BAKARA 58.AYET VE HİTİTLER
Hitit kelimesinin menşei Tevrat kaynaklıdır. Aslı İbranice HTT harfleridir. Okunuşu Hıtta, Hatti veya Hitit dir. 1900 lü yılların başında Hitit tabletleri okunmaya başlanınca Tevratta zikredilen "Heth" ve "Hittim" şeklinden esinlenerek adlandırma yapılmıştır.
Eski mısırlılar ise Hititlere Kheta veya hetta demekteydiler.Hitit krallarınada Hetta-sira demekteydiler. Eski mısır yazısı Jean-Françoise Champollion tarafından 1824 yılında rozetta taşının tercümesi ile gerçekleşmiştir. Hititler ve eski mısırlılar arasında yapılan kadeş antlaşmasında Hititlerden Kheta veya hetta olarak bahsedilmektedir.
Bu gün Hititler diye bildiğimiz toplum Hattilerden sonra anadoluya yerleşmiş olan Nessilerdir. Çünkü Hititler anadoluya yerleşmeden önce orta anadoluda yaşayan halk kendilerine Hatti demekteydiler. Hattiler bu günkü Kafkas dillerine benzer eklemeli bir dil olan hatti dilini konuşmaktaydılar.Bu dil özellikle Adige diline benzemektedir. Fakat daha sonra kendilerine Nesseli diyen Hititler anadoluya yerleşince nessece(Hint-Avrupa dil ailesinden) anadolunun hakim dili olmuştur. Hititler de kendilerini başka uluslara hatti yani Anadolulu olarak tanıtmaya devam etmişlerdir. O zamanın diğer ulusları da Onları Hatti olarak tanımışlardır.
Hitit devleti oldukca karışık toplumları içermekteydi. Din konusunda oldukca özgürlükcü idiler.Hatta ülkeleri ile “ Bin tanrılı ülke” diye öğünürlerdi.
Hititler kendi döneminde toplumsal sınıf ayırımı bakımından en az ayırımcı olan milletti ve kendilerine özgü bir hukuk devletiydi.
Hititler kendilerine iltica edenleri diyer ülkeye iade etmezlerdi. Fakat kadeş antlaşmasında iade edeceklerine dair bir madde bulunmaktadır. Kadeş antlaşması Hz.Musa zamanından çok sonraları yapılmıştır. Kendilerine sığınan kavimleri haraç vermek veya devlete asker göndermek karşılığında inançları konusunda serbest bırakırlardı.
Hititlerde Kent yapıları tapınak etrafında yapılmıştır. İç ve dış surlar ile çevrilmiştir. Kentin en az birkaç ana giriş kapısı ve yayalar için birçok küçük kapısı vardır. Ana kapılar aslan veya tanrı kabartmaları ile süslenmiştir.
İsrailin Beth Shan kasabasında M.Ö 1700 lere ait Hititlere ait taştan aslan kabarması bulunmuştur. Beth Shan kasabası İsrailin kuzeyinde Ürdün nehri üzerinde bulunmaktadır.
Hititlerde kent kapılarının çok özel bir anlamı vardı. Ana kapıları ancak asiller ve saygın kişiler kullanabilirdi. Barış zamanlarında bu ana kapılar agora(toplantı yeri) gibi kullanılırdı. İhtiyarlar meclisi burada toplanır, ticari anlaşmalar burada yapılır. Bilgilendirme işlemleri halkın önünde burada yapılırdı.
Bunun bir örneğini Yine Tevrat'ta Hz İbrahim ile ilgili bir bölümde görebiliriz fakat Hz İbrahim Hititler zamanında yaşamış olamaz çünkü bugünkü bilgilerimizle Hititler M.Ö.1800-1100 lü yıllar arasında yaşamıştır. Hititler döneminde ancak Hz. Musa yaşamıştır. Bu nedenle aşağıdaki olay Hz. Musa ve Hititler arasında geçmiş olmalıdır. Ben yine de Tevratta ki bilgiyi veriyorum: Yaradılış 23.bap: İbrahim, ülke halkı olan Hititler'in önünde eğilerek, dedi Hıtta (Çoban veya Hititlere hitap etti):
8 "Eğer ölümü gömmemi istiyorsanız, benim için Sohar oğlu Efron'a ricada bulunun" dedi,
9 "Tarlasının dibindeki Makpela Mağarası'nı bana satsın. Fiyatı neyse huzurunuzda eksiksiz ödeyip orayı mezarlık yapacağım."
