Mete Firidin
Al-i İmran Suresi Meal
16.09.2015
6567 Okunma, 0 Yorum

  1. Merhametli, özel merhametli Allah’ın ismi ile.
  2. Elif, Lam, Mim,
  3. Allah, kendisinden başka tanrı olmayan, diri ve görev başında olup işleri yürütendir.
  4. Sana kitabı gerçek olarak ve ondan önce var olup da halen mevcut olanı düzeltici olarak indirdi. Ve Tevrat’ı ve İncil’i indirdi.
  5. Öncesinden insanlara yol gösterici olarak ve o Furkan’ı indirdi. Kesinlikle Allah’ın ayetlerini inkâr edenler ki onlar içindir şiddetli azap. Allah yaptırım güçlüdür, intikam sahibidir.
  6. Kesinlikle gökte ve yerde hiçbir şey Allah’tan gizli kalmaz.
  7. Ana rahminde sizi uygun gördüğü gibi programlayıp düzenleyen O’dur. O’ndan başka tanrı yoktur, yaptırım güçlü, hâkim’dir.
  8. Sana, onda o kitabın anası olan kesin anlamlı ayetler içeren kitabı indiren O’dur. Diğerleri de benzeşen anlamlılardır. Kalplerinde eğrilik olan kimseler, fitne çıkarmak, kendilerine göre yorumlamak için onların benzeşen anlamlı olanlarına uyarlar. Oysa onların yorumunu ancak Allah ve bilimde derinleşmiş olanlar bilir. Bilimde derinleşmiş olanlar: «Ona inandık, hepsi Rabb’imizin katındandır» derler. Bunu ancak akıl sahipleri düşünür.
  9. Rabb’imiz! Bizi doğru yola erdirdikten sonra kalplerimizi eğriltme, katından bize rahmet bağışla; kesinlikle sen çok bağışta bulunansın.
  10. Rabb’imiz! Kesinlikle içinde çelişki olmayan günde, insanları toplayacak olan sensin. Kesinlikle Allah verdiği sözü değiştirmez.
  11. İnkâr edenlerin malları ve çocukları, Allah’a karşı onlara bir şey sağlamaz. İşte onlar ateşin yakıtlarıdır.
  12. Tıpkı Firavun ailesi ve onlardan öncekilerin huyu gibi ayetlerimizi yalanladılar. Böylece Allah ağır suçları nedeniyle onları yakalayıverdi. Allah (ceza ile) karşılık vermesi pek şiddetli olandır.
  13. İnkâr edenlere de ki: “Yenileceksiniz, toplanıp cehenneme sürüleceksiniz, orası ne kötü döşektir”.
  14. Karşı karşıya gelen iki ekibin durumlarında sizin için ibret vardır; biri Allah yolunda savaşanlardır, diğeri inkârcılardır ki, bunlar karşı tarafı gözleriyle kendilerinin iki misli görüyorlardı. Allah dilediğini yardımıyla destekler. Onda görebilenler için mutlaka ibret vardır.
  15. Kadınlara, oğullara, kantar kantar altın ve gümüşe, nişanlı atlar ve develere, ekinlere karşı aşırı sevgi beslemek insanlara güzel gösterilmiştir. Bunlar dünya hayatının nimetleridir, oysa o yuvanın güzeli Allah yakınlığındadır.
  16. De ki: Bundan daha iyisini size haber vereyim mi? Allah’ı önemseyenlere Rabb’lerinin yakınlığında altlarından ırmaklar akan ve orada temelli kalacakları cennetler, tertemiz eşler ve Allah’tan bir rıza vardır. Allah kullarını görendir.
  17. Onlar ki, «Ey Rabb’imiz! Biz inandık, bizim suçlarımızı hoş gör ve bizi ateş azabından koru!» derler.
  18. Onlar sabredenler, doğru olanlar, gönülden kulluk edenler, hayır için harcayanlar ve seher vakitlerinde hoş görülmeyi dileyenlerdir.
  19. Allah, melekler ve normları yerine getiren bilim sahipleri O’ndan başka tanrı olmadığına şahitlik etmişlerdir. O’ndan başka tanrı yoktur, O yaptırım güçlüdür, hâkim’dir.
  20. Kesinlikle Allah yakınlığında din (düzen) İslâm’dır; o Kitap verilenlerin anlaşmazlıkları ise ancak kendilerine bilim geldikten sonra aralarındaki azgınlıktan dolayıdır. Her kim Allah’ın ayetlerini inkâr ederse ki kesinlikle Allah hesabı çabuk görendir.
  21. Eğer seninle tartışmaya girişirlerse de ki: «Ben bana uyanlarla birlikte Allah’a gönülden teslim oldum ». Kendilerine Kitap verilenlere ve ümmilere: «Siz de gönülden teslim oldunuz mu?» de. Eğer gönülden teslim olurlarsa doğru yola girmişlerdir, yüz çevirirlerse, sana yalnız tebliğ etmek düşer. Allah kullarını görür.
  22. Allah’ın ayetlerini inkâr edenlere, haksız yere nebileri öldürenlere, insanlardan standardı (normları) emredenleri öldürenlere elem verici bir azabı müjdele.
  23. Onlar ki, dünya ve ahirette işleri boşa çıkacak olanlardır ve onların hiç yardım edenleri de yoktur.
  24. Kitaptan kendilerine bir pay verilmiş olanları görmedin mi? Bunlar aralarında hüküm versin diye Allah’ın kitabına çağrılırlar, sonra onlardan bir grup yüz çevirir ve onlar ilgilenmeyenlerdir.
  25. Bu, onların: «Bize ateş sadece sayılı birkaç gün değecektir» demelerindendir. Uydurup durdukları şeyler onları dinlerinde yanıltmıştır.
  26. İçinde çelişme olmayan günde, onları topladığımız ve zulüm yapılmayarak herkese kazandığı eksiksiz verildiği zaman nasıl olacak?
  27. De ki: Mülkün sahibi olan Allah’ım! Mülkü uygun bulduğuna verirsin; uygun gördüğünden çekip alırsın; uygun gördüğünü zorlayıcı güç sahibi kılar, uygun gördüğünü alçaltırsın; avantaj elindedir. Kesinlikle sen her şeyi ayarlayabilensin.
  28. Geceyi gündüze, gündüzü geceye geçirirsin; ölüden diri, diriden ölü çıkarırsın; uygun gördüğünü hesapsız rızıklandırırsın.
  29. Müminler, müminleri bırakıp kâfirleri veli edinmesinler; kim böyle yaparsa Allah yakınlığında bir değeri yoktur. Ancak, onları önemseyip gereğini yapmanız hali müstesnadır. Allah sizi kendisi ile uyarır, dönüş Allah’adır.
  30. De ki: İçinizde olanı gizleseniz de açıklasanız da Allah onu bilir. Göklerde olanları da, yerde olanları da bilir. Allah her şeyi ayarlayabilendir.
  31. O gün herkes yapmış olduğu her olumlu şeyi karşısında bulur, yaptığı her kötülüğü de. Yaptığı kötülükle arasında uzak bir mesafe olsun ister. Allah sizi kendisi ile uyarır. Allah, kullarına karşı şefkatlidir.
  32. De ki: «Allah’ı sevenlerseniz bana uyun. Allah da sizi sevsin ve günahlarınıza karşı hoşgörülü olsun. Allah hoş görendir ve merhamet edendir».
