Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012
22413 Okunma, 10 Yorum

   Kehf suresinde geçen Hz. Musa ve Hızır ile ilgili ayetler yüzlerce yıldır insanların ilgisini çekmiştir. Acaba bu olay nerede gerçekleşmiştir? Balığın canlanması yani ab-ı hayat suyu gerçek midir?

   Bu konuyu anlayabilmek için Kuran’ın özellikle bazı ayetlerini iyice anlamaya çalışmak ve birçok tarihi bilgiyi bilmek gerekir.

   Musa’nın doğduğu zamanlarda, firavunların Mısır’da yaşayan İsraillilerin nüfuzunu azaltmak için erkek çocuklarını öldürmeleri nedeni ile Musa, annesi tarafından bir sepet içinde Nil Nehri’nin akıntısına bırakılmıştır. Daha sonra firavunun karısı tarafından bulunmuş ve evlat edinilmiştir. Böylece Musa bir prens olarak yetiştirilmiştir.

   Kasas suresi 14. ayet: "Musa erginlik çağına gelip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İyi davrananları böyle ödüllendiririz.”

Ayetinden de anlaşıldığı gibi Musa daha gençliğinde oldukça bilgili bir insandır.

   Taha suresi 41. ayet: "(Musa) Ben seni kendim için yetiştirdim.”

Ayetinden de anlaşıldığı gibi Musa’nın Allah tarafından bir yetiştirilme dönemi vardır. Kısacası Musa Allah tarafından birçok olaya maruz bırakılmış ve yetiştirilmiştir. Kemale erdirilmiştir. Bu yetiştirilme derslerinin sonuncularından biri de bir kaza sonucu birisini öldürmesi ve başka bir ülkeye kaçmak zorunda kalmasıdır. Bu hadiseden çok önce muhtemelen Musa kendisinden daha bilgili birilerinin olup olmadığını düşünmüştür. Bir şekilde kendisinden daha bilgili birisini nerede bulabileceği gösterilmiş veya söylenmiştir.

Yoksa önceden iddia edildiği gibi Musa peygamber olduktan sonra “Benden daha bilgilisi var mı?” diye sormuş olamaz. Çünkü peygamber olmuş olan birisi kemale ermiştir ve böyle bir kibirlenme içine giremez.

Yukarıda da anlattığım gibi Musa’nın “Hızır” ile karşılaşması peygamberliğinden önce olmuş bir hadisedir diye düşünmekteyim.

Bu kanımı destekleyecek tarihi bilgiler de mevcuttur.

Artapanus milattan önce İskenderiye’de 2-3. yüzyıllarda yaşamış Yahudi bir alimdir. Artapanus’un verdiği bilgilere göre Musa eski mısırda 13. Hanedanlık döneminde yaşamış bir prenstir. Bu dönemde Nubia (bugünkü Sudan) seferine katılmıştır. Ayrıca Tevrat’ta Musa’nın Nubialı (Sudan) bir kadınla Mısır’da iken evli olduğu da yazmaktadır (Çölde sayım 12.1).

Musa’nın yaşadığı zamanı (M.Ö. 1700-1600) daha önceki “Musa ne zaman yaşadı?” adlı yazımda açıklamıştım.

Peki, Musa ve “Hızır’ın” karşılaştığı yer neresi olabilir?

Bunu anlayabilmek için Kehf Suresi 60-64. Ayetleri analiz edip coğrafi bilgilerle karşılaştırmak gerekir.

Kehf suresi 60.ayet: Hani Mûsâ, beraberindeki gence şöyle demişti: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim (yürüyeceğim)”

Bu ayette geçen deniz kelimesi “BaHR” dir. Deniz, göl, geniş akarsu yani nehir gibi "derin su" anlamlarına gelmektedir. Ayetten Musa’nın istediği yere varabilmesi için iki seçeneğinin olduğu bunlardan birinin karayolu olduğu, diğerinin ise suyolu ulaşımı ile daha kolay gerçekleştirilebileceği anlaşılmaktadır.

Kehf suresi 61. ayet: Her ikisinin aralarının birleştiği yere (buluşma yeri) varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.

Bu ayette geçen ikisinin bir biri ile birleştiği yani “mecmea” olduğu yere vardıklarında balıklarını unutmuşlardı. Yani Musa ve Hızırın buluşma yerlerini geçtikten sonra. Burada deniz kelimesi yoktur. İkisinin arasının birleştiği yer vardır. Ayetin sonundaki “seraben” kelimesi ise “çağlamak” demektir (Lisanül Arap). Bir canlanma söz konu değildir. Serap gibi, olmadığı halde öyle görünerek, sanki canlıymış gibi sürüklenip gitmiştir. Burada serap görmek ve çağlayanda giden ölü balık görüntüsü arasında büyük benzerlik vurgulanmaktadır.

Kehf suresi 62. ayet: Buluşma yerini aşıp oradan uzaklaştıklarında Musa, yanındaki gence: 'Azığımızı çıkar, ant olsun bu yolculuğumuzda yorgun düştük' dedi.

Kayalık bölgeyi geçip, balıklarını da orada unuttuktan sonra Musa’nın “Bu yolculuğumuzda yorgun düştük” demesi daha önce de birkaç defa kayalık alan gibi bölgelerden geçtiklerini fakat bu sonuncu kayalığın en zor bölge olduğunu anlatmaktadır.

Kehf suresi 63. ayet: Genç: Gördün mü!  Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti” dedi.

Burada ise kayalığın orada iken sandallarını terk etmek zorunda kaldıkları ve bu esnada balığın da suya düşmüş olduğu anlaşılmaktadır. Balık akıntıda bata çıka akıp gitmiştir. Kayalıktan iki nehrin birleştiği yere kadar yürüyerek gitmek zorunda kalmışlardır. Yardımcı “ölü balığın canlı gibi çağlayanda yol almasını” Musa’ya söylemeyi unutmuştur.

Kehf suresi 64. ayet: Mûsâ: “İşte aradığımız bu idi” dedi. Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler.

Yine bu ayette de karadan yürüyerek geldiklerini ve yürürken ayak izi bıraktıklarını yani muhtemelen kumluk (sahil, çöl) bir araziden geldikleri anlaşılıyor.

Kehf suresi 65. ayet: Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

Yukarıda Musa’nın genç bir prens iken Yukarı Mısırın güneyinde olan Nubia yani bu günkü Sudan’a kadar askeri bir sefer ile gitmiş olduğuna dair tarihi bilgilerin olduğunu anlatmıştım. Bu nedenle Musa bu bölgelere yabancı değildir.

Muhtemelen bir rüya üzerine yardımcısı ile Nil nehrinde yolculuğa çıkmıştır. Amacı kendisinden daha bilgili olan kişi ile “ölü balığın canlı gibi göründüğü yer”de buluşmaktır. Bu amaçla bir sandal ile yola çıkmış ve Nil nehrinde bulunan altı adet çağlayanın beşini geçip, altıncı ve geçmesi en zor olan çağlayanda sandallarını terk etmek zorunda kalmışlar ve kayaya çıkıp yollarına yürüyerek devam etmişlerdir.

Nil nehrindeki 6. Ve geçilmesi en zor çağlayan Sabaluka çağlayanı.

Sabaluka kayalığı ve çağlayanının uydu fotoğrafı

 Çünkü 6. Çağlayan akıntının en kuvvetli olduğu en dar olan çağlayandır. Bu çağlayanın ismi “Sabaluka” çağlayanıdır.  Sabaluka “çağlayan” anlamında  kullanılmaktadır. Fakat Arapça da al sabalouga geçit demektir. Berberi dilinde ise "samak" balık demektir. Sabaluka kelimesi "samak" kelimesinden geliyor olabilir. Çünkü bu bölge halkı berberi kökenlidir ve balık yiyenler olarak bilinirler. Bu çağlayan çok büyük bir kayalık bölgenin ortasından akmaktadır. Kayalık bölgenin de adı Sabaluka kayalığıdır. Jeolojik olarak etrafına göre farklı bir yerdir. Genç bir oluşumdur. Magmanın yeryüzüne itilmesi ile oluşmuştur (sabaloka igneous complex).

Hızır’ın buluşma yeri olarak özellikle bu bölgede bulunmasının jeolojik açıdan bir önemi var mıdır? Bilemiyorum.

    Musa ve genç yardımcısı bu bölgeden geçtikten sonra kumluk bir kıyıdan ilerleyerek iki büyük akarsuyun birleştiği bölgeye yani Beyaz Nil ve Mavi Nil’in birleştikleri bölgeye gelmişlerdir. Burada balıklarını unuttuklarını anlamışlar ve buluşma yerlerinin balıklarını unuttukları kayalık bölge olduğunu hatırlamışlar, tekrar kumluk bölgedeki kendi ayak izlerini takip ederek 80 km gerisin geriye kayalık bölgeye gelmişler ve “Hızır” ile buluşmuşlardır.