10 Hititli Efron halkının arasında oturuyordu. Kent kapısında toplanan herkesin duyacağı biçimde,
11 "Hayır, efendim!" diye karşılık verdi, "Beni dinle, mağarayla birlikte tarlayı da sana veriyorum. Halkımın huzurunda onu sana veriyorum. Ölünü göm."
12 İbrahim ülke halkının önünde eğildi.
Bakara 58 ve 59. Ayetler Yahudiler hakkında inmiştir.
وَإِذْ قُلْنَا ادْخُلُوا هَذِهِ الْقَرْيَةَ فَكُلُوا مِنْهَا حَيْثُ شِئْتُمْ رَغَدًا وَادْخُلُوا الْبَابَ سُجَّدًا وَقُولُوا حِطَّةٌ نَغْفِرْ لَكُمْ خَطَايَاكُمْ وَسَنَزِيدُ الْمُحْسِنِين
Klasikleşmiş meallerde şu şekilde meallendirilir.
Bakara:58. Ayet :Hani, “Şu kasabaya girin. Orada dilediğiniz gibi, bol bol yiyin. Kapısından secde ederek girin ve “hıtta!” deyin , biz de sizin hatalarınızı bağışlayalım. İyilik edenlere ise daha da fazlasını vereceğiz” demiştik.
Elmalılı tefsirin de şu şekilde tefsir edilmiştir: 58- Ve hani demiştik ki, şu beldeye, Beyt-i Makdis mevkiine yahut Eriha beldesine giriniz de onun neresinde isterseniz, yahut nasıl isterseniz dilediğiniz şekilde bol bol yiyiniz. Ve girerken kapısından giriniz, hem de başlarınızı eğerek, şükür secdesine kapanarak giriniz, kibir ile, çalımla, azgınlık ve serkeşlik yaparak girmeyiniz, ve orada "hıtta" deyiniz ki, size bu şartlar altında hatalarınızı mağfiret ediverelim, yani veballerinizi rahmetimizle örtelim. Ve şunu da haber verelim ki, muhsinlere, iyilik ve güzellik yapanlara, güzel hareket edenlere daha fazlasını da ihsan edeceğiz.
Asam tefsirinde "hıtta" Arapça olmayıp aynen söylenmesi gereken bir kelimedir denilmiş, diğer müfessirler ise bunun Arapça "hatt" masdarının binâ-i nev'î (çeşit bildiren masdar) olduğunu söylemişlerdir.
Hatt, bir şeyi aşağıya almak ve sırttan yük indirmek demek olduğundan, "hıtta" da bir nevi indiriş demek olur ki, özel bir şekilde yükü yıkmak veya boyunlardaki vebali indirmek karar veya duasını ifade eder ve umuma ait mecaz suretiyle birleştirilmesi de mümkündür. Yani oraya yerleşmek için kararınızı veriniz ve günahlarınıza istiğfar ediniz demek olur. Aşere kırâetlerinin hepsinde "hıtta" kelimesi merfû okunur. Şu halde kelime tekil anlamına değil, mahzuf (hazfedilmiş) bir mübtedanın haberi olarak "işimiz hıttadır" takdirinde bir cümledir. Mesela, kendi lisanımızda da bir ilan veya topluluğa kumanda halinde "uyku!", "yemek!", "hareket!" v.b. emir ve kumandalar, veya bir istirham ve istek sırasında "lütuf!", "inayet!", "merhamet!" ve "insaf!" gibi müfret (tekil) kelimeler de böyle birer cümle takdirindedir. İncil'de ve eski din kitaplarında "hıtta" kelimesinin Ramazan ayının ismi olarak zikredildiğini Kamus mütercimi Asım Efendi zikretmiştir. Fakat bu âyette bu suretle bir tefsir veya bir te'vil vâki olmamıştır.
