Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012
21871 Okunma, 10 Yorum

   Kehf suresinde geçen Hz. Musa ve Hızır ile ilgili ayetler yüzlerce yıldır insanların ilgisini çekmiştir. Acaba bu olay nerede gerçekleşmiştir? Balığın canlanması yani ab-ı hayat suyu gerçek midir?

   Bu konuyu anlayabilmek için Kuran’ın özellikle bazı ayetlerini iyice anlamaya çalışmak ve birçok tarihi bilgiyi bilmek gerekir.

   Musa’nın doğduğu zamanlarda, firavunların Mısır’da yaşayan İsraillilerin nüfuzunu azaltmak için erkek çocuklarını öldürmeleri nedeni ile Musa, annesi tarafından bir sepet içinde Nil Nehri’nin akıntısına bırakılmıştır. Daha sonra firavunun karısı tarafından bulunmuş ve evlat edinilmiştir. Böylece Musa bir prens olarak yetiştirilmiştir.

   Kasas suresi 14. ayet: "Musa erginlik çağına gelip olgunlaşınca, ona hikmet ve ilim verdik. İyi davrananları böyle ödüllendiririz.”

Ayetinden de anlaşıldığı gibi Musa daha gençliğinde oldukça bilgili bir insandır.

   Taha suresi 41. ayet: "(Musa) Ben seni kendim için yetiştirdim.”

Ayetinden de anlaşıldığı gibi Musa’nın Allah tarafından bir yetiştirilme dönemi vardır. Kısacası Musa Allah tarafından birçok olaya maruz bırakılmış ve yetiştirilmiştir. Kemale erdirilmiştir. Bu yetiştirilme derslerinin sonuncularından biri de bir kaza sonucu birisini öldürmesi ve başka bir ülkeye kaçmak zorunda kalmasıdır. Bu hadiseden çok önce muhtemelen Musa kendisinden daha bilgili birilerinin olup olmadığını düşünmüştür. Bir şekilde kendisinden daha bilgili birisini nerede bulabileceği gösterilmiş veya söylenmiştir.

Yoksa önceden iddia edildiği gibi Musa peygamber olduktan sonra “Benden daha bilgilisi var mı?” diye sormuş olamaz. Çünkü peygamber olmuş olan birisi kemale ermiştir ve böyle bir kibirlenme içine giremez.

Yukarıda da anlattığım gibi Musa’nın “Hızır” ile karşılaşması peygamberliğinden önce olmuş bir hadisedir diye düşünmekteyim.

Bu kanımı destekleyecek tarihi bilgiler de mevcuttur.

Artapanus milattan önce İskenderiye’de 2-3. yüzyıllarda yaşamış Yahudi bir alimdir. Artapanus’un verdiği bilgilere göre Musa eski mısırda 13. Hanedanlık döneminde yaşamış bir prenstir. Bu dönemde Nubia (bugünkü Sudan) seferine katılmıştır. Ayrıca Tevrat’ta Musa’nın Nubialı (Sudan) bir kadınla Mısır’da iken evli olduğu da yazmaktadır (Çölde sayım 12.1).

Musa’nın yaşadığı zamanı (M.Ö. 1700-1600) daha önceki “Musa ne zaman yaşadı?” adlı yazımda açıklamıştım.

Peki, Musa ve “Hızır’ın” karşılaştığı yer neresi olabilir?

Bunu anlayabilmek için Kehf Suresi 60-64. Ayetleri analiz edip coğrafi bilgilerle karşılaştırmak gerekir.

Kehf suresi 60.ayet: Hani Mûsâ, beraberindeki gence şöyle demişti: “İki denizin birleştiği yere varıncaya kadar durmayacağım, ya da uzun zaman gideceğim (yürüyeceğim)”

Bu ayette geçen deniz kelimesi “BaHR” dir. Deniz, göl, geniş akarsu yani nehir gibi "derin su" anlamlarına gelmektedir. Ayetten Musa’nın istediği yere varabilmesi için iki seçeneğinin olduğu bunlardan birinin karayolu olduğu, diğerinin ise suyolu ulaşımı ile daha kolay gerçekleştirilebileceği anlaşılmaktadır.

