Mete Firidin
B'nin Altındaki Nokta
6.12.2010
9162 Okunma, 1 Yorum

B'nin Altındaki Nokta

 

Kuranın harflerinin  noktalanması hakkında bilinen klasik bilgiler şunlardır:

 

Osman (r a ) zamanında çoğaltılan Mushaflar, harekesiz ve noktasız olarak yazılmıştı Bunun gerekçesi de Kur’an’ın çeşitli kıraat vecihlerine göre harekesiz ve noktasız metinde okunabilmesini sağlamaktı
Fakat Arap olmayanların İslam’a girmeleri ve bunların Arapçaya vakıf olmamaları sebebiyle Kur’an-ı Kerim’i yanlış okuma olaylarına sık sık rastlanılır olmuştu Dolayısıyla Kur’an’ı sağlıklı ve kolay okumayı sağlayacak nokta ve hareke gibi bir takım düzenlemelere gitmek gereği belirmişti
Kur’an’ı ilk defa harekeleme yoluna giden Ebu’l-Esved ed-Düeli (69/688)’dir Bu zat başlangıçta Basra valisi Ziyad b Ebih’den gelen teklifi kabul etmemiş, daha sonra bir şahsın Tevbe suresinin 3 ayetinde yer alan “Ve rasuluhu” kelimesini “Ve rasulihi” şeklinde okuduğunu duymuş, hemen vali Ziyad’a başvurarak harekeleme işine girişmiştir Çünkü geçen ayetin “Allah ve Rasulü müşriklerden beridir ” şeklindeki anlamı, duyduğu okuyuşa göre “Allah müşriklerden de Rasulünden de beridir ” şekline dönüşmüştü Bu yüzden Mushaf yazısındaki renkten farklı bir mürekkeple fetha hareke için harfin üstüne bir nokta, kesre için altına bir nokta, zamme için önüne bir nokta koymak suretiyle bu işi tamamladı Tenvin için de iki nokta kullanılmıştı
Harekeleme işinden hemen sonra da harflerin noktalanması işi gerçekleştirilmiştir Bu işi de Irak valisi Haccac b Yusuf (95/713)’un emriyle Düeli’nin talebesi Nasr b Asım (89/708) yapmıştır Bazı rivayetlerde de bu noktalama işini Yahya b Ya’mer (129/746)’in gerçekleştirdiği belirtilmektedir Şu var ki Basra’da bu iki zatın başlattıkları noktalama hareketi, daha sonra Medine’ye ve diğer İslam beldelerine yayılmıştır
İlk dönemlerde uygulanan ve noktalarla gösterilen hareketlerle, benzer harfler için uygulanan noktalar Mushaflarda farklı renklerle işaretlenmiştir Bir süre devam eden bu uygulama Halil b Ahmed (175/791)’in bildiğimiz hemz, teşdid, sıla, revm ve işmam gibi diğer noktalama işaretlerini tamamlamasıyla son şeklini almıştır
Kur’an-ı Kerime hareke ve nokta konulması meselesi başlangıçta tartışma konusu olmuş aralarında Abdullah b Ömer, Abdullah b Mes’ud ve İmam Malik’in de bulunduğu bir grup selef alimleri bu hareketi hoş karşılamamışlardır Fakat sonraki dönemlerde, hareke ve noktalama hareketinin Kur’an-ı Kerim’e herhangi bir zarar değil, yarar getireceği düşüncesi ağırlık kazanmıştır Bu yüzden nokta ve harekelemeye ruhsat verilmiş, hatta müstehap olduğu söylenmiştir
Halife Velid (86-96) mushafların yazılışı için, hattının güzelliğiyle şöhret bulan Medine’de Mescid-i nebevi’nin mihrabındaki hattın sahibi olan Halid b Ebi’l-Heyyac’ı gönderdi Hicri dördüncü asrın sonlarına kadar hattatlar mushafları kufi yazısıyla yazmaya devam etti Hicri beşinci asrın başlarında onun yerini güzel nesih yazısı aldı Günümüzde kullanmakta olduğumuz nokta ve harekelerin hepsi bu yazıda mevcuttur Kur’an’ın ilk baskısı 1530 yılında Bındıkiyye’de gerçekleşmiş lakin kilisi bunu hemen yok etmiştir Müslümanlar tarafından ilk baskısı 1787 yılında Rusya’nın Saint-Petersbourg şehrinde Mevlay Osman tarafından gerçekleştirilmiştir 1828 yılında ilk taş baskı Tahran’da yapılmıştır 1877 yılında İstanbul’da basıldı 1923 yılında Kahire’de Kral Fuat’ın emriyle Ezher ulemasının eşliğinde Hafs rivayeti ile Asım’ın kıraatine göre basılan Kur’an’ı İslam alemi çok beğendi ve neredeyse tek nüsha durumuna geçti [1]
Kur’an’ın nokta ve harekelenmesiyle ilgili bir çok eser yazılmıştır Bunlar arasında Ed-Dani (444/1053)’nin “El-Muhkem fi Nakti’l-Mesahif” adlı eseri meşhur olanıdır [2]

