Evren ve Arş
Bir önceki makalede uruc (mearic) yerlerinin arşta olduğunu ve meleklerin buraya galaktik çekimden kurtulup 50.000 yılda yükseldiklerini yazmıştım. Mearic kelimesinin “çekim gücünden kurtulup kaçılan yerler” olduğunu belirtmiştim. Daha önceki bir (Arş) makalede ise arş kelimesinin etimolojik anlamının “temel yapı ve yönetim” merkezi olduğunu açıklamıştım.
Mearic suresi 4. Ayet mealen şöyleydi: Melekler ve Ruh miktarı ellibin yıl süren bir gün içinde ona çıkar.[4]
Görüldüğü gibi bu ayette “sizin saydıklarınızdan” şartı yoktu. Aşağıdaki iki ayette de yine süreden yani zamandan bahsedilmektedir. Fakat burada geçen zaman kavramı için “sizin saydıklarınızdan” şartı getirilmiştir.
Hac 47:
وَيَسْتَعْجِلُونَكَ بِالْعَذَابِ وَلَنْ يُخْلِفَ اللَّهُ وَعْدَهُ وَإِنَّ يَوْمًا عِنْدَ رَبِّكَ كَأَلْفِ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ
Senden, başlarına acele azap getirmeni istiyorlar. Allah sözünden asla caymayacaktır. Rabbinin katında bir gün, saydıklarınızdan bin yıl gibidir.[47]
Bu ayette ne açıklanıyor olabilir? Bence burada zaman genişlemesinden bahsedilmektedir. Çünkü Allah zaman ve mekandan münezzehtir. Burada belirtilen “Rabbin indinde” kelimesi Allah arşa istiva ettiğinden arş’ı ifade etmektedir. Bu da bizim günümüzle bir gün olan gün, arş’da 365.000 gün genişliğine ulaşmaktadır. Başka bir değişle bir gün 365.000 kez genişlemektedir. Bu sayı çok büyük olmasına rağmen yinede bir sayıdır. Allah sayısal olan şeylerden de münezzehtir. Öyle ise bu arş evrende bulunan bir yer olmalıdır.
Diğer ayet:
Secde 5:
اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ وَمَا بَيْنَهُمَا فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ مَا لَكُمْ مِنْ دُونِهِ مِنْ وَلِيٍّ وَلَا شَفِيعٍ أَفَلَا تَتَذَكَّرُونَ (4) يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مِنَ السَّمَاءِ إِلَى الْأَرْضِ ثُمَّ يَعْرُجُ إِلَيْهِ فِي يَوْمٍ كَانَ مِقْدَارُهُ أَلْفَ سَنَةٍ مِمَّا تَعُدُّونَ
Göklerin, yeri ve ikisinin arasında bulunanları altı günde yaratan, sonra arş üzerine istiva eden. Allah’dan başka bir dostunuz ve şefaatçiniz yoktur. Düşünmüyor musunuz?[4] Gökten yere kadar, olan bütün işleri düzenler, sonra, işler sizin hesabınıza göre bin yıl kadar tutan bir gün içinde arşa’a yükselir.[5]*
Bu ayetten ise şunu anlıyoruz. İşler 1000 dünya yılında arşa yükseliyor. Yani hızdan bahsedilmektedir.
Dünya ve galaksimizin kenarı arası 24.000 ışık yılıdır. Oysa işler 1000 yılda yükseliyor. Öyle ise bu iletişim ışıktan 24 kez daha hızlıdır. Arş’taki bir güne denk gelmektedir.
Semavi Arş neresidir?
Günümüzde yapılan keşifler ile evrenin yapısının ağlardan oluştuğu ve onun kontrolünde olduğu bilinmektedir. Aşağıdaki resimde evrenin örümcek ağı gibi olan yapısı ve galaksileri nasıl çevrelediği gösterilmiştir. Parlak noktalar galaksilerdir.


Bu ağ gibi olan yapı karanlık maddeden oluşmuştur. Karanlık madde denmesinin nedeni direkt gözlemlerle değil hesaplamalarla varlığının saptanmasıdır. Yapının görüntüsü insan beyninin sinir hücrelerinin yapısına benzemektedir.



Ya da çok gelişmiş internet ağını hatırlatmaktadır. Çünkü bilgiler burada işlenmektedir. Muhtemelen arş ve arşiv kelimeleride aynı kökden gelmiştir. Arşiv bilgilerin depolanıp işlendiği yerdir. Bu ağın galaksi içi iletişim hızı ışıktan 24 kez hızlıdır. Galaksiler arası mesafede ise ışıktan 24 x 365000 kez hızlı olması gerekmektedir. Çünkü galaksiler arası zaman 365.000 kez genişlemektedir. Buda bize evrendeki iletişimin çok çok hızlı olduğunu düşündürmektedir.
Bizim kullandığımız internet 2 boyut ve bir zaman boyutundan oluşur. Zaman boyutumuz sabittir. Evrende ise 3 boyut ve değişken zaman boyutu vardır.
Neml 40. ayet düşündüğümüzde evrenin internet ortamına ne kadar benzediğini bir kez daha düşünürüz.