Kehf suresi 61. ayet: Her ikisinin aralarının birleştiği yere (buluşma yeri) varınca balıklarını unuttular. Balık, denizde bir yol tutup gitmişti.

Bu ayette geçen ikisinin bir biri ile birleştiği yani “mecmea” olduğu yere vardıklarında balıklarını unutmuşlardı. Yani Musa ve Hızırın buluşma yerlerini geçtikten sonra. Burada deniz kelimesi yoktur. İkisinin arasının birleştiği yer vardır. Ayetin sonundaki “seraben” kelimesi ise “çağlamak” demektir (Lisanül Arap). Bir canlanma söz konu değildir. Serap gibi, olmadığı halde öyle görünerek, sanki canlıymış gibi sürüklenip gitmiştir. Burada serap görmek ve çağlayanda giden ölü balık görüntüsü arasında büyük benzerlik vurgulanmaktadır.

Kehf suresi 62. ayet: Buluşma yerini aşıp oradan uzaklaştıklarında Musa, yanındaki gence: 'Azığımızı çıkar, ant olsun bu yolculuğumuzda yorgun düştük' dedi.

Kayalık bölgeyi geçip, balıklarını da orada unuttuktan sonra Musa’nın “Bu yolculuğumuzda yorgun düştük” demesi daha önce de birkaç defa kayalık alan gibi bölgelerden geçtiklerini fakat bu sonuncu kayalığın en zor bölge olduğunu anlatmaktadır.

Kehf suresi 63. ayet: Genç: Gördün mü!  Kayaya sığındığımız sırada balığı unutmuşum. –Doğrusu onu sana söylememi bana ancak şeytan unutturdu- Balık şaşılacak bir şekilde denizde yolunu tutup gitmişti” dedi.

Burada ise kayalığın orada iken sandallarını terk etmek zorunda kaldıkları ve bu esnada balığın da suya düşmüş olduğu anlaşılmaktadır. Balık akıntıda bata çıka akıp gitmiştir. Kayalıktan iki nehrin birleştiği yere kadar yürüyerek gitmek zorunda kalmışlardır. Yardımcı “ölü balığın canlı gibi çağlayanda yol almasını” Musa’ya söylemeyi unutmuştur.

Kehf suresi 64. ayet: Mûsâ: “İşte aradığımız bu idi” dedi. Bunun üzerine tekrar izlerini takip ederek gerisingeri döndüler.

Yine bu ayette de karadan yürüyerek geldiklerini ve yürürken ayak izi bıraktıklarını yani muhtemelen kumluk (sahil, çöl) bir araziden geldikleri anlaşılıyor.

Kehf suresi 65. ayet: Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik.

Yukarıda Musa’nın genç bir prens iken Yukarı Mısırın güneyinde olan Nubia yani bu günkü Sudan’a kadar askeri bir sefer ile gitmiş olduğuna dair tarihi bilgilerin olduğunu anlatmıştım. Bu nedenle Musa bu bölgelere yabancı değildir.

Muhtemelen bir rüya üzerine yardımcısı ile Nil nehrinde yolculuğa çıkmıştır. Amacı kendisinden daha bilgili olan kişi ile “ölü balığın canlı gibi göründüğü yer”de buluşmaktır. Bu amaçla bir sandal ile yola çıkmış ve Nil nehrinde bulunan altı adet çağlayanın beşini geçip, altıncı ve geçmesi en zor olan çağlayanda sandallarını terk etmek zorunda kalmışlar ve kayaya çıkıp yollarına yürüyerek devam etmişlerdir.

Nil nehrindeki 6. Ve geçilmesi en zor çağlayan Sabaluka çağlayanı.

Sabaluka kayalığı ve çağlayanının uydu fotoğrafı

 Çünkü 6. Çağlayan akıntının en kuvvetli olduğu en dar olan çağlayandır. Bu çağlayanın ismi “Sabaluka” çağlayanıdır.  Sabaluka “çağlayan” anlamında  kullanılmaktadır. Fakat Arapça da al sabalouga geçit demektir. Berberi dilinde ise "samak" balık demektir. Sabaluka kelimesi "samak" kelimesinden geliyor olabilir. Çünkü bu bölge halkı berberi kökenlidir ve balık yiyenler olarak bilinirler. Bu çağlayan çok büyük bir kayalık bölgenin ortasından akmaktadır. Kayalık bölgenin de adı Sabaluka kayalığıdır. Jeolojik olarak etrafına göre farklı bir yerdir. Genç bir oluşumdur. Magmanın yeryüzüne itilmesi ile oluşmuştur (sabaloka igneous complex).