İlginçtir ki bu kayalık bölge insanlarının lakapları balık yiyenlerdir. Antik gezginler (The Periplus of the Erythraean Sea) ve Eski Mısırlılar burada bulunan tarihi Meroe şehri insanları için “balık yiyenler” ismini kullanmışlardır. Bu bölge dışındakilerin ise lakapları “av hayvanı yiyenler” veya “inek yiyenler olarak adlandırılmıştır.

Sixth cataract : altıncı çağlayan sabaluka dır

Özet olarak, Musa Nil nehrinde sandalla balık-yiyenler ülkesine bir yolculuk yapmıştır. Birçok çağlayan geçmiş fakat en zor çağlayan olan 6. Çağlayan Sabaluka da sandallarını terk edip kayalığa çıkmak zorunda kalmışlar bu esnada balıklarını da çağlayana düşürmüşlerdir. Balık çağlayanda bir serap gibi bata çıka sanki canlıymış gibi hareket ederek yolunu tutup gitmiştir. Bu esnada yardımcısı balığın nehre düştüğünü Musa’ya bildirmeyi unutmuş ve yola devam etmişlerdir. İki nehrin yani Beyaz Nil ve Mavi Nil’in birleştiği yer olan bugünkü Hartum şehrine (Sudan Ülkesi’nin başkenti) geldiklerinde yardımcısı balığın 6.çağlayan Sabaluka da nehre düşüp akıntı ile sanki canlıymış gibi yüzüp sürüklendiğini söylemiştir. Bu nedenle gerisin geriye kendi izlerini takip ederek tekrar 6. çağlayana geri gelmişler ve buluşma gerçekleşmiştir.

Bu bilgilerden sonra şu gerçeği söyleyebiliriz.  Musa ve Hızır’ın buluştukları yer Mavi Nil ve Beyaz Nil’in birleştikleri yerin 80 km kuzeyinde “Balık Yiyenlerin” ülkesinde bulunan Sabaluka kayalıklarıdır. Ab-ı Hayat suyu diye bir şey de yoktur. Eğer olsaydı bunu sanırım ilk önce Musa ve yardımcısı içmiş olurlardı.

Mutlaka doğrusunu Allah bilir. Biz kullara düşen tefekkür etmektir.

 

 


YorumcuYorum
Mete Firidin
16.03.2012
16:04

Yaşatmak ve Öldürmek Allaha aittir. Allah istedikten sonra herşey helaldir.

İnsanlar haksız yere birini öldürürse bu büyük günahtır. Allahın izni ile öldürülürse bu sevap bir iştir.

Çocuk bizim indimizde masumdur. Allah indinde masum değildir. Canların sahibi Allahdır. İstediği gibi tasarruf eder.

Çocuk buluğa ermeden önce masum iken öldürülmüştür. Bu çocuk için aslında çok büyük bir rahmettir. Ahir hayatına günahsız gitmiştir. Anne- Baba ise dünya hayatında kötü bir evlat sınavından kurtulmuştur. Bu da büyük bir rahmettir.

Yani ben rahmetten başka bir şey göremiyorum.

Mete Firidin
16.03.2012
16:20

Kimin neye daha layık olduğunu Allah en iyi bilendir.

Mete Firidin
16.03.2012
17:04

Bence bir çelişki yok. Surenin devamında "kasaba halkından ikisi için yemek istediler" diyor. Öyle ise Hızır melek olamaz. Melekler yemek yemez. Cin de olamaz. Çünkü vurup öldürme sultaları yoktur.

Musa kendini ancak kendi gibi bir insanla bilgi açısından karşılaştırma yapabilir. Yoksa Musa da bilirki Cebrail veya diğer melekler kendinden daha güçlü ve bilgilidir.

