Süleyman Karagülle
III.Bin yıl uygarlığı nasıl doğacak?
24.03.2012
5832 Okunma, 2 Yorum

          İnsan uygarlaşan bir varlıktır. Mağara devrinde maymunlar seviyesinde yaşarken, ağaç yapraklarını örtünürken, bugünkü uygarlığa ulaştık. Bu insanların yaptıkları yenliklerle olmuştur. Tarih yenlikçiler ile tutucular arasındaki çatışma ile oluşmuştur.

En büyük değişme tarihte iki defa olmuştur/olmaktadır.

Göçebe halinde yaratılan insanlar yerleşik döneme geçerken büyük sıkıntı çekmişlerdir. Nuh Tufanı ile bunu aşabildiler.

Bugün de tarım döneminden sanayi dönemine geçiyorlar. Büyük sıkıntıları var. Zorluklar içinde oluyorlar.

Acaba biz tarım uygarlığından sanayi uygarlığına nasıl geçeceğiz?

Bundan sonra da üçüncü uygarlık olacak mı?

Bundan sonra üçüncü uygarlık denizlere açıldığımız, deniz içinde kentler kurduğumuz zaman olacaktır.

Sonra da gezegenlere çıktığımız zaman yine sıkıntılı bir geçiş kaydedeceklerdir.

Kara uygarlığında “yeni bir tufana” gerek olmayacaktır. Şimdi “sosyal tufan” beklenmektedir. Atom savaşı tufandan beterdir.

Tarihte ilk uygarlıklar Mezopotamya’da doğdu. Barajlarla bol ürün elde edilince onların depolanması söz konusu oldu. Mabetler bu görevi yüklediler. Halk buraya mallarını koydu. Tüccarlar aldı ve pazarladı. Rahipler yazı ve hesabı geliştirdiler. Alacağını ve borcunu öğrenmek isteyen tüccarlar din adamlarından yazıyı ve hesabı öğrendiler. Resmi ve zorunlu öğrenme değil, halkın kendi isteğiyle öğrenmesiyle ilk uygarlık doğdu.

Mısır Mezopotamya’yı taklit etti. Yine din adamları yazı ve hesabı öğrenmeğe başladılar. Bu devlet tarafından resmen yapıldığı için herhangi bir gelişme olmadı. Mısır’da Mezopotamya’nın müsbet ilimleri doğmadı.

Mezopotamya’da ve Mısır’da şekil yazısı vardı. Halkın öğrenmesi zordu. Tevrat nazil olunca harf yazısı ile halkın okuması emredildi ve halk Allah’ın kitabını anlamak için Tevrat’ı tedris etmeye başladı. Bu sayede çok ileri adımlar attılar. İbrani uygarlığı böyle doğdu.

Yunanlılar, Yunanistan’ı Dorlar istila edince Batı Anadolu’ya geldikleri zaman kendilerinden çok ileri İbranileri buldular. Tevrat okuyorlardı. Zenginleşmişlerdi. Tevrat’ı okuyamadılar ama Tevrat benzeri halk Mezopotamya ilimlerini okumaya başladı. Resmi değil halk girişimi. İşte Yunan uygarlığı bu halk okumasıyla doğar. Hattâ binaları olmadığı için sokakta yürüyor ve ilimleri tedris ediyorlardı. Bundan dolayı onlara “meşeaiyyun” deniyor.

Yine Tevrat ve Yunan felsefesinin etkisi altında Roma’da forumlarda hukuk okunmaya başlandı. Halk okuyordu. Devlet okutmuyordu. İşte, Roma uygarlığı da halk girişimi olarak bu okullarda doğdu.

Kur’an nazil olunca medreselerde halk önce Kur’an’ı, sonra hadisleri, sonra fıkhı, sonra da müsbet ilimleri okumaya başladı. İslâm uygarlığı böyle doğdu.

