Süleyman Karagülle
Derin Sansürlü 'Sansürsüz' Program
16.07.2011
5254 Okunma, 0 Yorum

Haber Türk’te Yiğit Bulut’un 4 Temmuz Pazartesi günkü “Sansürsüz” programını izledim. Önce konu hakkındaki görüşlerimi sizlere sunmak isterim. Konuşmacılar anlatırken doğru şeyler söylüyorlar, sansürsüz konuştuklarını iddia ediyorlardı; ne var ki olayları hep sansürlü anlatıyorlardı. Konuşmacıların açık yanlışlarını dört maddede özetleyeceğim.

*

1- Cumhuriyet yönetiminde Mustafa Kemal’in ilk 15 yılında uygulama yapıldı. Sonra kadrosu tasfiye edildi. Ondan sonra Cumhuriyet ilkelerinden sapıldı. Tamamen hatalı bir anlatıştır. Mustafa Kemal ve arkadaşları Türkiye devleti için ne yapılması gerektiğini biliyorlardı. Ne var ki o günkü iç ve dış şartlarda en iyisini yapıyorlardı. Mustafa Kemal’in en yakın destekçisi İsmet Paşa olmuştur, Mareşal Fevzi Çakmak olmuştur. Mustafa Kemal son senelerde İnönü’yü devre dışı bırakmış, Celal Bayar’la işleri yürütmeye başlamıştı. İkinci Cihan Savaşı’nın yaklaşması nedeniyle Mareşal farklı hareket etmiş ve Celal Bayar’ı değil İsmet İnönü’yü başa getirmiş, Kazım Karabekir’i de Meclis Başkanı yaparak, İstiklâl Savaşı kadrosu ile İkinci Cihan Savaşı dönemini yürütmüşledir. Yani, İstiklâl Savaşı Lozan’ı ve inkılapları yapan bilinçli asker kadro yönetime yeniden el koymuştur. Bu kadro İkici Cihan Savaşı’na Türkiye’yi sokmamış, sonunda da Batı bloğunda yer almış, Türkiye’ye demokrasiyi getirmiştir. Halk Demokrat Parti’yi iktidar ederek tekrar eski İnönü yerine Celal Bayar onun yerini almıştır. Adnan Menderes Celal Bayar’a karşı direnip Türkiye’yi yeniden Kemalizm çizgisine getirmeye başlayınca, sermaye Adnan Menderes’i, Hasan Polatkan’ı ve Fatin Rüştü Zorlu’yu astırarak İnönü kadrosunu tamamen tasfiye etmek istemiştir. Ne var ki askerler duruma el koydular ve İnönü çizgisinde yeni anayasa getirerek çok partili dönemi getirdiler. İnönü’nün isabetli kararlarıyla askeri yönetim gelmemiş, darbe müdahaleye dönüşmüştür. Mustafa Kemal hâlâ tanrı gibi kutsanarak sansürlü hareket edilmiştir. Mustafa Kemal Türkiye Devleti’nin kurucusudur. Devleti çok sağlam temeller üzerine oturtmuştur. Celal Bayar denemesi başarılı olmamıştır. Mustafa Kemal’in başlattığı ve istediği devlet modelini sonra yine onun yakın arkadaşları yürütmüşlerdir. Askerler müdahale ederek Cumhuriyeti dinsizleştirme ve ahlaksızlaştırma istikametine götürmekten alıkoymuşlar, Kenan Evren buna son noktayı koymuştur.

*

2- Sansür edilen başka bir husus da lâiklik hakkında olmuştur. Lozan anlaşmasında Türkiye’ye gizli maddeler kabul ettirilmiştir. Cumhuriyetin ilanı, saltanatın kaldırılması,  ahkamı şer’iyenin lağvı, tarikatların kapanması, medreselerin kapanması. Ondan sonra Lozan’ı askıya almışlar, bunları yapmaya başlayınca imzalamışlardır. Bu hususu ben onlardan öğrendim. Mustafa Kemal Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ni kurarken devleti bir İslâm devleti olarak kurmuştur.

