Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024
336 Okunma, 0 Yorum

KUR’AN MATEMATİĞİ

65. SEMİNER NOTLARI                                                                                                                                 24 HAZİRAN 2000

 

“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ”

 

Bu söz bir siyasi partinin oy kandırmacası değildir. Bu İslâm’ın, şeriatın, Hak düzeninin, “Adil Düzen”in temeli olan bir düsturdur . Batılılar İslâm düzenine “lâiklik”, şeriat düzenine “demokrasi”, Hak düzenine “sosyal düzen”, Adil Düzene “liberal düzen” diyorlar. Yani tüm insanlığın Doğuda ve Batıda 10 bin yıldan beri uğraşıp kurmak istediği ve Anayasamızın temel dayanağı olan “Hukuk Düzeni”nin adıdır. Ne var ki siyasiler bunu oy aracı yapmışlardır. Bunda da yadırganacak bir şey yoktur. Bu hizmetleri verenlerin elbette oy almaya ihtiyaçları ve hakları vardır. Ne var ki oy almak için bir istismar ve kandırma aracı yapmışlardır. Suç olan budur, günah olan budur. Biz oy talep etmeden sizlere bu “HERKESE İŞ VE HERKESE AŞ”ın ne odluğunu anlatacak ve Halk Teşebbüsü olarak sizleri bu büyük projemize katılmaya çağıracak ve katmaya çalışacağız.

Bir Anayasa maddesi olarak sistemimizi koyalım:

Madde 1- Yeryüzü İnsanlığındır. İnsanlar atalarından devraldıkları yeryüzünü  miras ve emek ile paylaşarak ondan yararlanırlar ve karşılığında onu imar ederek çocuklarına devrederler. Hereksin yeryüzündeki payının kirası ile yaşama hakkı vardır. Çalışanların ayrıca emeklerinin hakkı olarak da payları vardır. İşgal yararlanmanın, ihya mülkiyetin kaynağıdır. İslâmiyet, lâiklikle (hereksin başkasına zarar vermemek şartı ile istediği gibi çalışması ve yaşaması), Şeriat/ Demokrasi (halkın kendi kendilerini kendi içtihat ve sözleşmeleri ile yönetmesi) ile, Hak Düzen/ Sosyal Düzen (herkesin üretimden yeryüzündeki kira payını alarak yaşaması) ile, Adil Düzen/ liberalizm (Herkesin kendi emeğini kendi istediği yerde değerlendirme imkanı) ile sağlanır.

Yeryüzü: Kelimenin Arapçası “arz”dır. Bu yer yuvarlağının yüzeyini ifade ettiği gibi derinliklerini de ifade eder. Yerin kara ve denizlerini de ifade eder. Hatta gökteki ayı ve seyyarelerini içine alır. Yıldızlar “sema”, gezegenler “arz”dır.

İnsanlık: İnsanlık, Hz. Adem ile eşinin çocuklarına verilen addır. 23 çift kendine özel genleri taşıyan canlıların adıdır. Bu ifade gelmiş ve geçmiş kişileri ve topluluklarını da içerir. Yeryüzü sadece insanların değil tüm insanlığın malıdır. Ölülerin de doğacakların da hakkı vardır. Kimsenin tahrip etmeye hakkı yoktur. Kimse çevre kirliliğine çanak tutamaz. İnsanlar değil ekseriyetle, ittifakla bile karar alıp yeryüzünü bozamazlar. Peki insanlar nasıl karar alacaklardır? Hangi güç onu koruyacaktır? Önce haklıyı ve haksızı tarafların seçtiği iki hakem ile onların seçtiği baş hakem belirleyecektir. Buna uymak “hukukun üstünlüğü ilkesié ile belirlenmiştir. Hakemlerin kararlarına uymayanlara karşı cihad her mü’mine farzdır. Önce uyarır. Dinlemezlerse, aralarından ayrılıp gider ve yeryüzündeki payını ister. Vermezlerse, birleşip savaşırlar. İşte meşru savaş budur. Kimse hakem kararları yokken kendi kendine ihkak-ı hak edemez. Hakem kararlarına uymayanlara karşı herkes kendi müeyyidesini uygular. Bu da en büyük ibadettir.