  33. De ki: «Allah’a ve Resul’e itaat edin». Yüz çevirirlerse bilsinler ki, Allah kâfirleri sevmez.
  34. Kesinlikle Allah, Âdem’i, Nuh’u, İbrahim soyunu ve İmran soyunu âlemler üzerine eleyerek seçti.
  35. Bazısı bazısından zürriyet olarak. Ve Allah işitendir, bilendir.
  36. İmran’ın karısı: “Ya Rabb’i! Karnımda olanı, sadece sana hizmet etmek üzere azat edilmiş olarak adadım, benden kabul buyur. Kesinlikle sen, sen işitensin bilensin” demişti.
  37. Onu doğurduğunda, Allah onun ne doğurduğunu daha iyi bilirken «Ya Rabb’i! Kız doğurdum. Erkek, kız gibi değildir. Ve ben ona Meryem adını verdim ve ben onu da soyunu da kovulmuş şeytandan sana sığındırırım» dedi.
  38. Rabb’i onu güzel bir kabulle karşıladı, güzel bir bitki olarak yetiştirdi; Zekeriya’yı ona kefil kıldı. Zekeriya mihraba onun yanına her girişinde, yanında bir yiyecek bulurdu. “Ey Meryem! Bu sana nereden?” dedi. O da: “Bu, Allah’ın katındandır” dedi. Kesinlikle Allah uygun gördüğünü hesapsız rızıklandırır.
  39. Orada Zekeriya Rabb’ine dua etti: «Ya Rabb’i! Bana kendi katından temiz bir soy bahşet, kesinlikle sen duayı işitirsin».
  40. Zekeriya mihrapta ayakta durmuş namaz kılarken melekler ona: «Allah sana, Allah’tan bir kelimeyi doğrulayıcı, efendi, nefsine hâkim ve iyilerden bir nebi olarak Yahya’yı müjdeler» diye seslendi.
  41. «Ya Rabb’i! Ben artık iyice kocamış, karım da kısırken nasıl oğlum olabilir?» dedi. Dedi ki: «Böyledir, Allah uygun gördüğünü yapar» dedi.
  42. «Ya Rabb’i! Bana bir belirti kıl» dedi, «Belirtin, üç gün, işaretle anlaşma dışında insanları konuşturamamandır. Rabb’ini çok an, akşam sabah yegâne ilintisiz hükümranlığını ilan et » dedi.
  43. O zaman melekler şöyle demişti: «Ey Meryem! Allah seni eleyip seçti ve temizledi. Âlemlerin kadınları üzerine eleyerek seçti.
  44. «Ey Meryem! Rabb’ine gönülden boyun eğ, secde et, rükû edenlerle birlikte rükû et ».
  45. Bu bilinmeyenin haberlerindendir. Onu sana vahiy ediyoruz. Meryem’e hangisi kefil olacak diye kalemlerini karşılaştırırlarken sen yanlarında değildin, çekişirlerken de orada bulunmadın.
  46. Melekler demişti ki: “Ey Meryem! Allah sana, O’dan bir kelimeyi, adı Meryem oğlu İsa olan Mesih’i, dünya ve ahirette şerefli ve Allah’a yakın kılınanlardan olarak müjdeler”.
  47. «İnsanlarla beşikte iken de yetişkin iken de konuşur ve o, iyilerdendir».
  48. Meryem: «Rabb’im! Bana bir insan dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?» demişti. Melekler dediler ki: «Allah uygun gördüğünü böylece biçimlendirir. Bir işin gerçekleştireceği zaman ona ol der ve o var olur ».
  49. Allah ona o kitabı, o hikmeti ve Tevrat’ı ve İncil’i öğretir.
  50. Allah onu İsrailoğullarına bir resul olarak gönderir: «Kesinlikle ben size Rabb’inizden bir ayet ( veri ) getirdim: Size, çamurdan kuş gibi hazırlanmış bir şey biçimlendiririm de içine üflerim, Allah’ın izniyle o, kuş olur; kataraktlı körü ve cüzamlıyı iyileştiririm ve Allah’ın izniyle ölüleri diriltirim. Evlerinizde ne ile besleniyorsunuz ve neleri biriktiriyorsanız size haber veririm ».
  51. « Tevrat’tan olup ta size ulaşmış bulunanı doğrulaştırıcı (düzeltici) olarak ve size haram kılınan bazı şeyleri helal kılmak için (geldim) ve Rabb’iniz tarafından size bir ayet getirdim. Artık Allah’ı önemseyin de bana itaat edin» dedi.
  52. “Allah benim de Rabb’im, sizin de Rabb’imizdir, O’na kulluk ediniz, doğru yol işte budur”.
  53. İsa onların inkârlarını hissedince: «Allah uğrunda yardımcılarım kimlerdir?» dedi. Havariler şöyle dediler: «Biz Allah’ın yardımcılarıyız, Allah’a inandık, O’na teslim olduğumuza şahit ol».
  54. «Rabb’imiz! İndirdiğine inandık, Resul’e uyduk; bizi şahit olanlarla beraber yaz».
  55. Ve kurnazlık yaptılar. Allah da kurnazlık yaptı. Allah, kurnazların en iyi durumda olanıdır.
  56. O zaman Allah dedi ki: «Ey İsa, kesinlikle seni bir sona ulaştıracak benim, seni kendime yükseltecek olan ve seni inkârcılardan temizleyen ve sana tabi olanları, kıyamete doğru o küfredenlerin üstünde kılanım. Sonra dönüşünüz banadır, ayrılığa düştüğünüz hususlarda aranızda hükmedeceğim».
  57. «İnkâr edenlere gelince, onlara dünyada da, ahirette de şiddetli bir şekilde azap edeceğim, onların hiçbir yardımcıları da olmayacaktır».
  58. İnanıp yararlı iş işleyenlerin karşılığı ise tastamam verilecektir. Allah zalimleri sevmez.
  59. İşte onu sana o ayetlerden ve o zikr-i hakîmden aktarıyoruz.
  60. Kesinlikle Allah katında İsa’nın benzerliği, Âdem’in benzerliği gibidir. Allah onu topraktan biçimlendirdi. Sonra ona; ol dedi, hemen var oldu.
  61. Gerçek Rabb’indendir, o halde sorgulayanlardan olma.
  62. Sana bilim geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa, de ki: «Gelin, oğullarımızı, oğullarınızı, kadınlarımızı, kadınlarınızı, kendimizi ve kendinizi çağıralım, sonra beddualaşalım da, Allah’ın lanetinin yalancıların üzerine kılalım ».
  63. Kesinlikle işte budur o, gerçek kıssa: Allah’tan başka ilah yoktur. Kesinlikle Allah, yaptırım gücü olandır, hâkim’dir.
  64. Eğer yüz çevirirlerse, kesinlikle Allah bozguncuları bilendir.
  65. De ki: “Ey Kitap ehli! Ancak Allah’a kulluk etmek, O’na bir şeyi ortak koşmamak, Allah’ı bırakıp birbirimizi rabb olarak benimsememek üzere, bizimle sizin aranızda müşterek bir sözde eşitlenelim”. Eğer yüz çevirirlerse de ki: “Bizim kesinkes müslüman olduğumuza şahit olun”.
