Hz. Musa’nın Firavun'a peygamber olarak gitmesi ve ilk karşılaşmada iki delil göstermesi birçok insan tarafından bilinir. Musa neden bu iki delil ile Firavun ve ileri gelenlerine gitmiştir? Bu delillerin önemi nedir?'
Birinci delil Musa’nın asasının bir yılana dönüşmesidir.
İkinci delil ise bembeyaz bir eldir. Oysa ikinci delil sadece “bembeyaz el“ değildir. Bu konudan bahseden ayetlerde aslında Musa’nın kanadından da bahsedilmektedir. Bu, muhtemelen tefsircilerin yetersiz bilgiye sahip olması nedeni ile göz ardı edilmiş bir Kur’an bilgisidir. Meallerde “kanat” kelimesine bir anlam verilemediğinden, genellikle “kol” olarak anlatılmıştır. Halbuki aynı çümle içinde "yedeke" yani kol kelimesi geçmektedir. Bu nedenle "cenah" kelimesine kol anlamı verilemez. Bazıları cenah kelimesine "yan" anlamı vermeye çalışırlar, oysa cümlede "cenahını kendine çek" deniyor. Bir insan yanını kendine çekemez. Bu nedenle buradaki kelimenin anlamı "kanat" tır.
Tevrat’ta Çıkış bölümünde 4.kısımda “Musa elini koynundan çıkardı cüzamlı, kar gibiydi” denmektedir. Oysa hiçbir cüzamlının eli beyaz değildir. Yalnızca deformedir. Kar kelimesi cüzam kelimesine uymamaktadır. Yani tefsir yanlıştır.
“Cüzamlı” kelimesi Tevrat’ta “masara” olarak geçmektedir. Sara kelimesi yine Tevrat’ta “iz” olarak kullanılmaktadır. Masara kelimesi - ma olumsuzluk eki ile “izsiz” anlamına gelmektedir. Masara kelimesinin Akkadça karşılığı ise “asare” dir ve tertemiz anlamına gelmektedir. Asare = Masara dır. Ayrıca Tevrat Çıkış bölümü 7:1 de : Allah Musa'ya "Seni Firavun'un ilahı gibi yaptım" demektedir.
Aşağıda Kasas ve Taha suresinde konu ile ilgili ayetlerin meali verilmiştir.
Kasas 31: «Değneğini at.» Musa, değneğin yılan gibi hareketler yaptığını görünce, dönüp arkasına bakmadan kaçtı. « Ey Musa! Dön gel; korkma; kesinlikle güvende olanlardansın » denildi.
Kasas 32: Elini yakanın içine sok, bembeyaz bir halde lekesiz olarak çıkıversin ve korku kanadını kendine yapıştır. İşte bu ikisi Rabbin tarafından Firavun'a ve cemiyetine karşı iki delildir. Şüphe yok ki onlar fâsıklar olan bir kavim oldular.
Taha 22. Ayet: Ve elini kanadının altına sok, başka bir mucize olarak ayıpsız bir halde bembeyaz olarak çıkıversin.
Musa, şimdiye kadar anladığımız manada olan bu iki delil ile Firavun ve ileri gelenlerine gitmiş olsaydı hemen öldürülürdü. Oysa öldürülmeyip, bir sınava tabi tutulmaya layık görülmüştür. Hud süresi 96. Ayet meali: “And olsun ki Musa’yı Firavun ve ileri gelenlerine mucizelerimizle, apaçık bir delil ile gönderdik.” Ayeti de bunu anlatmaktadır.
Demek ki Firavun ve ileri gelenlerini korkutan veya tereddütte sevk eden bu iki ayet çok önemli ve dikkat çekici olmalıdır.
Aslında Musa’nın Firavuna gösterdiği iki mucize içerik olarak sıradan iki sihir değildir. Çok büyük anlamlar içeren, Firavun'un iktidarını ve saygınlığını sarsacak niteliktedir. Musa’nın peygamberliğine inanmak zorunda bırakacak nitelikte iki mucizedir. Bunu anlayabilmek için eski Mısır dini inançlarından bazı önemli kavramı bilmek gerekir.
Birincisi “Wadjet” , ikincisi “Nekhbet” dir. Antik Mısır dinine göre Firavun Yaratıcı, baş tanrı Ra’nın yeryüzündeki temsilcisiydi ve onun oğlu gibi görülürdü. Wadjet ve Nekhbet ise Tanrı Ra’nın iki vekili sayılır ve gazaplarından korkulurdu.
Firavun’un iktidarını simgeleyen Kutsal Kobra ve Kutsal Akbaba.
Wadjet: saldırıya geçmiş kobra yılanı şeklindedir. Antik Mısır tarihinde Aşağı Mısırın Koruyucu tanrısıdır. Firavunun, ülkenin ve diğer tanrıların koruyucusudur. Tanrı Ra’nın vekilidir. En eski tanrılardan biridir. Firavun'un patronu ve velisidir. Peygamberlik ve kehanet tanrısıdır. Aşağı Mısır firavunları, firavunluk ve iktidarlarını simgeleyen saldırıya geçmiş kobra yılanı amblemi olan kırmızı bir başlık takarlardı. Wadjet’i anmak için 21 Nisanda yıllık bayram kutlanırdı.