İnsanlar: Yaşayan kimselerdir. Yararlanma hakkı bunlarındır. Karşılığını imar etmek sureti ile vererek daha fazla hak kazanırlar. Bunlar yeryüzünü ilk işgal ile bölüşmüşlerdir. İşgal eden çıkıncaya kadar orada kalır. Ancak işgal ettiği yerden fazlasından yararlanamaz. Başka yerde hakkı kalmaz. Ancak herkesin emeği kendisinindir. Eğer bir taşınmazda emeği geçmiş ise o emeğin hakkı ödeninceye kadar orasını kullanmakta evleviyet hakkı vardır. Bu hakkını istediği kimseye devreder. İşgalde devir yok, mülkiyette devir var.

Atalar: Ölmüş olan insanlardır. Herkesin yakın ataları ve çocukları vardır. Uzak ata ve çocuklar ortaktır. Herkes bütün uzak ataların çocuğudur. Bütün uzak çocuklarının atasıdır. Miras yakın ata ve çocuklarına intikal eder. Bu insanlığa bıraktığı kira karşılığı imardır. Bütün insanlığın olur. Nüfus artmazsa, bir kimse on nesil sonra bin kişinin, yirmi nesil sonra bir milyon kişinin, otuz nesil sonra bütün insanların atası olur.

Miras: İnsanların insanlığa olan kira borcu, yaptığı ürünü sağ kalanlara emanet etmesidir. Varisler onu insanlığın emaneti olarak alırlar. Mülkiyet yoluyla onlara geçmiş olur, ondan yararlanır ve yaşarlar, sonra çocuklarına emanet ederler. İnsanlar yeryüzünün mallarına mâlik değil emanetçidirler. Yöneticilerin yönetme yetkileri vardır, imha yetkileri yoktur.

Emek: Kişilerin ürettikleri ürünlerdeki kendi paylarıdır. Kişiliklerinin ve bedenlerinin paylarıdır. Bunda kendilerinin diledikleri gibi tasarruf hakları vardır. Kimse kimseye rızası olmadan bir iş buyuramaz. Kendi işgal ettiği yerde istediği gibi yaşar. Dört temel kuralla topluluğa başlanır. Herkes kendi hayatını kedisi düzenler ve yaşama ve çalışma kurallarını koyar. Bu emeğine sahip olma gereğidir. Ancak koyduğu kurallara onları değiştirmedikçe uymak zorundadır. Bu da insanlığın toprağından yararlanması karşılığı vecibedir. Herkes istediği kimselerle istediği sözleşmeyi yapar veya sona erdirir. Bu kendi emeğinin teşebbüs hakkıdır. Ancak sözleşme yürürlükte iken sözleşmeye uymak zorundadır. Bu da insanlığa olan kira borcunun gereği böyledir. İstediği topluluğa katılmak veya ayrılmak hakkına sahiptir. Merkezi yönetim yoktur. Küçük (30-100 kişilik) ve orta (3000-10000 kişilik) topluluklar vardır. İsteyen istediği topuluğu oluşturabilir, istediğinden ayrılıp diğerine katılabilir. Ama hiç kimse katıldığı bir topluluğun oluşmuş ortak sözleşmelerine karşı gelemediği gibi, yetkili yöneticilerini de dinlemek zorundadır. Bu da o topluluğun işgal ettiği toprağına kira payı karşılığı olarak bunu yapma zorunluğu vardır. Nihayet herkes kendi davranış ve sözlerinden sorumludur ve hakları vardır. Yöneticileri dahil herkes aleyhine herkes dava açma hakkına sahiptir. Davalı olmaya da ehildir. Taraflar kendi hakemlerini kendileri seçerler. Baş hakemi de kendi seçtikleri hakemler seçer. Bu onun emeğini dilediği gibi koruması anlamınadır. Ancak hakem kararlarına uyma zorunluğu vardır. Bu da topraktan yararlanma karşılığı yüklenilen yükümlülüktür.

