Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025
107 Okunma, 0 Yorum

?

 

بسم الله الرحمن الرحيم

و كان امره فروطا

(KEHF SURESİ – 28. ÂYET)

İFRAT VE TEFRİT

 

Geçen hafta ele alıp tamamlayamadığımız âyetin son sözü فروطا  “FuRuOan” idi. FaROferd sözü ile akrabadır. Arapçada, kimyadaki elementlerin molekül oluşturması gibi harfler de mânâlarını korurlar, yani benzer harfleri taşıyan kökler benzer mânâları taşırlar. Bu konu üzerinde çok az çalışma yapılmıştır. Ferd, dağlar içindeki en yüksek tepeye verilen addır. Bazan bunlar çift olurlar. O zaman bunlara Hasan ile Hüseyin denir. Sonra tek başına arkadaşsız mânasında kullanılmaya başlanmıştır. Kervanda ileri gidip ayrılma “ferdi”dir,  mastar olarak böyle işler yapmak “furut”tur. “İfrat” ileri giderek kervandan ayrılmadır. “Tefrit” geri kalarak kervandan ayrılmadır.

Fart, aşırılık demektir. İfrat ve tefrit olarak adlandırılmaktadır. Yani orta yol tutulacağı yerde sağa veya sola sapmak demektir. Konuşma dilimizde birçok kelimeler kullanırız. Ne var ki, bunların sınırları kesin değildir. İfrat nerede başlar, tefrit nerede başlar, vasat yer neresidir? Bunların riyazi olarak tanımlaması yapılmadıkça iddialar havada kalır. İlim bu tanımları yapar ve ondan sonra kesin konuşur. Tanımlama sınır çizme ile olur yani matematikle olur. Taraflar önce tanımlarda anlaşır. Sonra o tanıma göre hüküm verilir.

İfrat ve tefritten önce “vasat” olan tanımlanır. Mesela, insanın boyu  istatistikle bulunur. Bin tane adam alınır. Boyları ölçülür ve uzunluğa göre sıralanır. Orta değer vasat değerdir. Orta değerdir. Bu vasat değerin bir tanımıdır. Vasat değerin başka bir tanımı, bin kişinin boyları ölçülür, toplanır, bine bölünür, vasat boy denir. Birincisine “orta değer”, ikincisine “ortalama değer” denir. Orta değer, orta sıradaki değerdir. Ortalama değer, değerlerin ortasındaki değerdir. Şimdi yeni bir tanım getirebiliriz. Ortalama değer ile orta değerin farkının orta değere bölümü “sapma”yı verir. Mutlak sapma  d1, d2,   dn  d(n+1)   d2n  değerler dizisi ise  dn     orta değerdir. Çift ise onların en yakınlarından daha yakın olanı hangisi ise o değer orta değerdir. Ortalama değer  {(di/ n)  şeklinde ifade edilir.

Bu tanımlardan sonra ifrat ve tefriti tanımlamaya çalışalım:

İfrat ve tefrit Kur’an’da değişik şekilde tanımlanmıştır.

a) İkili Sistem: Bir değerin yarısından daha alt olan değer tefrit, iki katından fazla olan değer ifrattır. Kuran her ikisini aşırı kabul eder ve her ikisini Fart olarak zemmeder.

b) Üçte Birlik Sistem: Bir değerin üçte birinden aşağı değer tefrit, üçte ikisinden fazla olan değer ifrattır. Kur’an’da bu nisbet gece kalkmaları için verilmiştir.

c) Değerlerin beşte birden az veya fazla ifrat veya tefrittir. Kur’an’da bu kamu payı olarak belirlenmiştir. Onda bir, yirmide bir ve kırkta bir, yarılama sistemi ile elde edilmektedir.

d) Yahut onda bir, yüzde bir, binde bir onda birleri esas almadır.

Sayılarda aralık yerine sahalarda aralık da alınabilir. Sahalarda orta değer  n (n+1) dir. Oysa daha evvel açıkladığımız gibi alanlarda   n*n dir.