Müslümanlar Mezopotamya’nın vârisi olmakla kalmadılar; Hint ve Yunan uygarlıklarını da tamamen adapte ettiler. Medresede ders verenler maaş almıyordu. Okuyanların da bir gelirleri yoktu. Sadece hobi olarak yapılan çalışmalarla uygarlık doğdu.

Haçlı Seferleri ile Batı uygarlaşmaya başladı. Tüccarlar ortaya çıktı. İtalya’da, Sicilya’da, Endülüs’te tüccarlar Kuzey Afrika ile ticarete başladılar. Romen rakamlarıyla hesaplar yapılamadığı için tüccarlar zorluk içindeydiler, hâlbuki Araplar çok kolay hesaplar yapıyorlardı. Onların yaptığı bugün bizim için bilgisayarın sağladığı kolaylığı sağlıyordu.

Fibonatti soyadlı bir tüccar 12 yaşlarındaki oğluyla (Leonardo Fibonacci) Kuzey Afrika’ya gidiyor ve ticaret yapıyordu. Oğluna hesap öğretmesi için bir hoca tuttu. İşte bu çocuk bugün bizim de kullandığımız sıfırlı rakamları kullanmayı öğrendi. Avrupa’ya o tanıttı. Tanınmış matematikçi oldu. Halk kahvelerde matematik öğrenmeye başladı. Bugünkü Avrupa uygarlığı böyle doğdu. Newton gibi meşhur fizikçi de buralardan yetişti.

Bu makalede anlatmak istediğimiz şey şudur.

Uygarlık halkın yeni bir ilmi öğrenmeye başlamasıyla doğar...

Resmi kuruluşlar ve “MUHAFAZAKÂRLAR” ise mevcudu yaşatmaya çalışırlar, düzenlerini (mevcut düzeni) değiştirmek istemezler, bu sebeple yeni uygarlık doğmaz...

III. Bin Yıl Uygarlığı da bugünkü üniversitelerden, bugünkü okullardan, bugünkü resmi kuruluşlardan doğmayacaktır…

III. Bin Yıl Uygarlığı halk kuruluşlarından doğacaktır; ilim ve amel veya teori ve pratik çalışmalar yapan “AEVLER” benzeri kooperatiflerle doğacaktır; halk hareketi ile doğacaktır; 100 lojmanlı 200 işçili işyerlerini kurduğumuz ve burada öğrenenlerin yapacağı yeniliklerle doğacaktır...

“ADİL DÜZEN MEDENİYETİ” böyle doğacaktır…

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org   (0532) 246 68 92

 

 


YorumcuYorum
Reşat Nuri Erol
25.03.2012
05:50

100 DAiRE projesi...

"AŞ/EŞ" VE "İŞ" BİR ARADA...

BU BİR "MEDENİYET" PROJESİDİR...

ADİL DÜZEN ÇALIŞANLARINA "SELAM" OLSUN...

