Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014
19839 Okunma, 10 Yorum

Gavs Ve İkizler Burcu

Nedir bu gavs?

Gavs inancı Müslümanlığın yegâne kaynağı olan Kuran’da bulunmamaktadır. Hatta en büyük günah olan şirk sayılmaktadır.

Fakat tarihin bir döneminden sonra tasavvuf ehlinin sokuşturması ile İslam dininin içine girmiştir. Hatta öğle bir girmiştir ki Allah’tan yardım isteneceğine (dua) gavstan yardım istemek daha makbul olmuştur! Oysa Kuran’ı birazcık okuyan bile bunun en büyük günah olduğunu (şirk) hemen anlayabilir. Böyle bir inanca sahip insanın Müslüman olarak kabul edilmesi mümkün değildir. Çünkü Müslüman demek Allah’a gönülden teslim olan demektir. Gavsa teslim olan ise olsa olsa putperestir.

Aslında gavs inancı nedir? Nereden İslam dinine şeytanca sokulmuştur? Üstelik bu şeytanlık yapılırken peygamberin şahsiyeti de kullanılmıştır. Kuran’ korunmuş olduğundan ona dokunamamışlardır. Bu durumda zehirlerini yutturmak için peygamber adına yalanlar uydurmuşlardır.

Bu soruların cevabını vermeden önce kısaca bazı alıntılarla gavs kavramının bu günkü anlamını ifade eden bazı bilgiler vermek istiyorum:


Gavs, tasavvufta büyük rütbelerden birisidir. Yardım eden. Evliya arasında kullara yardımla vazifelendirilen veli zat gavs inancıdır.

Gavs, Hz. Muhammed (sav) dar-ı bekaya irtihal edince, onu bu dünyada temsil eden de Allah ile irtibatları kavi büyük insanlardır.

Muhyiddin-i Arabi'ye göre gavs, medar kutbudur. İmam-ı Rabbani hazretlerine göre ise, medar kutbundan ayrı ve daha yüksek olup, ona yardım edicidir. Bu sebeble, medar kutbu birçok işlerinde ondan yardım bekler. Ebdal makamlarına getirilecek evliyayı seçmekte bunun rolü vardır.

Gavs-ı A’zam nedir?

Büyük gavs (yardımcı). Abdülkadir Geylani hazretlerinin lakabı.

Gavs-üs-Sakaleyn nedir?

İnsanlara ve cinlere yardım eden büyük veli Abdülkadir-i Geylani hazretlerinin lakabı. Abdülkadir-i Geylani hazretleri, tasavvufta Gavs derecesine ulaşmıştır. İnsanlara ve cinlere yardım etmesi ve imdatlarına yetişmesi sebebiyle Gavs-üs-sakaleyn ve Gavs-ül-a’zam lakablarıyla meşhur olmuştur.
Hz. Muhammed (sav) dar-ı bekâya irtihal edince, onu bu dünyada temsil eden de Allah ile irtibatları kavi büyük insanlardır. Onlar, mazhariyetleri ve misyonlarıyla, bir bakıma yeryüzünde âdetâ Kâbe konumundadırlar. Ehl-i tahkikin beyanına göre, bazen onlar Kâbe’nin etrafında, bazen de Kâbe onların etrafında döner. İşte böylesi kişilere Allah’ın matmah-ı nazarı anlamında “Kutub” adı verilir. Bu kişiler bulundukları mekânda, her zaman mevcudiyetlerini hissettiren, şeytanların uykularını kaçıran, bir kısım insanların vehimlerini izale eden, toprağın kuvve-i inbatiyesi gibi kudsi bir güce sahiptirler. Yine bunlar, hep tazarru ve naz u niyaz makamında bulunmaktadırlar. Allah böylelerinin bakışları ile kâinata bakar, merhamet veya gadap eder.

Kutub makamının bir adım ötesinde “gavsiyet” makamı yer alır. Bu makamı ihraz edenlerin en büyük özelliği, tasarruflarının öldükten sonra da devam etmesidir. Her gavs bir kutuptur, fakat her kutub bir gavs değildir. Öyleleri de vardır ki, bu her iki makamı bünyesinde cemetme bahtiyarlığına ermiştir. Zannediyorum “kutbu’l-irşad” işte bu iki makamı birden ihraz etmiş ve halkı irşada me’zun insanlara verilen isim olsa gerek..