Bakara süresi 58. Ayetteki hıtta sözcüğünü aslında Hititler veya Hattiler anlamına geleceğini Kuran Arapçasını derinlemesine bilen sayın hocam Süleyman Karagülle den öğrendim.
Bakara süresi 58. Ayetteki hıtta sözcüğünü hattiler olarak anlarsak ve Adige dilinde Hatti sözünün “kutsalın verdiği” anlamına geldiğini bilirsek, bunun bir selamlama şekli olabileceğini tahmin edebiliriz.
Ayeti kelime kelime incelersek bazı şeyle dikkatimizi çeker.
1. | ve | : ve |
2. | iz | : olmuştu, olduğu zaman |
3. | kulnâ | : dedik |
4. | udhulû | : girin |
5. | hâzihi | : bu |
6. | el karyete | : karye (kasabadan küçük yerleşim birimi) |
7. | fe | : artık, böylece |
8. | kulû | : yeyin |
9. | min-hâ | : ondan, oradan |
10. | haysu | : yer (mekân) |
11. | şi'tum | : dilediniz |
12. | ragaden | : bol bol |
13. | ve | : ve |
14. | udhulû | : girin |
15. | el bâbe | : kapı |
16. | succeden | : secde ederek |
17. | ve | : ve |
18. | kûlû | : deyin, söyleyin |
19. | hıttatun | : hıtta, günahların bağışlanmasını? |
20. | nagfir | : biz bağışlarız, biz bağışlayalım |
21. | lekum | : sizin için, size |
22. | hatâyâ-kum | : sizin hatalarınız |
23. | ve | : ve |
24. | se-nezîdu | : artıracağız |
25. | el muhsinîne | : muhsinler, ahsen olanlar (fizik vücudunu teslim edenler) |
Mesela önce kasabaya girin ve bol bol istediğinizden yeyin deniyor.Arkasından secde ederek kapıdan girin deniyor. Yani kasabaya girdikten sonra tekrar kapıdan girin deniyor.Yani aslanlı ana kapıdan. Aslında burada saygılı ve saygın şekilde bir anlaşa yapın deniyor. Dikkat edilmesi gereken bir noktada Allah “kheta” demelerini Hz Musaya bildiriyor. Bu kelime ile kendilerinin Mısırdan geldikleri acıkca karşı tarafa belirtilmiş oluyor. Secde etmeleri ise itaat etme ve saygılı olma anlamındadır.
Kısacası saygılı birşekilde Mısır dili ile Hitit hakimiyetindeki kasabaya girmeleri söyleniyor.
Burada özellikle Eski mısırlı tarzında hatti kelimesi Kheta şeklinde kullanılmıştır. Çünkü Bu olay Önceleri Mısırda yaşayıp daha sonra Oradan çıkıp Hitit ülkesine kadar gelen Hz Musa zamanında gerçekleşmiştir. Yani Hatti kelimesi Eski Mısır lisanı İle Kheta şeklinde söylenmektedir.
Haritada Hz. Musanın mısırdan çıktıktan sonraki güzergahı görülmektedir.
Ürdün vadisi(Jordan river) ne de ulaştığı görülmektedir.
Bu da kuranın bir başka mucizesidir.
Bir sonraki ayette ise sözü değiştirdiklerini öğreniyoruz.
Bakara:59.ayet:
Bunun üzerine o zulme devam edenler sözü değiştirdiler, onu kendilerine söylenildiğinden başka bir şekle soktular. Biz de kötülük yaptıkları için o zalimlere murdar bir azap indirdik.
Bu değiştiren söz nedir ve neyle ilgili olabilir?