  1. Önce İstiklâl Savaşı başlatılırken Türk milletinin karşısına saltanatı ve İslâmiyet’i kurtarma şeklinde ortaya çıkmıştır. Tüm açılışları dinî merasimlerle yapmıştır. Anadolu halkını da ikiye ayırmıştır; müslimler ve gayri müslimler. Müslimler cepheye koşmuşlar, gayri müslimlerin çoğu karşı cephede yer almışlardır. İstiklâl Savaşı bir Türk-Yunan değil, İslâm-Hıristiyanlık savaşı şeklinde geçmiştir.
  2. Lozan’da masaya oturulduğu zaman, Türk-Yunan değil, tüm dünya ve İslâm âlemini temsil eden Türkiye olarak oturmuştur. İslâm âleminden kimse oraya gelmemiştir. Oysa ABD ve Japonya bile bizim karşımızda yer almıştır. Tüm müzakereler İslâm ve Hıristiyanlık üzerine geçmiştir. Türkiye’ye gizli maddelerle İslâm âlemini dinsizleştirme görevi verilmiş, Mustafa Kemal de bunu sadece inkılap maddeleri ile kabul etmiştir.
  3. Mübadele maddesinde Yunan ve Türk değil, müslim ve gayri müslim esas alınmıştır. Selçuklulardan beri başlayan Anadolu’yu İslâmlaştırma hareketi Mustafa Kemal tarafından tamamlanmıştır. Yahudilerin de işine geldiği için inkılapları kabul eden Türkiye büyük adım atmıştır. Bugün Türkiye eğer % 99 Müslüman ise, bu Mustafa Kemal’in ve arkadaşlarının dünyaya oynadığı siyasi oyun sonucudur.
  4. Mustafa Kemal Türkiye’nin nüfusunu artırmayı hedeflemiş, her gelen müslimi sen Türksün diye kabul etmiştir. Türkiye böylece Türk ırkının bir memleketi değil, Türkiye’deki Müslümanların memleketi hâline gelmiştir. O halkların çoğu Türkçeyi Türkiye’de öğrendiler. Mustafa Kemal Türk ulusçuluğunu dört esasa dayandırmıştır: 1) Coğrafi birlik, Anadolulu olmak, Türk vatandaşı olmak, 2) Türkçe konuşmak, 3) Müslüman olmak, 4) ‘Ben Türküm’ demek. Bunu müslüman halkına zorla dedirtmiştir. Gayrimüslimleri zorlamamış, aksine Lozan’da onlara azınlık haklarını tanıyarak dışlamış, sadece vatandaşlık bakımından Türk demiştir.
  5. Mustafa Kemal bununla yetinmemiş, Türk halkını kendi diliyle İslâmiyet’e götürmek için en muteber ve samimi İslâm âlimlerine Türkçe’ye tercüme seferberliğini başlatmış ve Muhammed Yazır gibi dünya çapındaki âlimlere tefsirler yazdırmıştır. İstiklâl Marşımız hâlâ resmî marşımızdır. Anayasamızın  değişmez maddeleri arasındadır: Hakkıdır Hakka tapan milletimin istiklâl… Bu ezanlar ki şehadetleri dinin temeli, benim yurdumun üstünde ebedi inlemeli... Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar... Bu mısralar hep marşımızdır. Kedisi de onuncu yıl nutkunda demiştir ki; “Muasır medeniyetin fevkine çıkacağız. Elimizde tuttuğumuz meşale müsbet ilimdir.” Müsbet ilim meşalesi Kur’an’ın getirdiği meşaledir. O halde bu konular derin sansür içinde kalmıştır.

*

3- Demokrat Parti’de Menderes ekibi bertaraf edilmiş ve Türkiye’nin askerler tarafından dinsizliğe götürüleceği sanılmıştı. Ben Demokrat Partili olmadığım halde (Millet Partisi’ne oy vermiştim), beni kamu görevinden uzaklaştırdılar. Askerler bana görev verdiler, İzmir Hava Eğitim Komutanlığı’nda elektrik kontrol mühendisi olarak çalışmaya başladım. İzmir’de, İkinci Meclis’in Kilis Milletvekili Remzi Güres ve arkadaşları, Hasan Basri Çantay’ın Kur’an tercümesini toplanarak okuyorlardı. Ben de onlara katıldım. Remzi Güres şunu söylüyordu: CHP ile DP arasında fark yoktur... Bir ortaklıkta çalışarak İslâm düzenini hazırlamak, cumhurbaşkanı olmaktan önemlidir… diyordu. Bu arada Risale-i Nur şakirtlerinden Mustafa Birlik medresesine devam ediyor, onlara manevi destek veriyordum... Sonra Yaşar Tunagür İzmir’e görevli olarak geldi, Fethullah Gülen de geldi...

Bu arada iki üç sene birlikte çalıştıktan sonra Nur Evleri kuracaktık ama F. Gülen’e vakıf vaad ettiler ve bizden uzaklaştırdılar. Ben de usulde anlaşamadığım için Güres ekolünden ayrıldım ama dostluklarımız bozulmadı. Biz Abdullah Gül’ün dayıları Ahmet Tahir Satoğlu ve Nazif Satoğlu ile Akevler’i kurduk. Siyasette Erbakan’ı desteklemeye karar verdik. Erbakan’ın bağımsız adaylığını Akevler sağlamıştır.

