Bir devlet eğer kendi topraklarını kendi ordusu ile savunuyorsa o devlet bağımsız devlettir, kuvva-yı milliyesi yoksa o devlet bağımsız devlet değil bir tür müstemlekedir.
Türk Ordusu başka ülkeleri fethedecek güçte değildir, ancak kendi ülkesini savunmada her zaman muktedir olmuştur. İkinci Cihan Savaşı’na girmeyişimizin ana sebebi budur.
Türk Ordusu Osmanlı İmparatorluğu’nu yıkmamıştır, Türk Ordusu yıkılan imparatorluğun ülkesini kurtarmış, vatan Osmanlıların çocuklarına kalmıştır.
Türk Ordusu ülkeyi kurtarmakla kalmamış, sonunda ülkemize demokrasiyi de o getirmiştir, çok partili anayasayı o yapmıştır.
Askeri müdahalelere Türk Ordusu son vermiştir.
AK Parti’nin iktidarı Türk Ordusu’nun desteği ile gerçekleşmiştir.
*
Biz Akevler olarak, Mesut Yılmaz’ın başbakanlığı zamanında, Kenan Evren dâhil emekli orgeneralleri ziyaret edip Adil Düzen Partisi’ni kurmamızı teklif ettik. Görüşlerimizi son derece saygı ile karşıladılar, bize mevcut partilere girin dediler. Millî Görüş’ü iktidar etmeyi o zaman karara almışlardı. Millî Görüş’ün birinci kadrosunu iktidar edemeyeceklerini bildikleri için ikinci kadroyu iktidar etmeye karar verdiler.
2002 seçimlerine onlar karar verdiler, Devlet Bahçeli’ye ilan ettirdiler.
AK Parti’nin iktidar olacağını anlayınca sermaye seçimi ertelemeye kalkıştı. Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu’na “Seçim olacak mı?” diye sordular.
“Seçim olacak. Bu millet daima isabetli oy vermiştir" dedi.
Sermaye AK Parti’yi kapatmak için çaba gösterirken ordu önledi.
İşte, millî iradeye saygılı olmaya başlayan orduyu cezalandırmak amacı ile Ergenekon ve Balyoz davaları ortaya çıktı. Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ askerlerin muhakeme edilmesine izin verdi. Dış saldırılara karşı başka türlü duramazdık. Bunu o zaman kendisi beyan etti. Yargılamanın sonunda müdahaleyi kararlaştırdılar.
Anayasa Mahkemesi ona göre oluşturuldu. Gül’ün de katkısı var.
Yargıtay kararından sonra Erdoğan “Yargı yolu sona ermemiştir” dedi.
Sonunda Anayasa Mahkemesi sorunları çözdü.
Genelkurmay Başkanı Necdet Özer de bunu en iyi bir şekilde yönetti.
Türk Ordusu bir istiklâl savaşını daha kazandı.
*
Orgeneral Sayın Bilgin Balanlı’nın anlattıklarına katılmamak mümkün değildir. Türk ordusunun itibarı iade edilmelidir. Bunun için ne yapılması gerekiyorsa yapılmalıdır. Ordu yaralanmıştır. Derhal tedavi edilmelidir.
Orgeneral Balanlı’nın hatası şudur.
Bu yara dışarıdan gelen kılıçla olmuş, Recep Tayyip Erdoğan ve Necdet Özer büyük karşı hareketle meseleyi buraya getirmişlerdir. Cumhurbaşkanı (Başbakan) ve Genelkurmay Başkanı’nın kusurları olsa da orgeneralin konuşmaması gerekir.
Muhterem Orgeneralimiz Bilgin Balanlı şunu bilmelidir ki Türkiye’de vatan haini yoktur. İstiklâl Savaşı henüz bitmemiştir. Dumlupınar’da ve Lozan’da elde ettiğimiz zaferlerin meyvelerini toplayamadık.
“ADİL DÜZEN” İstiklâl Savaşımızı sonlandırma çabasıdır...
Bizimle beraber çalışmaları gerekir...
Emekli askerlerimize önerimiz devam etmektedir...
Gelin, Emekli Askerler ve Adil Düzen Çalışanları olarak ortak siyaset yapalım...
(http://www.hurriyet.com.tr/gundem/28656351.asp)