Bununla ilgili muharref Tevrattan Hz Musa zamanında Hitit kelimesinin geçtiği bölümler aşağıda verildi.
Tevrat Tesniye: 20:
Senin düşmanlarına karşı cenge çıktığın, ve atlar ve cenk arabaları, ve senden çok bir kavm gördüğün zaman onlardan korkmıyacaksın; çünkü seni Mısır diyarından çıkaran Allahın RAB seninle beraberdir.
2 Ve vaki olacak ki, cenge gireceğiniz zaman, kâhin yaklaşacak ve kavma söyliyecek,
3 ve onlara diyecek: Dinle, ey İsrail, düşmanlarınıza karşı bugün cenge giriyorsunuz; yüreğiniz gevşemesin; korkmayın, ve titremeyin, ve onlardan yılmayın;
4 çünkü sizi kurtarmak üzre, sizin için düşmanlarınızla cenketmek için, sizinle beraber giden Allahınız RABDİR.
9 Ve vaki olacak ki, zabitler kavma söylemeği bitirdikleri zaman, kavmın başında ordu reislerini tayin edecekler.
10 Bir şehre karşı cenketmek için ona yaklaştığın zaman, onu barışıklığa çağıracaksın.
11 Ve vaki olacak ki, eğer sana sulh cevabı verirse, ve kapılarını sana açarsa, o vakit vaki olacak ki, içinde bulunan bütün kavm sana angaryacı olacaklar, ve sana kulluk edecekler.
12 Ve eğer seninle musalaha etmiyip cenketmek isterse, o zaman onu muhasara edeceksin;
13 ve Allahın RAB onu senin eline verdiği zaman, onun her erkeğini kılıçtan geçireceksin;
14 ancak kadınları, ve çocukları, ve hayvanları, ve şehirde olan her şeyi, bütün malını kendin için çapul edeceksin; ve Allahın RABBİN sana verdiği düşmanlarının malını yiyeceksin.
15 Bu milletlerin şehirlerinden olmıyıp senden çok uzakta bulunan bütün şehirlere böyle yapacaksın.
16 Ancak Allahın RABBİN miras olarak sana vermekte olduğu bu kavmların şehirlerinden nefes alan kimseyi sağ bırakmıyacaksın;
17 fakat onları, Hittîleri, ve Amorîleri, ve Kenânlıları, ve Perizzîleri, ve Hivîleri, ve Yebusîleri, Allahın RABBİN sana emrettiği gibi tamamen yok edeceksin;
Tesniye 7: Tanrınız RAB mülk edinmek üzere gideceğiniz ülkeye sizi götürdüğünde, önünüzden birçok ulusu -Hititler'i, Girgaşlılar'ı, Amorlular'ı, Kenanlılar'ı, Perizliler'i, Hivliler'i, Yevuslular'ı, sizden daha büyük ve daha güçlü yedi ulusu- kovacak.
2 Tanrınız RAB bu ulusları elinize teslim ettiğinde, onları bozguna uğrattığınızda, tümünü yok etmelisiniz. Bu uluslarla antlaşma yapmayacaksınız, onlara acımayacaksınız.
3 Kız alıp vermeyeceksiniz. Kızlarınızı oğullarına vermeyeceksiniz; oğullarınıza da onlardan kız almayacaksınız.
4 Çünkü onlar oğullarınızı beni izlemekten saptıracak, başka ilahlara tapmalarına neden olacaklardır. O zaman RAB size öfkelenecek ve sizi çabucak yok edecek.
5 Onlara şöyle yapacaksınız: Sunaklarını yıkacak, dikili taşlarını parçalayacak, Aşera putlarını devirecek, öbür putlarını yakacaksınız.
6 "Siz Tanrınız RAB için kutsal bir halksınız. Tanrınız RAB, öz halkı olmanız için, yeryüzündeki bütün halkların arasından sizi seçti.
7 RAB'bin sizi sevmesinin ve seçmesinin nedeni öbür halklardan daha kalabalık olduğunuzdan değil. Siz sayıca öbür halklardan azdınız.