Hızır’ın buluşma yeri olarak özellikle bu bölgede bulunmasının jeolojik açıdan bir önemi var mıdır? Bilemiyorum.

    Musa ve genç yardımcısı bu bölgeden geçtikten sonra kumluk bir kıyıdan ilerleyerek iki büyük akarsuyun birleştiği bölgeye yani Beyaz Nil ve Mavi Nil’in birleştikleri bölgeye gelmişlerdir. Burada balıklarını unuttuklarını anlamışlar ve buluşma yerlerinin balıklarını unuttukları kayalık bölge olduğunu hatırlamışlar, tekrar kumluk bölgedeki kendi ayak izlerini takip ederek 80 km gerisin geriye kayalık bölgeye gelmişler ve “Hızır” ile buluşmuşlardır.

İlginçtir ki bu kayalık bölge insanlarının lakapları balık yiyenlerdir. Antik gezginler (The Periplus of the Erythraean Sea) ve Eski Mısırlılar burada bulunan tarihi Meroe şehri insanları için “balık yiyenler” ismini kullanmışlardır. Bu bölge dışındakilerin ise lakapları “av hayvanı yiyenler” veya “inek yiyenler olarak adlandırılmıştır.

Sixth cataract : altıncı çağlayan sabaluka dır

Özet olarak, Musa Nil nehrinde sandalla balık-yiyenler ülkesine bir yolculuk yapmıştır. Birçok çağlayan geçmiş fakat en zor çağlayan olan 6. Çağlayan Sabaluka da sandallarını terk edip kayalığa çıkmak zorunda kalmışlar bu esnada balıklarını da çağlayana düşürmüşlerdir. Balık çağlayanda bir serap gibi bata çıka sanki canlıymış gibi hareket ederek yolunu tutup gitmiştir. Bu esnada yardımcısı balığın nehre düştüğünü Musa’ya bildirmeyi unutmuş ve yola devam etmişlerdir. İki nehrin yani Beyaz Nil ve Mavi Nil’in birleştiği yer olan bugünkü Hartum şehrine (Sudan Ülkesi’nin başkenti) geldiklerinde yardımcısı balığın 6.çağlayan Sabaluka da nehre düşüp akıntı ile sanki canlıymış gibi yüzüp sürüklendiğini söylemiştir. Bu nedenle gerisin geriye kendi izlerini takip ederek tekrar 6. çağlayana geri gelmişler ve buluşma gerçekleşmiştir.

Bu bilgilerden sonra şu gerçeği söyleyebiliriz.  Musa ve Hızır’ın buluştukları yer Mavi Nil ve Beyaz Nil’in birleştikleri yerin 80 km kuzeyinde “Balık Yiyenlerin” ülkesinde bulunan Sabaluka kayalıklarıdır. Ab-ı Hayat suyu diye bir şey de yoktur. Eğer olsaydı bunu sanırım ilk önce Musa ve yardımcısı içmiş olurlardı.

Mutlaka doğrusunu Allah bilir. Biz kullara düşen tefekkür etmektir.

 

 


YorumcuYorum
Mete Firidin
16.03.2012
16:04

Yaşatmak ve Öldürmek Allaha aittir. Allah istedikten sonra herşey helaldir.

İnsanlar haksız yere birini öldürürse bu büyük günahtır. Allahın izni ile öldürülürse bu sevap bir iştir.

Çocuk bizim indimizde masumdur. Allah indinde masum değildir. Canların sahibi Allahdır. İstediği gibi tasarruf eder.

Çocuk buluğa ermeden önce masum iken öldürülmüştür. Bu çocuk için aslında çok büyük bir rahmettir. Ahir hayatına günahsız gitmiştir. Anne- Baba ise dünya hayatında kötü bir evlat sınavından kurtulmuştur. Bu da büyük bir rahmettir.

Yani ben rahmetten başka bir şey göremiyorum.