Nekhbet: Beyaz akbabadır. Bir kanadı yukarı kalkmış ve bir kanadı aşağı sarkmış şekilde resmedilir. Pençesinde veya göğsünde Ankh veya Shen taşır. Her iki şekilde ahret ve sonsuz kudreti simgeler. Nekhbet Yukarı Mısırın en eski Koruyucu tanrısıdır. Tanrı Ra’nın vekilidir. Firavun'un patronu ve velisidir. Peygamberlik ve kehanet tanrısıdır. Yukarı Mısır firavunları, firavunluk ve iktidarlarını simgeleyen beyaz akbaba başı taşıyan başlıklar giyerlerdi.
Solda Nekhbet ortada Ra’nın gözü sağda Wadjet. Sağdaki ve alttaki resim Nekhbet.
Resimlerde Nekhbet’in sağ kanadı aşağıda ve sol kanadı haşmetli şekilde havaya kalkmış olarak görülmektedir. Pençesinde Shen taşımaktadır. Bazen de Ankh.
Kasas 32. Ayet: «Elini kanadının(koltuk) altına koy, lekesiz, bembeyaz çıksın. haşmetli açılan kanadını kendine çek! Bu ikisi Firavun ve ileri gelenlerine karşı Rabbinin iki delilidir. Doğrusu onlar yoldan çıkmış bir millettir» denildi.
Taha 22. Ayette, kanat ve Kasas suresi 32.ayette, koltuk altı deniyor. Yani ikisi de aynı şeyi ifade ediyor.
Ankh
Sonsuz yaşamın simgesi. Tanrılar genelde Ankh’ı birinin dudaklarına doğru tutarken görülürler. Bu hayatın nefesini simgeler. Öteki dünyada ihtiyaç duyulacak nefes.
Shen
Başı ve sonu olmayan yuvarlak halka. Sonsuz kudreti simgeler. Güneş diski bu dairenin içinde bulunur. Shen aynı zamanda korunmanın sembolüdür. Bazı tanrıların başının üzerinde bulunduğu görülebilir. Firavunlar korunmak için başlarının üzerinde bulundururlar. Shen kelimesi kuşatmaktan gelir. (kralın adıyla fethetme. )
El hiyeroglifi etkinliği veya birisinin eli ile etkinliği simgelemektedir. Beyaz renk ise gücün ve saflığın simgesidir. Bu nedenle Firavunlar ve tanrılar beyaz giyinmiş olarak resmedilirlerdi.
Bir elinde asa olan kişi şekli ise tanrısal kişiliği gösterirdi.
Antik devirlerde her iki Mısır birleşince tek bir firavun tarafından yönetilmeye başlandı. Bu Firavunlar iktidarlarını gösteren hem kırmızı hem de beyaz olan başlıklar takmaya başladılar ve başlığın üzerine Kobra yılanı ve Akbaba sembollerini birlikte yerleştirdiler. Böylece birleşik mısırın koruyucu ve kahin iki adet tanrısı oldu. Bu her iki simgede Firavunun ülkesindeki kutsallığını ve iktidarını temsil etmeye başladı. Aynı zamanda Firavunun iki velisi olmaya devam ettiler.
Her ikisi de dişil adlandırmaya rağmen babaların babası ve annelerin annesidirler. Büyük velilerdir. Aslında cinsiyetleri yoktur.
Musa bir elinde asası ile Firavun ve ahalisinin yanına kutsal kişi olarak gelmiş ve ilk önce asasını atmış, “Wadjet” sıfatını göstermiştir. Daha sonra kanatları oluşmuş ve elinin beyaz çıkması ile sonsuz tanrısal güce sahip “Nekhbet” sıfatını göstermiştir. Bu mucizeler O’nun gerçek bir peygamber olduğunu ispatlamıştır. Fakat Firavun ve ileri gelenleri yine de “bu bilgili bir sihirbazdır” demişlerdir. Fakat Musa’yı ve Harun’u sınamak için bütün sihirbazları çağırıp yarışma düzenlemişler ve bu yarışmanın ne zaman olması gerektiğini Musa’ya sormuşlar, O’da: Taha 59. Ayet: Mûsâ: Buluşma zamanımız, bayram günü, şenliğin yapılacağı kuşluk vaktinde, insanların bir araya gelip toplandığı zaman olsun.' dedi.
Yani Wadjet bayramı olan 21 nisan tarihini söylemiştir.
Fakat Musa’nın Wadjet’i bütün sihirbazların numaralarını yutunca, bunun bir sihirbazlık numarası olmadığını, kesin iki mucize olduğunu anlamışlardır. Bütün sihirbazlar ve Firavun’un adamlarından bir kısmı iman etmişlerdir. Firavun ise denizin akıntısında boğuluncaya kadar inadından vazgeçmemiştir.
Bu keşiflerden sonra şunu kesinlikle anlamak gerekir ki : Kuran tefsiri sadece ilahiyatçılara bırakılacak basit bir iş değildir. Tefsir yapılırken ilahiyatçıların yanında her türlü pozitif bilimin üyesi alimler bulunmalıdır. Eski alimlerin tefsirleri incelenmeli fakat kutsal metinmiş gibi kabul edilmemelidir.