reşad

Sam Adian
25.03.2012
21:04

Günümüz dünyasında bir tartışma yaparken, daha tartışma bitmeden konuştuğumuz, anlattığımız şeyler eskimiş, değerini yitirmiş oluyor. Çünkü konuştuğumuz şeyler hemen o anda dünyadaki diğer insanlar tarafından bilinir hale geliyor ve neticede tartışma bittiğinde konuşulan her şey de eskimiş oluyor. 21. yüzyılda bizim tartıştığımız şey, hala tarihi süreçler ve bu süreç içerisinde oluşmuş medeniyetlerdir. Insanlar önce küçük guruplar oluşturdular, kabileler kurdular, güçlü olanlar kararları verdi ve herkes ona uydu. Sonra organize olmayı öğrendiler, birlikte avlanmaya ve birlikte tüketmeye başladılar. Bu vahşi bir sistemdi. Çünkü sadece yetenekli ve güçlü olanların kazanabildiği, karar verdiği bir sistemdi. Çünkü hayatta kalmak için böyle olmak gerekiyordu. Bugün, geçmişi araştırmak araştırmacıların işi olabilir. Ancak kimse artık yazının ne zaman bulunduğuyla, Musa’nın ne zaman yaşadığıyla ilgilenmiyor. İlgilenmesine de gerek yok. Çünkü yazı bulunmuştur ve insanlar bunu kullanıyorlar, bilimsel gelişmeler olmuştur insanlar sonuçlarından yararlanıyorlar. Zaten bunları kullanıyorlar. Bugün insanların ilgilendikleri şey Geleceğin dünyasıdır. Şimdi bir düşünün, “Nasıl bir gelecek” var? Bizler eğer bundan 100 yıl önce bir sistem tasarlamak isteseydik muhtemelen şöyle yapardık: birbirine yakın gurupların bir arada olduğu küçük yerleşim birimlerinden gittikçe büyüyen bir yapıya kayan ve nihayetinde merkeze bağlı federatif bir sistem düşünürdük. Çünkü, çalışma olanaklarının gelişmesi, bilginin çoğalması, refahın artması, insanların daha çok özgürleşme ihtiyaçlarını da oraya çıkarmıştı. Böyle olduğu için totaliter uygulamaların veya rejimlerin geleceğinin olamayacağını hesaplayabilirdik. Oysa bugün, yüz yıl önce hesaplanması dahi mümkün olmayan bir dünya ile karşı karşıyayız. Çünkü bir asır önce insanlar zamanın önünde iken bugün zamanı yakalamanın peşindeler. Çünkü artık zaman insanların önündedir ve daha ne kadar hızlanacağını tahmin etmek dahi mümkün değildir. Sanayi toplumundan bilgi toplumuna geçmeye çalışan süreçte iletişim toplumu denemeleri yapıyoruz. Ancak bunun da ömrü çok kısadır. Ben dünyanın diğer ucundan, binlerce kilometre uzaklıktan eş zamanlı olarak sizlerle tartışabiliyorum. Artık şirketler belli merkezlerdeki ofislerden yönetilmiyor. Dünyanın neresinde olursanız olun, toplantı salonunuz önünüzdeki klavyede basacağınız bir düğme kadar uzaktadır. Çünkü bir toplantıya katılmak için yapacağınız seyahate zaman harcamak yerine, o zamanı kendiniz için kullanıp daha hızlı hareket etmek gerekmektedir. Hatta toplantı salonunuzu cebinizde bile taşıyabilirsiniz. Küçük bir PDA mobile aygıtıyla dünyanın her yerinden toplantı yapabilir, kararlar alabilirsiniz. Bunlar artık basittir. Geçmişte küçük bir yerleşim birimi kurup orada yaşamı sağlamak için onlarca yıl harcamak gerekirdi. Oysa bugün, içerisinde milyonlarca insanın yaşadığı, gökdelenleri, ulaşım olanakları, altyapısı, yolları, üretim merkezleri üniversiteleri parkları bahçeleri kısaca her şeyi ile birlikte bir kent oluşturmak için harcamanız gereken zaman sadece 5-6 yıldır. Geleceğin