Sünnet Olmak
Erkeklerin sünnet olması çok yaygın bir uygulamadır. Bu uygulama antik çağlardan itibaren Eski Mısır, birçok Afrika ülkesi, Araplarda ve Yahudilerde oldukça yaygındır. Yahudilerde sünnetsiz olmak kabul edilebilecek bir durum değildir. Dindar bir Yahudi sünnetsiz birinin hazırladığı bir yiyeceği asla yemez. Çünkü sünnetsizin hazırladığı yiyecek mundardır. Yahudi dinin de sünnet olmak Hz. İbrahim’in bir uygulaması olarak başlamış kabul edilir. Sünneti belgeleyen en eski kaynak Antik Mısırda bulunan ve M.Ö. 2400'lere kadar uzanan resimlerdir. Fakat sünnet uygulamasının Avustralya Aborjinler'inde ve Amerika yerlilerinde de bulunması bu uygulamanın çok daha eski devirlerde de bulunduğunu düşündürmektedir.
Daha önceki araştırmalarımda Hz. İbrahim’in M.Ö 3000’lerde yaşadığını tespit etmiştim. Çünkü Antik Mısır’da yaşamış olan ünlü devlet adamı ve bilgin İmhotep Hz. Yusuf’a tıpatıp uymaktadır. İmhotep M.Ö 2600-2700 yıllarında yaşamış olduğundan Hz. İbrahim 2900-3000'li yıllarda yaşamış olmalıdır. Çünkü Yusuf İbrahim’in torunun çocuğudur. Belki de bu nedenle Antik Mısır’da sünnet uygulaması bu kadar eski ve yaygın bir uygulamadır. Buradan da bütün Afrika’ya ve Orta Doğu’ya yayılmış olmalıdır.
Sünnet uygulamasının Tıbbi yararları oldukça iyi bilinmektedir. Sakıncaları ise uygun ortamlarda çok çok azdır. Birçok cinsel hastalık sünnet uygulaması ile önlenebilmektedir. Tekrarlayan idrar yolu enfeksiyonlarında da sünnet uygulaması tavsiye edilmektedir. Böbrek yetersizliklerinin en sık nedeninin enfeksiyon olduğu düşünüldüğünde sünnet uygulamasının toplum sağlığı açısından tavsiye edilebilecek önemli bir uygulama olduğu anlaşılacaktır.
Fakat bunlara rağmen birtakım odaklar Kuran’da bulunmadığını iddia ederek, sünnetin gereksiz olduğu yönünde propaganda yapmaktadırlar. Oysa Kuran temizliği daima emreder. Tırnaklarımızı ve kıllarımızı kesmemiz veya dişlerimizi fırçalamamız Kuran’da temiz olmak olarak geçmektedir. Temiz olan ne ise onu yapmak emredilmektedir. Sünnet olmak bir temizlik eylemidir.
Tevbe 108: Onun içinde asla namaz kılma! İlk günden takvâ üzerine kurulan mescit (Kuba Mescidi) içinde namaz kılman elbette daha doğrudur. Onda temizlenmeyi seven adamlar vardır. Allah da çok temizlenenleri sever.
Bakara 222: Sana kadınların ay halini sorarlar. De ki: O, bir rahatsızlıktır. Bu sebeple ay halinde olan kadınlardan uzak durun. Temizleninceye kadar onlara yaklaşmayın. Temizlendikleri vakit, Allah'ın size emrettiği yerden onlara yaklaşın. Şunu iyi bilin ki, Allah tevbe edenleri de sever, temizlenenleri de sever.
Ayrıca gusül abdesti alırken her yerimizi iyice temizlememiz gerekir. Oysa sünnet olmayan birinin sünnet derisinin altı kolay temizlenemez. Sünnet olanın ise temizlenmesi çok daha kolaydır.
Yine bazıları sünnetin Hz. Muhammed’in yaşamından bahsedilen kitaplarda geçmediğini bu nedenle peygamberin bile sünnet olup olmadığının bilinmediğini ileri sürmektedirler. Oysa Yahudilikte sünnet olmayanın yemeği bile yenmediğinden ve sünnetsizlik mundarlık olarak kabul edildiğinden peygamberin sünnetsiz olduğu propagandası öncelikle Yahudiler tarafından yapılmış olması gerekirdi. Oysa peygambere birçok iftiralar atan Yahudiler böyle bir iddia ortaya atmamışlardır. Hele aşağıdaki ayet indiğinde bu iftirayı hemen yapmaları gerekirdi.
Ali İmran 68: Doğrusu, insanların İbrahim'e en yakın olanı, ona uyanlar ve bu peygamber ile iman edenlerdir. Allah, mü'minlerin velisidir.
Bu ayetten Hz. Muhammed’in Hz. İbrahim’in bilinen bütün uygulamaları yaptığı anlaşılmaktadır. Yani Hz. Peygamber sünnetlidir.
Yusuf 111: Şüphesiz onların kıssalarında akıl sahipleri için ibret vardır. (Bu Kur'an) kurgulanabilecek bir söz değildir. Ancak kendinden öncekilerin doğrulayıcısı, her şeyin açıklaması ve iman eden topluluk için bir hidayet ve rahmettir.
Sünnet olmak en azından müstehabtır. Yani sevilerek yapılan bir uygulamadır.