Asya : 44.387.000 km2
Avrupa : 10.532.000 km2
kuzey Amerika : 24.246.000 km2
güney Amerika : 17.832.000 km2
Afrika : 30.319.000 km2
Avustralya : 8.150.000 km2
Antarktika : 13.500.000 km2
Mete Firidin
KITALAR VE REVÂSİYE
2/17/2011
KITALAR VE REVÂSİYE
Arapça’da dağ “cebel”dir. Çoğulu dağlar “cibal”dir. Kur’an’da hem “cebel” (Haşir, 59/21), hem de “cibal” (Amme, 78/7) kelimesi kullanılmıştır.
“Revâsiye” kelimesi ise Kur’an’da yalnız çoğul olarak “revâsî” (sûre ve âyet 13:3 ve 15:19 ve 16:15 ve 21:31 ve 27:61 ve 31:10 ve 41:10 ve 50:7 ve 77:27 olmak üzere 9 kez geçmektedir. Ayrıca bir kez (34:13) “râsiyât” şeklinde kullanılmıştır. Bu kelimenin fiili “resâ-yersû” olup bir şeyi bir yere sâbit kılmak, perçinleştirmek manasına gelir. Sözlük anlamı itibariyle bu kelime dağ için kullanılmaz. Nitekim Kur’an’da yer alan “ve’l-cibâle ersâhâ” (Naziât, 79/32) ayetinde cibâl kelimesi, “revâsî” kelimesinin -if’âl babından- fiili olan “ersâ” ile birlikte kullanılmıştır. Manası “yerin dağlarını oturttu / sabitleştirdi” şeklindedir.
Bu 9 ayetlerde isim olarak çakılı büyük kara parçası olarak kullanılmaktadır. Diğer iki ayette ise çakma fiili olarak kullanılmıştır.
Rad sûresi 4. âyette geçen kıta kelimesi ise birbirine bitişik bölümler anlamında kullanılmıştır. Yani Asya ve Afrika’nın hem sulak ve verimli yerleri olduğu gibi ona komşu çölleri de vardır. Bunlardan her biri bir kıtadır.
Tarih boyunca yanlış adlandırmadan dolayı kıtalar (continent) kıta olarak adlandırılmıştır.
Aslında bizim kıtalar olarak adlandırdığımızın adı revâsiye olmalıydı!
Bunun nedenini açıklamak için önce yeryüzü hakkında temel bazı bilgileri bilmek gerekir:
Yerkabuğu yerkürenin en dış katmanıdır. Yerkürenin toplam hacminin % 2’den azını, kütlesinin ise yüzde 4’ünü oluşturur. Daha derin tabakalara oranla düşük yoğunlukta ve katı yapıdadır. Manto katmanının en dış bölümü ile birlikte taş küreyi oluşturarak derindeki nispeten akışkan astenosfer tabakası üzerinde yüzercesine hareket eder. Yerkabuğunun okyanus tabanlarında kalan kısmı oldukça ince (5-10 km), kıtalardaki kısmı ise daha kalındır (30-70 km). Yerkabuğu yoğunluğunun okyanus tabanlarında daha yüksek (3,2 g/cm³), kıtalarda ise daha düşük (2,7 - 3 g/cm³) olduğu bilinmektedir. Bu farklılıklar nedeniyle ’okyanus kabuğu’ (ya da ’okyanussal kabuk’) ve ’kıta kabuğu’ (’kıtasal kabuk’) şeklinde iki ayrı tanım yerleşmiştir.
Karalarda daha kalın (35-40 km), Tibet platosunda ise 70 km, deniz ve okyanus tabanlarında ise daha ince (8-12 km) olan yerkabuğunun ortalama kalınlığı 33 kilometre kadardır. Kimyasal bileşimi ve yoğunluğu birbirinden farklı iki kısımdan meydana gelir. Bunlardan biri granit bileşimindeki kayaçlardan oluşan granitik yerkabuğu; diğeri ise bazalt bileşimindeki kayaçlardan oluşan bazaltik yerkabuğudur.
Granitik yerkabuğunda silisyum ve alüminyum elementleri hakimdir. Bu nedenle daha hafiftir; yoğunluğu 2.7-2.8 g/cm3 arasında bulunur. Yerkabuğunun üst kısmını teşkil eder. Bazaltik yerkabuğunda ise silisyum ve magnezyumlu unsurlar hakimdir. Dolayısıyla granitik kabuktan daha ağırdır; yoğunluğu 3-3.5 g/cm3 arasında değişir. Granitik yerkabuğunun altında ve okyanus tabanlarında yer alır. Bu nedenle bazaltik yerkabuğuna "okyanusal kabuk" adı da verilir.
