AK Parti önce barajı % 5’e indirmeli ve Kürtlerin parti olarak Meclis’e girmelerini sağlamalıydı; o zaman Kürt halkı kendi partilerine hakim olur ve Meclis’te gerçek isteklerini ortaya koyarlardı. Şimdiki durum öyle değildir; % 10 barajı yüzünden Kürtler kendi milletvekillerini Meclis’e gönderemiyorlar.
Kürtler dıştan ayarlı milletvekillerine oy vermek durumundadırlar.
Sanık olamayan, dışa ayarlı olamayan bağımsız adaylığını koyamıyor, iş PKK yandaşlarına kalıyor; böylece Kürt sorununu bizzat AK Parti yaşatıyor. Yüzde 10 barajı % 5’e indirilmedikçe bu yara büyüyecek ve devleti de yıkabilecektir.
Sanık veya mahkum milletvekilleri adaylıklarını koyuyorlar; mahkeme önce reddediyor, sonra kabul ediyor!. Listeye aldıklarının kimini milletvekili yapıyor, kimini yapmıyor!. Milletvekillerinden mahkum olanları tahliye etmiyor!. Kimi Meclis’e giriyor, kimi girmiyor; girenlerden kimi yemin ediyor, kimi etmiyor!!!
Çocuk oyuncağına dönen bu maceranın aktörü kimdir?!.
Bunların hepsi, iktidarı ile muhalefeti ile hepsi, o hep sözünü ettiğimiz meşhur tekel sömürü sermayenin tertiplerinin oyuncağıdırlar.
*
Askerleri sivil mahkemelerde muhakeme etme garabeti o kötü el tarafından icat edilmiştir. Türkiye ekonomikten daha çok siyasi kaotiğe sürükleniyor...
Çocukken tarlamızda bir kedi kovaladım, o kaçtı ben peşinden gittim. Canına yetti ve döndü bana saldırdı; ondan sonra da ben kaçtım… Orduyu kovalarsınız, kovalarsınız ama sonunda canına tak eder, geri döner ve size saldırır; o zaman siz de helâk olursunuz ordu da...
Böyle saçma siyaset olmaz.
Bir ordu komutanını siviller tutuklayamaz.
Mesela, Hava Kuvvetleri Komutanı silahını çıkarır, tabanca ile birini öldürür; ‘İhtilal yapıyordu, öldürdüm’ der, iş biter!
*
Hâsılı…
AK Parti gerek “ekonomi” gerekse “siyaset” bakımından uçuruma doğru gitmektedir...
İşsizlik artıyor, köylerimiz boşalıyor, dışa borç tahammül edilemez hâle geliyor...
“Enflasyon” başta olmak üzere “değişik sorunlar” kapıya dayanmıştır...
Meclis’in hâline bakar mısınız?!.
Çözüm yeri olması gereken Meclis huzursuzluğun merkezi oluyor!!!
*
BU DURUMDA NE/LER YAPILMALIDIR?
Önce bazı beyinsiler çözümü AK Parti’nin gitmesinde arıyorlar... Oysa AK Parti’nin gitmesi demek ülkenin bir an önce yıkılması demektir; çünkü onun kadar bu zor duruma dayanacak parti mevcut değildir... Milletimiz sağ duyuludur ki gerçekleri gördü ve onu yüzde elli ile iktidar etti ve Hareket Partisi’ni (MHP) de Meclis dışına bırakmadı...
CHP’nin Meclis’te takındığı tavır takdire şayandır.
- Oktay Ekşi mi Meclis’e geldi, yemin etti ve Meclis’i açtı. Ya ‘ben gelmiyorum’ deseydi, ne olacaktı? Kaos başlayacaktı. Çünkü yasalarda boşluk var. Bu durumda yapılacak yazılı değildir. Gerçi kurumların çalışmasını sağlama görevin anayasa devlet başkanına vermiştir. Böyle yasanın açık olduğu durumda cumhur başkanı yetkisini kullanarak bizzat kendisi açabilir, yahut birini görevlendirebilirdi, veyahut ondan sonraki en yaşlı üye kıyas yoluyla yapardı. Ne var ki AK Parti’de böyle bir esneklik mevcut değildir.
- Halk Partisi (CHP) Meclis’e girmeyebilir, biz PKK ile beraberiz diyebilirdi. Meclis’e girme yerine silaha sarılabilirdi. Yapmadı, girdi. Bu davranışı da Halka Partisi’ne puan kazandırmıştır.
- Halk Partisi milletvekilleri yemin etmedi. Yemin etseydi, o zaman da bağımsız milletvekillerini yalnız bırakmış, onları PKK’lıların yanına göndermiş olabilirdi. Böyle yapamadı; yenin etmeyerek Kürt sorununun hukuk yoluyla çözülmesine hizmet etti.
- Bülent Ecevit’in bir başörtülünün (Merve Kavakçı) yemininde yaptığı eşkıyalığı yapıp Meclis’i çalışmaz hâle getirebilirlerdi. Son derece ağır başlı davranılmıştır.
Hareket Partisi (MHP) ise yemin de ederek tamamen Meclis’in itibarını korumuştur.
Bu durum ve bu gelişmeler, Recep Tayyip Erdoğan’a gönderilen mesajlardır.
*
YENİ “MECLİS” NELER YAPMALIDIR?
- Önce bir genel af çıkararak tüm suçlar askıya alınmalıdır. İnfazlar durdurulmalı, normal hayat devam etmelidir. Bu af geçici olarak tüm sorunları çözer.
- Bundan sonra siyasi partiler aldıkları her yüzde beş oy için bir “ilim adamını” atamalıdır. Partiler oylarını birbirlerine kullandırabilmeli, Meclis dışında kalan partiler de oylarını değerlendirmelidir.
- Yirmi kişiden (“ilim adamı”) oluşacak “Anayasa Yüksek Kurulu”na yeterli tahsisat ayrılmalı; tüm üniversiteler, okullar, diyanet işleri teşkilatı kurulun emrine verilmelidir. “Yeni Dünya Düzeni Anayasası”nı onlar hazırlamalıdır. Onlar ordu dahil bütün resmi kuruluş ve sivil kuruluşların görüşlerini alırlar. Sonunda “adil bir anayasa” hazırlanır. Bir taraftan devletin varlığı ve bütünlüğü korunur, diğer taraftan insan haklarının bekçiliği yapılır. Böylece anayasa hazırlanır.
- Bu çalışma dört sene sürer, bununla seçime gidilir ve yeni devlet oluşturulur. İnfazı askıya alınmış suçlular dört sene içinde eylemlere devam etmemişlerse onların afları kesinleşir; eylemlere devam edenlerle dört sene içinde suç işleyenlerin muhakemesi o yeni adil yargıda yapılır...
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92