Mete Firidin
16.03.2012
16:20

Kimin neye daha layık olduğunu Allah en iyi bilendir.

Mete Firidin
16.03.2012
17:04

Bence bir çelişki yok. Surenin devamında "kasaba halkından ikisi için yemek istediler" diyor. Öyle ise Hızır melek olamaz. Melekler yemek yemez. Cin de olamaz. Çünkü vurup öldürme sultaları yoktur.

Musa kendini ancak kendi gibi bir insanla bilgi açısından karşılaştırma yapabilir. Yoksa Musa da bilirki Cebrail veya diğer melekler kendinden daha güçlü ve bilgilidir.

Apaçıktırki buradaki kişi alim bir insandır. Kehf 65. ayettende anlaşıldığı gibi "biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik" deniyor. Yani biz katımızdan rahmet verdik demek, Allah melekler aracılığı ile bu olayı gerçekleştirmiş demektir. Yani rahmet verilen kişi melek değildir. Tarafımızdan bir ilim öğrettik deniyor. Demek Allah melekler vasıtası ile O na ilim öğretmiştir. Yani öğrenme yeteneği olan bir canlıdır. yemek de yemektedir. bu İnsandan başka bir şey olamaz. Hızırlar Allah tarafından rahmet verilen alim insanlardan başkası değildir. Bazı açılardan doktorlara, bazı açılardan yöneticilere benzemektedirler. Buradaki fark rahmettir. Yani merhametli alimler hızır gibi dir.

Mete Firidin
16.03.2012
19:22

Ruhani muhani nihayetinde Ademoğlu. Ruhani dediğiniz insanla-ruh arası bir mahlukat mı? Yoksa sizin yüce saydığınız İnsan, cin, melek, hayvan, bitki, mikroorganizma dışı bilinmeyen bir tür mü?

Cin görmedim. Ama Kuranda İblisin bir sultası olmadığını yazdığını biliyorum.

Mete Firidin
16.03.2012
20:21

Sanırım makaleyi tam anlayamadınız. Bu hadiseler Musa'ya şeriat verilmeden önce olmuş olaylardır.

Bu nedenle Musa şeriatine göre değerlendirilemez.

Eski Mısırda da insan katletmenin cezası ölümdür.

Ancak Öldürülme kararı Allah tarafından onaylanmıştır. Eğer birisine Allah tarafından bir bilgi gelmişse o kişi öldürülebilir anlamına gelmektedir. Fitne katilden beterdir. İnsanlar şeriata tabidir. Allah ise dilediğini yapandır.

Eğer helak edilenler Musa şeriatine göre yargılansaydı. Hiç bir kavim helak edilmezdi.

Mete Firidin
16.03.2012
21:46

Bu gün birçok masum insan, çocuk, bebek kazalarda veya hastalıktan ölüyor. Hangi şeriata göre ölüyor?

Hangi suçtan dolayı ölüyor. Olayın faili bir insan mı?, bir şeriat mı?

Siz de bana da vahiy geldi der ve bir insan öldürebilirsiniz. Sizi Kanunlardan kim koruyabilir? Allah'dan kim koruyabilir?

Hiç kimse koruyamaz. fakat bu gerçekten Allah dan bir emir ise Allah mutlaka sizi korur. Ahiret günü de ceza almazsınız.

Eğer şeriat gücün yetiyorsa git Hızırı cezalandır. Bunu yapabilecek bir güç tanıyormusun?

Siz şeriatı mutlak bir kurallar silsilesi olarak anlıyorsunuz. halbuki şeriat kanununu koyanda istisnalar yaratanda Allahdır. Dilediği kanunu uygular veya istisnalar yaratır. Mucizeler bununörneğidir. Hiç bir fizik,kimya, bioloji kanununa uymak zorunda değildir. Siz Allahın iradesini şeriat ile sınırlamak istiyorsunuz. Ama Allah bütün canlıları şeriata göre yargılasa idi yeryüzünde tek bir canlı bırakmazdı. Allah adına yalan uydurup cinayet işleyen birini Allahdan kim koruyabilir?

Sığsınız derinliğiniz yok bu nedenle bazı şeyleri anlayamıyorsunuz. Allah sizin basiretinizi açsın , derin görüşü algılamanızı nasip etsin.

