Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025
644 Okunma, 0 Yorum

BOZULMA  (ENTROPİ)

 

Biz irade sahibi varlıkları zihnimizde var etmek isteyelim. Bunun için önce varlıkları birbirinden ayıran mekanizmaları geliştirmemiz gerekir. Tek boyutta yer değiştirmek mümkün değildir, iki boyutlu uzayda yer değiştirmek mümkündür, ancak iki varlık birbirini kesmeden birbirine bir şey verip  alamazlar. Üç boyutlu uzayda birbirini kesmeden halkalar oluşturabilir. Dolayısıyla birbirini kesmeden alışveriş mümkündür. Ancak üç boyutlu uzayda hareketin olabilmesi için dört boyutlu uzaya ihtiyacımız vardır. Dört boyutlu uzayda hareket mümkündür, ama iradeli hareket mümkün değildir. İradeli bir varlığı var etmek istediğimiz için beş boyutluya ihtiyacımız vardır. Bu beş boyutlu uzayın kendi kendine yeterli olması yani başka uzaylara muhtaç olmaması için zâhir âlemin yanında bâtın âlem de olmalıdır. Yani bâtınî sayılar kullanmalıyız.

Hareketin olması için bir sıranın mevcut olması gerekir. Bu da bize zamanın tanımını zorunlu kılar. Zaman, üç boyutlu kainatın beş boyutlu uzay içinde büyüyerek dört boyutlu bir mekanı oluşturması ile tanımlanır. Başlangıç var, üç boyutlu uzay büyümekte ve zamanı oluşturmaktadır.

Bu zaman ve mekan içinde ayrı ayrı varlıkları oluşturmamız için yerin sahiplerini belirtmemiz gerekir. Bu da mekandaki bazı boşluk yerlerinin doldurulması ile olur. Buna “madde parçacıkları” diyoruz. Madde parçacıklarının sayısını sabit tutuyoruz. Yani mekan büyüyor ama parçacıkların sayısı aynı kalıyor. Büyümeyi, boş yerler arttığı halde dolu yerlerin aynı kalması ile tanımlıyoruz. Yani zaman ancak madde ile tanımlanmaktadır. Galaksilerin arası büyüyor, atomların arası sabit kalıyor. Demek ki zaman, galaksiler arası mesafenin atomlar arası mesafelere bölünmesi ile tanımlanmaktadır. Bu sebepledir ki kainat büyüyor diyeceğimize, atomlar küçülüyor da diyebiliriz.  

Beş boyutlu uzayı matematikte altı çift sayı takımlarının oranları ile oluşturmuştuk. Zamanı beş boyutlu uzay içinde üç boyutlu uzayın kayması ile tanımlamıştık. Matematikte bu sıralamanın girmesi ile belirlenmiş oluyordu.

C ışık hızı,   R yarı çap,   T de zaman ise;    C=R7T  sabittir.

İkisi büyümüş veya ikisi küçülmüş olur. Bir şey değişmez. Zamanı büyüme ile tanımlayacağımız gibi küçülme ile de tanımlanabilir. Küçülüyorsa zaman tükenecektir demektir.

Böylece maddeyi tanımladıktan sonra, maddenin birbirinden etkilenip bir oluş meydana getirmesi için hızı tanımlıyoruz. Hızların toplamı sabit olmalı. Belirlenmesi için karelerinin toplamı da sabit olmalı. Bunlar cansız varlığı oluşturur. Ama canlı demek bozuk olarak dağılmış maddeleri bir araya getirerek düzgün hâle sokmasıdır. O halde bozulmayı da tanımlamamız gerekir.

Bir kapalı kapta N kadar molekül olsun. Bunlar eşit hızla hareket etsinler. Biz buna “düzgünlük” diyoruz. Bu zerreler değişik istikamette değişik hızlarla hareket etsinler. Canlılar kendileri enerji var edemezler. Çünkü onlar tanrı değildirler. Öyleyse onların kullanabileceği bir şeyi de var etmemiz gerekir. Bu da bozulmanın artmasıdır. Kainat bozulmaya doğru gidecek. Bu canlıların kullanabileceği enerjiyi ortaya koyacak. O enerjiyi kullanarak canlılar ters işlem yapacaklar.

Denizin içinde bulunan bir borudan su aksın. Su moleküllerinin hızları aynı olacak ve bir istikamette akacaklardır. Su zerreleri borunun dışına çıktıklarında sağa sola dağılacaklar ve zamanla değişik yönlerde ve hızlarda akacaklardır. Bunun aksi olmaz. Denizin içindeki moleküller birleşerek bir araya gelip bir istikamette ve aynı hızla akmaya devam etmezler. Yine taşları ovada bir sıraya dizip bırakınız. Uzun zaman geçtikten sonra bunların sıralarını dağıttıklarını görürsünüz. Hiç bir zaman dağınık taşlar kendiliğinden sıraya gelmezler. İnsanları da sıraya soksanız, kendiliğinden kaldıkça dağılırlar ama kendiliklerinden bir araya gelmezler.

