Kenan Evren askeri müdahale yaptı. Bir ilmî heyet oluşturdu. Bu heyet sivil ilim adamlarından oluşmuştu. Sonra kurucu meclis oluşturdu. Meclis de sivil temsilcilerden oluşmuştu. Sonunda son şeklini kendisi verdi. Halk oylamasına gitti. Asla baskı yapmadı. % 92 evet oyu ile kabul edildi. Evet, bu anayasa demokratik usulle seçilmiş şekilde oluşturulmadı. Ancak bu anayasa sivil anayasadır. Gerek ilim meclisi gerekse kurucu meclis katkısız sivillerden oluşmuştur. Bu anayasaya kimse askeri anayasadır diyemez.
Yine 1980 anayasası halkın isteğiyle kahir çoğunlukla kabul edilmiştir. O halde anayasa tamamen milli irade ile kabul edilmiş anayasadır. 30 yıldan beri uygulamada başarılı anayasa olmuştur. Askeri müdahaleye gerek bırakmamıştır. 28 Şubat’tan sonra AK Parti’yi iktidara getirebilen anayasadır.
1982 anayasası 1961 anayasasının değiştirilmiş şeklidir. Ana yapısı aynıdır. Sonra da meclisler birkaç değişiklik yapmışlardır. Sonuç aynı kalmıştır.
Bu anayasada eksik olanlar nelerdir?
1- Bir cumhurbaşkanına fazla yetki verilmiş ve anayasal kuruluşlar ona göre oluşturulmuştur. Kuramları millî iradenin aksi istikamette oluşmuştur. Bu değiştirilmelidir. Anayasal kuruluşlar partiler tarafından aldıkları oy nisbetinde seçilmelidir. Yeni sistem kabul edildiği takdirde eski görevlilere son verilmelidir. YÖK, yüksek yargı hakimlerinin, ordu komutanlarının atanmaları siyasi partiler tarafından yapılmalıdır.
2- Seçimdeki barajlar gayri adildir. Barajlar tartışmasız %5’e düşürülmelidir. Böylece demokrasinin tam olarak çalışması sağlanmalıdır. Dokunulmazlıklara dokunulmamalıdır.
3- İnkılap kanunları ile ilgili madde kaldırılmalıdır. Demokrasiye geçmişsek tam geçmeliyiz. Vazgeçmişsek 1950’den sonraya dönmeliyiz. Tevhidi Tedrisat Kanunu ve tarikatların yasaklanması tek partili yönetimin doğal sonucudur. Çok partiye geçtiğimizde bunlar gülünçtür, çelişkidir.
4- Odaların, baroların ve benzer mesleki kuruluşların yöneticilerini seçme sistemi demokratikleştirilmelidir. Meslekten akademik kariyer yapmışlar arasından meclis veya partilerce atanmalıdır. Kendi yönetimlerini kendilerinin seçtiği bir kuruluş kamu yönetiminde söz sahibi olamaz.
Bu dört madde demokratikleşme için gereklidir. “Adil Düzen”de bunların hiçbirisi yoktur. Ancak sizin sistemde bir şey yapılacaksa böyle yapılır.
Asıl çözüm “Adil Düzen”dedir. Ne var ki “Adil Düzen” anayasa değiştirmekle gelemez. “Adil Düzen”in gelmesi için adım adım kanunlar çıkarılmalıdır.
1- Ocaklar kanunu çıkarılmalıdır. Bunun için anayasa değişikliğine gerek yoktur.
2- İller kanunu çıkarılıp valiler seçimle atanmalıdır. Belediye idare teşkilatı birleştirilmelidir. İç güvenlik illerin yönetimine verilmelidir.
3- Bölgeler kanunu yapılmalıdır. Her bölgenin merkezine bir millî ordu yerleştirilmeli Bir bölgenin askerleri o bölgeden olmamalıdır.
4- Tarafsız, bağımsız, etkin ve saygın yargı sistemi oluşturulmalıdır. Bu da hakimlik sisteminden hakemlik sistemine geçilmekle olur. Soruşturma, bilirkişilik, savunma ve hakemlik demokratik yoldan oluşturulmalıdır.
Bundan sonra her il kendi sistemini kendisi oluşturacaktır. Merkez karışmayacak. Her bucak kendi sistemini kendisi oluşturacaktır. İl merkezleri karışmayacak.
Halk istediği bucağa göçebilecektir. İstediği ile göç edebilecektir. İstediği bucaktan ve istediği ilden ayrılabilecektir. Göçlerin kolay olabilmesi için taşınmazlarını devlet rayiç değerle satın alacaktır.
Ocakların nüfusu 30 ile 100 arasında olacaktır. Bucakların nüfusu 3000 ile 10 000 arasında olacaktır. İllerin nüfusu 300 000 ile 1 000 000 arasında olacaktır. Halkın gösterdiği rağbete göre nüfus yeter sayıdan aşağı düştüğü zaman o kuruluş tasfiye edilecektir. İki mislinden fazla olan kuruluşlar bölünecek ve toprakları genişletilecektir.
Zamanla kötü ocak, bucak ve iller elenecek, iyi ocak ve bucaklar yaygınlaşacaktır. Böylece ülke değişecek ve milletin istediği bir düzene kavuşacaktır.
İşte “Adil Düzen”in inkılap şekli budur.
Anayasa ile tepeden değil, halk tarafından aşağıdan oluşacaktır.