  66. Ey Kitap ehli! İbrahim hakkında niçin çekişiyorsunuz? Tevrat da, İncil de ancak ondan sonra indirilmiştir. Akıl etmiyor musunuz?
  67. Siz, hadi bilginiz olan şey üzerinde çekişirsiniz. Ama bilginiz olmayan şey hakkında niçin çekişirsiniz? Oysa Allah bilir, sizler bilmezsiniz.
  68. İbrahim, Yahudi de, Hıristiyan da değildi, ama katıksız bir müslümandı; Allah’a ortak koşanlardan değildi.
  69. Kesinlikle İbrahim’e en yakın yakışanlar, ona uyanlar, bu nebi ve inananlardır. Allah inananların velisidir.
  70. Kitap ehlinden bir takımı sizi şaşırtıp saptırmak isterler; oysa ancak kendilerini şaşırtıp saptırırlar da farkına varmazlar.
  71. Ey Kitap ehli! Sizler şahit olduğunuzhalde Allah’ın ayetlerini niçin inkâr ediyorsunuz?
  72. Ey Kitap ehli! Niçin hakka batıl giydiriyorsunuz ve bile bile hakkı gizliyorsunuz?
  73. Kitap ehlinden bir takımı şöyle dedi: “İnananlara indirilene günün başında inanın, sonunda inkâr edin ki belki dönerler”.
  74. “Ve dininize uyanlardan başkasına inanmayın”. De ki: “Doğru rehberlik Allah’ın rehberliğidir”. Derler ki: “Ve size verilenin mislininbaşkasına da verildiğine veya Rabb’inizin katında müslümanların karşı delil getirip sizi alt edeceğine inanmayın”. De ki: “Kesinlikle fazlalık Allah’ın elindedir, onu uygun gördüğüne verir. Allah geniş imkân sahibidir, bilendir”.
  75. Rahmetini uygun gördüğüne tahsis eder. Allah, büyük fazlalık sahibidir.
  76. Kitap ehli arasında, kantarla emanet bıraksan onu sana ödeyen ve bir lira emanet etsen, tepesine dikilmedikçe onu sana ödemeyen vardır. Bu, onların: «Ümmilere karşı üzerimize bir sorumluluk yoktur» demelerindendir. Onlar bile bile Allah’a karşı yalan söylemektelerdir.
  77. Aksine, kim sözünü yerine getirir ve önemserse, kesinlikle Allah da önemseyenleri sever.
  78. Kesinlikle Allah’a verdikleri sözü ve yeminlerini az bir paraya satanlar var ya, işte onların ahirette bir payı yoktur; Allah kıyamet günü onlarla hiç konuşmayacak, onlara bakmayacak ve onları temizlemeyecektir. Onlar için acı bir azap vardır.
  79. Ve kesinlikle onlardan bir takımı, kitapta olmadığı halde kitaptan zannedesiniz diye dillerini eğip bükerler. O, Allah katından olmadığı halde: «Allah katındandır» derler, bile bile Allah’a karşı yalan söylerler.
  80. Hiçbir beşerin Allah kendisine kitap, bilgi ve nebilik verdikten sonra insanlara: «Allah’tan başka bana da kul olun» demesi olamaz. Ancak: «Kitabı öğretmekte ve ders alıp vermekte olmanız sebebiyle öğretmenler olunuz!” der.
  81. Size melekleri, nebileri rabb olarak edinmenizi emretmez. Siz müslüman olduktan sonra, size inkâr etmeyi mi emredecek?
  82. Ve o zaman Allah nebilerden size verdiği kitap ve hikmet için söz aldı. Daha sonra sizde olanı düzelten bir resul size geldi. “Ona mutlaka inanacaksınız ve ona mutlaka yardım edeceksiniz. İkrar edip bu sorumluluğu kabul ettiniz mi?». «İkrar ettik» dediler. «Şahit olun! Ben de sizinle beraber şahitlerdenim» dedi.
  83. Bunun ardından yüz çeviren var ya, işte onlar yoldan çıkmış olanlardır.
  84. Allah’ın dininden (düzeninden) başka bir din mi edinmek istiyorlar? Oysa göklerde ve yerde kim varsa, ister istemez O’na teslim olmuştur ve O’na döndürüleceklerdir.
  85. De ki: «Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakup’a ve boylara indirilene, Rabb’leri tarafından Musa, İsa ve nebilere verilene inandık, onları birbirinden ayırt etmeyiz, biz O’na teslim olanlarız».
  86. Kim İslam’dan başka bir din (düzen) edinmek isterse, onunki kabul edilmeyecektir. O ahirette de kaybedenlerdendir.
  87. İnandıktan, Resul’ün hak olduğuna şahadet ettikten, kendilerine belgeler geldikten sonra inkâr eden bir toplumu Allah nasıl doğru yola eriştirir? Allah zalim toplumu doğru yola eriştirmez.
  88. İşte bunların cezası, kesinlikle Allah’ın, meleklerin, insanların hepsinin lanetine uğramalarıdır.
  89. Orada kalıcılardır; onlardan azap hafifletilmez; onlara süre tanınmaz.
  90. Ancak bunun ardından tövbe edip düzelenler hariçtir. Kesinlikle Allah hoşgörülü ve merhamet edendir.
  91. İnandıktan sonra inkâr edip, inkârda aşırı gidenler var ya, onların tövbeleri asla kabul edilmez. İşte şaşkın sapıklar onlardır.
  92. Kesinlikle inkâr edip, inkârcı olarak ölenlerin hiçbirinden, yeryüzünü dolduracak kadar altını fidye vermiş olsa bile, bu kabul edilmeyecektir. İşte elem verici azap onlaradır, onlar için hiçbir yardımcı da yoktur.
  93. Sevdiğiniz şeylerden sarf etmedikçe iyiliğe erişemezsiniz. Her ne sarf ederseniz, kesinlikle Allah onu bilir.
  94. Tevrat’ın indirilmesinden önce İsrail’in kendisine haram ettiğinden başka bütün yiyecekler İsrailoğullarına helal idi. De ki: «Doğru sözlü iseniz Tevrat’ı getirip onu aktarın».
  95. Bundan sonra Allah’a karşı kim yalan isnat ederse, işte onlar zalimlerdir.
  96. De ki: «Allah doğruyu söyledi, İbrahim’in katıksız dinine uyun; o, müşriklerden olmadı».
  97. Kesinlikle insanlar için ilk kurulan ev, Bekke vadisinde, âlemler için potansiyel ve doğru rehber Kâbe’dir.
  98. Orada apaçık deliller vardır, İbrahim’in makamı vardır; kim oraya girerse güvenlik içinde olur; oraya yol bulabilen insana Allah için Kâbe’yi haccetmesi gereklidir. Kim inkâr ederse, bilsin ki; kesinlikle Allah âlemlere ihtiyacı yoktur.
  99. De ki: «Ey Kitap ehli! Allah yaptıklarınızı görüp dururken, niçin Allah’ın ayetlerini inkâr ediyorsunuz?».
  100. De ki: «Ey Kitap ehli! Siz doğru olduğuna şahitken, niçin inananları Allah’ın yolunu eğri göstermeğe yeltenerek ondan çeviriyorsunuz? Allah işlediklerinizden habersiz değildir».