Apaçıktırki buradaki kişi alim bir insandır. Kehf 65. ayettende anlaşıldığı gibi "biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik" deniyor. Yani biz katımızdan rahmet verdik demek, Allah melekler aracılığı ile bu olayı gerçekleştirmiş demektir. Yani rahmet verilen kişi melek değildir. Tarafımızdan bir ilim öğrettik deniyor. Demek Allah melekler vasıtası ile O na ilim öğretmiştir. Yani öğrenme yeteneği olan bir canlıdır. yemek de yemektedir. bu İnsandan başka bir şey olamaz. Hızırlar Allah tarafından rahmet verilen alim insanlardan başkası değildir. Bazı açılardan doktorlara, bazı açılardan yöneticilere benzemektedirler. Buradaki fark rahmettir. Yani merhametli alimler hızır gibi dir.

Mete Firidin
16.03.2012
19:22

Ruhani muhani nihayetinde Ademoğlu. Ruhani dediğiniz insanla-ruh arası bir mahlukat mı? Yoksa sizin yüce saydığınız İnsan, cin, melek, hayvan, bitki, mikroorganizma dışı bilinmeyen bir tür mü?

Cin görmedim. Ama Kuranda İblisin bir sultası olmadığını yazdığını biliyorum.

Mete Firidin
16.03.2012
20:21

Sanırım makaleyi tam anlayamadınız. Bu hadiseler Musa'ya şeriat verilmeden önce olmuş olaylardır.

Bu nedenle Musa şeriatine göre değerlendirilemez.

Eski Mısırda da insan katletmenin cezası ölümdür.

Ancak Öldürülme kararı Allah tarafından onaylanmıştır. Eğer birisine Allah tarafından bir bilgi gelmişse o kişi öldürülebilir anlamına gelmektedir. Fitne katilden beterdir. İnsanlar şeriata tabidir. Allah ise dilediğini yapandır.

Eğer helak edilenler Musa şeriatine göre yargılansaydı. Hiç bir kavim helak edilmezdi.

Mete Firidin
16.03.2012
21:46

Bu gün birçok masum insan, çocuk, bebek kazalarda veya hastalıktan ölüyor. Hangi şeriata göre ölüyor?

Hangi suçtan dolayı ölüyor. Olayın faili bir insan mı?, bir şeriat mı?

Siz de bana da vahiy geldi der ve bir insan öldürebilirsiniz. Sizi Kanunlardan kim koruyabilir? Allah'dan kim koruyabilir?

Hiç kimse koruyamaz. fakat bu gerçekten Allah dan bir emir ise Allah mutlaka sizi korur. Ahiret günü de ceza almazsınız.

Eğer şeriat gücün yetiyorsa git Hızırı cezalandır. Bunu yapabilecek bir güç tanıyormusun?

Siz şeriatı mutlak bir kurallar silsilesi olarak anlıyorsunuz. halbuki şeriat kanununu koyanda istisnalar yaratanda Allahdır. Dilediği kanunu uygular veya istisnalar yaratır. Mucizeler bununörneğidir. Hiç bir fizik,kimya, bioloji kanununa uymak zorunda değildir. Siz Allahın iradesini şeriat ile sınırlamak istiyorsunuz. Ama Allah bütün canlıları şeriata göre yargılasa idi yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Allah adına yalan uydurup cinayet işleyen birini Allahdan kim koruyabilir?

Sığsınız derinliğiniz yok bu nedenle bazı şeyleri anlayamıyorsunuz. Allah sizin basiretinizi açsın , derin görüşü algılamanızı nasip etsin.

Sam Adian
17.03.2012
07:22

Kehf 65. Fe vecedâ abden min ibâdinâ âteynâhu rahmeten min indinâ ve allemnâhu min ledunnâ ilmâ Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Âteynâhu = Kendisine verildi, getirdi, almasına yol verdi rahmeten min indi = insafına kalmış, merhametine, süreçlerinin insafınadan allem = Bilim, bilgi ledunnâ ilm = DNA bilimi (ilm-i ledun = termoplastik farkındalık, bilinç, evrilme bilgisi) ledun = Doğuş

Kehf 74. Fentalekâ, hattâ izâ lekıyâ gulâmen fe katelehu kâle e katelte nefsen zekiyyeten bi gayri nefs, lekad ci’te şey’en nukrâ Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. Gulâmen = erkek çocuk, bir şeyin erkek kısmı nefsen zekiyyeten = zeki bir nefes bi gayri nefs = İçerikleri aynı olmaksızın, aynı olmadan nefsen zekiyyeten bi gayri nefs = içerikleri aynı olmayan zeki bir nefes (aynı durumda olmayan) nukrâ = akılalmaz, duyulmamış

Saygılar :))