İmar: Toprağın daha verimli hâle gelmesini sağlamak için insan emeği ile ona verilen yeni şekil olup, ilk insandan bugüne kadar yeryüzü bu evrimi geçirmektedir. Kıyamete kadar bu evrim devam edecek, böylece yeryüzü daha çok insan besleyebilecektir. Denizlere dalıp kentler kuracaktır. Göklere çıkıp orada güneş enerjisinden doğrudan üretim yapacaktır. Uzaya açılıp hidrojen enerjisinden yararlanacaktır. Bu Allah’ın insanlığa verdiği görev ve imkandır. Bizim görevimiz elimizden geldiği kadar bu evrime hizmet emek yani daha çok insanın doğup yaşaması için katkıda bulunmaktır.

Çocuklar: Gelecek nesildir. Çocuk erkek ve dişinin birleşmesi olmaksızın oluşmaz. Evlilik, çocuk yetiştirme ortaklığıdır. Anne doğurup büyütme, erkek ise besleyip koruma görevlerini yüklenmişlerdir. Kadın kendi görevini kendi ocağındakilerin yardımı ile başarabilmektedir. Oysa erkek bunu ocak içinde başaramadığı için; bucak, il, ülke ve insanlık olarak örgütlenmiştir. Devleti erkekler kurar, dolayısıyla onu yönetme de onların hakkıdır, ama devlet çocukların yetişmesi için kurulur, bu da kadınların görevidir. Dolayısıyla devlet kadınlara hizmet eder. Bu öncelik kuralıdır. Ancak birbirine dayandığı için hem erkeğin hem kadının devleti yönetme hakkı ve ondan yararlanma hakkı vardır. Kadın yönetmeye ehildir; yönetme yükümlülüğü yoktur. Erkek devletten yararlanmaya ehildir; yararlanma yükümlülüğü yoktur. Bir çocuğun doğmasına sebep olanlar onu büyütmek ve korumakla da yükümlüdürler. Çocuklar atalarına borçlanmış olurlar. Sonra onlar insanlığa çocuk yetiştirerek borçlarını öderler. Erginler yaşlılara bakar alacaklı olurlar, yaşlandıkça onu çocuklarından alırlar. Bu görev de öncelikle yakınlara düşer, ancak kademe kademe tüm  insanlığın ortak borcu hâline gelir. Sosyal dayanışma bu ilkeden doğar.

Pay: Hayvanlar ya topluluk hâlinde üretip topluluk hâlinde tüketirler, ya da teke tek üretip teke tek tüketirler. İnsanlar ise kollektif olarak üretirler. Yapılarını, emeklerini, mallarını veya hizmetlerini katarlar, sonunda paylarını alırlar. Para ortak üretimdeki pay belgesidir. Kapitalizmde her ülkenin bir parası vardır. Sosyalizmde tüm insanlığın bir parası vardır. Adil Düzende  ortak üretimle katılanlara işletme pay belgesi verilir. Sonunda ürünler ortak ambara konur. Kişiler pay belgelerini istedikleri kimselere devredebilirler. Tüketici ambara pay belgesi ile gelir ve malını alıp gider. Adil Düzende para mal alıp satmaz, sadece pay belgelerini alıp satar.

Yaşama: Çalışabilsin, çalışamasın yahut çalışsın veya çalışmasın, insan olduğu için insanlığın yeryüzündeki topraklarda payı vardır. Bu paydan elde edilen kira tüketiciye kişi başına ihtiyaca göre bölüştürülür. Böylece insanın yaşaması garantiye alınır. Bu bugün “vergi” yoluyla düzenlenmektedir.

Çalışma: Çalışmadan yeryüzü hiçbir şey vermez. Çalışanlara daha fazla vermek gerekir. Yoksa çalışmazlar. Bu emeklerine karşı aldıkları ile daha yüksek hayat yaşarlar veya daha fazla üretim yaparlar, imar yaparlar. Böylece yeryüzü de daha fazla kira getirir. Bu bugün “kredi” yoluyla düzenlenmektedir.

İşgal: Kişinin kendisine düşecek kadar parseli kullanmasıdır. Kendisine düşecek miktar, tüketim yerlerinde nüfusa göre eşitlik ilkesi içinde bölünür. Üretimde ise üretim kapasitesine göre bölünür. İşgal kalkınca kişinin oradaki bütün hakları sona erer.

İmar: Bir yerin verimini artırmakla ölçülür. İki misline çıkarmakla imar edilmiş olur. Değeri de iki misline çıkar. Eşit olarak bölüşürler. Bir fabrika bir ayda 1000 ton üretirken, eğer ilave olarak yaptığı tesislerle 2000 ton üretirse, o fabrikayı ihya etmiş olur. Yarısı onun olur.

İslâm: Barış içinde yaşama demektir. Bu barış korkudan emin olma barışıdır. Kişiler tek başlarına hürriyetlerini koruyamadıkları için bir araya gelir ve yaptıkları sözleşmelerle topluluğu oluştururlar. Yöneticilerini seçerler. Aralarında çıkacak ihtilafları hakemler yoluyla çözerler. Hakem kararlarına herkes uyar. Uymayanları topluluk dışlar. Onlar da beldelerini terk edip giderler. Savaş düzeninde ise hiyerarşik usulle bir korku mekanizması oluştururlar. Yöneticilere başkanın zulmünden, halk da yöneticilerin zulmünden korkarak itaat eder. Kişilerin kendi istekleri ile topluluk düzenine ve yetkililere uyması için kendi istediği gibi yaşamaya imkan vermek gerekir. Devlet bir dinin veya ideolojinin jandarmalığını yapmamalıdır. Bir din de devletin sözcüsü olmamalıdır.

Şeriat: Şeriat, halkın kendi içtihatları ve sözleşmeleri ile yönetilmesi, yerinden yönetilmesidir. Tarafsız ve bağımsız yargının üstünlüğüdür. Ekseriyet düzeninde demokrasi yoktur. Lâiklikle tam çelişki halindedir Batı demokrasiyi bir slogan olarak mekanizması olmadan kullanıyor.

Hak: Bâtıl karşılığıdır. İnsanların kendilerini sorumlu kabul etmesidir. İnsanlığın hakemlerin içtihat kararları ile getirdiği dinamik hukuk sistemi içinde insanların sorumluluk yüklenmeleridir. Ben bu görevi yapmazsam sorumlu olurum. Yanlışa karşı doğruyu, zararlıya karşı yararlıyı, kötüye karşı iyiyi ve zulme karşı adaleti kabul etmek demek, Hakkı kabul etmek demektir. İnsanın görevi, hakkın yanında bâtıla karşı cihat yapmaktır. Neyin hak neyin bâtıl olduğunu hakemler belirlerler.

Adil: Denge demektir. Bilhassa bölüşümü öyle yapmalıyız ki denge bozulmamalıdır. Mesela, zenginler daha çok zengin olmamalıdır. Fakirler de daha çok fakirleşmemelidir. Adalet yalnız kişilerin haklarını korumak demek değildir. Topluluk içinde dengeleri bozmamak demektir.

İşte dünyadaki tüm anayasaların ve hukuk sisteminin hedefi bu esaslara ulaşmaktır. Bunların nasıl gerçekleşeceğini Kur’an öğretmiştir. Bunların mekanizmalarını bulma yolunu öğretmiştir. İlim de bu mekanizmayı bulma gücüne sahiptir. Kur’an ilme yardımcıdır. Zorlayıcı değildir. Kur’an’ın koruyucusu Allah’tır. Kimsenin Kur’an’ı resmen yorumlama yetkisi yoktur. Kur’an’ın resmi yorumu yoktur. Kur’an sadece uyarma ve haber verme yükünü yüklenmiştir. Kendisini savunmak için orduların teşkil edilmesini yasaklıyor.

