Bu yazı Fehmi Koru’nun 24.03.2021 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.

https://fehmikoru.com/hesabi-verilmeyen-128-milyar-dolara-450-milyon-dolar-daha-eklendi-iktidari-zorlar-bu/

Bir arada yaşayanların birbirlerine malları verip almasıyla ortak piyasa oluşur. Böylelikle topluluk merkezi bir otorite olmaksızın kendi piyasasını kurar. Bu devlet aşamasından önce de var olmuş bir olgudur. Toplayıcılık döneminde kuruyemişi, avcılık döneminde deriyi, çobanlık döneminde yün ve koyunu, çiftçilik döneminde tahılı para olarak kullanmışlardır. Piyasada bunlar gerçekte mevcut olmadığı halde hayali olarak değerlendirme, değiştirme, borçlanma ve biriktirmede para olarak kullanmışlardır. Piyasa büyüyünce piyasada az olması, kolayca bölünebilmesi, bozulmaması nedeniyle önce bakır ve kalay gibi değişik madenler para olarak kullanılmıştır. Sonunda gümüş yurtiçi, altın ise uluslararası para olmuştur. Bunların para olarak piyasada rövanş bulması herhangi merkezi otoriteye bağlı değildi. Sonraları tartmalardaki zorluklardan dolayı sikke haline gelip gümüş dirhem olarak, altın da dinar olarak piyasada para olmuştur. Daha sonraları mabetlere emanet edilen gümüş ve altın karşılığı senetleri çıkmış böylece piyasada altın ve gümüş yerine onların senetleri para olmuştur.

Sermaye bütün bu gelişmeleri değerlendirerek 1970’lerde karşılıksız banknot olarak doları ortaya koymuş ve doların altın kadar hatta ondan daha fazla değerini elde etmiş ve o tarihten bu tarihe kadar o sayede dünyaya hükmetmiştir. Para üzerindeki bütün oyunları dolarla oynamaktadır. Doların değerini altın karşılığında yükseltmekte veya düşürmektedir. Böylece kendisi sürekli olarak doları kazanmaktadır. Yani doları piyasadan çekmektedir. Ona karşılık yeni dolar basarak Batılıların senyoraj hakkı dediği farktan yararlanmaktadır. Yani yeni çıkardığı dolarlarla bütün dünyadan vergisini toplamaktadır.

Merkez Bankaları’nın dolar veya diğer nakitleri stok etmeleri, o stok kadarı faizin her yıl Sermaye’nin Merkez Bankası’na ödenmesi anlamına gelmektedir. Altın ile dolar arasındaki dalgalandırmalar sayesinde doları ucuz toplayıp pahalı satmak veya pahalı satıp ucuz almak yollarıyla istediği oranda insanlıktan vergi almaktadır.

Bununla izah etmek istediğim şudur; doları piyasaya süren veya piyasadan çeken 128 milyar veya 450 milyar miktarın operasyonlarını Merkez Bankaları yapmamaktadır. Merkez Bankaları’na dayattığı kurallarla Sermaye’nin kendisi dolarları piyasaya sürmekte veya piyasadan çekmektedir. Erdoğan yüzlerce bakan ve başkan değiştirse bile onların bu düzende yapacakları bir şey yoktur. Faizli düzenden bir anda kredileşme düzenine geçilemez. Geçiş döneminde altın bonosu çıkarılır, altın bonosu ile dolar savaşa girer sonunda altın bonosu eğer güçlü ise doları yener ve piyasaya altın bonosu hâkim olur.

Akevler bunun denemelerini yapmaktadır ve 50 senelik uygulamaları sayesinde bugün insanlık altın bonosu kavramına gelmiştir. Sermaye’nin oyunlarından kurtulmak isteniyorsa Kur’an’ın öğrettiği altın bonosunu halk benimsemelidir. Semt kooperatiflerine ortak olmalı ve doları altın bonosuyla devre dışı etmelidir. Bir silah misli silah ile def edilebilir.

https://youtu.be/1F2kryiJDsg