dünyasında ise bu çok daha kısa zamanda gerçekleştirilebilecek bir şey olacaktır. Geçmişte bir malı satın alabilmek için insanlar yollara düşer, kervanlar oluşturur, aylarca seyahat etmek zorunda kalırlardı. Sanayi toplumunda ulaşım imkanlarının gelişmesi ile bu süre biraz daha kısalmıştı. Ancak günümüz dünyasında bir malı satın alabilmek için yapmanız gereken şey, bilgisayarınızı açıp düğmeye basmaktan ibarettir. Dünyanın herhangi bir yerinden herhangi bir ürünü kolaylıkla satın alabilir, kısa sürede ona sahip olabilirsiniz. Bugün üretimi insanlar değil makineler yapmaya başlamıştır. Böyle olduğu için insanlar işsiz kalmamıştır, çünkü insanlar çok daha özgür şartlarda, çok daha uygun koşullarda o makinelerin çalışmasını sağlayacak işler yapmaya başlamışlardır. Üstelik fabrikaya gitmek zorunda bile kalmadan. Oturdukları yerden bunu yapabilmektedirler. Kısaca, zamanın hızlandığı digital bir dünyada yaşıyoruz. Geleceğin dünyasını şekillendirirken geçmişin uygulamaları ile bir medeniyet kurmak ne yazık ki mümkün değildir. Geleceğin dünyasında da kurallar olacak. Çok daha az olacak ama kurallar mutlaka olacak. Geleceğin dünyasında da topluluklar olacak ama bu topluluklar digital topluluklar olacak. Geleceğin dünyasında insanları bir araya toplamanın imkanı olmayacak, Seminerler, konferanslar için toplantı salonlarını doldurmak gerekmeyecek. Bugün hala, parayı tartışmak, toplulukların nasıl yönetileceğini hesaplamak, kabileleri, kasabaları tanımlamak anlamsızdır. Basitçe Cebinizdeki banknotun ifade ettiği şey, banka hesabınızdaki rakamlardan başka bir şey değildir. O rakamlarla istediğiniz gibi oynayabilirsiniz. Bugün bir sistem ortaya çıkacaksa eğer, bu geleceğin dünyasına uygun bir sistem olmalıdır. Ocak bucak ilçe il adına ne derseniz deyin, bütün bunları oluşturan şey, fiziksel birliktelikler değildir artık. Bugün insanları bir araya getiren, onları örgütleyen ve harekete geçiren şey toplanıp uzun tartışmalar sonucu aldıkları kararlarla değildir. Dünyadaki toplumsal hareketlere bakın, küçük bir kıvılcımla başlamış, iletişimle gelişmiştir. İnternetteki bir satırdan yola çıkarak insanlar milyonlarca kişilik gösteriler yapmışlardır. Devrimler yapabilmişlerdir. Geleceğin dünyası göğüs göğse yürütülen savaşların dünyası da değildir. Savaşlar da digitalleşmektedir. Artık uydularla, bilgisayarlarla savaşlar yapılmaktadır. Gelecekte ise savaşmak için bir sebep de kalmayacaktır. Dünya giderek küçülmektedir, topluluklarda giderek küçülmektedir. Insanların birbirlerine olan ihtiyaçları azalmıştır. Artık komşudan ateş almaya gerek yoktur. Yakın bir gelecekte topluluklar sadece aileden ibaret hale gelecek, sosyal guruplar ise digitalleşecektir. Bugün ortaya koyacağımız sistemin önümüzdeki yüz yıl geçerli olacağını varsayabiliriz. Ancak bilmemiz gereken şey, bu sistemin birkaç yıl sonra eskiyip kullanılamaz hale geleceğidir. Geleceğin dünyasında ihtiyaç olan şey sadece bilgidir. Soru şudur: Parası olanın değil, bilgisi olanın güçlü olacağı geleceğin dünyasında nasıl bir sistem tasarlamak gerekir? Bize gerekli olan sistem mi yoksa yöntem mi? Cevap verilmesi gereken soru budur.





Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
SEÇKİN SAYILAR VE 19 MUCİZESİ 05.01.2001
12.02.2025 476 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLARIN TASFİYESİ KANUNU 22.12.2000
12.02.2025 268 Okunma
Süleyman Karagülle
BORÇLAR 22.12.2000
12.02.2025 224 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ BORÇ(BAKARA278-279) 22.12.2000
12.02.2025 290 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP ARALIK ÇALIŞMALARI 15.12.2000
12.02.2025 346 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL ÇALIŞMA KURALLARI: 15.12.2000
12.02.2025 248 Okunma
Süleyman Karagülle
MUKASSİMÂT(zariyat4.ayet) 15.12.2000
12.02.2025 283 Okunma
Süleyman Karagülle
GENEL DURUM VE ÇÖZÜM 08.12.2000
12.02.2025 348 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLER DENGE KULÜBÜ SÖZLEŞMESİ 08.12.2000
12.02.2025 229 Okunma
Süleyman Karagülle
C Â R İ Y Â T (ZARİYAT3.AYET) 08.12.2000
12.02.2025 255 Okunma
Süleyman Karagülle
K Ü R T Ç E 01.12.2000
12.02.2025 252 Okunma
Süleyman Karagülle
ORUÇ BABA 01.12.2000
12.02.2025 277 Okunma
Süleyman Karagülle
M E S İ H 01.12.2000
12.02.2025 341 Okunma
Süleyman Karagülle
HÂMİLÂT (YÜKLER) 01.12.2000
12.02.2025 276 Okunma
Süleyman Karagülle
“ZÂRİYÂT-1- ÂYETİ”Nİ AÇIKLAYALIM: 24.11.2000
12.02.2025 273 Okunma
Süleyman Karagülle
TESİR ÇİFTİ 24.11.2000
12.02.2025 295 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EVE GETİRİLEN YENİLİKLER 18.11.2000
12.02.2025 367 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETİN AF YETKİSİ VAR MIDIR? 18.11.2000
12.02.2025 370 Okunma
Süleyman Karagülle
İFRAT VE TEFRİT(KEHF28) 18.11.2000
12.02.2025 327 Okunma
Süleyman Karagülle
MATEMATİK İLE İfrat ve tefrit nedir? 11.11.2000
12.02.2025 325 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN MATEMATİĞİ TARİKATI 11.112000
12.02.2025 245 Okunma
Süleyman Karagülle
NEFİSTE SABIR(kehf28) 11.11.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
OKUMA/ TİLÂVET EMRİ 04.11.2000
12.02.2025 293 Okunma
Süleyman Karagülle
SÖMÜRÜ VE ÇARE 04.11.2000
12.02.2025 225 Okunma
Süleyman Karagülle
AKEVLERDEN HABERLER 28.10.2000
12.02.2025 261 Okunma
Süleyman Karagülle
MESKENLER VE İŞYERLERİ AYETİ 28.10.2000
12.02.2025 378 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA (ENTROPİ) 28.10.2000
12.02.2025 369 Okunma
Süleyman Karagülle
ERMENİ KATLİAMI 14.10.2000
12.02.2025 202 Okunma
Süleyman Karagülle
MARKETTE SELEM UYGULAMASI 14.10.2000
12.02.2025 269 Okunma
Süleyman Karagülle
FAİZSİZ İŞLETME 14.10.2000
12.02.2025 295 Okunma
Süleyman Karagülle
BELGRAD OLAYI 07.10.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜTEŞÂBİH ÂYETLER 07.10.2000
12.02.2025 495 Okunma
Süleyman Karagülle
MEDENİYETLERİN ÖMRÜ 30.09.200
12.02.2025 432 Okunma
Süleyman Karagülle
AHMET BÜLBÜL’ÜN ÖLÜMÜ VESİLESİYLE; 30.09.2000
12.02.2025 280 Okunma
Süleyman Karagülle
Rektör Ethem Ruhi Fığlalıya cevap 23.09.2000
12.02.2025 273 Okunma
Süleyman Karagülle
KURANDA MUCİZE-1 23.09.2000
12.02.2025 260 Okunma
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 636 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 572 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 632 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 514 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 495 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 749 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 545 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 461 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 501 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 545 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 474 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 461 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 499 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 513 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 417 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 491 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 553 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 535 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 445 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 532 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 492 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 441 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 533 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 519 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 528 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 530 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 575 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 509 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 3168 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 3189 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2443 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 2295 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 2157 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 2176 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 3385 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 2312 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2850 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 2097 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 2087 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 2112 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 2103 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 2322 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 2339 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2299 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 3182 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 3003 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 2512 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2857 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 2116 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2670 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2882 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2899 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2893 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2891 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1922 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1876 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 2088 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 2087 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 2086 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 2201 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2523 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 2321 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 2348 Okunma


© 2025 - Akevler