 

 

AKEVLER İSTANBUL TÜKETİM

ve

AKEVLER İSTANBUL KONUT YAPI KOOPERATİFLERİnde

halk olarak bu hususta yapabileceğimizi yapmak için faaliyetteyiz.

 

“Ahşap Evler”den oluşacak siteler kuracağız...

Halk Ekonomisi Sistemi ile işleyen “Satış Merkezleri” zincirini kuracağız.

 

Hedefimiz budur.

 

 

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 394 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 353 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 396 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 292 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 315 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 448 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 331 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 262 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 311 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 340 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 291 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 317 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 266 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 313 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 295 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 225 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 307 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 334 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 288 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 269 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 306 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 318 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 228 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 336 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 316 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 287 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 343 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 303 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 339 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 2806 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 2813 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2240 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2037 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 1900 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 1907 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3090 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2017 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2595 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 1828 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 1788 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 1807 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 1825 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2000 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2059 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2116 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 2879 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 2734 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2211 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2610 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 1819 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2462 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2601 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2633 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2612 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2553 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1673 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1594 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 1765 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 1843 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 1822 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 1932 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2312 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2008 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2098 Okunma
Süleyman Karagülle
MECRALAR
27.03.2021 1898 Okunma
Süleyman Karagülle
YALANCI LİDERLER YAZISI
25.03.2021 1989 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR FARKLARI
24.03.2021 1942 Okunma
Süleyman Karagülle
FESAT
24.03.2021 1831 Okunma
Süleyman Karagülle
MUTLU OLMAK
22.03.2021 2339 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞ VE SİYASET
21.03.2021 1959 Okunma
Süleyman Karagülle
BEYHUDE
21.03.2021 1897 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
20.03.2021 1694 Okunma
Süleyman Karagülle
NEDEN TEKERRÜR
20.03.2021 1889 Okunma
Süleyman Karagülle
KİM KARAR VERİYOR?
20.03.2021 1837 Okunma
Süleyman Karagülle
YANLIŞ HESAP
17.03.2021 2070 Okunma
Süleyman Karagülle
PALAS
17.03.2021 1846 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
17.03.2021 1652 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETLERİN REKLAMI
17.03.2021 1731 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞLAR
15.03.2021 1790 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
14.03.2021 1636 Okunma
Süleyman Karagülle
İNGİLTERE
13.03.2021 2127 Okunma
Süleyman Karagülle
AK PARTİ İKTİDARI
11.03.2021 1689 Okunma
Süleyman Karagülle
BARIŞIN KURALI
10.03.2021 1999 Okunma
Süleyman Karagülle
SERMAYE TAKTİĞİ
9.03.2021 2324 Okunma
Süleyman Karagülle
CİNAYETLER
8.03.2021 1969 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAMİ HAREKETLER
7.03.2021 1916 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATA GÖRE
7.03.2021 1917 Okunma
Süleyman Karagülle
DENGE
5.03.2021 1982 Okunma
Süleyman Karagülle
YAPILANLAR, SÖYLENENLER
4.03.2021 1942 Okunma
Süleyman Karagülle
REFORMLAR
3.03.2021 2104 Okunma
Süleyman Karagülle
CEMAL KAŞIKÇI
2.03.2021 2127 Okunma
Süleyman Karagülle
GAZ ODASI
1.03.2021 1954 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’NİN YERİ
28.02.2021 2052 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
28.02.2021 2380 Okunma
1 Yorum 28.02.2021 11:03
Süleyman Karagülle
AŞI OLMAK
27.02.2021 1874 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATIN HÜKMÜ
26.02.2021 1942 Okunma
Süleyman Karagülle
İKTİDARDA VERASET
25.02.2021 2048 Okunma
Süleyman Karagülle
ZAFER
25.02.2021 1705 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA
23.02.2021 1700 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’DE SEÇİMLER
22.02.2021 1844 Okunma


© 2024 - Akevler