[1] Salih-Mebahis: 80-81

[2] El-İtkan: 2/170-171; El-Burhan: 1/376-379; Mebahis: 150-151

 

 

KURAN YAZISININ HAREKE ve NOKTALANMASI

 Baştan yazı noktasız ve harekesizdi. Kur'an böyle yazılıyordu. Böyle noktasız ve harekesiz mushaflar yazılmıştır. Bu yazının okunması güç olmakla beraber bazı iyi cihetleri de vardı. Meselâ: Peygamberden işitilen kıraatlerin okunuşuna müsaittir. Bir kelimede muhtelif kıraatler toplanabiliyordu veya kelimenin müsaadesi nisbetinde kıraat ediliyordu. Yedi kıraatin hepsi Mushafı Osman'ın resmine, yazısına uygundur. Kıraatde zaten bu şarttır. Misal verelim:
وما ربك بغافل عما يعلمون : 123 âyet, noktasız olduğundanتعملون?يعملون
da okunur, her iki kıraate de müsaittir. فناداها من تحتها 19:34 âyet, harekesiz olduğundan " مَنْ مِنْ" = min, men diye
her iki türlü kıraate de elverişlidir.
İslâmiyet etrafa yayılınca Arap olmayan unsurlar da Müslüman olmuşlardı. Bunlar noktasız ve harekesiz Kur'an'ı okumakta herkes gibi güçlük çekiyordu. Lahne ve hataya düşüyordu. Bu güçlüğü gidermek, hataları önlemek için hareke ve nokta koyma çaresine başvurulmuştur. Bu iş başlıca üç safha geçirmiştir:
1-Kelime sonlarında nokta şeklinde harekeler konması,
2- Birbirine benzeyen harfleri ayırdetmek için harflerin noktalanması,
3-Bugünkü şekildeki harekelerin konulması.
Bunları birer birer izah edelim:
1-Muaviye'nin Hilâfeti devrindeyiz. A'rabînin birisi:
واعلموا ان الله برئ من المشركين ورسوله "Va'lemû ennallahe beriün minel-Müşrikîne ve Resulihi" diye okuyor. Bu okunuşa göre mâna çok bozuk oluyor. Bu gibi i'rap hatalarını önlemek için Irak Valisi olan Ziyad ibni Ebih, devrinin âlimi Ebül-Esved Duelî'ye (H. 69/M. 688) emrediyor. Buradaki hata i'rab hatası olduğundan kelimelerin sonlarının doğru okunup i'rap verilmesini sağlayacak işaretler koymasını söylüyor. Ebül-Esved de kelimelerin sonlarına nokta şeklindeki harekeleri koymaya başlıyor. Üstün için harfin üzerine bir nokta, ötre için harfin içine veya önüne bir nokta, esre için harfin altına bir nokta koyuyor. Tenvin için iki nokta koyuyor ve bu işi şöyle yapıyor:

Kâtibine diyor ki: ''Ağzımı açtığım zaman harfin üstüne bir nokta koy, ağzımı topladığım vakit harfin içine bir nokta koy, esre okuduğum zaman harfin altına bir nokta koy!" O zaman bugünkü ıstılahlar henüz olmadığından böyle basit tâbirlerle, basit bir yolda harekeleme işini yapti.

