Bu yazı Fehmi Koru’nun 27.12.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/148925-2/
Bir apartman zamanla eskir, örnek olarak doğramaları çürür. Doğramalarını değiştirirsiniz, sıvasını, boyasını yaparsınız. Bunlara tamir, bakım diyoruz. Yaşı dolan yapıyı yıkarsınız, yeni proje ile yeni bina yaparsınız. Bu imar değişikliğinin tamir bakımda sosyal hayatta adı ıslahtır. Yeniden inşa etme ise inkılaptır.
Osmanlılar, Islahat Fermanları ile devletin tamir bakamını yapıp yaşattıkları ile yaşamışlardır. Aslında Osmanlılar inkılap yapmak istemişledir. Şeriat devletini kanun devletine geçirmeye çalışmışlar ve adım adım Osmanlı’nın yapısını kanun devletine dönüştürmeye çalışmışlardır.
Cumhuriyette yapılanlara, Osmanlılarda başlanan adı ıslahat olan ancak inkılabı hedefleyen hareketlere devrim adı verilmiş yine de devlet oluşturulmuştur. Sonunda Tanzimat’la başlayan değişim halen tamamlanmamıştır. Halk kendi yapısında direnmektedir. Yöneticiler Batılılaşma üzerinde direnmektedir.
Faizlerin yükseltilmesi başlangıçta enflasyonu düşürür. Çünkü parayı piyasadan çeker. Üretim yavaşlar ama eski ürünler satılmaz olur. Zorunlu olarak enflasyon düşer. Ne var ki vadesi geldiğinde piyasadan çekilen para tekrar halka faiziyle döner ve düşen enflasyon birkaç katıyla geri gelir.
Neden?
Faizin artması işletme sahiplerini fiyatları artırmaya zorlar. Kâr rizikolu, faiz ise rizikosuz olduğu için artan faizin iki katı enflasyon ekonominin yapısı gereği olur. Faizin artması üretimi düşürür. Asgari faiz kadar düşer. Bu da faiz kadar enflasyonu zorunlu kılar.
Geçici ve kontrollü faiz artımı ile ekonomi sisteme yarar getirir. %5 ekonomiyi yönlendirmek için yararlıdır. %10 zararlı değildir. %10’dan sonra enflasyon faizle sarmala girer, ülkenin ekonomisini %100 enflasyona götürür. %100 enflasyondan sonra o devletler yaşamaz, yıkılır. Ya paylaşılır ya da yeni devlet kurulur. Bunun tarihte pek çok misalleri vardır.
Faizi arttırma zorunludur, artırmazsan yaşayamazsın. Ama kanser hastalığı gibi ölüme gitme mukadderdir. Yargıda reforma gelince ekseriyet sisteminde laiklik olamaz. Yargıda olamaz. Ekseriyet sisteminde %51 alan iktidar olur. Hâkimleri o atar. Bir defa iktidar olunca adil bir yönetimse halk onu indirmez. Zalim yönetimse kendisi gitmez. Hitler Almanya’da seçimle iktidar olmuştu. Sonunda Almanya’yı teslim ederek Hitler intiharla canına son verdi.
Yapacağımız iş çok basit ve sade. Ekonomide faize dayalı para sisteminden vazgeçilip emeğe dayalı para sistemi konulmalıdır. Yönetimde de hâkimlik sistemi yerine hakemlik sistemi getirilmelidir. Bu çok basit ve açık sistemi hiç kimse ağzına alamıyor. Sermaye zannediyor ki ben bunu söylemesem yaşarım. Oysa tam istihdam sağlanmadığı için Sermaye yıkılacak, biz yıkmayacağız. Gemi su almıştır, batacak. Biz gemiyi kurtarmakla uğraşmıyoruz. Batmakta olan gemiden nasıl kurtulacağımızı düşünüyoruz. Kayık yapıp oraya gelme niyetindeyiz. Yüz lojmanlı apartmanlar bunlardır.