AK Parti 2002 yılında iktidar olduğunda, AK Parti’nin ömrü iki senedir diye yazmıştım. Gerekçeyi de şöyle izah etmiştim. Sermaye altı ay bekler. Altı ay ilim adamlarına proje hazırlatır. Bir sene içinde de uygular. Benim dediklerimin hepsi oldu ama sonuç olmadı.
Bunun sebepleri nelerdir?
a) AK Parti’ye ordu sahip çıktı, ABD’deki plan yürümedi.
b) Tezkere (1 Mart 2003) Meclis’ten geçmedi Allah korudu.
c) ABD’de sermaye gücünü yitirmeye başladı, dolayısıyla oyunları başarılı olmadı.
d)Türk ulusu seçimlerde AK Parti’ye sahip çıktı.
Bunu şimdi neden anlatıyorum?
AK Parti iktidarını artık Amerika yıkmaz; yıkamaz da. Çünkü sermaye şimdi Obama ile meşguldür. Obama’nın ömrü iki yıldır. İki yıl içinde sermaye bir şey yapmazsa ona teslim olur. Yeni planlar ve teoriler geliştirir.
Demek ki 1950’den beri Batı tekel sermayesinin Türkiye’de oynadığı oyunlar artık geçerliliğini kaybetmiştir. Dıştan gelecek oyunlarla AK Parti’yi devirmek mümkün değildir.
Türk milleti bir asırdır bir şey yapıyor, iktidarları hep değiştiriyor. Abdülhamit’ten sonra Meşrutiyetçiler, sonra Mustafa Kemal devri, sonra İsmet İnönü devri, sonra Adnan Menderes devri, sonra Süleyman Demirel devri, sonra Turgut Özal devri; şimdi de Tayyip Erdoğan devri geldi. Abdülhamit’ten sonra Türkiye daima daha çok İslâmiyet’e yakın iktidarlara doğru kaymıştır. 28 Şubat devri sonrasındaki gibi devirler millî hükümetler devri olmadığı için onları hesaba katmıyorum. O halde AK Parti’den sonra ya bir ara 28 Şubatçılar gelebilir, yahut AK Parti’den daha çok İslâm’a yakın bir parti gelebilir.
Özel hayatlarında AK Partililer yaşanabilecek en ideal İslâmî hayatı yaşıyorlar. Dolayısıyla AK Parti’den daha Müslüman bir parti düşünemeyiz. Ancak “Adil Düzen”i benimseyen bir parti AK Parti’yi geçebilir.
Demek ki Türkiye’nin geleceği iki şeye bağlıdır:
-Ya Adil Düzen Partisi kurulacak, o AK Parti’yi sollayacak ve böylece AK Parti iktidarı sona erecektir.
-Ya da 28 Şubat benzeri bir müdahale ile Ecevit benzeri hükümetler gelecek, başaramadığı için yerini Adil Düzen Partisi’ne bırakacaktır.
Bu iki seçenek dışında, mevcut partilerin seçimle AK Parti’yi geçip iktidar olması bir asırlık tarihimizde olmamıştır.
Cumhuriyet Halk Partisi AK Parti’ye alternatif olamaz. Çünkü ondan daha dindar değildir. Eski partidir. 60 yıldır tüm desteklere rağmen hiçbir zaman iktidar olamamıştır. Değişik kılıklara girmiş ama din düşmanlığı huyundan vazgeçmediği için halkın oyunu alamamıştır.
AK Parti’ye en çok rakip olan parti Milliyetçi Hareket Partisi’dir. Parti olarak İslâmiyet’ten uzak değildir. İstese “Adil Düzen”i AK Parti’den daha çok benimseyebilir. İslâmî hayata da intibak edebilir. AK Parti’yi geçmiş olabilir. Ne var ki bu parti de AK Parti’den sonra en çok eski olan partidir. Başkanının İslâmiyet’le fazla yakınlığı yoktur. Dolayısıyla AK Parti’yi seçimde devirmesi ihtimali yok gibi bir şeydir.
ANAP ile DYP yola gelirse diyecektim ki; bunlar Cindoruk’u başkan yapmakla dine karşıdaki cephede yerlerini aldılar. Zaten böyle fikir partisi olmayanlara halk artık itibar göstermiyor.
Bunun dışındaki partilerin ne seçmeni vardır, ne de İslâmiyet’e yönelik tutumları vardır.
Başka küçük partiler vardır. Bunların içinde Saadet Partisi’nden bir hareket beklenebilir. Ne var ki Numan Kurtulmuş, Recai Kutan’tan daha çok “Adil Düzen”e biganedir. AK Parti’ye benzeyerek AK Parti’nin yerini alacağını zannediyor. Hiç taklit edenler taklit edilenleri geçebilirler mi?
O halde, AK Parti’nin alternatifi olmadığı için askerler onu desteklemeye devam edeceklerdir. Halk da başka çaresi olmadığı için yine oylarını çoğaltarak ona verecektir.
Bunun bir alternatifi vardır. Artık eriyip yok olmaya doğru giden İslâm karşıtları ülkede öyle olaylar çıkarabilirler ki, ordu müdahale etmek zorunda kalabilir. AK Parti’nin iktidarına son verebilir. Bunu da kolay kolay yapmayacaklardır. Çünkü ordu müdahale etmeden de bu hareketleri bastırma gücüne sahiptir.
Hâsılı, bundan sonra daha beş-on sene AK Parti’yi iktidarda göreceğiz demektir.
Adil Düzen Çalışanları on sene sonrası için hazırlanmalıdırlar. Allah’a inanmış (Türk, Hıristiyan, Yahudi, Sünni, Alevi olsun) herkes; dini, tarikatı ve mezhebi ne olursa olsun herkes, on sene sonra “Adil Düzen”e ulaşabilmemiz için Akevler’deki çalışmalarımıza katılmalıdır. On sene sonra bu söylediklerimi sağ olanlar tartışacaklardır.