Mete Firidin
17.03.2012
07:50

Şeriat insan toplulukların da adaleti gerçekleştirmek için vardır.. Ama bu herzaman yeterli değildir. Bizim gibi ülkelerde bilirsiniz ki binlerce faili mecul cinayet vardır. şeriata göre bunlar çözülemez. şeriat adaleti bizim bilebildiklerimiz üzerinden işler. İlahi adalet ise bildiklerimiz ve bilmediklerimiz üzerinden işler herşeyi çözer. şeriat ta insanların zahire göre karar vermeleri sebebi le herzaman hata yapma ihtimalleri vardır. Oysa mutlak adalette herşeyin bilinmesi nedeni ile şeriata göre suçmuş gibi görünen aslında en adaletli olandır. Musa'ya gösterilmek istenende budur.

Mete Firidin
17.03.2012
09:29

Sevgili Cengiz Kardeşim: Daha iyi anlayabilmeniz için bu konu ile ilgili bir makale yazmama vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. İnşallah önümüzdeki bir kaç günde bu makaleyi yayınlarım. Selametle.

Mete Firidin
17.03.2012
10:03

Böyle bir yetki doktorlarda vardır. annenin hayatı tehlikeye girerse bebek feda edilir. Mesela geçenlerde türkiyede bir kadın doğum yaptığı esnada bebek çıkımda takılmış ve annenin hayatını tehlikeye atmıştır. sonuçta bebeğin kafası koparılmak zorunda kalınmıştır. Yine günümüzde annenin hayatı tehlikeye girerse bebek erken den alına bilir veya gebelik sonlandırılabilir.