Bu iki kısım bütün kıtaların altında bulunmaktadır. Buna karşılık okyanusların altında durum farklıdır. Burada bazaltik kabuk birkaç km kalınlıkta ince bir tabaka halinde uzanır. Buna karşılık granitik kabuk ya hiç yoktur ya da çok incedir.
Kıtaların altında bulunan ve karaların en üstte durmasını sağlayan bu granit tabakaya “continental crust” denir. Ayrıca bu tabakanın içinde daha eski ve daha dayanıklı bölgeler vardır. Bunlara da “craton” denir. Bu cratonlar adeta bir çivi veya kazık gibi kıta kabuğunu altta kalan kısma çakarlar. Böylece kıtalar sağlam bir yapı kazanırlar.
Şimdi “revâsiye” kelimesinin geçtiği ayetleri yeniden düşünelim:
Rad 3: ?????? ??????? ????? ???????? ???????? ?????? ????????? ???????????? ????? ????? ???????????? ?????? ?????? ?????????? ????????? ??????? ????????? ?????????? ????? ??? ?????? ???????? ????????? ??????????????
Bu ayetin manasını tam olarak açıklayabilmemiz için dünyadaki sıradağlara bakalım:
a) Kuzey sıradağlar: Bunlar Çin’den başlar, Himalayalar’dan geçer, Anadolu’ya uğrayarak Avrupa’da Alpler’e kadar gider, Atlas okyanusunda battıktan sonra Kanada’da ortaya çıkar. Bu sıradağların görevi kuzeyden gelen soğuk kuru rüzgâr ile ekvatordan gelen sıcak nemli rüzgârları çatıştırmak ve böylece tüm kıtayı yağmurlara boğmaktır.
b) İkinci sıradağlar batıda Amerika kıtalarında kuzeyden güneye uzanır. Bunun görevi de dünya dönerken atmosferi de döndürmektir. Böylece şiddetli doğu batı rüzgârları önemlidir.
c) Bunun dışında Afrika’da ve Avustralya’da da buna benzer dağ silsileleri vardır.
Güney kutbu da yüksek kara ile kaplıdır. Yağan karlar orada depo edilir. Sonra eriyerek denizlerin devamlı aynı seviyede kalmasını sağlar.
Yağmurlar ve ırmaklar bu sıradağlar sayesinde vardır. Bu sıradağlar aynı zamanda kıtaları da tarif eder. Demek ki revâsiyeyi sıradağları içeren kara parçaları şeklinde düşünebiliriz.
1. ve hüve : ve o
2. ellezî : ki o
3. medde : uzattı, yaydı
4. el arda : yeryüzü
5. ve ce‘ale : ve kıldı, yaptı (yarattı)
6. fî-hê : orada
7. revâsiye : kıtalar
8. ve enhêren : ve nehirler
9. ve min külli : ve hepsinden
10. es semerâti : ürünler, meyveler
11. ce‘ale : kıldı (yarattı)
12. fî-hê : orada
13. zevceynisneyni
(zevceyni)
(isneyni) : ikili (zıt cinsten eşler) bir çift
: (zıt cinsli bir çift (dişi+erkek))
: (iki, ikili)
14. yuğşi : örter
15. el leyl : gece
16. en nehâre : gündüz
17. inne : muhakkak
18. fî zâlike : bunda vardır
19. le âyâtin : elbette ayetler
20. li kavmin : bir kavim için
21. yetefekkerûne : tefekkür ederler
Bazı kıtalarda gece iken bazı kıtalarda gündüzdür. Her kıtada farklı olan ürünler vardır. Mesela domates, patates, fasulye, mısır 1500’lü yıllarda Amerika’dan getirilmiştir.
Hicr: 19
?????????? ???????????? ????????????? ?????? ????????? ???????????? ?????? ??? ????? ?????? ??????????
Dağlar yalnız karaların içinde yoktur, aynı zamanda da denizlerde de vardır. Denizlerde de su akıntıları aynı şekilde kontrol eder. Karada havanın temiz kalmasını sağlar, denizde de suların temiz kalmasını sağlar. Hayat ancak o sayede mümkün olur.