Bu açıdan kutbu’l-irşada; hakikat-ı Ahmediyeyi tamamıyla temsil eden, dolayısıyla da hakikat-ı Muhammediye’ye namzet olan insan nazarıyla da bakılabilir. O, bütün insanlığın iç âlemi itibarıyla, yani kalbi, ruhu, vicdanı, hissi ve letaif-i maneviyesiyle mercii sayılan bir “menhel-i azbi’l-mevrûd; cennet kevserleri ölçüsünde tatlı su kaynağıdır.” Ve insanlığı sahil-i selamete çıkaracak bir rahmet ve ışıktır. Bu yönüyle ona, yeryüzünde tevhid güneşi denir. Herkes kendi istidadı veya elindeki kovasının büyüklüğü/küçüklüğü ölçüsünde ondan istifade edebilir. Öyleyse kutbu’l-irşad, misyonu, konumu ve zâtı itibarıyla diğer velilerden en az üç kademe daha ileridedir.

Başkalarının onları tanımasına veya sair velilerden ayırt etmesine yardımcı olacak belirgin özellikleri yoktur. “İnsanlar arasında, insanlardan bir insan olarak bulunurlar.” Ne var ki, hassas ruhlar, liyakatli kişiler bunları hemen sezer ve âdetâ bir mıknatısa kapılmış gibi, onların cazibelerine kapılıverirler. Bu özellikleri itibarıyla de onlar, etraflarına sürekli nur neşrederler. Hakkı aramak için yollara dökülenler de bunların cazibe-i kudsiyesi içine girer ve o dairede bütün bütün erir giderler.

Bütün bu değerlendirmeler nazara alındığında; bu kudsî me’hazlara sırt dönmekten daha öte bir talihsizlik olamaz denilebilir. Bana göre, bu kaynaklara müracaat etmeden yollara dökülenler, niyetleri ne kadar da samimi olursa olsun, çöllerde tek başlarına, rehbersiz yolculuk yapan insanlar gibidirler. Hatta bu kişilerin şahsî ibadet ve taatleri ne kadar çok da olsa, bu feyiz kaynaklarından yararlanmadıkları için, ileride dünyevî başka câzibe noktalarının câzibelerinden kurtulamayıp, yollarda kalabilirler. Hatta ibadet ü taatı bu denli çok olmayanlar, yüzleri bu ışık kaynaklarına dönük oldukları için, kayma ihtimalleri onlara göre daha azdır.

Ayrıca, bu tür insanların daire-i kudsiyeleri içinde bulunma, onlar gibi olma noktasında insana aşk, şevk ve ümit verir. Zira bunlar ideal insan olup, her Müslümanın hedefi olabilecek makamlarda bulunmaktadırlar. Bir diğer ifadeyle bunlar, bizim gibi sıradan insanlar için birer gaye-i hayaldirler. Zaten bu dünyada gaye-i hayali olmayan kişilerin, dört ayaklı behaimden farkı da yoktur. “İki günü müsavi olan, aldanmıştır” beyan-ı Nebevisi, herhalde bu hakikata işaret etmektedir.

Hasılı, kutbu’l-irşad, kâinatın mânâ, mahiyet ve muhtevasını anlatan, yeryüzünde Cenâb-ı Hakk’ın matmah-ı nazarı, kutb ve gavs makamının sahibi bir hakikat eridir (
M.Fethullah Gülen).

Tasavvufta kâinatın yönetiminden sorumlu olduğuna inanılan velîler örgütünün başı. Kutub ve kutbu'l-aktâb (kutublar kutbu) da denir. Manevî makamı esas alındığında daha çok kutup ya da kutbu'l-aktâb denildiği halde, özellikle kendisinden yardım istenilmesi durumunda "yardım eden" anlamında gavs ya da gavsu'l-âzam (en büyük gavs) olarak anılır. Ancak gavs ve kutub kelimeleri mücerret olarak kullanıldığında gavsu'l-âzam ve kutbu'l-aktâb anlaşılır. Gavslık makamına ibâdet ve riyâzetin çokluğu ile ulaşılmaz; doğrudan doğruya ALLAH'ın bağışı neticesinde elde edilir.