Hâsılı, bugünkü Türkiye’nin bu duruma gelmesi İzmir’de planlanmıştır...

Fethullah, Erbakan, Satoğlu ile birlikte fikir birliği içinde çalışmaya başladık...

  1. Birinci prensibimiz şudur. İslâmiyet’te illegal çalışma yoktur. Ya mevcut olduğun düzene sadık olursun ya da o ülkeyi terk edersin. Böylece Müslümanların karanlık günlere ve mecralara sürüklenmesini önledik. Bu konuda Bediüzzaman da aynı İslâmî görüşte olduğu için F. Gülen’le ihtilafımız olmamıştı. Erbakan zaten bir profesördü.
  2. İkinci prensibimiz ise tarikatları serbest bırakacağız ama kendi işlerine karışmayacağız. Herkes kendi sahasında serbest olacak. Din ve fikir meselesine de karışmayacağız.
  3. En önemlisi, müsbet ilim bizim rehberimiz olacaktır. Kur’an’ı müsbet ilmin ışığında anlamaya çalışacağız. İhtilaflarımızda hakem müsbet ilim olacaktır.
  4. Gerek İslami gruplar gerekse diğer dinler arası ilişkilerde diyalog esas alınacak, kimse dışlanmayacak.

*

Önce bu ilim adamalarının Necmettin Erbakan’dan bahsetmemeleri derin sansürün sonucudur. Sadece Erbakan’ın cenazesi bile bunlara bir şeyler söylemeli idi.

Bunlar gerçek ilim adamı olsalardı, Akevler’in Milli görüş’te ve Gülen’deki etkisini tesbit eder, değerlendirmeleri ona göre yaparlardı.

Yapmadılar, çünkü derin sansürlüdürler.

Bugün “Adil Düzen”i temsil eden Akevler’dir. Yalnız Türkiye’nin değil dünyanın görüşü Millî Görüş değil midir?

Neden orada biz yer almıyoruz?

Neden Akevler’in bu husustaki fikirlerine yer verilmez?

*

4- Sansür edilen başka bir konu da, Osmanlı Devleti laik bir devletti. Hiçbir topluluğun dinine karışmazdı. Her topluluğun kendi mahkemeleri vardı, kendi şeriatlarına göre hükmederlerdi. Devletin görevi yargının verdiği kararları infazdır. Yoksa devletin kendisi ne kanun yapar, ne de muhakeme eder. Muhakemeyi her topluluk, her bucak kendisi yapar, kararları da kendi mahkemeleri verir. Devlet mahkeme karalarını infaz eder. Devlet mabetlere karışmadığı gibi medreselere de karışmaz. İsteyen istediğini okur veya okutur. Lâik devlet budur. Cumhuriyet bunun tam tersine devletin emrinde tek din ilkesine dayalı olarak gelişmiştir. Mübadelenin başlaması nedir? Cumhuriyet laikliği imzalamadı, bilakis dinsizliği imzaladı. Dinsizlik laiklik değildir.

Görülüyor ki, biz Adil Düzencilerin size söyleyeceklerimizi var.

Belki biz hatalıyız, belki yanlış biliyoruz.

Düzeltmeye hazırız.

Ama siz ne yapıyorsunuz, derin sansürü aşamadığınız için bizi konuşturmuyorsunuz.

Konuşmaya, tartışmaya, yanlışımız varsa düzeltmeye hazırız…

Siz de yanlışlarınızı düzeltmeye hazır mısınız?..

 

SÜLEYMAN KARAGÜLLE

Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL

www.akevler.org (0532) 246 68 92

 

 






Son Eklenen Makaleler
Süleyman Karagülle
BİR YETKİLİ YÜKSEK HAKİM DEDİ Kİ: 09.09.2000
23.03.2024 187 Okunma
Süleyman Karagülle
AHŞAP EV ÇALIŞMALARI 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 113 Okunma
Süleyman Karagülle
Sana ruhtan soruyorlar 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 181 Okunma
Süleyman Karagülle
SİSTEMATİK HATA 09 EYLÜL 2000
23.03.2024 134 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİAT VE MEMUR KARARNAMESİ 02.09.2000
23.03.2024 111 Okunma
Süleyman Karagülle
Heisenberg’in meşhur “kuvantum teorisi” 02.09.2000
23.03.2024 188 Okunma
Süleyman Karagülle
DEPREMİN FIKHI 26 AĞUSTOS 2000
23.03.2024 128 Okunma
Süleyman Karagülle
Z E L Z E L E 26 ağustos 2000
23.03.2024 105 Okunma
Süleyman Karagülle
(AHŞAP)İŞLETME HAKKINDA BİLGİ-19.08.2000
14.03.2024 100 Okunma
Süleyman Karagülle
Bir ülke hırsıza hapis cezasını vermektedir-12082000
14.03.2024 95 Okunma
Süleyman Karagülle
MEMUR KARARNAMESİ 12.08.2000
14.03.2024 75 Okunma
Süleyman Karagülle
HÜKÜMET,REKTÖR ATAMALARI..05.08.2000
14.03.2024 99 Okunma
Süleyman Karagülle
İNSANIN GÖREVİ 05.08.2000
14.03.2024 96 Okunma
Süleyman Karagülle
EKONOMİDE ZELZELE 22.07.2000
14.03.2024 79 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN ATANMASI 22.07.2000
14.03.2024 66 Okunma
Süleyman Karagülle
312 inci MADDE 22.07.2000
14.03.2024 86 Okunma
Süleyman Karagülle
BANDIRMA HATTI 22.07.2000
14.03.2024 160 Okunma
Süleyman Karagülle
F İ Z İ K 29.07.2000
14.03.2024 133 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLÂM VE DEMOKRASİ 29.07.2000
14.03.2024 139 Okunma
Süleyman Karagülle
REKTÖRLERİN SEÇİMİ 22.07.2000
14.03.2024 97 Okunma
Süleyman Karagülle
ABANT TOPLANTISI 22.07.2000
14.03.2024 91 Okunma
Süleyman Karagülle
HAK VE KUVVET MEDENİYETLERİ 22.07.2000
14.03.2024 100 Okunma
Süleyman Karagülle
DAYANIŞMA SİSTEMİ 01.07.2000
14.03.2024 113 Okunma
Süleyman Karagülle
“HERKESE İŞ - HERKESE AŞ” 24.06.2000
14.03.2024 115 Okunma
Süleyman Karagülle
KİTLERİN ÖZELLEŞTİRİLMESİ 17.06.2000
14.03.2024 110 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’ÂN VE MANTIK İLE MATEMATİK 17.04.1999
14.03.2024 112 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI (2)17.04.1999
14.03.2024 92 Okunma
Süleyman Karagülle
“ADİL DÜZEN” DERGİ PLANI 17.04.1999
14.03.2024 110 Okunma
Süleyman Karagülle
Süleyman Karagüllenin girilmeyen MAKALELERİ-17.04.1999
14.03.2024 114 Okunma
Süleyman Karagülle
MUSA’YA VERİLEN DOKUZ MUCİZENİN GÜNÜMÜZDEKİ MANASI
19.05.2022 2507 Okunma
1 Yorum 20.05.2022 06:41
Süleyman Karagülle
Elveda
21.08.2021 2565 Okunma
2 Yorum 24.08.2021 15:36
Süleyman Karagülle
İÇKİ YASAĞI
3.05.2021 2118 Okunma
Süleyman Karagülle
Türkiye ve Dünya
30.04.2021 1854 Okunma
Süleyman Karagülle
DIŞ POLİTİKA
29.04.2021 1760 Okunma
Süleyman Karagülle
HEDEF
29.04.2021 1796 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve SON DURUM… (16)
18.04.2021 2871 Okunma
4 Yorum 26.05.2021 00:43
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve son uyarılarım… (15)
11.04.2021 1825 Okunma
Süleyman Karagülle
SOYLU'NUN BEYANI
7.04.2021 2463 Okunma
Süleyman Karagülle
BUNDAN BÖYLE
6.04.2021 1663 Okunma
Süleyman Karagülle
UYARI
6.04.2021 1651 Okunma
Süleyman Karagülle
MÜDAHALE
4.04.2021 1651 Okunma
Süleyman Karagülle
Seminerler; kendinize görev vereceksiniz (14)
4.04.2021 1643 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK ÇIKAR YOL
3.04.2021 1879 Okunma
Süleyman Karagülle
PARTİ KAPATMAK
3.04.2021 1841 Okunma
Süleyman Karagülle
ANAYASA MAHKEMESİ
1.04.2021 2007 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve İ Ç T İ H A D (13)
31.03.2021 2693 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:37
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Akevler Usulü (12)
