İnsanlığın dört sorunu vardır. Üçüncü binyıl uygarlığına geçilirken bu sorunların çözülmesi gerekir. Karşılıksız para sorunu ve çözümünü diğer haftalık makalemde anlattım, Anayasa ve hakemlik sorunları vardır, bir de İsrail sorunu vardır. Bu makalemde de İsrail sorununu anlatacağım.
Allah nasıl vücudumuzda çeşitli dokular koymuş ve bunlar uzuvları oluşturuyorsa, bunun gibi insanlık camiası içinde çeşitli halkları var etmiş, onlara farklı görevler vermiştir. Her topluluğun başka topluluklardan üstün tarafları vardır.
Örnek olarak Türk Milleti asker bir millettir. Almanlar sanayici bir millettir. Fransızlar uygar bir ulustur. İsrail oğulları da tüccar bir ulustur.
Allah yeryüzüne uygarlığı yayma görevini onlara yani İsrail oğullarına vermiştir. Bugünkü uygarlığı da onlar kurmuştur. Şimdiye kadar teknik imkânlar olmadığı için bunlara ihtiyaç vardır. Şimdi teknik imkânlar geldiği için onlara olan ihtiyaç şekli değişmiştir.
Kur’an’ın bildirdiğine göre onlar yeryüzünde iki defa hâkim olacaklardır. Birincisinde Hazreti Davud ve Hazreti Süleyman zamanında hâkim oldular. Bir de bugün hâkim olmuşlardır. Karşılıksız dolar da onların eseridir. Dünya hâkimiyetini böyle sağladılar. Karşılıklı dolar (karşılığı olan para) çıkınca onların hâkimiyeti sona erecektir. Artık tekel oluşturamayacaklar, artık dine ve siyasete karışmayacaklar, ilmi de sömürü aracı olarak kullanmayacaklardır.
Bununla beraber, bunlar ticaretteki üstün kabiliyetlerini sürdürecek, uluslararası ticaret yine bunların elinde olacak, hiçbir kavim bunların seviyesinde uluslararası ticarette başarılı olamayacaktır.
Bunların başka bir özelliği de ilim adamlarını desteklemeleridir. Türkiye’de keşif yapan suçlu olur, buluş yapan cezalandırılır. Oysa İsrail’de başkalarının buluşlarını aşıranlar desteklenir, o bulmuş şekline sokarlar ve dünyaya o bilgi yayılmış olur. Yahudilerin bu kendi adamlarını büyütmeleri ile ilim ve teknik gelişmeye devam eder. İnsanların huyunu değiştirmemiz mümkün olmadığı için başka uluslar keşfedecek, icat edecek ve ilmin ticaretini de onlar yapacaklar. Sermaye de o buluşları onlara mâl edecek, bu sayede insanlık onlardan yararlanacaktır.
Bu durum mallarda da böyledir. Üreticiler yıllarca uğraşır, bir mal imal eder, karnını doyuracak kadar ücreti olur. Tüccar onu alır ve satar, belki onun kadar pay sahibi olur. İlmi insanlık üretecektir ama ilmi Yahudiler dünyaya pazarlayacaklardır. Onun için İsrail oğullarına insanlığın ihtiyacı devam edecektir. Yani bundan sonra İsrail oğulları dünyaya hükmedemeyecek, dünyayı sömüremeyecek, dünyayı fitne ve fesada sokamayacak ama varlıklarını sürdürecek, ticarette ve ilmi pazarlamakta başrollerini oynamaya devam edeceklerdir.
İnsanlığın üçüncü binyıl uygarlığına geçebilmesi için “İsrail sorununu, Yahudi sorununu, Filistin sorununu” çözmesi gerekmektedir, hilkat kanunlarına göre çözmesi gerekmektedir, Tevrat’a ve Kur’an’a göre çözmesi gerekmektedir.
Tevrat ve Kur’an’da Nil ve Fırat arası topraklar Hazreti İbrahim’in oğullarına yani Hıristiyanlarla Müslümanlara vaat edilmiştir. Bu gerçekleşmiştir. Bu topraklarda yalnız bunların dinine mensup Hz. İsmail ve Hz. İshak’ın torunları yaşamaktadır. Ayrıca İsrail oğullarına ise Filistin toprakları vaat edilmiştir. Bu Tuz Gölü ile Akdeniz arasındaki topraklardır. Gazze ve Batı Şeria dâhildir, Aksa hariçtir. Tevrat’ta sınırlar kent kent sayılmıştır.
Bu topraklar Yahudilere vaat edilmiştir; Tevrat’ta vaat edilmiş, Kur’an’da onaylanmıştır. Yine Kur’an’da ve Tevrat’ta buraların işgal edileceği ama sonra 21’inci yüzyılda kendilerine iade edileceği ve orada toplanacakları bildirmiştir. Birinci ve İkinci Cihan Savaşı bunu sağlamıştır, bundan sonra da tamamlanacaktır.
Bu gerçekleri bilerek İsrail sorununu insanlığın çözmesi gerekecektir.
Bizim önerimiz şudur. İsrail devletinin bu toprakları yani Batı Şeria ile Gazze’nin boşaltması ve onlara bırakılması gerekir. Buranın halkına Mısır, Suriye ve Ürdün çöllerinde Filistin devletini kurmalıyız ve onları orada iskân ederek Filistinlilerin tarihi varlıklarını da İslâm camiası içinde yaşatmalıyız.
Akevler’in Yüz Lojmanlı Apartmanlar Projesi buralarda gerçekleştirilir. Ayrıca yine Akevler’de geliştirilen Kapalı Devre Su Kullanan Sera Sistemleri geliştirilir. Filistinliler buralarda yerleştirilir ve ulus korunmuş olur. Adil Düzen uygulamaları da buralarda yapılır.
Bunun kaynaklarını bulmak son derece kolaydır. Filistinlilerin İsrail topraklarındaki mal varlıklarını Yahudiler satın alırlar. Komşu ülkeler şimdi kullanmadıkları çöl topraklarını bunlara verirler. Buralara Filistinli olmayan Araplar gelip yerleşebilir. Bu paralarla Yüz Lojmanlı Apartmanlar kurulur.
Rockefeller ve Rothshildler de İsrail’de yerleşir, serbest rekabet içinde insanlığa hizmet etmeye devam eder ve kendi varlıklarını sürdürürler. Rockefeller ve Rothshildler eski düzeni devam ettirmekte ısrar ederse, bu aileler dağıtılır ve tarihe karışmış olurlar.
Sonuç olarak insanlığın en önemli sorunlarından olan sömürü Sermayesi ile Yahudi olan İsrail oğullarını birbirlerinden ayırmak gerekir.