“Kainatta bozulma meyli vardır” denir. Batılılar buna, “entropi (bozulma) artmaktadır” diyorlar. Tropi, düzgünlük demektir. Entropi de düzgünlüğün aksidir. Bunu matematikle şöyle ifade edeceğiz:

Zerreler arasındaki hız farklarını   ile gösterirsek, bunların toplamı kapalı alanda daima sıfırdır. Çünkü moleküllerin kaçı sağa doğru gidiyorsa bir o kadarı da sola gidiyor. O halde bozulmayı hız farkları ile tanımlayamayız. Biz biliyoruz ki, hız karelerinin toplamı da sabittir. Enerji Sakımı Kanunu. O halde hız kareleri arasındaki farkları ele alıp toplayabiliriz.

Molekülleri hızlarına göre sıralayalım. Yani yan yana bulunan moleküllerin hızları arasındaki farkı  dv^2  olarak gösterelim Bunu hıza bölersek hız farkını bulmuş oluruz. Entegre edersek hız farklarını veren bir sayı buluruz. İşte MATEMATİK olarak bunu “BOZULMA” ile tanımlayacağız.

dS= dv^2/v^2   Sıcaklık hızı karelerinin ortalaması ile tanımlanır.

dS=dT/T   S= Ln(T)   bulunur.  

dS >0  bize bozulmanın (entropinin) büyüdüğünü ifade eder.

Şimdi ayrı ayrı sıcaklıkta iki cismi düşünelim.

dT1/T1 + dT2/T2 yani ortak bozulmayı bulalım,

Bunlardan her biri ortak sıcaklığa gelecektir.

Enerji sakımı kanununu kullanalım  d(m1*T1)/(m1T1) +d(m2*T2)/(m2*T2) den m ler sadeleştirilirse  dT1/T1+dT2/T21  entegre ettiğimizde ortak T ler oluşacaktır.  Ln T/T1+Ln T/T2 ortak entropi veya ortak bozulma olacaktır.  Ln (T*T)/(T1*T2) = ln [(T^2/ ((T+DT)*(T-DT))]

Demek ki bölen daha küçüktür.

Sonuç, cisimler farklı sıcaklıklarda iseler birbirine sıcaklıklarını yaklaştırırlar. Soğuk cisim ısınır, sıcak cisim soğur. Benzer düşünce yüksekteki cisimlerin kendi kendilerine düşeceklerini gerilmiş yayın gevşeyeceğini açıklar.

Kainatta bozulma büyümektedir.

Canlının tanımını yapacak olursak:

Entropiyi küçülten mekanizmadır.

Canlı enerjiyi kullanarak dağınıklığı düzgün hâle getirmektedir. Topraktan aldığı maddeleri  canlının yapısına dönüştürmektedir. Ne var ki, canlı kendi mekanizmasında türü değişmedikçe bir evrim meydana getirmektedir. İnsan ise kendisinde bir evrim yapmamakta ama yaptıklarında evrim oluşturmaktadır. İşte buraya kadar madde ile her şeyi açıklıyoruz. Ancak canlıyı meydana getirme ile insanın evrim yapması madde ile açıklanamamaktadır.

Ege Adaları’nın herhangi birinde bir tünel açalım. Tünelin içine çok büyük bir pompa yerleştirelim. Sular tünelin bir ağzından girecek, diğer ağzından çıkacaktır. Tüm Ege Denizi’nde bir su akıntısı oluşacaktır. Şimdi bizim bir kayığımız olsun, herhangi bir adadan diğer adaya gitmek isteyelim. Eğer su akıntısı bizim taraftan o adaya doğru ise dümenimizi ona kırmak suretiyle hiçbir enerjiyi harcamadan istediğimiz adaya varabiliriz. Böylece biz enerji harcamadan yolculuk yapmış oluruz. Ama biz daha ileride isek geriye dönemeyiz. Ama eğer tünelden geçersek istediğimiz yere varabiliriz.

Allah işte böyle bir tünel var etmiştir. Kainatın bütün maddeleri o tünele doğru akıyorlar. Kara delikten giriyorlar, ak delikten çıkıyorlar. Belli zaman devam ettikten sonra yine kara delikten girip yeniden ak delikten çıkıyorlar. Birçok kara delik seri veya paralel bağlanmış olabilir.