  101. Ey İnananlar! Kitap verilenlerin bir takımına uyarsanız, inanmanızdan sonra sizi kâfire çevirirler.
  102. Allah’ın ayetleri size aktarılırken ve O’nun Resul’ü içinizdeyken nasıl oluyor da inkâr ediyorsunuz? Kim Allah’a sımsıkı tutunursa, artık elbette o, dosdoğru olan bir yola iletilmiştir.
  103. Ey inananlar! Allah’ı, gerçekten önemseyin ve sizler ancak müslüman olarak ölün.
  104. Hep birlikte Allah’ın ipine (kitabına, dinine) sımsıkı sarılın. Parçalanıp ayrılmayın. Allah’ın üzerinizdeki nimetini düşünün. Hani siz birbirinize düşmanlar idiniz de, O, kalplerinizin arasını birleştirdi. İşte O’nun nimeti sayesinde kardeşlere dönüştünüz. Yine siz, bir ateş çukurunun tam kenarında iken oradan sizi O kayırdı. İşte Allah size ayetlerini böyle apaçık bildiriyor ki, doğru yola eresiniz.
  105. Sizden, daha iyiye çağıran, benimseneni emreden ve kaçınılandan meneden bir cemaat olsun. İşte başarıya erişenler onlardır.
  106. Kendilerine apaçık deliller geldikten sonra ayrışan ve ihtilafa düşenler gibi olmayın. İşte bunlar için büyük bir azap vardır.
  107. O gün bazı yüzler ağarır, bazı yüzler kararır. Yüzleri kararanlara: «İmanınızdan sonra küfrettiniz ha? Öyle ise inkâr etmenize karşılık tadın azabı ».
  108. Yüzleri ağaranlar ise Allah’ın rahmetindelerdir. Onlar orada temellilerdir.
  109. İşte bunlar, sana gerçek olarak aktardığımız Allah’ın ayetleridir. Allah âlemlere zulmetmek istemez.
  110. Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah’ındır. İşlerin dönüşü Allah’adır.
  111. Siz, insanlar için ortaya çıkarılan daha iyi durumda olan bir ümmet oldunuz, benimseneni emreder, kaçınılandan alıkoyar, Allah’a inanırsınız. Kitap ehli inanmış olsalardı, kendileri için daha iyi olurdu; içlerinde inananlar olmakla beraber, çoğu yoldan çıkmıştır.
  112. Onlar asla size eziyetten başka zarar veremezler. Sizinle savaşa koyulurlarsa, geri dönüp kaçarlar. Sonra kendilerine yardım da edilmez.
  113. Onlar nerede bulunurlarsa bulunsunlar, üzerlerine alçaklık damgası vurulmuştur. Meğerki Allah’ın ipine ve insanların ipine sığınmış olsunlar. Onlar Allah’ın öfkesine uğradılar ve üzerlerine de miskinlik damgası vuruldu. Bunun sebebi, onların Allah’ın ayetlerini inkâr etmiş olmaları ve haksız yere nebileri öldürmeleridir. Ayrıca isyan etmiş ve haddi de aşmışlardı.
  114. Onlar bir seviyede değildir. Kitap ehlinden gece vakitlerinde secdeye kapanarak Allah’ın ayetlerini aktaran kaim bir ümmet vardır.
  115. Allah’a ve ahiret gününe iman ederler, benimseneni emrederler, kaçınılanı men ederler ve hayırlı işlere koşarlar ve işte bunlar salih kimselerdendir.
  116. İyileştirme için ne yaparlarsa, asla göz ardı edilmeyecektir. Allah sakınanları bilir.
  117. İnkâr eden kimselerin malları ve çocukları, Allah’a karşı onlara bir şey sağlamayacaktır. İşte onlar o ateşte bulunanlardır, onlar orada temellilerdir.
  118. Onların bu dünya hayatında harcadıklarının durumu, kendilerine zulmeden bir topluluğun ekinlerini vurup da mahveden kavurucu ve soğuk bir rüzgârın hali gibidir. Allah onlara zulmetmedi. Fakat kendileri, kendilerine zulmediyorlar.
  119. Ey İnananlar! Sizden olmayanı sırdaş edinmeyin, onlar sizi engellemekten geri durmazlar, sıkıntıya düşmenizi isterler. Onların nefretleri ağızlarından taşmaktadır, kafalarının gizlediği ise daha büyüktür. Eğer akıl ediyorsanız, kesinlikle size ayetleri açıkladık.
  120. İşte siz, onlar sizi sevmezken onları seven ve kitapların hepsine inanan kimselersiniz. Size rastladıkları zaman: «İnandık» derler, yalnız kaldıklarında da, size öfkelerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: «Öfkenizden ölün». Kesinlikle Allah kafaların sahipliğini bilendir.
  121. Size bir iyilik gelse, onların fenasına gider; başınıza bir kötülük gelse buna sevinirler. Sabreder ve önemserseniz onların düzeneği size hiçbir zarar vermez. Kesinlikle Allah onların yaptıklarını kuşatandır.
  122. Ve o zaman sen sabah güneş doğmadan evinden ayrılmıştın. İnananları savaş için duracakları yerlere yerleştirmek üzere ve Allah işiten ve bilendir.
  123. O zaman sizden iki grup, yılgınlığa niyetlenmişti. Oysa Allah onların velisiydi. Artık müminler, yalnızca Allah’a tevekkül etmelilerdir.
  124. Siz düşkün bir durumda iken, Bedir’de Allah size yardım etmişti; Allah’ı önemseyin ki şükredebilesiniz.
  125. O zaman sen müminlere: «Rabb’inizin size, indirilmiş üç bin melek ile yardım eli uzatması size yetmeyecek mi?» diyordun.
  126. Evet. Sabreder ve önemserseniz ve onlar da üzerinize gelirlerse; Rabb’iniz, size nişanlı beş bin melekle yardım edecektir.
  127. Allah, bunu size sırf bir müjde olsun ve kalpleriniz onunla yatışsın diye yaptı. Yardım yalnız daima yaptırım güçlü, hâkim olan Allah katındandır.
  128. (Bir de ) Küfredenlerin kolunu kanadını kessin veya perişan etsin de hayal kırıklığına uğramış olarak dönüp gitsinler diye.
  129. Allah’ın, onların tövbelerini kabul veya onlara azap etmesi göreviyle senin bir şeyin yoktur ki kesinlikle onlar zalimlerdir.
  130. Göklerde olanlar da, yerde olanlar da Allah’ındır. Uygun gördüğünü affeder, Uygun gördüğüne azap eder. Allah hoşgörülüdür, özel merhametlidir.
  131. Ey iman edenler! Kat kat artırılmış olarak faiz yemeyin. Allah’ı göz önünde bulundurun ki böylece umulur ki başarıya ulaşabilirsiniz.
  132. İnkâr edenler için hazırlanmış ateşi göz önünde bulundurup önemseyin.
  133. Allah’a ve Resul’e itaat edin ki size merhamet edilebilsin.
  134. Rabb’inizin hoşgörüsüne ve Allah’ı önemseyenler için hazırlanmış, arz edişi gökler ve yer kadar olan cennete koşuşun.
  135. Onlar ki bollukta ve darlıkta sarf ederler, öfkelerini yenerler, insanların kusurlarını affederler. Allah iyilik yapanları sever.
  136. Onlar fena bir şey yaptıklarında veya kendilerine zulmettiklerinde Allah’ı hatırlarlar, yüz kızartıcı suçları için hoşgörü dilerler. Yüz kızartıcı suçları ancak Allah’tan başka kim hoş görebilir? Onlar yaptıklarında bile bile ısrar etmezler.