Mutasavvıflara göre gavs ya da gavsu'l-âzam (eşanlamda kutub ve kutbu'l-aktâb) hakikat-i MUHAMMEDiye (MUHAMMEDî hakikat)'ın mazharıdır. Bütün kâinatın kalbi mesabesindedir. Değirmen taşının milin (kutb) çevresinde dönmesi gibi kâinat da gavsın çevresinde döner. Kâinat içindeki bütün varlıklar hayat ruhlarını gavstan alırlar. Cebrâil onun nefs-i nâtıkası (ruhu, konuşması); Mikâil kuvvei câzibesi (çekme gücü) ve Azrâil kuvve-i dâfiası (itme gücü) hükmündedir. Kâinatta dilediği gibi tasarruf eder. Tasarrufu ilmine; ilmi, ALLAH'ın ilmine tabidir. Zâhiriyle âlemin zâhirini, bâtınıyla âlemin bâtınını idare eder.

Bazı mutasavvıflar gavslık (gavsiyet, kutbiyet) makamını ikiye ayırırlar. Birinci makam: İrşâd, ikinci makam: Vücud makamını oluşturur. İrşâd makamı, nübüvvetin bâtınını; vücud makamı da son nebi Hz. MUHAMMED'in bâtınını temsil eder. İrşâd makamı birden çok gavs tarafından temsil edilebilir, dolayısıyla aynı anda birçok gavs bulunabilir. Fakat vücud makamı ancak tek gavs tarafından işgal edilebilir; bu nedenle her yüzyılda ancak bir vücud gavsi vardır. Bu tarifte vücud gavsı, gavsu'l-âzam demektir. Gavsu'l-âzam'a ayrıca Abdullah, Abdu'l-Câmi adları da verilir.

Gavs'ın ya da gavsu'l-âzam'ın başkanlık ettiği veliler örgütüne ricâlu'l-gayb (gayb adamları, gayb erenleri) denir. Bunlar, Kur'an'ın, "Yeri döşedik ve oraya sabit dağlar (revâsi) yerleştirdik" (Kaf, 50/7) ayetinde andığı "dağlar" mesâbesindedir. Ricâlullah, merdân-ı huda, merdân-ı gayb, hükûmet-i sûfiye gibi adlarla da anılan ricâlu'l-gayb örgütünde gavs'ın altında İmaman (iki İmam) bulunur. Sağdaki imama, İmam-ı yemîn, soldaki imama; İmam-ı yesâr denir. İmam-ı yemîn, gavs'ın hükümlerinin, imamı yesâr gavs'ın hakîkatinin mazharıdır. Gavs öldüğü zaman yerine İmam-ı yesâr geçer. Üçler de denilen gavs ile imaman'ın altında yeryüzünün dört yönünü yöneten evtâd-ı erbaa (dört direk) bulunur. Daha aşağıda ise nüceba (necibler, sekiz ya da kırk veli) ve nükebâ (nakibler, denetçiler, on ya da üçyüz veli) yeralır.

Başka bir tasnife göre, ricâlu'l-gayb toplam dörtbin velîden oluşur. Bunlar halktan gizlidirler (mektûm). Bunlar içinde ahyâr (hayırlılar) adı verilen üçyüz velî, ilk üst grubu oluşturur. Ahyâr, işlerin yapılmasına ya da yapılmamasına karar veren ehl-i hal ve'l-akd velîler, komutan velîlerdir. Bunların üstünde kırk velîden oluşan ve abdâl, büdelâ denilen velîler; bunların üstünde de ebrâr (iyiler) denilen yedi velî yer alır. Örgütün en üst mertebelerini de dört velîden oluşan evtâd (direkler); üç velîden oluşan nükebâ (denetçiler) ve gavs (ya da gavsu'l-âzam) işgal ederler. Ricâlu'l-gayb, yardımlaşarak kâinatı idare ederler.