Bu durumda canlılar ve insanlar kendileri enerji üretmiyorlar, akan enerjiden yararlanıyorlar. Enerjinin akması entropinin büyümesi ile tanımlanmaktadır. Tüm  canlılar bu entropinin büyümesinden yararlanarak istedikleri yere varabiliyorlar. Entropilerini küçültebiliyorlar.

Madde sınırlı olduğu için yeni canlıların oluşması için eski canlıların ortadan kalkması gerekmektedir. Bu da canlılar arasında bir çatışmayı ve mücadeleyi doğurmaktadır. Kainat bu düzen içinde kurulmuştur. Genel olarak bitkiler canlı için maddeleri üretmekte, hayvanlar ise onu kullanarak yeryüzünü imar etmektedirler. Diğer canlılarda savaş türler arasındadır. Bir örnek verelim:

Afrika’da bol yağmurlar yağmakta, otlaklar oluşmaktadır. Yeni otlakların yetişmesi için eski otların ortadan kalkması gerekir. Allah bunun için keçileri var etmiş, onlar otları tüketmektedir.   Keçileri tüketen aslanları da var etmiştir. Keçiler azsa otlaklar boldur. Kurtlar aç kalmakta, keçiler ise güçlü olmaktadır. Aslan keçiyi kovalarken keçilere yetişemiyor. Aslanlar zayıflıyor ve onların düşmanları onları yok ediyor. Böylece keçiler çoğalıyor. Bu sebeple otlaklar azalmaktadır. Bu sefer ot azaldığı için keçiler zayıflamaktadır. Keçiler çok olduğu için de aslanlar şişmanlamaktadır. Keçiler azalıyor, otlar çoğalıyor, böylece üçlü denge sürüp gidiyor.

Bedenen zayıf olmakla beraber zihnen güçlü olan insan karşısında hiç bir hayvan duramıyor. Artan nüfusun dengelenmesi için birileriyle savaşmaları gerekir. O halde savaş tabii düzenin, ölümlü dünyanın, entropisi büyüyen kainatın tabii sonucudur. Mikropları ortadan kaldırsanız kainat leş yığınına döner. Savaşı kaldırsanız topluluklar da biter ve sosyal leş olurlar. İnsanlık yarım asırdır doğru dürüst savaş görmediği içindir ki sosyal âfetler oluşmuştur.

Bu gerçekleri gördükten sonra her Müslümanın görevi, her işte barışı düşündüğü gibi savaşı da düşünmesidir. Ülke içinde savaş ne kadar gayri meşru ise; ülkeler arası gerektiğinde savaş da o nisbette gayri meşrudur. Halkına saadet getiremeyen, Adil Düzeni kuramayan topluluklar, er-geç içten çökmeseler dış saldırılarla ortadan kalkarlar. Bizi savaştan uzaklaştırıp tiksindirmek isteyenler dünyanın en güçlü ordularını besliyorlar. Yani, biz ordumuzu dağıtacağız, savaştan nefret edeceğiz, onlar gelip topraklarımızı işgal edecekler. Savaş mukaddestir, ordu mukaddestir. Ordu düşmanlığını bu ülkede yaymak isteyenler bize işte bu iyiliği yapmak istiyorlar!..

Kur’an’da pek çok âyet bize savaşa karşı hazırlıklı olmamızı emretmektedir:

“Sizinle savaşanlarla Allah yolunda savaşın, siz saldırmayın.”

“Gücünüz yettiği kadar onlara karşı gücünüzü hazırlayın.”

“Kendinizi kendi ellerinizle tehlikeye atmayın.”

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 703 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 487 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 457 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 486 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 549 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 490 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 505 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 571 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 401 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 467 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 464 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 469 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 536 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 463 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 455 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 529 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 560 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 561 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 549 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 470 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 495 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 556 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 510 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 430 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 488 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 574 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 644 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 420 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 492 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 501 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 519 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 695 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 649 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 565 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 478 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 496 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 761 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 682 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 797 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 632 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 644 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 925 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 667 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 602 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 598 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 652 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 586 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 646 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 618 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 653 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 639 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 561 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 611 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 695 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 685 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 575 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 654 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 606 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 573 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 646 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 636 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 647 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 658 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 685 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 618 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3391 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3504 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2583 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2417 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2292 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2376 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3605 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2432 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2981 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2228 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2288 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2251 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2218 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2466 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2482 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2407 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3350 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3147 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2645 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 3032 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2245 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2781 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 3059 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 3055 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 3038 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 3068 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 2047 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 2027 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2202 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2192 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2217 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2336 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2628 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2612 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2472 Okunma


© 2025 - Akevler