  137. İşte onların karşılığı Rabb’lerinden hoşgörü ve içinde ebedi kalacakları altından ırmaklar akan cennetlerdir. Yapanlara ne güzel bir karşılık!
  138. Sizden önce gelenekler gelip geçmiştir. Yeryüzünde gezin de, yalanlayanların sonunun ne olduğuna bir bakın.
  139. Bu, insanlara bir açıklama, önemseyenlere yol gösterme ve bir öğüttür.
  140. Gevşemeyin, üzülmeyin, inanmışsanız mutlaka siz en üstünsünüz.
  141. Eğer siz bir yara aldıysanız, o toplum da benzeri bir yara almıştır. O günleri; biz onları insanlar arasında devrettirip dururuz. Bu, Allah’ın iman edenleri bilmesi ve sizden şahitler edinmesi içindir. Allah zulmedenleri sevmez.
  142. Bir de Allah böylece iman edenleri ayıklamak, inkârcıları ise silmek ister.
  143. Yoksa Allah içinizden çaba harcayanları ve sabredenleri bilmeden cennete gireceğinizi mi hesap etmiştiniz?
  144. Siz ölümle karşılaşmadan önce onu tutkuyla istiyordunuz. İşte onu görmüş oldunuz, ama bakıp duruyorsunuz!
  145. Muhammed ancak bir resuldür. Ondan önce de resuller geçmiştir. Ölür veya öldürülürse geriye mi döneceksiniz? Geriye dönen, Allah’a hiçbir zarar vermez. Allah şükredenlerin karşılığını verecektir.
  146. Hiçbir kimse Allah’ın izni olmadan ölmez; o, belirlenmiş vakte yazılıdır. Kim dünya nimetini isterse ona ondan veririz ve kim ahiret nimetini isterse ona ondan veririz. Şükredenlerin karşılığını vereceğiz.
  147. Nice nebilerin yanında öğretici pek çok kimse savaşmıştır. Allah yolunda başlarına gelenlerden ötürü gevşememişler, yılmamışlar ve boyun eğmemişlerdir. Allah, sabredenleri sever.
  148. Dedikleri ancak şu idi: «Rabb’imiz! Günahlarımızı, işimizdeki aşırılıklarımızı bizim için hoş gör, ayaklarımızı sabit kıl, kâfir topluluğa karşı bize yardım et».
  149. Bu yüzden Allah onlara dünya sevabını da ahiret sevabının iyisini de fazlası ile verdi. Allah işlerini iyi yapanları sever.
  150. Ey İnananlar! Kâfirlere itaat ederseniz, sizi topuklarınızın üzerinde döndürürler de böylece kaybedenlere çevrilirsiniz.
  151. Oysa Mevla’nız Allah’tır. O, yardım edenlerin en iyisidir.
  152. Hakkında hiçbir otoriter yetki indirmediği şeyi Allah’a ortak koşmalarından ötürü, inkâr edenlerin kalbine korku salacağız. Onların yuvaları ateştir. Zalimlerin kaldıkları yer ne kötüdür.
  153. Siz Allah’ın izni ile onları araştırmaya çalışırken, Allah, size olan vaadini yerine getirmiştir. Derken yıldınız, emir hakkında tartışmaya kalkıştınız ve O (Allah) size sevdiğinizi gösterdikten sonra isyan ettiniz. Kiminiz dünyayı istiyordu, kiminiz ahireti istiyordu. Sonra Allah sizi denemek için onlardan geri çevirdi ve sizi affetti. Allah müminler üzerine fazlalık sahibidir.
  154. Resul arkanızdan sizi çağırırken, kimseye bakmadan kaçıyordunuz; kaybettiğinize ve başınıza gelene üzülmeyesiniz diye, Allah sizi kederden kedere uğrattı. Allah, yaptıklarınızdan haberdardır.
  155. Kederden sonra, bir takımınızı kendinden geçirecek şekilde size huzur ve emniyet indirdi; oysa bir takımınız da kendi dertlerine düşmüşlerdi. Haksız yere Allah hakkında cahiliye devrinde olduğu gibi inanıyorlar, «Bu işte bize bir şeyvar mı?» diyorlardı; De ki: «Buyruğun hepsi Allah’ındır». Sana açmadıklarını içlerinde gizliyorlar. «Bu işte bizim için bir şey olsaydı, burada öldürülmezdik» diyorlar. De ki: Evlerinizde olsaydınız, haklarında ölüm yazılı olan kimseler, yataklarında yine de devrilecekleri yere varırlardı. Bu, Allah’ın içinizde olanı denemesi, kafalarınızda olanı ayıklaması içindir. Allah kafaların sahipliğini bilendir.
  156. İki topluluğun karşılaştığı gün, içinizden yüz çevirenlerin yaptıklarının bir kısmından ötürü şeytan ayaklarını kaydırıp yoldan çıkarmak istemişti. Allah da, onları affetmişti. Allah hoşgörülü, iyi niyetlidir.
  157. Ey İnananlar! Göç eden veya çarpışmaya giden kardeşleri hakkında: «Onlar yanımızda olsalardı ölmezler ve öldürülmezlerdi» diyen inkârcılar gibi olmayın ki işte bu, Allah’ın onların kalplerinde bir hasret olarak bırakması içindir. Dirilten de öldüren de Allah’tır. Allah yaptıklarınızı görür.
  158. Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, size Allah’tan onların topladıklarından daha iyi bir hoşgörü ve merhamet vardır.
  159. Ve eğer, ölseniz de öldürülseniz de Allah katında toplanacaksınız
  160. Allah’tan bir rahmet sebebiyle sen onlara karşı yumuşak davrandın. Eğer kaba ve katı kalpli olsaydın, kesinlikle etrafından dağılır giderlerdi. Onları affet, onlar için hoşgörü dile, iş hakkında onlara danış, fakat karar verdin mi Allah’ı vekil kıl, kesinlikle Allah vekil kılanları sever.
  161. Allah size yardım ederse, sizi yenecek yoktur; eğer sizi yardımsız bırakıverirse, O’ndan başka size yardım edecek kimdir? İnananlar yalnız Allah’ı vekil kılsınlar.
  162. Hiçbir nebiye el koymak yakışmaz ve kim el koyarsa, kıyamet günü el koyduğu ile gelir, sonra haksızlık yapılmaksızın herkese elde ettiği ödenir.
  163. Allah’ın rızasına uyan kimse, Allah’ın gücenmesine yerleşen gibi midir? Bu kimsenin yerleşim yeri cehennemdir; o ne kötü dönüş yeridir!
  164. Onlar Allah katında derece derecedir. Allah, yaptıklarınızı görmektedir.
  165. Allah, müminlere kendi özlerinden bir resul göndermekle onlara karşı büyük iyilikte bulundu. Bu resul onlara Allah’ın ayetlerini aktarıyor, onları arındırıyor, kendilerine kitabı ve hikmeti öğretiyor. Oysa onlar daha önce açık bir sapıklık içinde idiler.
  166. İki misline uğrattığınız bir musibete kendiniz uğrayınca mı: «Bu nereden?» dersiniz? De ki: «O, kendi tarafınızdandır». Kesinlikle Allah her şeyi ayarlayabilendir.