1. ve el arda : ve yeryüzü
2. medednâ-hâ : biz onu uzattık (yaydık)
3. ve elkaynâ : ve biz koyduk, bıraktık
4. fî-hâ : orada
5. revâsiye : kıtalar
6. ve enbetnâ : ve biz nebat (bitkiler) yetiştirdik
7. fî-hâ : orada
8. min kulli şey’in : her şeyden
9. mevzûnin : mevzun, birbiriyle orantılı, ölçülü
Nahl: 15
????????? ??? ???????? ????????? ??? ??????? ?????? ???????????? ????????? ???????????? ???????????
“Temîde biküm” size meydan olsun diye yani bize akan olacaktır. Kastedilen yalnız dağlar olsaydı bize “en temîde” olmazdı. Hala o dağlarda yaşamıyoruz. Demek ki öyle bir yerin adıdır ki orada sıradağlar vardır. Ayrıca geniş yollar meydanlar vardır. Bu ayet bize kıra anlamını vermeye çok daha kesin şekilde yaklaştırmaya götürmektedir.
1. ve elkâ : ve bıraktı, koydu, attı
2. fî el ardı : yeryüzünde
3. revâsiye : kıtalar
4. en temîde : sarsılması
5. bi-kum : sizinle
6. ve enhâren : ve nehirler
7. ve subulen : ve yollar
8. lealle-kum : umulur ki, böylece
9. tehtedûne : yol bulursunuz (menzillerinize ulaşırsınız)
Cratonlar kıtaların depremlerden etkilenmeyi ve parçalanmasını engellerler.
Tıpkı deprem bölgesine yapılan binalara kazıklı temeller yapılması gibi.
Bütün kıtayı boylu boyunca geçen Amazon nehri, Nil nehri, Mississippi nehri, Tuna nehri gibi.
Enbiya: 31
??????????? ??? ????????? ????????? ??? ??????? ?????? ??????????? ?????? ???????? ??????? ??????????? ???????????
Meydanlar var meydanları birbirine bağlamak için dağların arasından geçen yollar vardır. Sadece meydan değil sıradağların olduğu alan ve bu sıradağların arasında geçitler vardır.
1. ve ce‘al-nâ : ve biz kıldık
2. fî el ardı : yeryüzünde
3. revâsiye : kıtalar
4. en temîde bi : sarsması
5. him : onlar, onları
6. ve ce‘al-nâ : ve kıldık
7. fîhâ : orada
8. ficâcen : geniş yollar, iki dağ arasındaki geniş geçit yerleri
9. subulen : sebîller, yollar
10. le‘alle-hum : umulur ki böylece onlar
11. yehtedûne : hidayete ererler
Neml: 61
?????? ?????? ????????? ???????? ???????? ?????????? ?????????? ???????? ????? ????????? ???????? ?????? ????????????? ???????? ???????? ????? ??????? ???? ???????????? ??? ???????????
Karar durulacak yerleşilecek yer demektir. Müstekarr olarak da geçer. Dengede olmak anlamında da kullanmaktayız. Aralarında nehirler yaptık denmektedir demek ki bu dağlar vadi kenarlarındaki sırtlardır. Yerüstü öyle engellerle yaratılmıştır ki aralarında ırmaklar akar. Burada revâsiye enhêrdan sonra kullanılmıştır. Zaman itibariyle revâsiye önce enhêr sonradır. Ama plan itibariyle önce nehirler planlanmış. Nehrin olması için de dağlar yaratılmıştır. Onun için her iki şekilde zikredilmektedir.
1. em : yoksa, veya
2. men : kim, kimse
3. ce‘ale : kıldı, yaptı, yarattı
4. el arda : arz, yeryüzü
5. karâren : karar yeri, yerleşmeye uygun mekân
6. ve ce‘ale : ve kıldı, yaptı, yarattı
7. hılâle-hâ : onun ara(lar)ında
8. enhâren : nehirler
9. ve ce‘ale : ve kıldı, yaptı, yarattı
10. lehâ : onun, onun için
11. revâsiye : kıtalar
12. ve ce‘ale : ve kıldı, yaptı, yarattı
13. beyne : arasında
14. el bahreyni : iki deniz
15. hâcizen : perde, engel
16. e : mı
17. ilâhun : bir ilâh
18. me‘allâhi (mea allâhi) : Allah ile beraber
19. bel : hayır
20. ekseru-hum : onların çoğu
21. lâ ya‘lemûne : bilmiyorlar
Lokman: 10
?????? ????????????? ???????? ?????? ??????????? ????????? ??? ????????? ????????? ??? ??????? ?????? ??????? ?????? ??? ????? ???????? ???????????? ???? ????????? ???? ???????????? ?????? ??? ????? ?????? ???????
