Sayın TBMM Başkanı Cemil Çiçek’e
-AÇIK MEKTUP-
TC Anayasasına göre kuvvetler ayrılığı vardır. Yasama Meclis’e aittir. Hükümetlerin teklif etme yetkileri bile yoktur. Devlet Başkanı’na da anayasa hazırlama yetkisi verilmemiştir. Anayasayı Meclis önerir ve Meclis kabul eder. Sonra yürürlüğe girmesinde Devlet Başkanı’nın yetkisi vardır. Orası sizin sorumluluğunuzda değildir.
Anayasa hazırlama ve kabul etme görevi Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndedir. Onun başkanı da sizsiniz. Tüm Türkiye yeni anayasanın yapılması gerektiğinde ittifak hâlindedir. Tüm Türkiye bu anayasanın “millî mutabakat” ile yapılması gerektiğinde de ittifak hâlindedir.
Siz de bunu Meclis Başkanı olarak ilân ettiniz.
Peki, 70 milyon insanı nasıl anlaştıracaksınız da mutabakat sağlayacaksınız?
Bunu ancak “Adil Düzen” içinde yapabilirsiniz.
Bir geminin Karadeniz’den Akdeniz’e geçebilmesi için bir tek yol vardır: İstanbul Boğazı. ‘Ben oradan geçemem!’ derseniz, Karadeniz’de kalırsınız.
“Millî Mutabakat Anayasası” yapmak niyetinde iseniz, mutlaka “Adil Düzen”in bu konudaki çözümünü kabul edeceksiniz. ‘Boğazdan geçemem ama Akdeniz’e geçilmesi gerekiyor’ diyorsanız; niyetimiz var ama ben yapmam demektir!
“Adil Düzen”de mutabakatın sağlanmasının yolları nelerdir?
- Her vatandaşla mutlaka istişare edilmesi gerekir. Hapiste olan canilerle ve Öcalan’la da istişare edilmesi gerekir, dağdaki PKK ile de istişare edilmesi gerekir; BDP milletvekilleri bunun için Allah’ın bize nimetidir. Siville, askerle, herkesle istişare edilmesi gerekir. Asker kendi emir-komuta zinciri içinde istişare eder.
- İstişarede mutabakat sağlanmalıdır. Mutabakat nasıl sağlanacaktır? Müzakereler ikili yapılır. Karşılıklı tartışarak uzlaştıkları noktalara varırlar. Mutabakata varamadıkları hususlarda da hakemlere giderler. Biri bir hakem seçer, diğeri bir hakem seçer; hakemler de baş hakemi seçerler. Hakemlerin verdiği karar mutabakat kararı olur. Kendi seçtiğinin kararını kabul etmeyen yargı kararına karşıdır demektir, ülkeyi terk etmesi gerekir. Yargı kararına karşı da yargıya gidilebilir. Hakemlerden tazminat isteyebilir. Hakemlerin kararları değişmez.
- Vatandaşlara ulaşacak olan siyasi partilerdir. Her parti kendi mensuplarına hazırlattığı ve hakem kararları ile temin edilen “Mutabakat Anayasası” ile Meclis’e gelir. Yüzde beşten fazla oyu temsil eden partilerin anayasası Meclis’e teklif edilir. Yüzde beşten aşağı oyu olan partiler, diğer partilerden biriyle tartışarak eklenirler. Tartışma yine hakemlere gitme ile sağlanır.
- Milletvekilleri bu anayasaları sıralama usulü ile oylarlar. Sırada birinci ve ikinci olan partiler birer hakem seçerler; onlar da bir baş hakem seçer. Bunlar teklif edilmiş anayasaları birleştirerek tek anayasa hâline getirirler. Teklife yetkili diğer partilerin maddelere karşı hakemlere gitme yetkisi vardır. Sonunda Meclis’in mutabakatı ile anaysa hazırlanmış olur.
Bu anayasa, anayasa kuralları içinde anayasalaştırılır.
Bu kurallar nerden çıktı?
Biz uydurmadık, Kur’an’dan istidlâl ettik.
Şöyle…
Kur’an’da deniyor ki; Ey Meclis Başkanı Cemil Çiçek, anayasayı tüm Türk halkı ile istişare et. “Şavir-hüm” diyor. “Hüm” zamiri onların hepsine gidiyor. Çünkü zamir hasdır ve istiğrakı ifade eder. Yoksa “minhüm” denirdi.
Sonra diyor ki; Bir şeyde niza ettiğinizde hakemlere gidin. “Allah ve resul” tabiri Kur’an’da hakemleri ifade eder.
İşte bu âyetin uygulanması için istihsanla bir sistem geliştirdik. İstihsan da şer’î delildir. Siz de başkasını geliştirebilirsiniz. Ama mutlaka bu iki âyetin emri yerine getirilmelidir.
Bu hususta benim ömrüm boyunca biriktirdiğim bilgilerim vardır. Bu bilgilerimi sizlere arz etmeye hazırım. En az dört saatlik bir zaman ayırmanız gerekmektedir.
Saygılarımla.
Süleyman Karagülle
Dağıtım
Milli Gazete
Star Gazetesi
Milliyet Gazetesi
Hürriyet Gazetesi
Yeni Mesaj Gazetesi
Yeni Şafak Gazetesi
Cumhuriyet Gazetesi
Haber Türk Gazetesi
Zaman Gazetesi
Taraf Gazetesi
***
Meltem TV
Cnnturk
Kanal D
Show Tv
NTV
Star TV
TRT 1 televizyonu
TRT 2 televizyonu
Kanal 7 televizyonu
Çay tv (Rize)