  167. O iki ordu karşılaştığı gün başınıza gelen de yine Allah’ın izniyledir. Ve müminleri bilmesi içindir.
  168. Hem de münafıkları belli edeceği için ki bunlara «Gelin, Allah yolunda savaşın veya savunma yapın!» denilmişti. Onlar: «Savaşmayı bilsek arkanızdan gelirdik» dediler. Onlar, o gün imandan çok küfre yakındılar, ağızlarıyla kalplerinde olmayanı söylüyorlardı, Allah onların kalplerinde ne sakladıklarını en iyi bilendir.
  169. Oturup kardeşleri için konuşanlar: «Bize itaat etselerdi öldürülmezlerdi» dediler. De ki: «Eğer doğru sözlü iseniz, ölümü kendinizden savuşturun».
  170. Allah yolunda öldürülenleri sakın ölü olarak hesap etmeyin, bilakis onlar dirilerdir, Rabb’leri katında rızıklandırılırlar.
  171. Allah’ın fazladan verdiği nimetle sevinçlilerdir. Arkalarından kendilerine ulaşamayan kimselere de hiç bir korku olmayacağını ve üzülmeyeceklerini müjdelemek isterler.
  172. Onlar Allah’tan olan bir nimeti, fazlalığı ve Allah’ın, müminlerin ecrini zayi etmeyeceğini müjdelemek isterler.
  173. Kendilerine yara isabet ettikten sonra, Allah ve Resul’ünün çağrısına icabet edenler, içlerinden iyilik yapanlar ve önemseyenler için büyük bir karşılık vardır.
  174. İnsanlar onlara: «İnsanlar sizin için topladı, onlardan korkun.» dediklerinde, bu, onların imanını artırdı ve şöyle dediler: «Allah bize yeter. O ne güzel vekildir».
  175. Devamında kendilerine bir fenalık dokunmadan, Allah’tan nimet ve bollukla geri döndüler; Allah’ın rızasına uydular. Allah büyük fazlalık sahibidir.
  176. Kesin olarak o şeytan ancak kendi velilerini korkutur, inanmışsanız onlardan korkmayın, benden korkun.
  177. Küfür için koşuşanlar seni üzmesin; kesinlikle onlar Allah’ı zorda bırakamazlar. Allah ahirette onlara bir pay vermemek istiyor ve onlar için büyük azap vardır.
  178. İman karşılığı küfrü satın alanlar; Allah’ı asla zorda bırakamazlar. Onlar için elem verici bir azap vardır.
  179. İnkâr edenler, kendilerine vermiş olduğumuz fırsatın sakın kendileri için daha iyi olduğunu hesap etmesinler. Biz onlara ancak, kötülükleri çoğalsın diye fırsat veriyoruz. Küçültücü azap onlar içindir.
  180. Allah, müminleri üzerinde oldukları durumda bırakacak değildir, pisi temizden ayıracaktır. Ve Allah sizi bilinmeyene vakıf kılacak da değildir. Fakat Allah, resullerinden uygun gördüğünü seçer. O halde Allah’a ve Resul’üne iman edin. Eğer iman eder ve günahlardan korunursanız, sizin için büyük bir karşılık vardır.
  181. Allah’ın fazlından verdiklerinde cimrilik edenler, sakın bunun kendileri için avantaj olduğunu hesap etmesinler, bilakis bu onların dezavantajıdır. Cimrilik yaptıkları şeye kıyamet günü tahammül etmek zorunda kalacaklardır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.
  182. Allah, «Kesinlikle Allah fakirdir, biz zenginiz» diyenlerin lafını elbette duymuştur. Onların söylediklerini ve nebileri haksız yere öldürmelerini yazacağız ve şöyle diyeceğiz: «Tadın o yakıcı azabı!».
  183. “Bu, ellerinizle sunduklarınız sebebiyledir». Kesinlikle Allah kullara zulmedici değildir”.
  184.  «Kesinlikle ateşin yiyeceği bir kurban getirmedikçe hiçbir resule inanmamak üzere Allah bize ahit verdi» diyenlere sen de ki: «Benden önce resuller size belgeler ve dediğiniz şeyi getirdi. Doğru sözlü iseniz niçin onları öldürdünüz?».
  185. Seni yalancı saydılarsa, senden önce belgeler, paragraflar ve aydınlatıcı kitap getiren resuller de yalanlanmıştı.
  186. Her nefis ölümü tadacaktır. Kıyamet günü karşılıklarınız size eksiksiz verilecektir. O vakit, kim ateşten uzaklaştırılır, cennete sokulursa; artık o kurtulmuştur. Zaten dünya hayatı aldatıcı geçimlikten başka bir şey değildir.
  187. Mallarınız ve canlarınız için sınanacaksınız; Kesinlikle sizden önce Kitap verilenlerden ve Allah’a eş koşanlardan çok eziyetler işiteceksiniz. Sabreder ve (Allah’ı) önemserseniz bilin ki, bu dayanıklılık isteyen işlerdendir.
  188. Allah, Kitap verilenlerden, “onu insanlara açıklayacaksınız ve gizlemeyeceksiniz” diye ahit almıştı. Onlar ise, onu tam arkalarına atıp az bir değere sattılar. Karşılığında sattıkları şey ne kötüdür.
  189. Getirdikleriyle sevinen ve yapmadıkları şeyler nedeniyle övülmekten hoşlananları yeterli sanma. Onları azaptan kurtulmuş olarak hesaplama. Onlar için acıklı bir azap vardır.
  190. Göklerin ve yerin mülkü Allah’ındır. Allah her şeyi ayarlayabilendir.
  191. Göklerin ve yerin biçimlendirilmesinde, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde düşünce sahipleri için kesinlikle deliller vardır.
  192. Ayaktayken ve otururken ve yanları üzerinde yatarken Allah’ı ananlar; göklerin ve yerin biçimlendirilmesi hakkında inceden inceye düşünürler «Ey Rabb’imiz, sen bunu boş yere biçimlendirmedin, sen bütün eksikliklerden ilintisiz yegane egemen olansın böylece bizi o ateş azabından koru”.
  193. «Rabb’imiz! Kesinlikle sen ateşe kimi sokarsan, kesinlikle onu perişan etmiş olursun, zulmedenlerin hiç yardım edenleri yoktur».
  194. « Ey Rabb’imiz! Biz, “Rabb’inize iman ediniz” diye imana çağıran bir çağrıcıyı işittik, hemen iman ettik, ey Rabb’imiz! Artık suçlarımızı hoşgör ve bizim kötülüklerimizi ört ve bizleri iyilerle beraber vefat ettir ».
  195. «Rabb’imiz! Resullerine vaat ettiklerini bize ver, kıyamet günü bizi rezil etme. Kesinlikle sen vaat ettiğinden caymazsın».
  196. Rabb’leri onlara şu karşılığı verdi: « Ben, erkek olsun, kadın olsun, sizden, hiçbir çalışanın işlediğini zayi etmeyeceğim. Sizler birbirinizdensiniz. Göç edenler, yurtlarından çıkarılanlar, yolumda eziyet edilenler, savaşanlar ve öldürülenler... Onların kötülüklerini elbette örteceğim ve Allah katından bir ödül olmak üzere, onları altından ırmaklar akan cennetlere mutlaka dâhil edeceğim. En güzel ödül Allah katındadır ».
  197. Kâfir olanların beldelerde dolaşıp durmaları sakın seni aldatmasın.
  198. Azıcık bir meta sonra yerleşim yerleri cehennemdir ve ne kötü bir döşektir.
  199. Fakat Rabb’lerini önemseyenlere, Allah katından konukluklar bulunan, içlerinden ırmaklar akan, içinde temelli kalacakları cennetler vardır. Allah katındaki şeyler, iyi olanlar için daha iyidir.
  200. Kitap ehlinden öyleleri vardır ki; Allah’a, size indirilen ve kendilerine indirilmiş olana, Allah’a çekince içinde uysalca inanırlar. Allah’ın ayetlerini az bir pahaya değişmezler. İşte onların karşılığı Rabb’leri katındadır. Kesinlikle Allah hesabı çabuk görendir.
  201.  Ey iman edenler! Sabredin ve birbirinize de sabredin ve sağlamlaşın ve Allah’ı önemseyiniz ki böylece düzelebilesiniz.

 

 

 

 






Çok Okunan Makaleler
Mete Firidin
Hz. Musa Ne Zaman Yaşadı?
12.05.2011 122322 Okunma
11 Yorum 07.04.2020 15:05
Mete Firidin
Kudret Helvası Menne
13.11.2013 117720 Okunma
4 Yorum 15.11.2013 03:46
Mete Firidin
Hz. Nuh, İbrahim, Yusuf ve Musa Kronolojisi
5.04.2015 114173 Okunma
10 Yorum 12.01.2020 16:47
Mete Firidin
Hurufu Mukatta
9.04.2011 92425 Okunma
7 Yorum 25.03.2020 18:55
Mete Firidin
Hz. İbrahim Ne Zaman Yaşadı?
28.02.2011 85337 Okunma
4 Yorum 25.03.2020 18:59
Mete Firidin
Estetik Ameliyat ve Nisa Suresi 119. Ayet
3.10.2014 78882 Okunma
1 Yorum 03.10.2014 20:39
Mete Firidin
Petra Yalanı
28.04.2015 72658 Okunma
9 Yorum 02.05.2015 13:07
Mete Firidin
Salat Kelimesinin Kökeni
26.02.2012 68888 Okunma
10 Yorum 03.06.2020 00:23
Mete Firidin
Kuran'da Kölelik
27.12.2013 64848 Okunma
86 Yorum 08.01.2014 17:16
Mete Firidin
Bekke Ve Mekke
27.01.2011 57871 Okunma
9 Yorum 25.03.2020 19:30
Mete Firidin
Hz. Lut’un Kızları
7.06.2011 40163 Okunma
4 Yorum 01.02.2020 21:22
Mete Firidin
El Tur ve Tur-i Sina?
24.03.2013 40100 Okunma
21 Yorum 23.06.2021 12:46
Mete Firidin
Lâ mevcûde illâ Hû???
18.12.2010 36389 Okunma
1 Yorum 25.12.2010 15:11
Mete Firidin
Amen ve Senetin
15.11.2012 36102 Okunma
31 Yorum 30.11.2012 13:47
Mete Firidin
Lut Kavmi Homoseksüel Değildi!
3.08.2014 34326 Okunma
15 Yorum 03.12.2017 03:35
Mete Firidin
Kabe Kavseyni Ev Edna
15.06.2012 33256 Okunma
1 Yorum 22.05.2018 01:32
Mete Firidin
Nuh’un Üvey Oğlu!
25.10.2015 32523 Okunma
28 Yorum 12.01.2020 17:30
Mete Firidin
Homohabilis Havva ve Havvalar
20.04.2012 31273 Okunma
27 Yorum 15.04.2020 09:47
Mete Firidin
Adem'in ve Havva'nın Hatası
2.03.2014 31198 Okunma
34 Yorum 10.03.2014 00:48
Mete Firidin
Nutfetin Emşâcin (99)
14.05.2013 30201 Okunma
24 Yorum 17.05.2013 15:16
Mete Firidin
İbni Arabi ve Araf 175-176. Ayetler
16.11.2011 29856 Okunma
9 Yorum 19.11.2011 17:29
Mete Firidin
Miras ve Kelale Ayetleri
13.02.2014 29217 Okunma
53 Yorum 28.02.2014 13:04
Mete Firidin
Hz. İbrahim’in Atası ve Nemrut
19.04.2015 29206 Okunma
1 Yorum 20.04.2015 20:48
Mete Firidin
Allah Celle Celalühü Ne Demektir?
30.11.2014 28921 Okunma
1 Yorum 01.12.2014 08:16
Mete Firidin
Kevkeb
10.08.2011 27894 Okunma
1 Yorum 28.08.2012 12:03
Mete Firidin
Enam Suresi 145. Ayet Ve Haram Yiyecekler!
31.12.2017 27719 Okunma
Mete Firidin
İçki Haram mı?
25.05.2015 26257 Okunma
13 Yorum 12.01.2020 17:25
Mete Firidin
Kuran’da Namaz Vakitleri
28.12.2014 26007 Okunma
Mete Firidin
Hz. Yunus ve Ambergris
12.12.2012 25530 Okunma
2 Yorum 13.12.2012 13:23
Mete Firidin
Nuh’un Gemisi ve Cudii
12.01.2014 25224 Okunma
45 Yorum 05.02.2016 23:06
Mete Firidin
Kuran'da Tecavüzün Cezası
18.02.2015 24734 Okunma
2 Yorum 21.02.2015 17:19
Mete Firidin
Hz. İsa’nın Doğum Günü
2.01.2015 24158 Okunma
Mete Firidin
Hz. Adem’in Kaburgası
25.04.2012 23771 Okunma
59 Yorum 28.04.2012 13:42
Mete Firidin
İmhotep Hz.Yusuf mu?
27.10.2011 23002 Okunma
3 Yorum 05.11.2019 07:59
Mete Firidin
Hz. Musa ve Hızır'ın Buluştukları Yer
16.03.2012 22457 Okunma
10 Yorum 17.03.2012 10:03
Mete Firidin
Yecüc ve Mecüc
27.02.2010 21920 Okunma
2 Yorum 10.06.2010 15:12
Mete Firidin
Cennetteki Khamr
28.05.2015 21810 Okunma
17 Yorum 29.05.2015 19:00
Mete Firidin
Şeriata Göre Kadınların Dövülebilmesi?
16.03.2014 21488 Okunma
18 Yorum 20.03.2019 10:45
Mete Firidin
Hz. İbrahim ve Lisan
23.04.2015 21476 Okunma
1 Yorum 24.04.2015 09:49
Mete Firidin
Ruh ve Ruhun Üflenmesi
11.04.2013 20381 Okunma
8 Yorum 14.04.2013 13:43
Mete Firidin
Hz. Adem'in Annesi
3.06.2017 20313 Okunma
1 Yorum 24.04.2021 16:56
Mete Firidin
Fecr ve İmsak
18.07.2013 20166 Okunma
10 Yorum 20.07.2013 22:19
Mete Firidin
Gavs Ve İkizler Burcu
15.12.2014 19862 Okunma
10 Yorum 14.07.2015 09:59
Mete Firidin
Kuran-ın Gelişmiş Bilimsel Etimolojik Meali
10.05.2018 19306 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:10
Mete Firidin
Zülkarneyn
26.08.2011 19087 Okunma
10 Yorum 28.04.2020 20:20
Mete Firidin
Kuran'da Zamanın Sonu
30.09.2015 18917 Okunma
11 Yorum 25.10.2015 15:50
Mete Firidin
Bakara 58. Ayet Ve Hititler
17.01.2011 18830 Okunma
Mete Firidin
Hacc Suresi 15. Ayet Ve Deist
23.10.2014 18229 Okunma
Mete Firidin
Hz. Meryem Hermafrodit mi?