31.03.2021 2492 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:27
Süleyman Karagülle
Muhterem Abdurrahman Dilipak’a Açık Mektup
31.03.2021 1944 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
31.03.2021 2454 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:13
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
31.03.2021 1650 Okunma
Süleyman Karagülle
EMİN SARAÇ HOCA HAKKINDA
31.03.2021 2300 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve Kur’an Düzeni
31.03.2021 2446 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 22:01
Süleyman Karagülle
Akevler Kur’an Seminerleri ve GÖREV
31.03.2021 2456 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:52
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE TARİH
31.03.2021 2425 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:47
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-5
31.03.2021 2329 Okunma
1 Yorum 02.04.2021 21:37
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-3
31.03.2021 1570 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ-2
31.03.2021 1462 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR’AN VE İLİM SEMİNERLERİMİZ
31.03.2021 1628 Okunma
Süleyman Karagülle
TEK PROBLEM VE ÇÖZÜM
31.03.2021 1671 Okunma
Süleyman Karagülle
RAKAMLAR
31.03.2021 1688 Okunma
Süleyman Karagülle
YASTIK ALTI
30.03.2021 1771 Okunma
Süleyman Karagülle
TEMİZLİK
29.03.2021 2208 Okunma
Süleyman Karagülle
MEŞGALE
28.03.2021 1866 Okunma
Süleyman Karagülle
BAKAN OLMAK
27.03.2021 1981 Okunma
Süleyman Karagülle
MECRALAR
27.03.2021 1771 Okunma
Süleyman Karagülle
YALANCI LİDERLER YAZISI
25.03.2021 1842 Okunma
Süleyman Karagülle
KUR FARKLARI
24.03.2021 1792 Okunma
Süleyman Karagülle
FESAT
24.03.2021 1711 Okunma
Süleyman Karagülle
MUTLU OLMAK
22.03.2021 2236 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞ VE SİYASET
21.03.2021 1855 Okunma
Süleyman Karagülle
BEYHUDE
21.03.2021 1805 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
20.03.2021 1582 Okunma
Süleyman Karagülle
NEDEN TEKERRÜR
20.03.2021 1750 Okunma
Süleyman Karagülle
KİM KARAR VERİYOR?
20.03.2021 1717 Okunma
Süleyman Karagülle
YANLIŞ HESAP
17.03.2021 1904 Okunma
Süleyman Karagülle
PALAS
17.03.2021 1706 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAM ÂLEMİ
17.03.2021 1516 Okunma
Süleyman Karagülle
DEVLETLERİN REKLAMI
17.03.2021 1574 Okunma
Süleyman Karagülle
SAVAŞLAR
15.03.2021 1701 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerleri ve DAVET… (11)
14.03.2021 1528 Okunma
Süleyman Karagülle
İNGİLTERE
13.03.2021 2022 Okunma
Süleyman Karagülle
AK PARTİ İKTİDARI
11.03.2021 1596 Okunma
Süleyman Karagülle
BARIŞIN KURALI
10.03.2021 1889 Okunma
Süleyman Karagülle
SERMAYE TAKTİĞİ
9.03.2021 2218 Okunma
Süleyman Karagülle
CİNAYETLER
8.03.2021 1865 Okunma
Süleyman Karagülle
İSLAMİ HAREKETLER
7.03.2021 1764 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATA GÖRE
7.03.2021 1773 Okunma
Süleyman Karagülle
DENGE
5.03.2021 1863 Okunma
Süleyman Karagülle
YAPILANLAR, SÖYLENENLER
4.03.2021 1838 Okunma
Süleyman Karagülle
REFORMLAR
3.03.2021 1951 Okunma
Süleyman Karagülle
CEMAL KAŞIKÇI
2.03.2021 2030 Okunma
Süleyman Karagülle
GAZ ODASI
1.03.2021 1806 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’NİN YERİ
28.02.2021 1931 Okunma
Süleyman Karagülle
Kur’an Seminerlerinin başlangıcı ve (10)
28.02.2021 2238 Okunma
1 Yorum 28.02.2021 11:03
Süleyman Karagülle
AŞI OLMAK
27.02.2021 1779 Okunma
Süleyman Karagülle
ŞERİATIN HÜKMÜ
26.02.2021 1795 Okunma
Süleyman Karagülle
İKTİDARDA VERASET
25.02.2021 1897 Okunma
Süleyman Karagülle
ZAFER
25.02.2021 1583 Okunma
Süleyman Karagülle
BOZULMA
23.02.2021 1621 Okunma
Süleyman Karagülle
TÜRKİYE’DE SEÇİMLER
22.02.2021 1710 Okunma


© 2024 - Akevler