Arabistan’da akile müessesesi vardı. Ukl develerin kazığa bağlandığı kulptur. İnsanlar bir akilaye katıldı mı onun himayesine girer. Ona dokunan kimse tüm akile ortaklarına dokunmuş kabul edilir bu sebeple tüm ortaklar hep birden onu savunurdu. Akileler arası ihtilaflar ise savaşla çözülür. Hazreti Muhammed Medine’ye gidince muhacirleri bir akile yaptı. Hazrec kabilesini bir kabile, Evs kabilesini başka bir akile yaptı. Ayrıca Arapların ve Yahudilerin isimlerini sayarak onları da Akileler kabul etti. Medine anlaşmasına katılan akileler Muhammed’i başhakem yaptılar. Çıkan ihtilafları o çözecekti. Kıtal yerine kısas, af halinde ise diyet hükümleri koydu. Medine devleti böyle oluştu.
Ömer Halife olunca, akile sisteminde değişiklik yaptı. Komutanlara divan denen defter verdi ve kim nereye isterse o akileye katılırdı. Bir biri suç işlese o akilede mevcut olanlar eşit olarak böler öderlerdi. Bu sistem fıkıhta uzun uzadıya yer almaktadır. Zaman ilerledikçe siyasi akilenin yanında ilmi akile doğdu. Medreseler meydana geldi. Sonra dini akileler oluştu, tekke meydana geldi. Ahi teşkilatı locaları doğdu mesleki akile oluşturdu.
Fıkıhta akile geçer. Kuranda akilesi olmadığı için sonradan icat edilmiş olduğunu kabul ettim. Uzun zaman ilgilenmedim. Sonra Bakara suresindeki veliyyuhu kelimesine mana verirken bunun akile olduğunu kabul ettim. Kuran’ın tamamında veli kelimesine akile manasını verdim ona gör düzenlemeler yaptım. Veli kelimesinin akile olduğunu ben keşfettim sandım. Sonra hadisleri incelediğim zaman gördüm ki peygamber akileye hem akile hem de evliye kelimesini kullanıyormuş.
Kuranda dayanışma ortaklıklarından genel olarak velayette bahsetmektedir. Ayrıca dört çeşit dayanışma ortaklığından bahsetmektedir.
Psikolojik Dayanak | Fikir | His | İrade | Ünsiyet |
Miyare | Sıdk-Kizb | Husn-Suu' | Nef'-Zarar | Asdl-Zülm |
Vasıar | Lisan | Estetik | Sanat | Hukuk |
Müesseseler | İlim | Din | Ekonomi | Yönetim |
Yerle | Savami' | Salaavt | Biya' | Mesacid |
Sorumluluklar | Ahabar | Ruhban | Rabban | Kıssıis |
Mevzuat | Şira | Minhaç | Mensek | Viche |
Emirler | İhtda | İttika | İbtiğa | İttiba |
Birleştiren | Tartışma | Sevgi | Çıkar | Korku |
Zararın Konusu | Bilgisizlikten | İhmalden | Beceriksizlikten | Kasten |
Dayanışma ortaklığı | İlmi Dayanışma | Ahlaki Dayanışma | Mesleki Dayanışma | Siyasi Dayanışma |
Karışıklıklar | Okullar | Mabetler | Sendikalar | Siyasi Partiler |
Size Adil Düzen’e göre İnsanlık Anayasası’nı Tayibet Hanım hazırlıyor, gönderecek. Orada bütün hükümler dayanışma ortaklığına dayanır.
1- Her bucakta, ilde, ülkede ve insanlıkta dayanışma ortaklıkları kurulur. Buraya ortak olanlar kendilerini sigorta etmiş olurlar. Kişilere ehliyetleri bunlar verir. Bu teminatlı ehliyettir. Sıvacı çocuk sıvayı yanlış yaparsa dayanışma oraklığı öder. Doktor hata eder de adam öldürürse dayanışma ortaklığı öder. Bir hâkim yanlış kara verir de mağdur ederse dayanışma ortaklığı tazmin eder.
2- Ortak hukuki bir zarar meydana gelirse, yani sözleşmeden doğan zarar değil sözleşmeye riayetsizlikten dolayı zarar meydana gelirse, bu azsa kendisi öder. Çoksa bucak dayanışması öder. Daha çoksa il dayanışması öder. Daha çoksa ülke dayanışması öder. Daha da çoksa insanlık dayanışması öder.
3- Önce prim ödenmez. Olay olur da zarar doğarsa ortaklar bölüşerek öderler. Ödeyenlere yük olmasın diye zararın büyüklüğüne göre genişletilir. Yine de yetmezse taksitler çoğaltılır, zaman uzatılır. Eğer zarar olmazsa kimse bir şey ödemez. Ortaklar birbirine kefil oldukları gibi aynı zamanda birbirinin denetçisi olurlar. Ortak ortaklığı kendisi seçmekte ve istediği zaman değiştirebilmektedir. Böylece insanın özgürlüğüne dokunulmamaktadır.
4- İslamiyet’te yasalar yoktur. Herkesin kendi sözleşmesi vardır. Özel hukuk özel sözleşmelerden oluşur. Ortak sözleşme kabul edenler dayanışma ortaklığını oluştururlar. İspat külfeti kiminse, onun dayanışmasının hükümleri uygulanır. Özel hukukta hürriyet böylece sağlanır. Kurallı hareket et ki ne yapacağını bilelim, seninle ilişkiyi ona göre kuralım. Ama kuralı sen koy diyoruz. Hayır, ben kural koymam diyorsa bizim bucaklardan uzaklaş diyoruz. Bu sebepledir ki, ilmi dayanışmaya ortak olmak zorunludur. Ortaklığı sen kurarsın veya seçersin. Suç işlediğin zaman da senin diyetini ödeyecek bir akilen olması gerekir. Siyasi akileye katılmanın da zorunluluğu vardır, aksi halde o bucakta kalamazsın. Ancak mesleki ve dini dayanışmaya katılma zorunluluğu yoktur.
Allah razı olsun. Başarılar.
Selamlar.