12.11.2014 18191 Okunma
2 Yorum 02.10.2021 23:06
Mete Firidin
Hz.İsa’nın Büyüdüğü Yer
8.07.2014 17320 Okunma
Mete Firidin
Naram Sin
25.07.2012 17156 Okunma
5 Yorum 15.10.2020 19:50
Mete Firidin
Tasavvuf
11.05.2010 16905 Okunma
12 Yorum 17.02.2016 17:55
Mete Firidin
Sidr ve Sadr Kelimeleri
11.08.2015 16582 Okunma
7 Yorum 18.08.2015 14:52
Mete Firidin
Adem ile Havva
9.03.2010 15994 Okunma
7 Yorum 23.05.2020 03:49
Mete Firidin
Ayete Göre Kutuplarda Namaz
25.01.2015 15605 Okunma
3 Yorum 16.01.2019 16:40
Mete Firidin
Zülkarneyn'in Doğu Seferi
3.06.2012 15516 Okunma
12 Yorum 19.06.2012 10:13
Mete Firidin
Kutsal Yaşam Ağacı
21.12.2011 15452 Okunma
6 Yorum 25.12.2011 16:12
Mete Firidin
İnşallah ne demek?
6.06.2015 15244 Okunma
1 Yorum 14.07.2019 09:13
Mete Firidin
Hadid Suresi 25. ayet ve Zülkarneyn
25.10.2015 14984 Okunma
4 Yorum 25.10.2015 13:00
Mete Firidin
Siyon Mekke mi?
4.03.2011 14923 Okunma
Mete Firidin
Hz. Musa’nın Kanatları
28.01.2012 14904 Okunma
2 Yorum 19.02.2012 08:24
Mete Firidin
Allah’ın İki Eli
5.12.2013 14842 Okunma
8 Yorum 12.12.2013 07:13
Mete Firidin
Kuran’da Tasavvuf ve Lahid Köklü Kelimeler
8.05.2014 14769 Okunma
18 Yorum 10.05.2014 11:22
Mete Firidin
Necm ve İdbar
3.10.2013 14622 Okunma
8 Yorum 09.10.2013 16:19
Mete Firidin
Musa Peygamberi Evlat Edinen Firavun
13.04.2015 14599 Okunma
Mete Firidin
Talak Suresi 4. Ayet ve Pedofili
11.07.2019 14520 Okunma
13 Yorum 16.07.2019 05:54
Mete Firidin
Hamr ve Humr
12.04.2012 14501 Okunma
14 Yorum 02.05.2012 15:51
Mete Firidin
İki Doğu Ve İki Batı
19.03.2015 14095 Okunma
3 Yorum 22.03.2015 22:01
Mete Firidin
Kuran'dan Hz. İsa ve Meryem Hakkında
29.05.2017 13951 Okunma
Mete Firidin
Meleklerin Hızı
20.11.2013 13951 Okunma
6 Yorum 24.11.2013 19:02
Mete Firidin
Kıyamet Suresi 16. Ayet ve Hadisler
22.03.2015 13848 Okunma
1 Yorum 22.03.2015 21:54
Mete Firidin
Harut ve Marut
6.02.2012 13819 Okunma
8 Yorum 08.02.2012 19:35
Mete Firidin
Şeytan
3.07.2016 13697 Okunma
2 Yorum 04.07.2016 20:17
Mete Firidin
Adet Görmekteyken Kadın Namaz Kılabilir mi?
14.06.2018 13489 Okunma
16 Yorum 17.04.2020 16:27
Mete Firidin
El Hadid ve Besmele
13.01.2013 13277 Okunma
4 Yorum 17.01.2013 08:36
Mete Firidin
Hınzır
12.11.2018 13269 Okunma
19 Yorum 31.01.2021 23:14
Mete Firidin
Harun’un Kız Kardeşi Miryem
1.09.2013 13237 Okunma
4 Yorum 11.09.2013 07:57
Mete Firidin
Meteorit (Asteroid) Yağmuru
25.08.2013 13221 Okunma
11 Yorum 27.08.2013 15:07
Mete Firidin
Nisa 15. Ayet ve Fuhuş
21.07.2015 13212 Okunma
3 Yorum 15.12.2018 16:41
Mete Firidin
Ayağa Mesh Meselesi
12.02.2016 13045 Okunma
6 Yorum 06.07.2016 22:09
Mete Firidin
Kur'an İncil ve Tevratı Onaylar mı?
11.07.2011 12974 Okunma
1 Yorum 23.07.2011 17:45
Mete Firidin
Neden Buzağıya Taptılar ?
16.03.2011 12970 Okunma
1 Yorum 18.03.2011 09:21
Mete Firidin
Ad Kavmi Atlantis Ay
7.03.2011 12687 Okunma
Mete Firidin
Bilqıst
23.04.2014 12666 Okunma
13 Yorum 26.04.2014 14:44
Mete Firidin
Kuran’da Kalp
29.05.2010 12559 Okunma
1 Yorum 19.02.2012 11:49
Mete Firidin
İmhotep'in Babası
7.04.2015 12552 Okunma
13 Yorum 03.05.2018 23:12
Mete Firidin
Hz. İsa'nın Doğduğu Mevsim
31.12.2014 12475 Okunma
1 Yorum 01.01.2015 11:03
Mete Firidin
Cinler ve Kızılötesi Işınlar
7.05.2011 12074 Okunma
Mete Firidin
Musa Ve Firavun Zamanı
31.03.2015 12044 Okunma
Mete Firidin
İrimu (İrem Şehri)
21.10.2012 11958 Okunma
Mete Firidin
The Birthday Of Jesus Christ According to Quran
4.12.2016 11940 Okunma
10 Yorum 30.11.2017 15:56
Mete Firidin
Subhân'Allah
23.11.2014 11883 Okunma
2 Yorum 29.11.2014 17:01
Mete Firidin
Kuran’da Yağış Kelimeleri
29.11.2013 11873 Okunma
8 Yorum 01.12.2013 18:50
Mete Firidin
Fecrin Beyaz ve Karanlık İpliği
29.06.2015 11867 Okunma
2 Yorum 02.07.2015 10:06
Mete Firidin
Nur Suresi 35. Ayet Yenilenmiş Makale
14.07.2012 11488 Okunma
2 Yorum 03.08.2012 18:57
Mete Firidin
Meryem Suresi 26. Ayet
23.02.2011 11431 Okunma
Mete Firidin
Şerr
10.05.2015 11296 Okunma
9 Yorum 19.05.2015 15:59
Mete Firidin
Felek, Hunnes, Kunnes
6.03.2012 11239 Okunma
Mete Firidin
Ebabil ve UFO
25.06.2013 11226 Okunma
Mete Firidin
Müslüman
19.12.2013 11214 Okunma
13 Yorum 21.12.2013 10:35


© 2025 - Akevler