Ayn Ra Ya Kökü Yoksunluk
Kuranı anlamak için kelimelerin anlamlarını iyi bilmek gerekir. Oysa bütün meallerde kelimelere kabaca anlamlar verilmiştir. Bunlardan biride “عري” yani Ayn-Ra-Ya kökünden gelen kelimelerdir.
Ary kökünün klasik Arapça kaynaklar dikkatlice incelendiğinde asıl anlamının “Var olan bir şeyden mahrum kalmak, yoksunluk” demek olduğu anlaşılacaktır.
Bu kökten gelen 3 çeşit kelime vardır ve 4 ayette geçmektedir.
Bu ayetler şunlardır:
Birinci ayet:
Hud 54:
إِنْ نَقُولُ إِلَّا اعْتَرَاكَ بَعْضُ آلِهَتِنَا بِسُوءٍ قَالَ إِنِّي أُشْهِدُ اللَّهَ وَاشْهَدُوا أَنِّي بَرِيءٌ مِمَّا تُشْرِكُونَ (54)
«Ancak şu kadarını diyebiliriz ki; «tanrılarımızdan bazısı seni fena çarpmış». O da dedi ki; «Allah’ı şahit tutuyorum, siz de şahid olun ki ben, Allah’a koştuğunuz ortaklardan uzağım.»[54]
Şeklinde meal yapılmaktadır.
Oysa :
«Ancak şu kadarını diyebiliriz ki; «tanrılarımızdan bazısı seni yoksun (soymuş?) bırakmış». O da dedi ki; «Allah’ı şahit tutuyorum, siz de şahid olun ki ben, Allah’a koştuğunuz ortaklardan uzağım »[54].
2. ayet:
Taha 118-119:
إِنَّ لَكَ أَلَّا تَجُوعَ فِيهَا وَلَا تَعْرَى (118) وَأَنَّكَ لَا تَظْمَأُ فِيهَا وَلَا تَضْحَى (119)
«Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, çıplak kalmak da yoktur.»[118] «Ve şüphesiz ki, sen orada susamazsın ve güneşin hararetine uğramazsın.»[119]
Oysa:
«Muhakkak ki, senin için orada acıkmak da yoktur, yoksunluk ta (mahrumiyet de) yoktur.»[118] «Ve şüphesiz ki, sen orada susamazsın ve güneşin hararetine uğramazsın»[119]; Olmalıdır.
3. ayet:
Saffat 145:
فَنَبَذْنَاهُ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ سَقِيمٌ (145)
Biz onu hasta bir halde bir alana fırlattık.[145]
Burada “bil arai” kelimesine alan, sahil anlamları verilmektedir. Oysa ayn-ra- ya kökünün yoksunluk, mahrum kalmak olduğunu açıklamıştım. Burada ise kelime midedeki bir şeyi dışarı atma, midenin yoksun kalması veya var olan şeyden yoksun kalması anlamında olup geviş getirilen materyel anlamındadır. yani kusma anlamındadır. Sperm balinasının amber denen kusmuğunun adıdır.
Oysa:
Biz onu hasta bir halde amber materyali ile birlikte fırlattık.[145];
olmalıdır.
4.ayet:
Kalem 49:
لَوْلَا أَنْ تَدَارَكَهُ نِعْمَةٌ مِنْ رَبِّهِ لَنُبِذَ بِالْعَرَاءِ وَهُوَ مَذْمُومٌ (49)
Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde ıssız bir diyara fırlatılacaktı [49].
Oysa:
Rabbinden bir nimet yetişmiş olmasaydı, elbette kınanacak bir halde amber materyali ile birlikte fırlatılacaktı [49].
Burada eğer rabbinden bir nimet olmasaydı, ölü olarak balinanın kusmuğunda yani amber materyalinin içinde denize fırlatılacaktı. Çünkü sperm balinaları sürekli olarak, birkaç günde bir bu kusma işini yapmaktadır.
Doğrusunu Allah bilir: