Bu yazı Fehmi Koru’nun 06.04.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/montro-ve-kanal-istanbul-konularini-dogru-tartismiyoruz/
Şimdiye kadar düşüncelerimi yazarlarla paylaşmak amacıyla Ergün Diler ve Fehmi Koru’nun yazılarına ayrı ayrı okuyarak eleştiriler yapıyordum. Bu sistemin yaygınlaşmasını istiyordum. 30 kişi 30 tane yayın organının birer yazarını takip etsin ve dünyadan Akevler’in haberi olsun ve Akevler yazarlarının görüşleriyle Adil Düzen görüşü ortaya konsun istedim. 25’e yakın yazar ortaya çıktı ve 30 yazar olduğu zaman basılı dergi haline getirilmesini planlamışken yazarlar azalmaya başladı, sonunda yalnız ben kaldım. Ayrıca benim kritiklerimi Fehmi Koru’nun Ocak Medya’da yayınlarının kritiğini yayınlamadı. Dolayısıyla dergi projemiz başarısızlığa uğradı.
Bu durumda şimdi ben her gün yazımı Ayşe Aydın’la birlikte yazacağım, tek yazı yazacağım ve Süleyman Akdemir’e göndereceğim. Akevler dergide yayınlanmasına devam edeceğiz. Artık ne Koru’yu ne de Diler’i muhatap alacağım. Sadece başta onlar olmak üzere her gün bir saatimi bu makalenin yazılmasına ayıracağım ve bunun için başlığı uygun gördüğüm makaleleri okuyacağım. Bu makale ile dünyayla olan ilgimi ve görüşlerimi Akevler çalışanlarına ulaştırmış olacağım.
Bugünkü konu amirallerin yayınladığı kanal İstanbul ile Montrö arasındaki ilişkidir.
Önce yeryüzünün her tarafı bütün insanlığındır. Barışçı olmak şartıyla her ülke kendi topraklarını ve yollarını insanlığa sunmak zorundadır. İstanbul Boğazı ve yapılacak İstanbul kanalı da insanlığa barış içinde hizmet veren imkânlardır. Türkiye gibi merkezi yerde yer alan bir devlet kapılarını dünyaya kapatamaz. Türkiye’ye herkes gelip gider, Türkiye’den herkes geçer.
Savaş zamanlarındaki uygulama hukuk kuralları içinde olmayacağı için bu kural askıya alınabilir, o hususta kural konmaz. O günkü savaşanlar, savaşan komutanlar gerekli kararları alırlar, biz barış zamanını konuşuyoruz.
Uluslararası hac yolları (İpek Yolu) vakfı kurulmalıdır. Bu yollar bir devletin hâkimiyeti için değil, insanlığın refah ve saadeti, barış ve selameti için tesis edilmelidir. Savaş zamanlarında da bunlar savaş alanı dışında olmalıdır. Hacdaki haram ayları ve haram yerleri örnek alınmalıdır.
Türkiye tüm anlaşmalara sadık kalmak şartıyla yeni anlaşmalar yapma hakkına sahiptir. Daha barışçı, daha yarayışlı bir anlaşma yeni anlaşmayla tatil edilebilir, edilmelidir de. Çünkü uygarlıklar gelişir, eski kurallar yeni şartlara uymaz hale gelir. Ancak bu tek taraflı kararlarla akitleri bozma şeklinde olamaz, olmamalıdır. Tarafların ittifakla anlaştıkları şekilde akitler yenilenebilir, yenilenmelidir.
Bu konularda ilahi kaynaklara kulak verilmesi gerekir. Kur’an 1400 sene önce bu konularda gerekenleri söylemiş ve insanlık kısmen bu kurallara uyarak bugünkü uygarlığa ulaşmıştır. Gelecek uygarlığa da ancak Kur’an’la ulaşacaktır.
Kur’an uygarlığının bu çağa yönelik olmasına dair çalışan tek merkez biliyorum, o da Akevler’dir. Mutlaka oraya uğranılıp orada gerekenlerin dinlenmesi ve alınması gerekir. Bu şekilde çağdaş uygarlığa ilişkin çalışan başka bir yer varsa söylerseniz, onlar bizden ileride iseler biz onlara katılmak isteriz.
https://youtu.be/BogmrUy_5D0