Son Eklenen Makaleler
Mete Firidin
Cehennem Etimoloji
1.04.2025 846 Okunma
4 Yorum 15.04.2025 08:45
Mete Firidin
Sabah, Akşam, Yatsı namazlarında sesli okumanın nedeni
21.03.2025 411 Okunma
Mete Firidin
Hanif Kelimesi
3.12.2024 606 Okunma
Mete Firidin
Q Metni
14.11.2024 562 Okunma
Mete Firidin
SWE Kökü
21.10.2024 719 Okunma
Mete Firidin
O Cennet Yaprakları
25.08.2024 679 Okunma
Mete Firidin
Kelime kökü AMD
21.08.2024 623 Okunma
Mete Firidin
Kelime Kökü WTD
21.08.2024 613 Okunma
Mete Firidin
Kelime Kökü TıWD (Keettevdi)
11.08.2024 1203 Okunma
Mete Firidin
Taha Suresi 98 (97). Ayet ve Haphephobia
4.08.2024 982 Okunma
Mete Firidin
Rum Suresi ve Yeryüzünün En Alçak veya Daha Alçağı
6.06.2024 1194 Okunma
1 Yorum 22.04.2025 13:31
Mete Firidin
Fil Suresi Tefsiri
1.06.2024 1331 Okunma
1 Yorum 05.06.2024 04:38
Mete Firidin
Ebu Leheb
22.05.2024 959 Okunma
Mete Firidin
Cibril
1.05.2024 807 Okunma
Mete Firidin
Abdestsiz Kuran Okumak!
20.04.2024 1174 Okunma
7 Yorum 21.04.2024 20:19
Mete Firidin
Ebabil
10.04.2024 1718 Okunma
Mete Firidin
Nisa Suresi 159. Ayet ve Pavlus
2.03.2024 1013 Okunma
Mete Firidin
Kuran-ı Kerim’de Maide Kelimesi ve Yuvarlak Masa
25.02.2024 1241 Okunma
Mete Firidin
İblis Hadisleri
4.02.2024 1277 Okunma
Mete Firidin
Dinlerin Kökeninin Sümer’e Dayandığı Safsatası
15.12.2023 1102 Okunma
Mete Firidin
Bizden Melekler Kılınması ve Hz. İsa
28.09.2023 1065 Okunma
Mete Firidin
İncil ve İnciller
29.04.2023 992 Okunma
Mete Firidin
Nedir İnsanın Yüklendiği Emanet?
19.02.2023 1193 Okunma
Mete Firidin
Ümmet-i Muhammed’in Şimdiki Durumu
11.02.2023 1201 Okunma
1 Yorum 17.02.2023 16:53
Mete Firidin
Kuran'da Doğu, Doğuş Kelimeleri
25.01.2023 1495 Okunma
5 Yorum 24.02.2023 17:47
Mete Firidin
Diller ve Anlatım
7.01.2023 851 Okunma
Mete Firidin
O Dalga
20.11.2022 1366 Okunma
Mete Firidin
Faiz (riba) Haram da Enflasyon Haram Değil mi?
16.11.2022 1723 Okunma
3 Yorum 27.11.2022 18:05
Mete Firidin
İshak Doğduğunda Hz. İbrahim ve Hz. Lut Neredeydi?
15.08.2022 1346 Okunma
Mete Firidin
Namaz ve Maun Suresi
31.07.2022 2236 Okunma
1 Yorum 03.09.2022 18:00
Mete Firidin
Allah Akleder mi?
27.04.2022 2243 Okunma
1 Yorum 28.04.2022 17:41
Mete Firidin
Melek Olmak?
5.03.2022 2622 Okunma
2 Yorum 17.03.2022 11:19
Mete Firidin
Kıraatler
5.02.2022 1736 Okunma
Mete Firidin
Hz. Mehdi
1.02.2022 1955 Okunma
Mete Firidin
Wav
29.01.2022 1529 Okunma
Mete Firidin
Zulümat
22.01.2022 2191 Okunma
Mete Firidin
Kitap
19.12.2021 1708 Okunma
Mete Firidin
Kuran’a Göre Dünya Dönüyor mu?
13.12.2021 2176 Okunma
Mete Firidin
Kuran’a Göre Dünya Yuvarlak mı, düz mü?
11.12.2021 2424 Okunma
Mete Firidin
Gondwana
11.12.2021 1572 Okunma
Mete Firidin
Şura Suresi 34. Ayet ve Rüzgâr Gücü
21.11.2021 2094 Okunma
Mete Firidin
Beled Suresi 5. (4.) Ayet ve Adaptasyon
21.11.2021 1941 Okunma
Mete Firidin
Ali İmran Suresi 82. Ayet
7.11.2021 1798 Okunma
Mete Firidin
Zeyd Evlatlık mı?
28.10.2021 2260 Okunma
Mete Firidin
Laiklik ve Diyanet
23.08.2021 2848 Okunma
3 Yorum 23.08.2021 19:15
Mete Firidin
Yeni, Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
16.08.2021 4843 Okunma
2 Yorum 17.08.2021 10:08
Mete Firidin
Kuran’da Nefs Kelimesinin Anlamı
8.05.2021 2208 Okunma
Mete Firidin
Âdem
17.02.2021 3669 Okunma
2 Yorum 06.03.2021 07:27
Mete Firidin
Kâbe, Göbeklitepe, Stonehenge…
16.01.2021 2713 Okunma
Mete Firidin
Piç
5.12.2020 5440 Okunma
2 Yorum 10.02.2021 07:29
Mete Firidin
Kerahat Vakti
12.11.2020 3218 Okunma
Mete Firidin
İki Kez Ölmek
23.08.2020 3717 Okunma
1 Yorum 23.08.2020 18:41
Mete Firidin
Araf Suresi 173. Ayet ve Fenotip
5.07.2020 3945 Okunma
2 Yorum 05.07.2020 14:56
Mete Firidin
Öğle ve İkindi Namazlarının Farz Rekât Sayısı
28.06.2020 4197 Okunma
