AK Parti devleti borçlandırıyor, ülkeyi yaşatıyor...
Çözmesi gereken sorunlar vardır.
- Dış borçlar.
- İşsizlik.
- Köylerin boşalması.
- Yargının çalışmaması.
- Basının bağımlı olması.
- Terör.
- Anayasa.
- Davalar.
AK Parti bu dönemde bu sorunları çözerse dünyanın en başarılı partisi olacaktır. Çözemezse, Türkiye çöküp gider, AK Parti de Osmanlı döneminin meşrutiyet partilerinden biri gibi olur. Halkın bu partiye oyunu vermesi gerekir. Yüzde elli vermelidir, yoksa sonra mazereti olur; sen oy vermedin, onun için yapmadım der.
CHP bundan önce % 23 oy almıştır. Bunun % 3’ü DSP’nindir. Kendi oyu % 20’dir. Son derece kötü puanı vardır. Baykal o kadar kötü idiyse şimdiye kadar neden başında tuttu? Demek ki parti baştan kokuyordu. Değilse, bu çirkin iftiraya karşı CHP nasıl yenildi? Bu durum onun puanlarından en az % 3 kaybettirmelidir.
Kılıçdaroğlu tanınmayan ve bilinmeyen bir kişi. Dersim’li, Kürt ve Alevi; başka hiçbir meziyeti yoktur. İstanbul’daki başarısı onun değil Baykal’ındır; bir de Kadir Topbaş’ın kaybıdır. Şimdiki ise milletvekili seçimidir. Tayyip var. Baykal da yok. Hemen 2 puan düşmelidir. Bunlar yüzde 5’lere düşürülür, baraj dışında kalır. Ancak basın onu yarı yarıya tedavi eder. O halde CHP yüzde yirmiden yukarı oy alırsa Türkiye’nin geleceğinden korkulur. Demek ki sermaye istediğini yapabiliyor.
MHP’ye gelinirse, dengeli bir şekilde muhalefet yapmıştır. Hiçbir başarısı yoktur ama hiçbir zafiyeti de yoktur. Bu seçimde yüzde 15 alabilir. MHP’de iki kanat var; dindar milliyetçiler, laik milliyetçiler. D. Bahçeli dindar milliyetçileri ayıklamıştır. Bu onun menfi puanıdır, 3 puan düşürebilir. Yüzde 12’den aşağı alması aklın kabul edeceği bir şey değildir.
Bağımsızların oyu % 5’tir. CHP ile bir olmuş, dinde operasyonlara özenmiştir. Kürtler bunların oyunu % 1’e düşürmelidir. Düşürmezlerse, bunlar da dolduruşa geliyorlar demektir.
Saadet Partisi ile HEPAR’ın alacağı her oy milletin rüşt hanesine müsbet not olarak yazılacaktır.
Seçimden sonra milletimin rüşt seviyesini rakamlarla hesaplayacağım.
AK Parti % 50, CHP % 20, MHP % 12, BDP adayları % 4 olabilir. Bunların sapma karelerini alacağım, 12’ye bölüp karekök alacağım, birden çıkaracağım, milletimin rüştünü ölçeceğim. Ayrıca Saadet Partisi ile HEPAR’ın toplan oy yüzdesini buna ekleyeceğim. Bu da rüşt derecesinin artı puanı olacaktır.
Bu derecenin anlamı şudur:
Bu millet dolduruşa gelmiyor, aklıyla karar veriyor demektir.
Bu millet oylarını daima dengeli kullanmıştır. Menderes’i iktidara getirdi. Özal’ı iktidara getirdi. Dalan’ı belediye başkanı yapmadı. Genç Parti’yi barajdan geçirmedi. Demirel’in temsil ettiği Demokrat Parti’yi tasfiye etti. Erbakan’ı temsil eden Erdoğan’ı iktidara getirdi. Şimdi de yanılacağını sanmıyorum.
Şunu söyleyeyim: Ben ne S. Demirel ne de K. Kılıçdaroğlu aleyhinde bir şey söylüyorum. Durumlarını belirtiyorum, tesbit yapıyorum. Kılıçdaroğlu’nun hiçbir eksikliğini bilmiyorum ama D. Baykal’ın yerine gelmiş olması onun giderilemez eksiğidir. K. Kılıçdaroğlu başkanlığı kabul etmeyip başkan temsili olarak orada kalsaydı, bundan sonraki seçimde belki de Türkiye’nin ümidi olurdu. R. Tayyip Erdoğan’ı kötülemekle, ulufe dağıtmakla iktidar olunmamalıdır.
Toplulukların çekeceği varsa akılları ile hareket etmezler.
Benim rüşt oyum Türkiye’nin gelecek rüşt oyudur.
R. Tayyip Erdoğan 330’dan aşağı alırsam anayasayla ilgilenmeyeceğim diyor...
Soruyorum: Böyle diyen birinin değiştireceği anayasa neye yarayacak?..
Ben meclis dışında kalsam bile yeni anayasa için çalışacağım diyecek...
Biz meclisin yüzünü görmedik ama “Adil Düzene göre İnsanlık Anayasamız” var...
SÜLEYMAN KARAGÜLLE
Yay. Haz.: REŞAT NURİ EROL
www.akevler.org (0532) 246 68 92