Mutasavvıfların gavs ve ricâlu'l gayb hakkındaki inançlarının Kur'an ve sünnet ile temellendirilmesi mümkün değildir. Bu nedenle İslâm bilginleri, özellikle hukukçular gavs ve ricâl inancını reddetmişlerdir. İbn Haldun Mukaddime'sinde bu inancın tasavvufa, imamlara ulûhiyet atfeden aşırı Şiî fırkalardan İsmailiye'den geçtiğini belirtir. Aynı inanç Osmanlılar döneminde de tartışılmış, aleyhte fetvalara konu olmuştur. Sözgelimi Şeyhülislam Sa'dî, gavs ve ricâl inancının küfür olduğu yolunda fetva vermiştir (Ahmed ÖZALP).

Evet Kuranda gavs kelimesine benzeyen yalnız bir kelime vardır. Bu kelime gavas (غوص) kelimesidir. Enbiya suresi 82. Ayette “yegusune” fiili olarak Süleyman peygamberin emrinde çalışan şeytanların yaptığı işi ifade eder. İkinci olarak Sad suresi 37. Ayette yine şeytanların sıfatı olarak “gavvasin” geçer. Gavas kelimesinin anlamı Arapça lügatlerde dalgıçlık, kaşiflik tir. Ne hikmetse gavas kelimesi her iki durumda da şeytanların özelliğidir.

Arapça ve diğer semitik dillerde (İbranice, Aramca, Ge’ez ) ise gavas, el-gavazaa kelimesi bir Zodyak olan ikizler (gemini) burcunu ifade etmektedir.

Bu burcun eski Arap ve İran dilindeki adı da “el gavzaa” dır. İki gavs anlamındadır. İkizler burcun veya takımyıldızın en eski adlandırması Sümerler ve Asurlulara aittir. Sümer ve sonraki Babil kaynaklarında ikizler takımyıldızı Meshlamtaea and Lugalirra olarak adlandırılmıştır. Meshlamtaea ölüler dünyasından gelen demektir. Solda yerleşir. Lugalirra ise güçlü, muazzam kral demektir. Sağda yerleşir. Her ikisi birlikte küçük tanrılar olarak kabul edilmiştir. İnsanlara ölüler dünyasından gelerek yardım ettiğine, ölümleri esnasında da yardım ettiğine inanılmıştır. Kendileri ölse de tanrısal yardım özellikleri devam etmektedir.

 İran ve Orta Asya merkezli, aslında Yunan kökenli bir imparatorluk olan Selevkos imparatorluğu döneminde büyük önem kazanmıştır. Buradan bütün Orta Asya’ya da yayılmıştır. Yunan putperest dinine de Mezopotamya dan geçmiştir.  İkizler burcu ve takımyıldızının Latincedeki ismi ikiz anlamındaki gemini dir. Bu ikiz kardeşlerin Eski Yunan mitolojisindeki isimleri Castor ve Pollux dur. Sembolü dır. Castor üstün kişi, Pollux çok tatlı demektir. Bu mitolojiye göre Pollux Zeusun oğludur. Castor ise ölümlü bir insandır. İkisi birlikte insanların yardımına koşar. Fakat Castor ölünce, Pollux babası Zeusa söyler ve ikisini birleştirir. Böylece ikisi de cennette yaşarlar. İkizler takımyıldızı olurlar. İnsanların yardımına koşmaya devam ederler. Kriz durumlarında onlardan yardım istenir ve saygı duyulur.

Anladığınız gibi gavs kavramı putperestliğin hiçte bilmediği bir kavram değildir. Daha önceki bir makalede Abdulkadir Geylani’nin hermetik yani putperest zümrüt tabletlerini tasavvuf fikri altında İslam dünyasına yutturmaya çalıştığını yazmıştım. Bu pislikte yine bu yaratığın necisliğidir.

 

Enam 64:

قُلِ اللَّهُ يُنَجِّيكُمْ مِنْهَا وَمِنْ كُلِّ كَرْبٍ ثُمَّ أَنْتُمْ تُشْرِكُونَ (64)

De ki Allah kurtarır sizi ondan ve her sıkıntıdan, sonra da siz yine müşriklik edersiniz[64].

Bütün putperest pisliklerden Allah’a sığınırım.

Doğrusunu Allah bilir.

 

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
15.12.2014
23:17

TEŞEKKÜRLER...

