Sermaye tıkanmıştır.
a) Faizli sistem ömrünü doldurmuştur, artık varlığını sürdüremiyor. Yaşaması için savaşların çıkması gerekir.
b) Devletler güçlenmiştir, Sermaye’yi dinlememektedirler. Beş büyükleri yola getirmek için savaş çıkmalıdır.
c) Sermaye tekeli oluşamadı. Halk ekonomisi ile halk yönetimi varlığını sürdürmektedir ve gittikçe güçlenmektedir.
d) Sermaye’nin dinsizlik için kullandığı ilim insanları dindarlaştırmıştır.
Sermaye’nin bu sorunları çözebilmesi için üçüncü cihan savaşını çıkarması gerekir.
Müslümanları Şii ve Sünni diye ikiye ayırdı. İran ile Türkiye’yi savaştıracak ve iki bloku böyle oluşturacaktı.15 Temmuz darbesinin başarısız olması, Putin’in Türkiye ile arasını açmaması, Trump’ın seçilmesi, Erdoğan’ın Batı’ya cephe alması sonucunda Türkiye ile İran arasında savaş çıkaramayacağını anlayan Sermaye şimdi yeni oyun oynuyor.
Samimi Müslüman olan İhvanı Müslimin ile samimi Müslüman olan Risale-i Nur Şakirtlerini terörist haline getirip devre dışı etmiştir. Sünni-Şii ayırımı yerine şimdi de Arap-Acem ayırımına girişmiştir. Trump Sermaye’nin oyuncağı olarak bu siyaseti gütmektedir.
Suud ile Katar arasında çıkacak kavgada Türkiye ve İran Katar tarafında olacak, Sermaye bu sefer Müslümanlar arasındaki kavgayı Arap-Acem kavgasına dönüştürecektir.
Sermaye’nin bu yeni projesine insanlık nasıl cevap verecektir, bilinmiyor.
Katar Emiri Katar’ı terk etmelidir. Ona İran’da, Irak’ta veya Türkiye’de bir site kurmalıyız. Yüz lojmanlı apartmanlardan oluşacak bu siteye yerleştirilmelidir. Katar Arabistan’a bırakılmalıdır. Böylece İran, Türkiye, Irak ve Suriye’de barışı getirmeliyiz.
Ondan sonra ne olur?
Araplar birleşip bize saldırabilirler. Bizim cephemizde İhvanı Müslimin yer almalıdır. Bizim cephemizde Risale-i Nur grubu yer almalıdır. Gülen ile Öcalan Cumhurbaşkanı tarafından affedilmelidir. Kürtleri yanımıza almalıyız.
Rusya, AB ve Çin yanımızda olmalıdır.
Savaşa giriştiğimizde iki hafta içinde savaşı bitirmeliyiz.
Savaş hazırlık yapıldıktan sonra başlatılır. Savunmada direnme olur. Karşı saldırıya güçlü olduğunuz zaman geçilir. Savaşın temel kuralı şudur. Yeneceğine kanaat getirilmedikçe saldırıya geçilmez. Onlar bize saldırınca ölesiye savunuruz.
Devlet başkanının asker olması gerektiğini bunun için savunmuştum. Erdoğan iyi başbakandı. Bir asker cumhurbaşkanı yapılacak ve kendisi başbakanlığa devam edecekti.
Şimdi sivil mantıkla savaşa gidiliyor. Başarılı olması imkânsız. ABD’de yöneten Sermaye’dir. Bizim böyle sermayemiz yoktur.
Adil Düzen çalışanları, devletin alacağı kararlarına ya uyarlar, askere gidip savaşırlar ve şehit olurlar yahut ülkeden hicret ederler.
Adil Düzen’in gelebilmesi için önce devletimiz yaşamalıdır.
Devletimizin yıkılmaması gerekir.
Devletimizin bu merhalede haklı olması, adil olması gerekmez. Devletimizin zalim olması yöneticilerin zalimliğinden ileri gelmemektedir, düzenin bozulmasından ileri gelmektedir. Düzen bozuk değilse bizim Adil Düzen getirmemize gerek yoktur.
Ne var ki zalim de olsa, kötü de olsa, her düzen düzensizlikten daima daha iyidir. Devletimizin önce yaşaması, sonra adil olması gerekir.
Bu sebepledir ki askerlikte adalet değil galibiyet aranır.
Sivil hayatta adil olacaksın, zarar etsen de adil olacaksın. Sen davranıştan sorumlusun, sonuçtan sorumlu değilsin. Çünkü sonuç sana ait değil sisteme aittir.
Askerlikte ise bu durum terstir. Sonuç alacaksın, galip geleceksin, zaferi kazanacaksın; bunun için haklı olman gerekmez. Şehadet budur. Öleceksin ama galip geleceksin.