Sam Adian
17.03.2012
07:22

Kehf 65. Fe vecedâ abden min ibâdinâ âteynâhu rahmeten min indinâ ve allemnâhu min ledunnâ ilmâ Derken kullarımızdan bir kul buldular ki, biz ona katımızdan bir rahmet vermiş, kendisine tarafımızdan bir ilim öğretmiştik. Âteynâhu = Kendisine verildi, getirdi, almasına yol verdi rahmeten min indi = insafına kalmış, merhametine, süreçlerinin insafınadan allem = Bilim, bilgi ledunnâ ilm = DNA bilimi (ilm-i ledun = termoplastik farkındalık, bilinç, evrilme bilgisi) ledun = Doğuş

Kehf 74. Fentalekâ, hattâ izâ lekıyâ gulâmen fe katelehu kâle e katelte nefsen zekiyyeten bi gayri nefs, lekad ci’te şey’en nukrâ Yine yola koyuldular. Nihayet bir erkek çocukla karşılaştıklarında, adam onu öldürdü. Mûsâ, “Bir cana karşılık olmaksızın suçsuz birini mi öldürdün? Andolsun çok kötü bir iş yaptın!” dedi. Gulâmen = erkek çocuk, bir şeyin erkek kısmı nefsen zekiyyeten = zeki bir nefes bi gayri nefs = İçerikleri aynı olmaksızın, aynı olmadan nefsen zekiyyeten bi gayri nefs = içerikleri aynı olmayan zeki bir nefes (aynı durumda olmayan) nukrâ = akılalmaz, duyulmamış

Saygılar :))

Mete Firidin
17.03.2012
07:50

Şeriat insan toplulukların da adaleti gerçekleştirmek için vardır.. Ama bu herzaman yeterli değildir. Bizim gibi ülkelerde bilirsiniz ki binlerce faili mecul cinayet vardır. şeriata göre bunlar çözülemez. şeriat adaleti bizim bilebildiklerimiz üzerinden işler. İlahi adalet ise bildiklerimiz ve bilmediklerimiz üzerinden işler herşeyi çözer. şeriat ta insanların zahire göre karar vermeleri sebebi le herzaman hata yapma ihtimalleri vardır. Oysa mutlak adalette herşeyin bilinmesi nedeni ile şeriata göre suçmuş gibi görünen aslında en adaletli olandır. Musa'ya gösterilmek istenende budur.

Mete Firidin
17.03.2012
09:29

Sevgili Cengiz Kardeşim: Daha iyi anlayabilmeniz için bu konu ile ilgili bir makale yazmama vesile oldunuz. Allah sizden razı olsun. İnşallah önümüzdeki bir kaç günde bu makaleyi yayınlarım. Selametle.

Mete Firidin
17.03.2012
10:03

Böyle bir yetki doktorlarda vardır. annenin hayatı tehlikeye girerse bebek feda edilir. Mesela geçenlerde türkiyede bir kadın doğum yaptığı esnada bebek çıkımda takılmış ve annenin hayatını tehlikeye atmıştır. sonuçta bebeğin kafası koparılmak zorunda kalınmıştır. Yine günümüzde annenin hayatı tehlikeye girerse bebek erken den alına bilir veya gebelik sonlandırılabilir.