3 Yorum 01.07.2020 09:08
Mete Firidin
Müslümanların Kıble Değiştirmeleri
24.05.2020 4006 Okunma
1 Yorum 06.06.2020 01:50
Mete Firidin
Allah’ın Doğru Yolu Üzerine Oturanlar!
30.04.2020 4004 Okunma
3 Yorum 01.06.2020 16:40
Mete Firidin
Naziat Suresi'ndeki Jeolojik Dönemler
8.04.2020 3111 Okunma
Mete Firidin
İsrailoğullarının Oğullarına Uygulanan Kafa Kesme Cezas
28.03.2020 4407 Okunma
1 Yorum 28.03.2020 21:35
Mete Firidin
İsrailoğulları'nın Oğullarının Boğazlanması
28.03.2020 3364 Okunma
Mete Firidin
Ramazan’da Keyfi Oruç Tutmamanın Karşılığı
21.03.2020 4205 Okunma
1 Yorum 23.03.2020 03:25
Mete Firidin
Kutsal Kudüs!
1.02.2020 5870 Okunma
9 Yorum 03.02.2020 20:52
Mete Firidin
Hadisler
1.02.2020 5200 Okunma
6 Yorum 17.02.2020 22:05
Mete Firidin
Kuran'da Yevm Kelimesi
28.12.2019 6224 Okunma
2 Yorum 03.01.2020 19:36
Mete Firidin
Arapça Kutsal mıdır?
19.10.2019 4422 Okunma
Mete Firidin
Nisa Suresi 9. (8.) Ayet Meali
19.10.2019 4402 Okunma
Mete Firidin
Ennesi
27.09.2019 4534 Okunma
Mete Firidin
İbrahim Suresi 17. (16.) Ayet
27.09.2019 3794 Okunma
Mete Firidin
Kuran'a Göre Nikah Yaşı Nedir?
27.09.2019 5345 Okunma
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14478 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Kilisede Mum Dikmek
14.06.2019 4371 Okunma
Mete Firidin
Şeyhe Teslimiyet!
14.06.2019 6019 Okunma
5 Yorum 20.06.2019 23:32
Mete Firidin
O İğnenin Deliği ve O Deve
7.06.2019 5561 Okunma
Mete Firidin
İki Hırsızın Çok Eli
30.05.2019 5615 Okunma
5 Yorum 16.06.2019 23:09
Mete Firidin
Nisa 16. Ve 17. Ayet Çeviri Faciası
7.04.2019 8146 Okunma
1 Yorum 07.04.2019 10:00
Mete Firidin
Helal ve Haram Hayvanlar Nelerdir?
27.03.2019 5680 Okunma
3 Yorum 28.03.2019 00:12
Mete Firidin
Âdemoğlu Şeytanın Halifesidir
22.03.2019 10304 Okunma
14 Yorum 27.03.2019 17:22
Mete Firidin
Samiri’nin Buzağısına Uygulanan İşlem
15.03.2019 6326 Okunma
1 Yorum 16.03.2019 02:53
Mete Firidin
Yunus Peygamber Balinanın Karnında
15.03.2019 8429 Okunma
8 Yorum 25.06.2020 18:13
Mete Firidin
Göğün Yedisindeki Ay
1.03.2019 3968 Okunma
Mete Firidin
Cuma Namazı
19.01.2019 8925 Okunma
11 Yorum 20.01.2019 19:49
Mete Firidin
Maymun Olan Yahudiler
10.01.2019 5814 Okunma
Mete Firidin
Leucippos Hz. Lokman mı?
27.12.2018 4655 Okunma
Mete Firidin
Nefs, Nefes, Nefah, Nefakh Kelimeleri
17.12.2018 5898 Okunma
Mete Firidin
Hz. Yusuf’a Secde!
7.12.2018 7997 Okunma
6 Yorum 07.02.2020 21:36
Mete Firidin
O Melikin Su Kabı!
6.12.2018 3487 Okunma
Mete Firidin
Kuran'da Hardal Kelimesi
25.11.2018 5729 Okunma
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 13182 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Hz. Muhammed'e İman
13.10.2018 9274 Okunma
11 Yorum 15.10.2018 22:32
Mete Firidin
Başörtüsü Meselesi
6.10.2018 6874 Okunma
1 Yorum 06.10.2018 17:13
Mete Firidin
Hevasını Tanrısı Edinenler
17.07.2018 3912 Okunma
Mete Firidin
2019 Ramazan Ay'ı ne zaman?
16.06.2018 5305 Okunma
2 Yorum 05.05.2019 12:52
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13458 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
2018 Ramazan Bayramı ne zaman?
14.06.2018 3518 Okunma
Mete Firidin
Kuran’da Gündüzün Bölümleri
13.05.2018 5036 Okunma
Mete Firidin
Ölünce melek mi oluruz?
12.05.2018 7338 Okunma
4 Yorum 14.05.2018 12:51
Mete Firidin
ÖNSÖZ
10.05.2018 6989 Okunma
9 Yorum 16.05.2018 20:41
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 19262 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Yedi Gece ve Sekiz Gün, Atlantis
25.02.2018 7689 Okunma
5 Yorum 13.05.2020 16:11
Mete Firidin
Fussilet Suresi 10. Ayet Tefsiri
4.02.2018 7965 Okunma
6 Yorum 05.02.2018 08:31
Mete Firidin
Enam Suresi 145. Ayet Ve Haram Yiyecekler!
31.12.2017 27600 Okunma


© 2025 - Akevler