Süleyman Karagülle
18.12.2014
11:05

Askerlikte ansıl rütbeler varsa,tasavvufda da rütbeler vardır. Askerlikte nasıl MUstafa Kenmal öldüğü halde hala baş konutan ise onlarda da tarıkat kurcuları vardır. Onların şeyhleri büyüterek, cemaatı ınaduırmağa çalışmalarında belki hata avrdır. Ama şirk kalbi değil fiilidir. Yoktur.

Onlar ameli salıh yapmkatadırlar. cennettedirler. Biz kedimize bakmalıyız başkaları ile uğraşmamalıyız.

Mete Firidin
18.12.2014
11:58

Gavs diyerek ölmüş adamdan medet beklemenin nesi şirk değil?

Eğer gavslar Allah ile aracı yani ilahcıklar ise hep beraber hristiyan olalım, Çünkü onlar da İsa yı gavs kabul ediyorlar.

İslam dünyası niye gazab ve bedbahlık içinde şimdi daha iyi anlıyorum. Ellerinde sapasağlam Kuran olduğu halde , onu rehber edineceklerine, sapıtmış atalarını kutsallaşıp rehber ediniyorlar. Sonuç malum!

Bülent Sungur
13.07.2015
00:26

Sayın Mete Firidin,

Makalelerinizi, ele aldığınız çok ilginç mevzuları merakla ve heyecanlan incelerken, ĞAVSİYYET aleyhindeki görüşlerinize tanık oldum. Maalesef, merhum Abdulkadir Geylani aleyhindeki o cümleniz beni çok üzdü...  Ancak, Sn. Karagülle'den size nasihat sadedinde itiraz gelmesine sevindim... 

Meselenin, ikizler burcuna bağlanmasını mümkün kılacak bir SEMİTİK delil bulunabilir mi emin değilim... Bu sözcüğün peşinden bu yönde bir araştırma yapmadım. Fakat, bu sözcüğün sizin sandığınız gibi ğayn+vav+sad kök harflerine dayandığı yanlıştır... Çünkü, bu sözcük ğayn+vav+peltek se harflerdinden oluşur... Bu köke istinat eden morfolojiyi Kurân'da 5 ayette görmek mümkündür... 

Kanaatimce, Ricali Ğayb denilen ve erenler/ermişler olan, biiznillah mutasarrıf KULLAR vardır... Ancak, bunun mahiyetinin elbette kitaplarda yazıldığı gibi/kadar olduğunu, yine kitabî kanaldan teyit mümkün değildir... Çünkü, bu îmanî/itikadî veya amelî bir konu değildir! Bu esrarengiz bir konudur! Böyle olunca, bu işin özünde ŞİRK bulunduğunu iddia etmekle, bu işe sonradan ŞİRK bulaştırmak arasındaki farka odaklanmak naçizane tavsiyemdir. Şahsen böyle yapmaktayım. 

Selam ve Saygılarımla,

Bülent Sungur

www.kuranizeka.com

Mete Firidin
13.07.2015
09:37
Bülent bey: Gavs inancının Sümer müşrikliğinden, Yunan müşrikliğine geçtiği, oradan da İslama geçirilmeye çalışıldığı ve bu konuda da baya başarılı olunduğu görülmektedir. Bunu tevil etmeye çalışmanız sizin ahiretiniz için elem vericidir.
Hadi bunu tevil ettiniz. Enam 64. ayetin nasıl tevil edeceksiniz?
Hüseyin Kayahan
13.07.2015
15:42
Karagülle'nin yaklaşımı doğrudur.

Rütbe, insanın temsil ettiği kişiyi ifade eder. Kendisine 100 kişi bağlanana "yüzbaşı", 1000 kişi bağlanana "binbaşı", 10000 kişi bağlanana "albay", vb. dediğimiz gibi, bu insanlar kendilerine bağlanan sayısınca rütbe alırlar. Bu rütbeler kendi aralarında geçerlidir ve o kişiye mensup olmayanlara bir değer ifade etmez. Askerlikte de öyle değil midir? Askeri rütbe, askeri mıntıkalarda ve askerler arasında geçerli bir rütbedir. Onun sivile bir direktifi olamaz. tarikatlarda da böyledir. O rütbeler kendi arlarında ve kendileri içindir, bizi ( o grupta olmayanları) bağlamaz ve bize bir şey de ifade etmez. Sadece biz takdir etmeliyiz ki; o kişi o kadar insanı etkilemiş ve yönlendirmektedir. Bunu da hiç zor kullanmadan, sevdirerek beceriyorlar.