İfrat ve tefrit sınırı ihtimaliyat hesapları ile belirlenir. Şöyle ki, bizim  bilgimiz ve yaptığımız işlerde mutlaka hata vardır. Zira bizim bilgimiz olasıdır, yaklaşıktır, dış görünüşe göredir, kendi bakış açımıza göredir. Bütün bunlar bize %100 doğrudur dememizi engeller. Madem ki hata yapıyoruz, o halde gerek işte gerek bilgide hatamızın sınırını bilmemiz gerekir. Bu hata sınırı içinde karşımızdan isabet bekleyebiliriz ve alacağımızı isteyebiliriz. Hataların hesaplanması ölçmedeki hata ile başlar. Tahtada bir çizgi çizelim ve seyircilerden ölçmelerini isteyelim. a) Gözle, b) Karışla, c) mm’lik cetvelle, d) Pertavsız ile. Her birinin ayrı ayrı orta değerlerini bulalım. Beklenen, bu orta değerlerin birbirine yakın olmasıdır. Şimdi ortalama değerleri hesaplayalım. Sayının sıra ile küçüldüğü görülür. Kişinin sapmasını orta değerden uzaklığı ile ölçebiliriz. Kişinin sapması ortalamanın sapmasından küçük veya büyük olması ile ölçülür. Büyük ifrat, küçük tefrittir.

 

 

Hata kaidelerini söyleyelim:

Toplama ve çıkarmadaki hatalar, hataların sayı değerlerinin toplamına eşittir. (Çıkarma ve toplamada hatalar toplanır.)

Çarpma ve bölmelerde hata yüzdesi, hata yüzdelerinin toplamına eşittir.

(Çarpma ve bölme aynı şekilde devreye girer.)

Hesaplarda hata istenildiği kadar küçültülebilir.

Ölçmelerdeki hata ölçme sayısındaki hataların toplamı kadardır.

Hata sınırının bilinmesi kararlarımıza etki eder.

Bir ilacın hastayı tedavi yüzdesi vardır. Genel olarak %5’ten fazla hasta tedavi oluyorsa o ilaç uygulamaya konur. Bir hastahanede hasta tedavi ediliyor. Hastaya uygulanan tedavi reçetesi belirlenmiştir. Her birinde yanılma payı vardır. Bu yanılma paylarının toplamı beklediğimiz yanılmamızı verecektir. Tedavi yüzdesi de böyle bulunacaktır. Gelecekte tıp:

a)     Hasta üzerinde belli teşhis denemeleri yapılıp bilgisayara yüklenecektir. Bilgisayar hesaplar yaparak teşhisi koyacaktır. Yanılma payını da verecektir.

b)    Hastanın üzerinde uygulanacak reçeteleri hazırlayıp verecektir. Tedavi sonuçlarını ve isabet yüzdelerini verecektir.

c)     Hastaya bilgisayarın tedavi reçetelerinden biri isteğe göre uygulanmaya başlanacaktır.

d)    Alınan cevaplar bilgisayara yüklenecek, bilgisayardaki cevap şekliyle sürekli olarak karşılaştıracaktır. Size her gün beklenen cevap ile alınan cevaplar karşılaştırılarak hata yüzdeleri bulunacaktır.

Cevaptaki hata yüzdeleri baştan hesaplanan hata yüzdelerine eşitse, tedaviye devam edilecektir. Hata yüzdesi beklenen hata yüzdesini aşmışsa, tedavi durdurulacaktır. Bu sefer burada alınan neticeler de bilgisayara girilerek teşhis ve tedaviye yeniden başlanacaktır.

Şimdi bir hasta üzerinde beklenen hatanın doğrulanması mümkün değildir. Yani bir hasta üzerindeki yanılma ile sistem için, doktor için, hastahane için bir şey söylenemez. Deneyler çoğaldığında beklenen hataya yaklaşılacaktır. Bu yaklaşmanın da hesabı yine hata hesabı ile olur. Bu tababette böyle olduğu gibi teknikte de aynı şekildedir. İnsan her zaman yanılmaktadır. Reçeteler denenerek kesinliğe gidilebilir. Deneylerin artması kesinliğe gidilen yolda bir adım olarak görülür.  Deneydeki hatayı beklenen ihtimale böldüğümüzde “beklenen ihtimal” ortaya çıkar. Deney sayısını bir fazlasına böldüğümüzde “beklenen isabet”i bulmuş oluruz.

            1          deney              1/2

2          deney              2/3

.......

1000    deney              1000/10001

Yüzde yüz isabet için sonsuz deneye ihtiyaç vardır.

