Kur’an inkılâba okuma ile başladı. Hazreti Muhammed aleyhisselâm on üç sene sonra Medine’ye göç etti. Orada aşiretini oluşturdu, kabilesini kurdu. Öldüğü zaman tüm Arabistan fethedilmişti. Ancak Medine yönetimi sadece örnek teşkil etmiş, taşranın yönetimlerine karışmamıştı. Taşraya görevliler atanmamıştı. Eski kabile yöneticileri yerinde kalmıştı.
Osmanlılardan beri üç asırdır inkılâp yapıyoruz. Hâlâ Avrupa’dan fersah fersah geriyiz. Mustafa Kemal’in ‘muasır medeniyetin fevkine çıkacağız’ sözünden okumuşlar utanç duymaktadır.
Gelin size inkılâbın nasıl yapılacağını öğretelim.
İnkılâba aileden başlanmalıdır. Ne var ki merkezden alınan kararlarla ailede inkılap gerçekleşmez. Aileleri destekleyen bir örgütlenmeye ihtiyaç vardır. On kadar aile bir araya gelerek bir aşiret oluşturur. Bugün kentlerde on aile bir aşireti/apartmanı oluşturmaktadır. Köylerimiz yaklaşık yüz aileden oluşur. Köylerimiz köy mahallelerine ayrılmaktadır. Her köy mahallesi bir aşiret oluşturmaktadır. Türkçe olarak buna “ocak” denmektedir.
Ocaklar yani apartman yönetimleri aileyi destekleyeceklerdir. Böylece sağlam aileler ve ocaklar sağlam topluluk oluşturacaklardır.
Acaba nasıl bir aile, nasıl bir ocak ileri ocaktır, ileri ailedir?
Merkezden alınan kararlarla ve dayatma ile bu ilerilik sağlanamaz. Merkez ancak ocakların oluşmasına imkan veren bir kanun çıkarır. Halk değişik tipte ocaklar kurar. Başarılı olan ocaklar yaygınlaşır ve kısa zaman sonra halk kendi isteği ile yeni yapıya dönüşmüş olur.
İleri görüşlü ocaklar başarılı olurlar.
a) İleri ocaklarda yaşayanların sağlıkları diğer ocaklardan daha iyi olur. Ortalama ömürleri daha uzun olur. Hasta olanların bakımı ve tedavisi daha iyi bir şekilde yapılır.
b) İleri ocakların kültür seviyeleri daha yüksek olur. Daha çok bilgili olurlar. Devletin açtığı imtihanlardaki başarıları daha ileri seviyede olur.
c) İleri ocakların servetleri daha fazla olur, yani zenginlikleri fazla olur. Daha çok imkanlara ve refaha kavuşurlar.
d) İleri ocakların günlük kazançları daha fazla olur. Kazançlarının toplamı diğer ocaklarda yaşayanlardan daha ileri olmuş olur. Daha verimli çalışmaktadırlar.
e) Ocak mensupları daha az suç işlerler, daha az mahkum olurlar.
Görülüyor ki, ocaklar arasında rekabet başlayacaktır. Herkes ileri ocakların ferdi olmak isteyecektir. Devlet ne yapacaktır?
1) Devlet yukarıdaki kriterleri tesbit edip ocakların derecelerini ilan etmektedir. Takdir edilen derecelere hakemlerden oluşan yargı yolunu açık tutmaktadır.
2) Devlet aşiretlere hazineden ilerilik derecelerine göre destek vermektedir. Yani ocaklara desteğini verir. Onlar kendi aralarında istedikleri gibi bölüşürler. Biz desteği nasıl kullandıklarına bakmayız, ilerilik kriterine göre destekleriz.
3) Ocak kurmak isteyenlere ocak kurabilmeleri için gerekli kredi verilir. Ocak dışındaki malları devlet satın alır. Ayrıca faizsiz olarak kredi verir. Ocak kurup kredilerini ödeyenlere derece verilir. Kredileri ödemeyenlere verilen destekten kesinti yapılır. Kredileri ödeyenlerin nüfusu 70’ten yukarı çıkmışsa bölünerek iki aşiret olurlar, nüfusları azalır da 30’dan aşağı düşerse tasfiye edilirler.
4) Devletin yaptığı en önemli görev, göç etmek isteyenlerin taşınmazların gerçek değerleri ile satın almaktır. Böylece ocağa göç etmek isteyenin yerini satın alacaktır ve ocağa göç etmeye imkan verecektir. Ocaktan göç etmek isteyenin de taşınmazlarını alacaktır. Ocaklara göç etme imkanını bulacaklardır. Böylece demokratik yoldan yeni ocaklar oluşacaktır. Halkın beğendiği ocaklar bölünüp çoğalacaklardır. Beğenmediği ocaklar küçülüp dağılacaklardır.
Şimdi devlet ne yapmalıdır?
1) Ocaklar kanunu çıkaracaktır.
2) Başkanlarını seçer sözleşmelerini yaparlarsa ocak desteklerinden yararlandırılacaktır. Binalarını alacak, faizsiz kredi verecek, arsa tahsis edecek, ocaklara destek fonundan yararlandırılacaktır.
3) Kuruluş desteğini yapmaya başlayacaktır.
4) Sonra da ocak desteklerini verecektir.
Ocak kanunu çıkarıp herkese istediği tip ocak kurma ve istediği ocakta toplanma imkanını sağladığınızda ileri ocaklar oluşacaktır. Böylece ilerleme halktan başlamış olur. İnkılâp böyle gerçekleşir.