural: pyramidia) is the capstone of an Egyptian pyramid or the upper section of an obelisk.[1] Speakers of the Ancient Egyptian language referred to pyramidia as benbenet [2] and associated the pyramid as a whole with the sacred benben stone.
Kısacası benim düşünceme göre Şuara Suresi 64. Ayette geçen “Tevdi” kelimesi obeliks ve veya pyramidionu ifade etmektedir.
Doğrusunu Allah bilir.