Esas mesele de burada zaten. Biz kendimize bakmalıyız. Biz kaç kişiyi halkamıza katabiliyoruz ve söylediklerimizi yaptırabiliyoruz. "Halk cahil de onun için onların arkasından gidiyor" da denemez; zira batıda tarikatlara hep üst düzey entellektüeller katılmaktadır.

Mete hoca, sanki biraz kıskanıyorsunuz gibi geldi bana. Adamların yüzbinlerce takipcisi var ne de olsa, değil mi..? Sen de şöyle etkili ve takipcili bir "fan club" kursana...!

Saygılarımla.
H.Kayahan
Mete Firidin
13.07.2015
16:30

Şöyle diyelim:

Size Allah'tan başka veli edindikleriniz veli olsun. Bana yalnızca Allah.

Hüseyin Kayahan
13.07.2015
17:43

Akıl baliğ olduktan sonra babam velim olmaktan düşmüştü.

Av. Akdemir'de de hukuki bir vekaletim var, benim adıma mahkemelerde savunma beyan edebilir, aleyhime beyan da bulunamaz, bulunsa da geçerli değildir. Avukatın tasarrufları da velinin tasarrufları gibidir. Eminim sizinde vekalet verdikleriniz vardır.

"Mü'minlerin dununda Yahudileri veli ittihaz etmeyin" diye ayet yok mu? Demek ki velayet müessesesi vardır ama kimlerin kimlere veli olacağı ayrı bir mevzudur.

Saygılarımla

H.Kayahan

Tayibet Erzen
14.07.2015
09:55

Veli Türkçe'de 'dost, yardımcı' manalarında kullanılsa da Kuran'da bu manalarda kullanılmamaktadır. Kuran bu manaların karşılığı olarak halil(خَلِيلَ ) kelimesini kullanır. Kuran'da geçen veli ise 'koruyucu' manasındadır ve dayanışma ortağı olarak hukuki ve siyasi koruma sağlamaktadır.

Anladığım kadarıyla Mete Bey ve Hüseyin Bey 'veli' kelimesini farklı anlamlandırarak tartışıyorlar. 

Tayibet Erzen
14.07.2015
09:59

Veli Türkçe'de 'dost, yardımcı' manalarında kullanılsa da Kuran'da bu manalarda kullanılmamaktadır. Kuran bu manaların karşılığı olarak halil(خَلِيلَ ) kelimesini kullanır. Kuran'da geçen veli ise 'koruyucu' manasındadır ve dayanışma ortağı olarak hukuki ve siyasi koruma sağlamaktadır.

Anladığım kadarıyla Mete Bey ve Hüseyin Bey 'veli' kelimesini farklı anlamlandırarak tartışıyorlar. 