Tenvin için iki nokta koydu. Sonraları bu tarz, noktayla harekeler kelimenin bütün harflerine teşmil olundu. Ancak bunlar Mushafın yazılmış olduğu mürekkebin rengine uymayan bir renk ile yapılıyordu.
Bu usul Mağripte ve Endülüste Dördüncü asrın ortalarına kadar devam etmiştir.
Şarkta Halil ibni Ahmed'in harekeleri yayıldığı halde onlar bu tarzı bırakmadılar.
Böyle kelimelerin sonları veya bütün harfleri nokta ile harekelenmiş Mushafları görüyoruz. Bazan bu noktalar küçük bir daire şeklini almıştır (o). Bilhassa harflerin noktalanmasından sonra hareke noktalariyle harf noktaları birbirine karışmasın diye daire şeklindeki hareke noktaları behemehal lâzımdı. Baştan harflerde nokta olmadığından bu iltibas yoktu. Ayrı renkte olmak, işi halledemiyordu. Hareke noktaları asıl yazıdan sanılmasın için harflere mahsus ve ekseriya siyah olan noktalardan ayrılmak üzere Mushaflarda ayrı renkte konurdu. En eski Mushaflarda kırmızı, sonraları sarı, yeşil ve nadiren mavi renkle yazılırdı. Nokta yerine konulan küçük daireler de böyledir. Dinî olmayan eserlerde ise bu harekeler hiç kullanılmaz. Bu usule göre:
والقلم وما يسطرون âyeti şöyle hareke alır: وْالقْلْم وْمْا يْسطرْوْنْveya وْالقْلْم وْمْائسطْروْنْ
2- İkinci merhale: Harfler birbirine benzediğinden yine iltibasa düşülüyordu. Hattâ bu yüzden hatalara düşüldüğü söyleniyor. Onun için birbirine benzeyen harfleri ayırdetmek için Haccac zamanında
(H. 41-95/M. 661-713), Nasr bini Âsim
(H. 89/M. 707) ve Yahya bini Ya'mer
(H. 129/M. 746) harflere nokta koyma işini başardılar. Harf noktaları aynı renkte yâni siyah idiler. Hareke noktaları ise başka renkte idi.
İbni Hallikân "Vefeyâtül-A'yân" da Haccac'ın tercümeihalinde diyor ki: "Ebu Ahmet Askeri "Kitabüt-Tashif' de hikâye ediyor: Bütün nâs 40 yıldan fazla Mushafı Osman üzere kıraat ettiler. Abdül-Melik bini Mervan zamanına kadar böyle gitti. Sonra Irak'ta tashif yayıldı. Haccac işaretler vaz'ını kâtiplere emretti. Nasr bini Âmir ve Yahya bini Ya'mer bu işi yaptılar. Harflere tek ve çift noktalar koydular." Bu da Emevilerden Abdül-Melik bini Mervan zamanında yapıldı.
Harflerin noktalanması muhtelif safhalar geçirmiştir. İslâm Ansiklopedisi diyor ki: En son noktalanmış olan harf (8) dir. Bu her halde 11. asrın son yarısından daha evvel vâki olmamıştır. Bazan (Kûfî yazı ile yazılmış Kur'an'larda hemen daima) noktalar sol aşağıdan sağ yukarıya giden meyilli çizgiler şeklinde konulmuştur. Noktaların çift olanları, bazan şakulî ve bazan mail vaziyette olmak üzere yanyana konulur. Üç noktalar düz bir hat istikametinde sıralanır. (Ş) ش harfinde ise bu noktaların üçü ekseriya bir çizgi şeklinde gösterilir. Bu noktalama işi muhtelif şekillerde yapılmıştır ve türlü safhalar geçirmiştir. Çeşit harflere türlü noktalar konulmuştur. K ق
3. asrın ortalarına kadar bu şekilde noktalanmıştır." Yakın zamana kadar ق ile (Fa)ف aynı yazılıdırق .ل harfi de ن'a benzer.
İlk harekeler nokta şeklinde olduğundan bazıları nokta ile harekeden hangisi evvel olduğunu karıştırıyorlar. Evvelâ nokta kondu, sonra hareke verildi, sanıyorlar. Nokta ile harekeyi birbirinden ayıramıyorlar. Halbuki evvelâ hareke, sonra nokta konulmuştur. İlkin harekeler nokta şeklinde idi. Bugünkü harekeler daha sonra yapılmıştır.