8 RAB size sevgisini göstermek ve atalarınıza ant içerek verdiği sözü yerine getirmek için güçlü eliyle sizi Mısır'dan çıkardı; köle olduğunuz ülkeden, Mısır Firavunu'nun elinden sizi kurtardı.
9 Tanrınız RAB'bin Tanrı olduğunu bilin. O güvenilir Tanrı'dır. Kendisini sevenlerin, buyruklarına uyanların bininci kuşağına kadar antlaşmasına bağlı kalır.
10 Kendisinden nefret edenlere ise üzerlerine yıkım göndererek karşılık verir. RAB kendisinden nefret edene karşılık vermekte gecikmeyecek.
11 Onun için, bugün size bildirdiğim buyruklara, kurallara, ilkelere uymaya dikkat edin."
12 "Bu ilkeleri dinler, onlara özenle uyarsanız, Tanrınız RAB atalarınıza ant içerek verdiği söz uyarınca sizinle yaptığı antlaşmaya bağlı kalacak.
13 Sizi sevecek, kutsayacak, çoğaltacak. Atalarınıza ant içerek size söz verdiği ülkede rahminizin meyvesini, toprağınızın ürününü -tahılını, yeni şarabını, zeytinyağını- sığırlarınızın buzağılarını, sürülerinizin kuzularını bereketli kılacak.
14 Öbür halklardan daha çok kutsanmış olacaksınız. Erkekleriniz, kadınlarınız, hayvanlarınız arasında döl vermeyen olmayacak.
15 RAB her türlü hastalığı sizden uzaklaştıracak. Mısır'da gördüğünüz korkunç hastalıklardan hiçbirini size vermeyecek. Bütün bu hastalıkları sizden nefret edenlere verecek.
16 Tanrınız RAB'bin elinize teslim edeceği halkların tümünü yok edeceksiniz. Onlara acımayacaksınız. İlahlarına tapmayacaksınız. Çünkü bu sizin için tuzak olacaktır.
17 "'Bu uluslar bizden daha güçlü. Onları nasıl kovabiliriz? diye düşünebilirsiniz.
18 Onlardan korkmayacaksınız. Tanrınız RAB'bin firavuna ve bütün Mısır'a yaptıklarını her zaman anımsayın.
19 Tanrınız RAB'bin sizi Mısır'dan çıkarmak için yaptığı büyük denemeleri, belirtileri, şaşılası işleri, güçlü ve kudretli elini gözlerinizle gördünüz. Tanrınız RAB şimdi korktuğunuz bütün bu halklara aynısını yapacaktır.
20 Sizden gizlenerek sağ kalmış olanların üzerine, hepsi yok olana dek eşekarısı gönderecek.
21 Onlardan yılmayacaksınız. Aranızda olan Tanrınız RAB ulu ve heybetli bir Tanrı'dır.
22 Bu ulusları önünüzden azar azar kovacak. Onları birden ortadan kaldıramazsınız. Yoksa çevrenizde yabanıl hayvanlar çoğalır.
23 Tanrınız RAB onları elinize teslim edecek ve hepsi yok oluncaya dek onları şaşkına çevirecek.
24 Krallarını elinize teslim edecek; adlarını göğün altından sileceksiniz. Onları yok edene dek kimse size karşı duramayacak.
25 İlahlarını simgeleyen putları yakacaksınız; üzerlerindeki altına, gümüşe göz dikmeyecek, bunları kendinize ayırmayacaksınız. Öyle ki, tuzağa düşmeyesiniz. Bu putlar Tanrınız RAB'bin gözünde iğrençtir.
26 Bu iğrenç şeyleri evinize getirmeyeceksiniz, yoksa siz de onlar gibi yok olursunuz. Onlardan çok nefret edecek, tiksineceksiniz; çünkü onlar yok olmaya mahkûmdur
Sayılar 13:
RAB Musa'ya, "İsrail halkına vereceğim Kenan ülkesini araştırmak için bazı adamlar gönder" dedi, "Ataların her oymağından bir önder gönder."