Misal Hesap: Biri diğerine tarla vermiştir. Tarla üçgen şeklindedir. Kenarları ölçülmüş ve  100, 50 ve 60 gelmiştir. Boyları ölçülmüş. Ölçme hatası 100 metrede 5 cm’dir. Buna karşılık metrekare başına 10 kg buğday verilmektedir. Yüzer kiloluk kantarla tartılıyor. Kantardaki yanılma 250 gramdır. Bu alışverişte bir tarafın zararı daha fazla mıdır? Takastan insanların hoşlanmamasının  haklı sebebi var mıdır? Üçgenin alanını hesaplarken kenarlarının toplamı 210 m’dir. Üç defa ölçme yapılmıştır. 3*5/21000 kadar hata vardır. Alan hesabını yaparken dört defa çevre kullanılmaktadır. Demek yanılma payı 15/21000 dur.

Üç kenarı bilinen bir üçgenin alanını hesaplamak için

           A

        c        b

 

  B                     C

            a

Kolayca görüleceği gibi

c* CosB+b *Cos C= a  dır.  Benzer yazılışlarla

0    +  c* CosB+b*Cos C= a  

c* CosA+          0   +a*Cos C= b  

b* CosA+ a *Cos B +    0       = c         şeklini alır.

0  c  b   -a

c   0  a  -b    

b  a  0  -c            Takımını çözmeliyiz. Matris işlemleri ile

(Cos A)=  (-a^2+b^2+c^)/(2*b*c) elde edilir. Buradan sinüs bulursak

SinA = [(a+b+c)* (a+b-c)*(a-b+c)*(-a+b+c)] ^.5/(2*b*c)

SinA = [(a+b+c)* (a+b+c-2*c)*(a+b+c-2*b)*(a+b+c-2*a)] ^.5/(2*b*c)

a+b+c=2*U ise 2* b*c*SinA *c =ha/2 =  (U*(U-a)*(U-b)*(U-c))^.5    bulunur.

Misalimizde U=105 dir.

S=(105*5*55*45)^.5=1140 metrekare eder.

11.400 Kg 114 defa tartılıyor.  ¼ *114= 28.5 Kg hata vardır.

Bu da 2.85 metrekarelik hata demektir. Halbuki arazide toplam hata 4*15=60  60/21000*11.400= 32.67 Kg buğday eder.

+28  +32      +28  -32   =    60     - 4

 -28  +32       -28  -32           4     -60   

Toplam hata 160 kilogramdır.  160/11400  = 1.6/114  bulunur.

Taraflar eşit riziko altındadır. Takasta bir tarafın zararı sözkonusu değildir.  Yeter ki ölçüde hile olmasın. Kanunların da fayda ve zararları vardır. Herkese eşit şartlarla uygulanırsa zulüm olmaz. Zulüm kanunlarda değil uygulamalarda ortaya çıkar. Kanun kimine uygulanır, kimine uygulanmazsa, bazan uygulanır bazan uygulanmazsa zulüm ortaya çıkar. Tekrar iddia ediyorum. Tayyib’in veya Erbakan’ın yıllar önceki konuşmalarının şimdi dava konusu yapılması suçtur. Demek istendiği zaman uygulanacaktır. Öcalan’ın asılmaması da suçtur. Demek isteyen asılacak, istenenin sonuna kadar cezası ertelenecektir. Hata zulmün fonksiyonu değildir. Zulüm kasdın fonksiyonudur. Hatadan muafiyet herkes için olduktan sonra sorun olmaz. İdam cezasını kaldıralım. Eğer herkes için kalkmışsa intikam duygusuyla öldürür. O da idam edilmez. Bu mantıkla hareket ettiğimiz zaman ceza kanununa gerek kalmaz. Yine zulüm olmaz. Kanunların çoğalması eşit uygulamayı engeller, zulüm olur. Kanunları az yaparsak kişiler birbirine zulmederler. Kanunları çok yaparsak, bu sefer de kanunları istediği kimseye uygulayacağı için devlet zulmeder. Kanunların sayısı dengeli olmalıdır. Devlet kurulduktan sonra meclis ancak bir kanunu kaldırıp yerine başka kanun koymalıdır veya kanunların ifadesi değiştirilmelidir. Acaba ne kadar kanun olmalıdır? İşte ilahi kitaplara bunun için ihtiyaç vardır. Kur’an 600 sahifedir. Esas kanunların metni 600 sahifeyi geçmemelidir. Her sahife 10 sahife ile yorumlanabilmelidir. Yanı sayıları da 6000 sayısını geçmemelidir. Bu metin emredici değil tamamlayıcı olmalıdır. Bu sorunları Avrupa çözmemiştir. Bu sebepledir ki AB’nin gelişme şansı yoktur. Bu sebepledir ki “kanun devleti” yerine “içtihat devleti” daha uzun ömürlü ve huzurlu olmaktadır.

