Yazıya başlamadan önce şunu belirtmeliyim ki; Allahın varlığı evrensel mevcudiyetten münezzehtir; Yücedir. Evren yokken de Allah mevcuttur. Allah bütün yarattıklarından münezzehtir. Allaha evrenin içinde veya dışında hiçbir yer, yapı, taht, mekan isnat (iftira) edilemez ve ihtiyacı da yoktur. Zaman ve mekan Allah tarafından yaratılmıştır.
Hakka 17 ayet: Melekler onun (göğün) etrafındadır. O gün Rabbinin arşını, bunların da üstünde sekiz (melek) yüklenir.
1. | ve el meleku | : ve o melek |
2. | alâ | : üzerinde, de |
3. | ercâi-hâ | : onun kenarları, etrafı, çevresi, yanları |
4. | ve yahmilu | : ve taşır |
5. | arşe | : arş |
6. | rabbi-ke | : senin Rabbin, Rabbinin |
7. | fevka-hum | : onların üstünde, üstlerinde |
8. | yevme izin | : o gün |
9. | semâniyetun | : sekiz |
Bazı rivayetlere göre peygamberimiz, onların cümlesini dünyada dört, Kıyamette sekiz saymıştır.
Bu ayet üzerine tefekkür edebilmek için bazı kelime anlamlarını derinlemesine bilmek gerekir.
Arş kelimesinin Arapça da ki anlamı: Asmalar için çardak yapmak, çatı yapmak, taht, kabile, boy, toplantı yerinde yöneticinin durduğu yüksek yerdir. Kürsü ise oturulan sandalye, koltuk vs… dır.
Arş kelimesi en temel yapı, en üst makamdır.
Arch kelimesi Eski yunanda bir yapıyı ayakta tutan temel oluşum demektir.
Archon kelimesi ise arch kelimesinden türetilmiş ve eski Yunanda “yönetim”, “efendi” (monarşi, oligarşi… gibi terimler bu kelimeden türetilmiştir.) anlamlarına gelmektedir.
Birçok dinlerde (Hıristiyan, Yahudi, Sümer, eski Yunan ….) bulunan hiyerarşik yapılanmada da bu kelime kullanılmıştır. Gnostisizm de ki adı Hebdomad dır.
Yahudilikte ve Hıristiyanlık da sekiz adet “archangels” yani arş meleği vardır.
Bunlar en üst düzey meleklerdir.
Melek kelimesi: bir şeye sahip olmak, bir şeyi elde etmek, bir şey üzerinde otorite sahibi olmak, bir şeyi yönetmek, bir şeyi yapabilmek anlamlarına gelmektedir.
Şu anda evreni açıklayan iki fizik teorisi vardır diyebiliriz: Birincisi, yıldızlar, galaksiler gibi çok büyük boyutlu maddeleri açıklayabilen, Einstein'ın "görelilik kuramı", ikincisi ise atomlar gibi çok küçük boyuttaki maddeleri açıklayabilen "kuantum mekaniği". Bu iki teori de aynı evreni açıkladığına göre, ikisini bir teoride birleştirildiğinde evreni bütünüyle anlamak mümkün olmalıdır. Ancak bu bugüne kadar başarılabilmiş değildir. Yapılan birkaç denemede bazı olasılıklar bulunmuş ancak bu olasılıklar sonsuz değer vermekte olduğu görülmüştür. Oysa olasılık 0 dan küçük 1 den büyük olmamalıdır. Sicim kuramından yararlanılarak yapılan çözümlerde bu sonsuzluklardan kurtulup makul sonuçlar elde edilmiştir. Bu birleşim, şimdiden bilim tarihinin en büyük adımı olarak kabul edilmektedir.
Matematikde dördeyler (ya da kvaterniyon, kuaternion, dördübir) kavramı bu gün algıladığımız uzaysal dört boyut kavramını anlamamızı ve hesaplamamızı sağlamaktadır.
Fakat evreni bütünüyle anlamamız için octonions(sekizibir) hesaplamaları ile sağlanan "sicim teorisi" and membran teorilerine" ihtiyaç vardır.
Bu bilgilerden sonra bu ayeti şöyle anlayabiliriz: Evreni mevcut kılan yetkili güçler o gün evrenin kenarlarındadır. O gün rabbinin yönetimini onlarında üzerinde sekiz (octonion) vektörel güç, boyut, yetkili görevli yüklenmekte ve var oluşunu sağlamaktadır.
Çok basitçe özetlersek: Bu gün dört boyutlu bir evren mevcutmuş gibi yaşarken, O gün sekiz boyutlu bir evrende değerlendirmeye tutulacağız demektir.
Doğrusunu tabi ki Allah bilir. Bizim amacımız, göklerin ve yerin mevcudiyetini düşünmek ve Kuranın ayetlerini tefekkür etmektir.