Son Eklenen Makaleler
Mete Firidin
Cehennem Etimoloji
1.04.2025 927 Okunma
5 Yorum 11.05.2025 18:20
Mete Firidin
Sabah, Akşam, Yatsı namazlarında sesli okumanın nedeni
21.03.2025 456 Okunma
Mete Firidin
Hanif Kelimesi
3.12.2024 649 Okunma
Mete Firidin
Q Metni
14.11.2024 594 Okunma
Mete Firidin
SWE Kökü
21.10.2024 767 Okunma
Mete Firidin
O Cennet Yaprakları
25.08.2024 709 Okunma
Mete Firidin
Kelime kökü AMD
21.08.2024 655 Okunma
Mete Firidin
Kelime Kökü WTD
21.08.2024 645 Okunma
Mete Firidin
Kelime Kökü TıWD (Keettevdi)
11.08.2024 1224 Okunma
Mete Firidin
Taha Suresi 98 (97). Ayet ve Haphephobia
4.08.2024 1005 Okunma
Mete Firidin
Rum Suresi ve Yeryüzünün En Alçak veya Daha Alçağı
6.06.2024 1251 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 13:31
Mete Firidin
Fil Suresi Tefsiri
1.06.2024 1392 Okunma
1 Yorum 05.06.2024 04:38
Mete Firidin
Ebu Leheb
22.05.2024 991 Okunma
Mete Firidin
Cibril
1.05.2024 835 Okunma
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 1212 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Ebabil
10.04.2024 1736 Okunma
Mete Firidin
Nisa Suresi 159. Ayet ve Pavlus
2.03.2024 1038 Okunma
Mete Firidin
Kuran-ı Kerim’de Maide Kelimesi ve Yuvarlak Masa
25.02.2024 1262 Okunma
Mete Firidin
İblis Hadisleri
4.02.2024 1309 Okunma
Mete Firidin
Dinlerin Kökeninin Sümer’e Dayandığı Safsatası
15.12.2023 1131 Okunma
Mete Firidin
Bizden Melekler Kılınması ve Hz. İsa
28.09.2023 1090 Okunma
Mete Firidin
İncil ve İnciller
29.04.2023 1023 Okunma
Mete Firidin
Nedir İnsanın Yüklendiği Emanet?
19.02.2023 1208 Okunma
Mete Firidin
Ümmet-i Muhammed’in Şimdiki Durumu
11.02.2023 1225 Okunma
1 Yorum 17.02.2023 16:53
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1525 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Diller ve Anlatım
7.01.2023 885 Okunma
Mete Firidin
O Dalga
20.11.2022 1400 Okunma
Mete Firidin
Faiz (riba) Haram da Enflasyon Haram Değil mi?
16.11.2022 1749 Okunma
3 Yorum 27.11.2022 18:05
Mete Firidin
İshak Doğduğunda Hz. İbrahim ve Hz. Lut Neredeydi?
15.08.2022 1361 Okunma
Mete Firidin
Namaz ve Maun Suresi
31.07.2022 2257 Okunma
1 Yorum 03.09.2022 18:00
Mete Firidin
Allah Akleder mi?
27.04.2022 2273 Okunma
1 Yorum 28.04.2022 17:41
Mete Firidin
Melek Olmak?
5.03.2022 2661 Okunma
2 Yorum 17.03.2022 11:19
Mete Firidin
Kıraatler
5.02.2022 1764 Okunma
Mete Firidin
Hz. Mehdi
1.02.2022 1985 Okunma
Mete Firidin
Wav
29.01.2022 1553 Okunma
Mete Firidin
Zulümat
22.01.2022 2233 Okunma
Mete Firidin
Kitap
19.12.2021 1735 Okunma
Mete Firidin
Kuran’a Göre Dünya Dönüyor mu?
13.12.2021 2196 Okunma
Mete Firidin
Kuran’a Göre Dünya Yuvarlak mı, düz mü?
11.12.2021 2447 Okunma
Mete Firidin
Gondwana
11.12.2021 1602 Okunma
Mete Firidin
Şura Suresi 34. Ayet ve Rüzgâr Gücü
21.11.2021 2114 Okunma
Mete Firidin
Beled Suresi 5. (4.) Ayet ve Adaptasyon
21.11.2021 1957 Okunma
Mete Firidin
Ali İmran Suresi 82. Ayet
7.11.2021 1811 Okunma
Mete Firidin
Zeyd Evlatlık mı?
28.10.2021 2288 Okunma
Mete Firidin
Laiklik ve Diyanet
23.08.2021 2885 Okunma
3 Yorum 23.08.2021 19:15
Mete Firidin
Yeni, Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
16.08.2021 4864 Okunma
2 Yorum 17.08.2021 10:08
Mete Firidin
Kuran’da Nefs Kelimesinin Anlamı
8.05.2021 2219 Okunma
Mete Firidin
Âdem
17.02.2021 3701 Okunma
2 Yorum 06.03.2021 07:27
Mete Firidin
Kâbe, Göbeklitepe, Stonehenge…
16.01.2021 2725 Okunma
Mete Firidin
Piç
5.12.2020 5504 Okunma
2 Yorum 10.02.2021 07:29
Mete Firidin
Kerahat Vakti
12.11.2020 3243 Okunma
Mete Firidin
İki Kez Ölmek
23.08.2020 3755 Okunma
1 Yorum 23.08.2020 18:41
Mete Firidin
Araf Suresi 173. Ayet ve Fenotip
5.07.2020 3968 Okunma
2 Yorum 05.07.2020 14:56
Mete Firidin
Öğle ve İkindi Namazlarının Farz Rekât Sayısı