1. halaka : yarattı, halketti
2. es semâvâti : semalar, gökler
3. bi gayri : olmadan, olmaksızın
4. amedin : direkler
5. terevne-hâ : onu görüyorsunuz
6. ve elkâ : ve attı, yerleştirdi, oluşturdu
7. fî el ardı : arzda, yeryüzünde
8. revâsiye : kıtalar
9. en temîde : sarsar diye (sarsmasın diye)
10. bi-kum : sizin için
11. ve besse : ve yaydı
12. fî-hâ : orada
13. min : den, dan
14. kulli : her, hepsi
15. dêbbetin : yürüyen hayvan
16. ve enzelnâ : ve biz indirdik
17. min es semâi : semadan, göklerden
18. mâen : su
19. fe : böylece
20. enbetnâ : nebat (bitki) yetiştirdik
21. fî-hê : orada
22. min : den, dan
23. külli : her, hepsi
24. zevcin : eş, çift
25. kerîmin : kerim, güzel, çok, ikram edilen
Fussilet: 10
???????? ?????? ????????? ??? ????????? ????????? ?????? ????????? ?????? ???????????? ??? ?????????? ???????? ?????? ???????????????
Revâsiyenin fevkine konduğu ifade edilmektedir. Bu da yerkabuğunun üzerine konan yükseklerdir. Karalarda yükselen münferit dağlar değildir. Ovalarla beraber dağlardır. Buradaki zamirin arzda geçtiği dört mevsimden bahsetmesinden anlıyoruz. Râsiyeler yerkürenin üzerine konan kara parçalarıdır. Kıtalar daha başka nasıl tanımlanır.
1. ve ce‘ale : ve kıldı, oluşturdu
2. fî-hê : orada
3. revâsiye : kıtalar
4. min : den
5. fevkı-hê : onun üzerinde
6. ve bâreke : ve bereketli kıldı
7. fî-hê : orada
8. ve kaddere : ve takdir etti
9. fî-hê : orada
10. akvâte-hê : onun rızıkları
11. fî : de, içinde
12. erbe‘ati : dört
13. eyyâmin : günler
14. sevâen : musavi olarak, eşit olarak
15. li es sâilîne : isteyenler için, dileyenler için
Kaf: 7
??????????? ???????????? ????????????? ?????? ????????? ???????????? ?????? ??? ????? ?????? ???????
1. ve el arda : ve arz, ve yer
2. medednâ-hê : onu döşeyip yaydık
3. ve elkaynâ : ve attık, bıraktık
4. fî-hê : onda, orada
5. revâsiye : kıtalar
6. ve enbetnâ : ve bitirdik, yetiştirdik
7. fî-hê : onda, orada (oraya)
8. min külli : hepsinden
9. zevcin : çift
10. behîcin : güzel, parlak
Murselat: 27
??????????? ?????? ????????? ?????????? ???????????????? ????? ????????
Burada da râsiyelerin sıfatını getirmektedir. Yüksek engebelerin bulunduğu alanlardır. Yağmurlar bu sayede yağmaktadır. Biz tatlı suyu bununla almaktayız. Şâmihât dişi müennes gelmiştir münferit dağlar değil birbirine uyumlu görevli dağlar demek olmaktadır. Daha önce bu işlerden ve görevlerden bahsetmiştim.
1. ve ce‘alnâ : ve kıldık, yaptık
2. fî-hâ : orada
3. revâsiye : kıtalar
4. şâmihâtin : çok büyük
5. ve eskaynâ-kum : ve sizi biz suladık (içecek su verdik)
6. mâen : su
7. furâten : tatlı
Aslında kıta dediğimiz büyük kara parçası RASİYE’dir.
Kıta olarak Güney Amerika, Kuzey Amerika, Afrika, Avustralya ve Avrupa, Sibirya, Orta Asya, Çin, Hint ve Antarktika olmak üzere 9 kıta vardır.
|