Çok Okunan Makaleler
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 119570 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
Kudret Helvası Menne
13.11.2013 112378 Okunma
4 Yorum 15.11.2013 03:46
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 108774 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 90247 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Hz. İbrahim Ne Zaman Yaşadı?
28.02.2011 84832 Okunma
4 Yorum 25.03.2020 18:59
Mete Firidin
Estetik Ameliyat ve Nisa Suresi 119. Ayet
3.10.2014 76079 Okunma
1 Yorum 03.10.2014 20:39
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 71963 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 67414 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Kuran'da Kölelik
27.12.2013 63995 Okunma
86 Yorum 08.01.2014 17:16
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 54519 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Hz. Lut’un Kızları
7.06.2011 39512 Okunma
4 Yorum 01.02.2020 21:22
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 38407 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Amen ve Senetin
15.11.2012 35411 Okunma
31 Yorum 30.11.2012 13:47
Mete Firidin
Lâ mevcûde illâ Hû???
18.12.2010 34734 Okunma
1 Yorum 25.12.2010 15:11
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 33819 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
Kabe Kavseyni Ev Edna
15.06.2012 32509 Okunma
1 Yorum 22.05.2018 01:32
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 31768 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 30771 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Adem'in ve Havva'nın Hatası
2.03.2014 30383 Okunma
34 Yorum 10.03.2014 00:48
Mete Firidin
Nutfetin Emşâcin (99)
14.05.2013 29590 Okunma
24 Yorum 17.05.2013 15:16
Mete Firidin
İbni Arabi ve Araf 175-176. Ayetler
16.11.2011 29078 Okunma
9 Yorum 19.11.2011 17:29
Mete Firidin
Miras ve Kelale Ayetleri
13.02.2014 28552 Okunma
53 Yorum 28.02.2014 13:04
Mete Firidin
Allah Celle Celalühü Ne Demektir?
30.11.2014 27888 Okunma
1 Yorum 01.12.2014 08:16
Mete Firidin
Kevkeb
10.08.2011 27133 Okunma
1 Yorum 28.08.2012 12:03
Mete Firidin
Hz. İbrahim’in Atası ve Nemrut
19.04.2015 27087 Okunma
1 Yorum 20.04.2015 20:48
Mete Firidin
Enam Suresi 145. Ayet Ve Haram Yiyecekler!
31.12.2017 26833 Okunma
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 25734 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Kuran’da Namaz Vakitleri
28.12.2014 25282 Okunma
Mete Firidin
Hz. Yunus ve Ambergris
12.12.2012 24912 Okunma
2 Yorum 13.12.2012 13:23
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 24700 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Kuran'da Tecavüzün Cezası
18.02.2015 24049 Okunma
2 Yorum 21.02.2015 17:19
Mete Firidin
Hz. İsa’nın Doğum Günü
2.01.2015 23622 Okunma
Mete Firidin
Hz. Adem’in Kaburgası
25.04.2012 23264 Okunma
59 Yorum 28.04.2012 13:42
Mete Firidin
İmhotep Hz.Yusuf mu?
27.10.2011 22341 Okunma
3 Yorum 05.11.2019 07:59
Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012 21871 Okunma
10 Yorum 17.03.2012 10:03
Mete Firidin
Yecüc ve Mecüc
27.02.2010 21319 Okunma
2 Yorum 10.06.2010 15:12
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 21130 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 20963 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Hz. İbrahim ve Lisan
23.04.2015 20261 Okunma
1 Yorum 24.04.2015 09:49
Mete Firidin
Hz. Adem'in Annesi
3.06.2017 19870 Okunma
1 Yorum 24.04.2021 16:56
Mete Firidin
Ruh ve Ruhun Üflenmesi
11.04.2013 19762 Okunma
8 Yorum 14.04.2013 13:43
Mete Firidin
Fecr ve İmsak
18.07.2013 19333 Okunma
10 Yorum 20.07.2013 22:19
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 19080 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 18700 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 18559 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 18453 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
Bakara 58. Ayet Ve Hititler
17.01.2011 17957 Okunma
Mete Firidin
Hacc Suresi 15. Ayet Ve Deist
23.10.2014 17683 Okunma
Mete Firidin
Hz. Meryem Hermafrodit mi?
12.11.2014 17597 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:06
