500 yıl önce Avrupa toprak kapitalizminden kent yaşamına geçmeye başlamıştı. Haçlı Seferleri sayesinde deniz kıyılarında ticaretle zenginleşen kasabalar kurulmuştu. Yahudiler bu dönemden itibaren zenginleşmeye başladılar. Avrupa onlara karşı en ağır baskıları uygulamaya başladı. İspanya Yahudileri Türkiye’ye göç etmek zorunda kaldılar. Zamanla sermaye güçlendi ve 500 sene içinde tüm dünyaya hakim oldu. Bugün İsrail oğulları dünyayı yönetme hakkının kendilerinin olduğunu kabul etmektedirler. Sahip oldukları karşılıksız para ile dünya tek devletini kuracaklarını sanmaktadırlar. Bu hayallerine engel olarak İslâmiyet’i ve Hıristiyanları görmektedirler.
Bugün Türkiye’de Millî Görüş gömleğini çıkarsalar de iktidardadır. Avrupa’da kilise etkin hâle gelmiştir. ABD’de bir Müslüman zencinin oğlu Obama başkan olmuştur. Hemen her yerde Yahudi emperyalizmine karşı direnme vardır. Başarıya doğru gidiliyor...
Bununla beraber bugün finans ekonomisi tamamen Yahudilerin ellerindedir. Türkiye’de sayıları binde birler civarındadır, ama Türk ekonomisinin yüzde sekseni onların yönetimindedir. Dünyada da aynı finans güçleri vardır. Kolay kolay teslim olacağa benzemiyor. Görünürde mağlup da edilemezler. Cengiz Çandar gibiler; onların bu gücünü bildikleri için birbuçuk milyar İslâm âleminin soykırımına uğrayacağı kanaatindedirler.
Savaşın kolay kazanılacağı saflıktır. Sömürü sermayesi ile halk işletmeleri arasında çetin savaşlar olacaktır. Tekel sömürü sermayesinin şimdilik ilk hedefi Adil Düzen, AK Parti, Papalık ve Obama’dır.
Bunların galip gelecekleri söylenemez.
Türkiye’deki Adil Düzenciler sinmiş bir durumdadırlar...
AK Parti bir sele kapılmış, gidiyor; neler olduğundan bile haberi yok...
Papalık gerçekleri görmüştür ama bu çıkmaza karşı çıkar yolu hâlâ bulamamış...
Obama ise daha kendine gelmiş değil; hangi oyunlarla karşılaşacağından habersiz...
Öcalan’ın teslimi… Açılımdan sonra 7 şehit... DTP’nin PKK’lıları davul zurna ile karşılaması… İstanbul’daki Kudüs çadırı olayı…
Bunlar ve benzerleri hep sermayenin tertipleridir. Herkes şuursuzca yazılan senaryoya göre oyununu oynuyor. Basının dolduruşu ile kinlenen halk kılıçları çekmek üzere beklerken, cahil ve gafil yöneticiler olaylara/yangına benzinle gidip söndürmeye çalışıyorlar!
Hâsılı, sermaye gücünü göstermektedir. Ordu ile AK Parti’nin arasını açmak yetmiyormuş gibi; şimdi de AK Parti ile Saadetçileri karşı karşıya getirmektedir.
Bütün bunlara üzüldüğümüz kadar; ilmin verdiği sonuçlara doğru gittiğimiz için de önümüzü aydınlık olarak görüyoruz.
Neler olacak?
1- Filistin’de Yahudiler toplanacak, refah ve huzur içinde insanlığa ilimde ve ticarette hizmet edeceklerdir. Devletleri olmayacak ama güvenleri olacak; tekelleri olmayacak ama ticaretleri olacaktır.
2- Hıristiyanlar ve Müslümanlar birleşerek yeryüzüne adaleti getireceklerdir. Hıristiyanlar din olarak kendi dinlerinde kalacaklardır, ama düzen olarak “Adil Düzen”i benimseyeceklerdir.
3- III. bin yıl uygarlığı şeriat uygarlığı olacaktır, peygamberler sisteminin uygarlığı olacaktır. İnsanlar bâtıl inançlar içinde yaşayacaklar, ancak düzen hak dine dayalı “Adil Düzen” olacaktır.
4- Yeryüzünde ulusal devletler olacak, devlet içinde yerel halklar olacaktır. Ancak devletlerarası gümrükler kalkacak, vizeler kalkacaktır. Emek, sermaye, mamul ve bilgi akışı tamamen serbest olacaktır. Ekonomik sınırlar kalkacak, sınırlar sadece güvenliklerin tesisi için olacaktır.
İnsanlık buna nasıl gidecektir?
İKİ YOLDAN BİRİ İLE GİDECEKTİR
BİRİNCİ YOL: Türkiye’de AK Parti, Avrupa’da Papalık, Amerika’da Obama gerçekleri duyar da “Adil Düzen”i yani Allah’ın şeriatını, müsbet ilmin verilerini kabul ederlerse; sömürü sermayesi çok çabuk mağlup olur. Yeryüzü kan gölüne dönüşmeden “Adil Düzen” gelmiş olur.
İKİNCİ YOL: Bunlar yan çizer, savaşı sermayenin usulü ile onun sahasında sürdürürlerse, bunların hepsi yıkılıp yer ile yeksan olurlar. AKP, DP’den daha beter hâle gelir. Papalık hepten ortadan kalkar. Obama param parça edilir. Dünya kan gölüne döner.
Sonra akılları başlarına gelenler yeniden “Adil Düzen” partilerini kurarlar. Avrupa’da kilise yeniden toparlanır. Obama’nın yerine başka bir Obama gelir ve sermaye çok feci bir şekilde darbe almış olarak ortadan kalkar.
Bizi önce AK Parti duymalı ve “Adil Düzen”i kabul etmelidir...
Sonra AB’ye yani Papalığa “Adil Düzen”i anlatmalıyız...
Onlar da Obama’ya anlatmalılar...
Obama da Çin, Rusya ve Hindistan’a anlatmalı...
İnsanlık savaşsız ve kansız “Adil Düzen”e gitmeli.
Hâsılı; kanla da olsa, kansız da olsa “Adil Düzen” mutlaka gelecektir.
Buna karar verecek olan da AK Parti’nin kendi tutumu olacaktır.
Çünkü bizim tebliğ gücümüz daha ilerisine gidememektedir.