3 Musa RAB'bin buyruğu uyarınca Paran Çölü'nden adamları gönderdi. Hepsi İsrail halkının önderlerindendi.
16 Ülkeyi araştırmak üzere Musa'nın gönderdiği adamlar bunlardı. Musa Nun oğlu Hoşea'ya Yeşu adını verdi.
17 Musa, Kenan ülkesini araştırmak üzere onları gönderirken, "Negev'e, dağlık bölgeye gidin" dedi,
18 "Nasıl bir ülke olduğunu, orada yaşayan halkın güçlü mü zayıf mı, çok mu az mı olduğunu öğrenin.
19 Yaşadıkları ülke iyi mi kötü mü, kentleri nasıl, surlu mu değil mi anlayın.
20 Toprak nasıl? Verimli mi, kıraç mı? Çevre ağaçlık mı, değil mi? Elinizden geleni yapıp orada yetişen meyvelerden getirin."Mevsim üzümün olgunlaşmaya başladığı zamandı.
21 Böylece adamlar yola çıkıp ülkeyi Zin Çölü'nden Levo-Hamat'a doğru Rehov'a dek araştırdılar.
22 Negev'den geçip Anakoğulları'ndan Ahiman, Şeşay ve Talmay'ın yaşadığı Hevron'a vardılar. -Hevron Mısır'daki Soan Kenti'nden yedi yıl önce kurulmuştu.-
23 Eşkol Vadisi'ne varınca, üzerinde bir salkım üzüm olan bir asma dalı kestiler. Adamlardan ikisi dalı bir sırıkta taşıdılar. Yanlarına nar, incir de aldılar.
24 İsrailliler'in kestiği üzüm salkımından dolayı oraya Eşkol Vadisi adı verildi.
25 Kırk gün dolaştıktan sonra adamlar ülkeyi araştırmaktan döndüler.
26 Paran Çölü'ndeki Kadeş'e, Musa'yla Harun'un ve İsrail topluluğunun yanına geldiler. Onlara ve bütün topluluğa gördüklerini anlatıp ülkenin ürünlerini gösterdiler.
27 Musa'ya, "Bizi gönderdiğin ülkeye gittik" dediler, "Gerçekten süt ve bal akıyor orada! İşte ülkenin ürünleri!
28 Ancak orada yaşayan halk güçlü, kentler de surlu ve çok büyük. Orada Anak soyundan gelen insanları bile gördük.
29 Amalekliler Negev'de; Hititler, Yevuslular ve Amorlular dağlık bölgede; Kenanlılar da denizin yanında ve Şeria Irmağı'nın kıyısında yaşıyor."
30 Kalev, Musa'nın önünde halkı susturup, "Oraya gidip ülkeyi ele geçirelim. Kesinlikle buna yetecek gücümüz var" dedi.
31 Ne var ki, kendisiyle oraya giden adamlar, "Bu halka saldıramayız, onlar bizden daha güçlü" dediler.
32 Araştırdıkları ülke hakkında İsrailliler arasında kötü haber yayarak, "Boydan boya araştırdığımız ülke, içinde yaşayanları yiyip bitiren bir ülkedir" dediler, "Üstelik orada gördüğümüz herkes uzun boyluydu.
33 Nefiller'i, Nefiller'in soyundan gelen Anaklılar'ı gördük. Onların yanında kendimizi çekirge gibi hissettik, onlara da öyle göründük.
Bakara suresi 58. Ayetinde belirtildiği gibi: Bu değiştirilmiş bölümlerde :Diğer insanlar ve toplumlara barışcıl bir yaklaşım yerine nefret ve zulumle yaklaştıklarını görüyoruz.
Bütün dünyadaki insanlara da Muharref Tevrat'ta ki bu bölümlerin Hem Hıristiyanlarca ve hemde Yahudilerce kutsal bilgi olarak kabul edildiğini bildirmek istiyorum.