28.06.2020 4218 Okunma
3 Yorum 01.07.2020 09:08
Mete Firidin
Müslümanların Kıble Değiştirmeleri
24.05.2020 4029 Okunma
1 Yorum 06.06.2020 01:50
Mete Firidin
Allah’ın Doğru Yolu Üzerine Oturanlar!
30.04.2020 4019 Okunma
3 Yorum 01.06.2020 16:40
Mete Firidin
Naziat Suresi'ndeki Jeolojik Dönemler
8.04.2020 3135 Okunma
Mete Firidin
İsrailoğullarının Oğullarına Uygulanan Kafa Kesme Cezas
28.03.2020 4426 Okunma
1 Yorum 28.03.2020 21:35
Mete Firidin
İsrailoğulları'nın Oğullarının Boğazlanması
28.03.2020 3376 Okunma
Mete Firidin
Ramazan’da Keyfi Oruç Tutmamanın Karşılığı
21.03.2020 4224 Okunma
1 Yorum 23.03.2020 03:25
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5899 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 5230 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Kuran'da Yevm Kelimesi
28.12.2019 6283 Okunma
2 Yorum 03.01.2020 19:36
Mete Firidin
Arapça Kutsal mıdır?
19.10.2019 4448 Okunma
Mete Firidin
Nisa Suresi 9. (8.) Ayet Meali
19.10.2019 4413 Okunma
Mete Firidin
Ennesi
27.09.2019 4551 Okunma
Mete Firidin
İbrahim Suresi 17. (16.) Ayet
27.09.2019 3807 Okunma
Mete Firidin
Kuran'a Göre Nikah Yaşı Nedir?
27.09.2019 5360 Okunma
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14505 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Kilisede Mum Dikmek
14.06.2019 4390 Okunma
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 6047 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
O İğnenin Deliği ve O Deve
7.06.2019 5590 Okunma
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5637 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
Nisa 16. Ve 17. Ayet Çeviri Faciası
7.04.2019 8172 Okunma
1 Yorum 07.04.2019 10:00
Mete Firidin
Helal ve Haram Hayvanlar Nelerdir?
27.03.2019 5695 Okunma
3 Yorum 28.03.2019 00:12
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 10337 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Samiri’nin Buzağısına Uygulanan İşlem
15.03.2019 6348 Okunma
1 Yorum 16.03.2019 02:53
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 8464 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Göğün Yedisindeki Ay
1.03.2019 3985 Okunma
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8956 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Maymun Olan Yahudiler
10.01.2019 5836 Okunma
Mete Firidin
Leucippos Hz. Lokman mı?
27.12.2018 4666 Okunma
Mete Firidin
Nefs, Nefes, Nefah, Nefakh Kelimeleri
17.12.2018 5922 Okunma
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 8020 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
O Melikin Su Kabı!
6.12.2018 3503 Okunma
Mete Firidin
Kuran'da Hardal Kelimesi
25.11.2018 5750 Okunma
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 13256 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 9296 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Başörtüsü Meselesi
6.10.2018 6899 Okunma
1 Yorum 06.10.2018 17:13
Mete Firidin
Hevasını Tanrısı Edinenler
17.07.2018 3932 Okunma
Mete Firidin
2019 Ramazan Ay'ı ne zaman?
16.06.2018 5321 Okunma
2 Yorum 05.05.2019 12:52
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13483 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
2018 Ramazan Bayramı ne zaman?
14.06.2018 3544 Okunma
Mete Firidin
Kuran’da Gündüzün Bölümleri
13.05.2018 5058 Okunma
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 7360 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 7022 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 19293 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7716 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 8001 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Enam Suresi 145. Ayet Ve Haram Yiyecekler!
31.12.2017 27691 Okunma


© 2025 - Akevler