Demek ki, yine ifrat ve tefritle karşı karşıyayız. Kanunların azlığı ifrat ise çokluğu da tefrittir. Güneşten uzak olursanız ifrattır, yakın olursanız tefrittir. Herhangi bir konuyu tartışmadan önce onun uygun miktarı ve yolu bulunmalıdır. Sorun bunun nasıl tesbit edileceğidir.

Niçin orta yolun tutulması gerektiğini bir kaç misalle anlatalım:

a) Fiyatlarda ifrat ve tefrit varsa denge bozulur. Ekonomi çöker. Fiyatlar az ise çalışanların eline az para geçer ve üretim yapamazlar. Üretim yapamayınca da halkın eline daha da az para geçer. Fiyatlar daha da düşer. Sonunda ekonomi çarkı durur. Fiyatlar çok ise halkın satın alma gücü yetmez. Mallar satılmaz. Mallar mağazalarda yığılınca çalışanlar artık üretmezler. Bu sefer işsizlik olur. Mallar daha da  fazla mağazalarda yığılır. Sonunda ekonomi çöker. Fiyatlar istikrarlı olursa halk çalışır, üretir, ürettiği ile de malları satın alır ve hayat böyle devam eder.

b) Piyasada gereğinden fazla para varsa enflasyon olur. Yeteri kadar para yoksa işsizlik olur.

c) Soğuklar zararlıdır. Sıcaklar da zararlıdır.

d) Aç kalmak zararlıdır. Çok yemek de zararlıdır.

e) Merkezi hakimiyet zararlıdır. Merkezi hizmetin yokluğu da zararlıdır.

f)  Türkçeyi bilmemek devlet için zararlıdır. Başka dili bilmeyi yasaklamak halk için zararlıdır.

g) Tetkik etmeden karar vermek zararlıdır. Karar vermemek de zararlıdır.

h) İçtihatla kendin amel etmemek zararlıdır. İçtihadını başkasına zorlamak da zararlıdır.

i)   Hukukta merkezi sistemi uygulamak zararlıdır. Askerlikte yerinden yönetime gitme de zararlıdır.

Hayatımızı hep dengede tutmak zorundayız. İfrat ve tefritten kaçınmalıyız. Bugün insanlık ifrat tefrit içindedir. Faizi yasak edeyim derken, ticareti de yasaklıyor. Ticareti serbest bırakayım derken, faizi de serbest bırakıyor. Barışı koruyayım derken silahını da bırakıyor, oysa barış silahla korunur. İnsanı öldürmeyim derken idamı kaldırıyor. Oysa idam daha çok insanın ölmesidir. Bizzat ihkak-ı hakkın durdurulmasıdır.

Liberalizmde kişiler tamamen serbesttir. Sosyalizm ve kapitalizmde merkezi müdahale vardır. “Adil Düzen”de ise halk işinde ve sermayesinde tamamen serbesttir. Ancak kooperatifler gibi halk kuruluşları tarafından müteşebbisler genel hizmetle desteklenmektedir. Hâkim değil hâdim olmaktadır

İşte sabah-akşam bir araya gelerek Kur’an’ı anlamıyla mealden okumak bizi her türlü aşırılıklardan kurtaracak, bize orta yolu gösterecektir. Gelin, biz yapamıyoruz, ama gelecekte yapılabilmesi için hazırlıklarımıza hız verelim.

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 110 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 73 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 76 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 97 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 144 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 76 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 102 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 84 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 70 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 64 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 82 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 99 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 94 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 76 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 59 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 81 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 91 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 82 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 107 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 104 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 120 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 89 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 117 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 78 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 69 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 79 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 77 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 73 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 65 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 52 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 83 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 138 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 99 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 88 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 107 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 100 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 497 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 456 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 511 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 395 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 403 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 595 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 437 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 360 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 408 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 458 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 375 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 422 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 358 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 403 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 381 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 307 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 391 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 437 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 431 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 353 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 399 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 386 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 355 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 427 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 435 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 433 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 444 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 440 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 430 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3021 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3039 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2354 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2151 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2050 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2027 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3277 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2212 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2748 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 1968 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 1931 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 1955 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 1973 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2181 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2232 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2222 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3071 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 2912 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2393 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2776 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 1978 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2599 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2802 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2815 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2798 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2791 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1820 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1789 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 1960 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 1999 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 1989 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2109 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2439 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2156 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2243 Okunma


© 2025 - Akevler