Neml 40:
قَالَ الَّذِي عِنْدَهُ عِلْمٌ مِنَ الْكِتَابِ أَنَا آتِيكَ بِهِ قَبْلَ أَنْ يَرْتَدَّ إِلَيْكَ طَرْفُكَ فَلَمَّا رَآهُ مُسْتَقِرًّا عِنْدَهُ قَالَ هَذَا مِنْ فَضْلِ رَبِّي لِيَبْلُوَنِي أَأَشْكُرُ أَمْ أَكْفُرُ وَمَنْ شَكَرَ فَإِنَّمَا يَشْكُرُ لِنَفْسِهِ وَمَنْ كَفَرَ فَإِنَّ رَبِّي غَنِيٌّ كَرِيمٌ
Kitabın bilgisine sahip olan biri: «Gözünü açıp kapamadan ben onu sana getiririm» dedi. Süleyman, melikenin arşını yanına yerleşivermiş görünce: «Bu, şükür mü edeceğim yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınayan Rabbimin lütfundan dır. Şükreden ancak kendisi için şükretmiş olur; fakat nankörlük eden bilsin ki Rabbim müstağnidir, kerem sahibidir» dedi.[40]
Ayette Sebe melikesinin arşının yani yönetim binası olan deffufa nın bir anda Süleyman peygamberin yanı başına getirilmesi anlatılmaktadır.
Bu ayet bize internetten herhangi bir yerden (site) bilgi, görüntü indirebildiğimiz veya kopyala yapıştır işlemini yaptığımız gibi evrende de böyle işlemlerin gerçek boyutta yapılabileceğini göstermektedir (arşiv).
Peygamberin mirac olayı da buna benzer bir olay olabilir. Ya peygamber miraca kadar yükseltilmiş ya da mirac görüntü olarak peygambere iletilmiştir? Fakat her durumda bunu yapan Ruh Cebrail dir.
İnsanlık gelecekte bu gibi işler yapabilecek midir?
Kuran’da eşyanın nakli anlatıldığı halde insanın cismani naklinden bilebildiğim kadarı ile bahsedilmemektedir. Sadece peygamberin miraç hadisesi vardır. O olayda El Ruh tarafından gerçekleştirilmektedir. Bu nedenden dolayı bazılarının iddia ettiği tayyı mekan tayyı zaman hadiselerinin gerçek olmadığını düşünüyorum. Bunların cinni veya birtakım ilaçların etkisinde kalarak oluşan halüsinasyonlar olduğunu kanaatindeyim. Bunların en meşhuru hatta piri sayılan göğe yükseldiğini iddia eden İbni Arabin’in kitaplarını okuduğumuzda gökte 5 adet gezegen olduğunu iddia ettiğini görüyoruz. Oysa gökte çok çok gezegen vardır. Fakat İbni Arabi zamanında insanların bildiği 5 gezegen vardır. Buradan da İbni Arabi’nin yalancı olduğunu ortaya çıkmaktadır. Ayrıca İbni Arabi’nin Fırat’tan dalıp Nil nehrinden çıktığından bahsedilir. Adam ne hikmetse Fırat’tan dalıp Nilden çıkmaktadır. Nedense Fırat’tan dalıp Amazon nehrinden, Mississippi nehrinden çıkmamaktadır. Çünkü o dönemde bu nehirler bilinmemektedir.
Ayrıca birtakım halüsinojen maddeler alan bütün şamanlar göklerde yolculuk yaptıklarını iddia etmektedirler. Yinede bazı insanların cinler yardımı ile birtakım olağan üstü haller gösterdikleri bilinmektedir. Bu olaylar Dünya ile sınırlıdır.
Neml 40. Ayette binayı getiren kişi “Kitabın bilgisine sahip olan biri” olarak tanımlanmaktadır. Bu kitap nedir? Benim düşüncem bu kitap olsa olsa Kuran veya insanlığa verilecek olan bilim kitabıdır. Bu kitap öğrenildiğinde eşyanın nakli gerçekleştirilecektir.
Doğrusunu Allah bilir.
*[Yunus 3:
إِنَّ رَبَّكُمُ اللَّهُ الَّذِي خَلَقَ السَّمَوَاتِ وَالْأَرْضَ فِي سِتَّةِ أَيَّامٍ ثُمَّ اسْتَوَى عَلَى الْعَرْشِ يُدَبِّرُ الْأَمْرَ مَا مِنْ شَفِيعٍ إِلَّا مِنْ بَعْدِ إِذْنِهِ ذَلِكُمُ اللَّهُ رَبُّكُمْ فَاعْبُدُوهُ أَفَلَا تَذَكَّرُونَ
Muhakkak ki Rabbiniz o Allah Teâlâ’dır ki, gökleri ve yeri altı günde yarattı. Sonra arş üzerine istiva etti. Her işi düzenliyor. Hiçbir şefaat edici yoktur, illâ O’nun izninden sonra. İşte sizin Rabbiniz O’dur. Artık O’na ibadet ediniz, siz hiç düşünmez misiniz?[3]
Bu ayeti vermemin sebebi “Allah Arşa istiva etmiştir ve işler Arş’tan düzenlenmektedir” Bilgisini göstermek içindir.]