Mete Firidin
Hz.İsa’nın Büyüdüğü Yer
8.07.2014 16803 Okunma
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 16595 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 16526 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16134 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 15518 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Zülkarneyn'in Doğu Seferi
3.06.2012 15192 Okunma
12 Yorum 19.06.2012 10:13
Mete Firidin
Kutsal Yaşam Ağacı
21.12.2011 15105 Okunma
6 Yorum 25.12.2011 16:12
Mete Firidin
İnşallah ne demek?
6.06.2015 14885 Okunma
1 Yorum 14.07.2019 09:13
Mete Firidin
Ayete Göre Kutuplarda Namaz
25.01.2015 14677 Okunma
3 Yorum 16.01.2019 16:40
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 14595 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Siyon Mekke mi?
4.03.2011 14519 Okunma
Mete Firidin
Kuran’da Tasavvuf ve Lahid Köklü Kelimeler
8.05.2014 14418 Okunma
18 Yorum 10.05.2014 11:22
Mete Firidin
Hz. Musa’nın Kanatları
28.01.2012 14329 Okunma
2 Yorum 19.02.2012 08:24
Mete Firidin
Necm ve İdbar
3.10.2013 14308 Okunma
8 Yorum 09.10.2013 16:19
Mete Firidin
Allah’ın İki Eli
5.12.2013 14274 Okunma
8 Yorum 12.12.2013 07:13
Mete Firidin
Musa Peygamberi Evlat Edinen Firavun
13.04.2015 14092 Okunma
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14045 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Hamr ve Humr
12.04.2012 13881 Okunma
14 Yorum 02.05.2012 15:51
Mete Firidin
İki Doğu Ve İki Batı
19.03.2015 13749 Okunma
3 Yorum 22.03.2015 22:01
Mete Firidin
Kuran'dan Hz. İsa ve Meryem Hakkında
29.05.2017 13727 Okunma
Mete Firidin
Kıyamet Suresi 16. Ayet ve Hadisler
22.03.2015 13539 Okunma
1 Yorum 22.03.2015 21:54
Mete Firidin
Meleklerin Hızı
20.11.2013 13480 Okunma
6 Yorum 24.11.2013 19:02
Mete Firidin
Şeytan
3.07.2016 13418 Okunma
2 Yorum 04.07.2016 20:17
Mete Firidin
Harut ve Marut
6.02.2012 13193 Okunma
8 Yorum 08.02.2012 19:35
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13016 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
Meteorit (Asteroid) Yağmuru
25.08.2013 12946 Okunma
11 Yorum 27.08.2013 15:07
Mete Firidin
El Hadid ve Besmele
13.01.2013 12906 Okunma
4 Yorum 17.01.2013 08:36
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Fuhuş
21.07.2015 12877 Okunma
3 Yorum 15.12.2018 16:41
Mete Firidin
Harun’un Kız Kardeşi Miryem
1.09.2013 12792 Okunma
4 Yorum 11.09.2013 07:57
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 12723 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Neden Buzağıya Taptılar ?
16.03.2011 12683 Okunma
1 Yorum 18.03.2011 09:21
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 12423 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Kur'an İncil ve Tevratı Onaylar mı?
11.07.2011 12391 Okunma
1 Yorum 23.07.2011 17:45
Mete Firidin
Bilqıst
23.04.2014 12377 Okunma
13 Yorum 26.04.2014 14:44
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12155 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
Hz. İsa'nın Doğduğu Mevsim
31.12.2014 12108 Okunma
1 Yorum 01.01.2015 11:03
Mete Firidin
Kuran’da Kalp
29.05.2010 12101 Okunma
1 Yorum 19.02.2012 11:49
Mete Firidin
Ad Kavmi Atlantis Ay
7.03.2011 11827 Okunma
Mete Firidin
Kuran’da Yağış Kelimeleri
29.11.2013 11633 Okunma
8 Yorum 01.12.2013 18:50
Mete Firidin
Musa Ve Firavun Zamanı
31.03.2015 11574 Okunma
Mete Firidin
İrimu (İrem Şehri)
21.10.2012 11569 Okunma
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 11562 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Fecrin Beyaz ve Karanlık İpliği
29.06.2015 11480 Okunma
2 Yorum 02.07.2015 10:06
Mete Firidin
Subhân'Allah
23.11.2014 11409 Okunma
2 Yorum 29.11.2014 17:01
Mete Firidin
Nur Suresi 35. Ayet Yenilenmiş Makale
14.07.2012 11227 Okunma
2 Yorum 03.08.2012 18:57
Mete Firidin
Meryem Suresi 26. Ayet
23.02.2011 11089 Okunma
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 10975 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Felek, Hunnes, Kunnes
6.03.2012 10930 Okunma
Mete Firidin
Müslüman
19.12.2013 10925 Okunma
13 Yorum 21.12.2013 10:35
Mete Firidin
Cinler ve Kızılötesi Işınlar
7.05.2011 10881 Okunma
Mete Firidin
Ebabil ve UFO
25.06.2013 10821 Okunma


© 2024 - Akevler