3- Ve işin üçüncü merhalesi odur. Hareke noktaları ikinci asrın ortalarında bugünkü şekilde harekelere çevrilmiştir. Ebül-Esved'in koyduğu hareke noktaları yerine bugünkü harekeleri koyan Halil ibni Ahmet (H. 100-170/M. 718-786) olmuştur. Bunları sesli harflerden, harfi medlerden almıştır. Ötre vavdan, üstün mail eliften ibarettir. Esre de kısaltılmış Y'dir. Cezim ve şedde gibi işaretler harekeden sonradır. Bunları da Halil icad etmiştir. Teşdid işareti şedde kelimesinin(Ş - ش harfinden alınmıştır. Hakikaten bugünkü harekeler çok lüzumlu idi. Okumayı kolaylaştırmak için noktalar çok konuldukça, hareke noktaları ile harf noktaları birbirine karışmaya başladı. İki türlü mürekkep kullanmak güç bir işti.
Hasan Basri ve Muhammed bini Şirin, Mushafın noktalanmasında bir beis olmadığını söylerler. Nevevi ise Mushafın noktalanması ve harekelenmesi müstehaptır diyor. Zira lahn ve tahriften korur.
Noktayı kusur sayanlar olmuştur. Hele tahriratta cehalet eseri imiş. Fakat noktasız yazı yüzünden bazı hatalar olmuş ve felâketlere bile sebep olmuştur. Hareke Kur'an'dan başka muharreratta kullanılmazdı, sonradan başladı.

Şimdi çok bilinen şu söze dikkat edelim!

Hz Ali ye ait olduğu söylenen bir söz de şu dur:

“Kur`ân`ın sırrı Fâtiha`da; Fâtiha`nın sırrı `B`ismillâh`da; `B`ismillâh`ın sırrı da “B” harfindedir… Ben o 'B'nin altındaki NOKTA'yım!”

Yukarıda ki bilinen bilgilerin ışığında bu sözü Hz Ali söylemiş olamaz (ölüm tarihi miladi 661)  Çünkü harfleri ayırd etmeye yarayan noktalama işareti  zalim lakaplı Haccac tarafından konmuştur. Bu nedenle o zamanlar B nin altında nokta yoktur. Bunu Hz. Osman zamanında çoğaltılan kuranlarda da görebiliriz.

 

Fakat biliyoruz ki M.S.  3. Ve 4. Yüzyıllarda yani İslamdan önce de bazı arabik yazılarda harfleri ayırmak için noktalama işaretleri kullanılmıştır (Pre-Islamic Arabic inscriptions)

Viana PERF 558 orijinal belge ultraviole altında da incelenmiştir.

Fakat Viyanada  bir koleksiyon da bulunan, (the Erzherzog Rainer Papyrus Collection in Vienna) M.S. 642 yılına ait olduğu kesin olan (Hz ömer dönemi) bir ticari papirusta harflerin noktalı ve hemze olduğu ispatlanmaktadır. Yani B harfinin noktası vardır.

Yine bu bilgilerin ışığında: Hz Ali nin vefatından 19 yıl önce B harfin de nokta vardır , diyebiliriz.

Eğer yukaridaki söz gerçekten Hz Ali ye ait ise:

Belkide Hz Ali ye ait noktalı ve hemzeli bir Mushaf olabilir.

O zamanın hükümdarı ve Haccac sonradan Hz Ali nin noktalı ve hemzeli kuranı gibi bir uygulamaya ikna olmuş olabilir.

Fakat yine de Resullulaha indirilen kuran esasen noktasızdır. Noktalar kolay okunması içindir. Hafızlar için böyle bir sorun olamaz. Onlar zaten nasıl okunacağını ezbere bilmekteler. Bu da Allahın hikmetlerinden biridir.

Bu nedenlerle ebced hesabı ile geleceğe yönelik bir tahmin yapılamaz. Çünkü gerçekte 7 kıratin kombinasyonlarının çözülmesi gerekir.

Ancak vuku bulanın tahmini yapılabilir.

 


YorumcuYorum

06.12.2010
10:21

yazını baştan aşağıya haz alarak okudum araştırıp, incleyip bizlere sunduğun için emeğine teşekkür ellerine sağlık diliyor devamını bekliyoruz

şerafettin





Son Eklenen Makaleler
Mete Firidin
Cehennem Etimoloji
1.04.2025 805 Okunma
4 Yorum 15.04.2025 08:45
Mete Firidin
Sabah, Akşam, Yatsı namazlarında sesli okumanın nedeni
21.03.2025 390 Okunma
Mete Firidin
Hanif Kelimesi
3.12.2024 588 Okunma
Mete Firidin
Q Metni
14.11.2024 541 Okunma
Mete Firidin
SWE Kökü
21.10.2024 706 Okunma
Mete Firidin
O Cennet Yaprakları
25.08.2024 669 Okunma
Mete Firidin
Kelime kökü AMD
21.08.2024 606 Okunma
Mete Firidin
Kelime Kökü WTD
21.08.2024 602 Okunma
Mete Firidin
Kelime Kökü TıWD (Keettevdi)
11.08.2024 1192 Okunma
Mete Firidin
Taha Suresi 98 (97). Ayet ve Haphephobia
4.08.2024 978 Okunma
Mete Firidin
Rum Suresi ve Yeryüzünün En Alçak veya Daha Alçağı
6.06.2024 1177 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 13:31
Mete Firidin
Fil Suresi Tefsiri
1.06.2024 1314 Okunma
1 Yorum 05.06.2024 04:38
Mete Firidin
Ebu Leheb
22.05.2024 943 Okunma
Mete Firidin
Cibril
1.05.2024 790 Okunma
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 1160 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Ebabil
10.04.2024 1710 Okunma
Mete Firidin
Nisa Suresi 159. Ayet ve Pavlus
2.03.2024 1001 Okunma
Mete Firidin
Kuran-ı Kerim’de Maide Kelimesi ve Yuvarlak Masa
25.02.2024 1230 Okunma
Mete Firidin
İblis Hadisleri
4.02.2024 1262 Okunma
Mete Firidin
Dinlerin Kökeninin Sümer’e Dayandığı Safsatası
15.12.2023 1095 Okunma
Mete Firidin
Bizden Melekler Kılınması ve Hz. İsa
28.09.2023 1057 Okunma
Mete Firidin
İncil ve İnciller
29.04.2023 983 Okunma
Mete Firidin
Nedir İnsanın Yüklendiği Emanet?
19.02.2023 1181 Okunma
Mete Firidin
Ümmet-i Muhammed’in Şimdiki Durumu
11.02.2023 1186 Okunma
1 Yorum 17.02.2023 16:53
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1480 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Diller ve Anlatım
7.01.2023 837 Okunma
Mete Firidin
O Dalga
20.11.2022 1353 Okunma
Mete Firidin
Faiz (riba) Haram da Enflasyon Haram Değil mi?
16.11.2022 1715 Okunma
3 Yorum 27.11.2022 18:05
Mete Firidin
İshak Doğduğunda Hz. İbrahim ve Hz. Lut Neredeydi?
15.08.2022 1339 Okunma
Mete Firidin
Namaz ve Maun Suresi
31.07.2022 2227 Okunma
1 Yorum 03.09.2022 18:00
Mete Firidin
Allah Akleder mi?
27.04.2022 2223 Okunma
1 Yorum 28.04.2022 17:41
Mete Firidin
Melek Olmak?
5.03.2022 2613 Okunma
2 Yorum 17.03.2022 11:19
Mete Firidin
Kıraatler
5.02.2022 1723 Okunma
Mete Firidin
Hz. Mehdi
1.02.2022 1948 Okunma
Mete Firidin
Wav
29.01.2022 1513 Okunma
Mete Firidin
Zulümat
22.01.2022 2172 Okunma
Mete Firidin
Kitap
19.12.2021 1686 Okunma
Mete Firidin
Kuran’a Göre Dünya Dönüyor mu?
13.12.2021 2167 Okunma
Mete Firidin
Kuran’a Göre Dünya Yuvarlak mı, düz mü?
11.12.2021 2409 Okunma
Mete Firidin
Gondwana
11.12.2021 1564 Okunma
Mete Firidin
Şura Suresi 34. Ayet ve Rüzgâr Gücü
21.11.2021 2087 Okunma
Mete Firidin
Beled Suresi 5. (4.) Ayet ve Adaptasyon
21.11.2021 1931 Okunma
Mete Firidin
Ali İmran Suresi 82. Ayet
7.11.2021 1791 Okunma
Mete Firidin
Zeyd Evlatlık mı?
28.10.2021 2252 Okunma
Mete Firidin
Laiklik ve Diyanet
23.08.2021 2837 Okunma
3 Yorum 23.08.2021 19:15
Mete Firidin
Yeni, Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
16.08.2021 4838 Okunma
2 Yorum 17.08.2021 10:08
Mete Firidin
Kuran’da Nefs Kelimesinin Anlamı
8.05.2021 2197 Okunma
Mete Firidin
Âdem
17.02.2021 3655 Okunma
2 Yorum 06.03.2021 07:27
Mete Firidin
Kâbe, Göbeklitepe, Stonehenge…
16.01.2021 2706 Okunma
Mete Firidin
Piç
5.12.2020 5406 Okunma
2 Yorum 10.02.2021 07:29
Mete Firidin
Kerahat Vakti
12.11.2020 3202 Okunma
Mete Firidin
İki Kez Ölmek
23.08.2020 3708 Okunma
1 Yorum 23.08.2020 18:41
Mete Firidin
Araf Suresi 173. Ayet ve Fenotip
5.07.2020 3933 Okunma
2 Yorum 05.07.2020 14:56
Mete Firidin
Öğle ve İkindi Namazlarının Farz Rekât Sayısı
28.06.2020 4190 Okunma
3 Yorum 01.07.2020 09:08
Mete Firidin
Müslümanların Kıble Değiştirmeleri
24.05.2020 3993 Okunma
1 Yorum 06.06.2020 01:50
Mete Firidin
Allah’ın Doğru Yolu Üzerine Oturanlar!
30.04.2020 3989 Okunma
3 Yorum 01.06.2020 16:40
Mete Firidin
Naziat Suresi'ndeki Jeolojik Dönemler
8.04.2020 3103 Okunma
Mete Firidin
İsrailoğullarının Oğullarına Uygulanan Kafa Kesme Cezas
28.03.2020 4402 Okunma
1 Yorum 28.03.2020 21:35
Mete Firidin
İsrailoğulları'nın Oğullarının Boğazlanması
28.03.2020 3358 Okunma
Mete Firidin
Ramazan’da Keyfi Oruç Tutmamanın Karşılığı
21.03.2020 4194 Okunma
1 Yorum 23.03.2020 03:25
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5861 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 5177 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Kuran'da Yevm Kelimesi
28.12.2019 6211 Okunma
2 Yorum 03.01.2020 19:36
Mete Firidin
Arapça Kutsal mıdır?
19.10.2019 4417 Okunma
Mete Firidin
Nisa Suresi 9. (8.) Ayet Meali
19.10.2019 4392 Okunma
Mete Firidin
Ennesi
27.09.2019 4526 Okunma
Mete Firidin
İbrahim Suresi 17. (16.) Ayet
27.09.2019 3789 Okunma
Mete Firidin
Kuran'a Göre Nikah Yaşı Nedir?
27.09.2019 5334 Okunma
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14459 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Kilisede Mum Dikmek
14.06.2019 4362 Okunma
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 6004 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
O İğnenin Deliği ve O Deve
7.06.2019 5544 Okunma
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5602 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
Nisa 16. Ve 17. Ayet Çeviri Faciası
7.04.2019 8133 Okunma
1 Yorum 07.04.2019 10:00
Mete Firidin
Helal ve Haram Hayvanlar Nelerdir?
27.03.2019 5670 Okunma
3 Yorum 28.03.2019 00:12
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 10282 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Samiri’nin Buzağısına Uygulanan İşlem
15.03.2019 6312 Okunma
1 Yorum 16.03.2019 02:53
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 8412 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Göğün Yedisindeki Ay
1.03.2019 3962 Okunma
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8913 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Maymun Olan Yahudiler
10.01.2019 5807 Okunma
Mete Firidin
Leucippos Hz. Lokman mı?
27.12.2018 4651 Okunma
Mete Firidin
Nefs, Nefes, Nefah, Nefakh Kelimeleri
17.12.2018 5883 Okunma
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 7988 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
O Melikin Su Kabı!
6.12.2018 3482 Okunma
Mete Firidin
Kuran'da Hardal Kelimesi
25.11.2018 5721 Okunma
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 13143 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 9265 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Başörtüsü Meselesi
6.10.2018 6868 Okunma
1 Yorum 06.10.2018 17:13
Mete Firidin
Hevasını Tanrısı Edinenler
17.07.2018 3907 Okunma
Mete Firidin
2019 Ramazan Ay'ı ne zaman?
16.06.2018 5300 Okunma
2 Yorum 05.05.2019 12:52
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13442 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
2018 Ramazan Bayramı ne zaman?
14.06.2018 3514 Okunma
Mete Firidin
Kuran’da Gündüzün Bölümleri
13.05.2018 5028 Okunma
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 7330 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 6967 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 19253 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7676 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 7946 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Enam Suresi 145. Ayet Ve Haram Yiyecekler!
31.12.2017 27573 Okunma


© 2025 - Akevler