Bu yazı Fehmi Koru’nun 18.12.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/goruslerin-egrisi-dogrusu-olur-sakincalisi-olmaz-islam-o-anlayis-sayesinde-uygarlik-kurabildi/
1955’te İstanbul Teknik Üniversitesi Elektrik Bölümünden mezun oldum. Ankara’da göreve başladım. 5 sene Ankara’da ikamet ettim. Her yıl yerimi değiştirmek zorunda kaldım. Siyasette Millet Partili olarak oy kullandım. Çalıştığım arkadaşlar CHP’li veya DP’li idiler. Millet Partili olan yoktu. Ben de Millet Partili olarak konuşmazdım. CHP’lilerle DP’liler arasında tarafsız olarak görüşlerimi beyan ederdim.
27 Mayıs, görünürde Demokrat Parti’nin kötülüklerine karşı yapılmıştı. Oysa 27 Mayıs’ı yapanlar Türkiye’nin kalkınmasını ve gelişmesini durdurmak için yaptılar. Ordu yapmadı, Ordu Sermaye’nin yaptığı müdahaleyi zararsız hale getirmeye çalıştı. Bu arada benim görevime son verildi. Çünkü ne CHP’li ne de DP’liydim. Sonra da Menderes’i haksız bir şekilde idam ettiler. Çünkü Türkiye’yi tarım döneminden sanayi dönemine geçirmişti. Siyasette hep onlarla beraber olan Menderes başını kurtaramamıştı. Yeni başbakanların bir daha onun yaptığını yapmaması için Menderes’in asılması gerekiyordu. Muhalefetiyle, iktidarıyla bu asılmanın önlenmesi için çaba gösterildi ama önlenemedi. Çünkü Sermaye öyle istiyordu.
İzmir’de bu siyasi oyunları çok iyi bilen ikinci dönem Kilis Milletvekili Remzi Güres bize bu siyaseti anlatmış, biz de bütün partilerle barışık olan bir partinin kurulması önerisinde bulunmuştuk. Millî Görüş Partileri İzmir’de kurulan Akevler Kooperatifi’nin desteği ile doğmuştur. CHP ile koalisyon yapılmıştır. Hareket Partisiyle seçim ittifakı yapılmıştır. Doğru Yol Partisi ile hükümet kurulmuştur. Millî Görüş Partilerinin devamı olan AK Parti, Kürt partileriyle çözüm sürecine girmiştir. Millî Görüş’e karşı olmakla beraber İslami faaliyet gösterdiği düşüncesiyle AK Parti başlangıçta cemaatle dayanışmaya girmiştir.
Bugün AK Parti iktidardadır. Resmen Cumhurbaşkanı bütün yetkileri elinde toplamıştır. Ne var ki AK Parti’nin yap-işlet-devret modeliyle Türkiye’yi Batı uygarlığı seviyesinin de üstüne ulaştırmışsa da borçlarını ödemede zorluklar çektiğinden dolayı Sermaye’nin dediklerini istemeye istemeye yapmak zorunda kalmaktadır. Benzer hamleleri Abdülhamit yapmış, aynı şekilde imparatorluğu borçlandırmış ve maalesef koca İmparatorluk yıkılmıştır.
Sadece İmparatorluk yıkılmamış, Türk Milleti dinsizleştirilmeye çalışılmış ve İslamiyet’ten kopma şartıyla yaşamasına izin verilmiştir. Türkiye İslamiyet’ten kopmamıştır. Bunun çok sayıda katkısı olanı varsa da en önemlilerinden biri, belki de başlıca mimarı Kenan Evren’dir. Kenan Evren İSEDAK’ın başkanı olarak İslamiyet’e sahip çıkmıştır. Orduyu buna göre yönlendirmiştir. Bugün Türk Ordusu tamamen İslamiyet’in yanındadır.
Bugün Türkiye’de İslamiyet’e ve insanlık haklarına aykırı uygulamalar vardır. Asıl failler dışarıda serbest olarak dolaşmakta veya dağlarda savaşmakta, fail olmayan ama Sermaye’nin, kendi fiillerini onlara fatura ettiği kimseler hapishanededirler. Evet ne cemaat ne de Selahattin Demirtaş gerçek manada suçludurlar. Onlarla ilgili sermayenin sorunu veya rahatsızlığı illegal değil de legal çalışmalarından dolayıdır. Sermaye’nin tam isteklerine uymamalarıdır. Ben diyorum ki gerek HDP’lilerin gerekse cemaat mensuplarının hatta Gülen’in yasa dışı fiillerin amili kendileri değil, doğrudan Sermaye’dir. Bunları yapmakta veya yaptırmakta faturayı doğrudan onlara kesmektedir. Yine diyorum ki bugün AK Parti’nin yaptığı yanlışları AK Parti veya Erdoğan değil, Sermaye yapmakta veya yaptırmakta, faturayı AK Parti’ye ve Erdoğan’a kesmektedir.
Temel Karamollaoğlu ile bir görüşme yapmıştık. Bugün yapılanları anlattı sonunda ona söyledim ki; bunları biz 50 senedir yaşıyoruz, anlatmana gerek yok, çare nedir? “Çare yok.” dedi. Ayrıldık bir daha ne biz onu aradık ne de o bizi. Bugünkü haberlerde Davutoğlu’yla görüştüğü haberi var, sevindim. Evet, Karamollaoğlu, Davutoğlu, Fatih Erbakan, Beşir Atalay, Bülent Arınç, Vecdi Gönül görüşmelidirler ve AK Parti’ye karşı değil, Erdoğan’a karşı değil, bütün bu oyunları oynayan Sermaye’ye karşı birleşmelidirler. Akevler’in kendilerinin de katkısıyla 50 senedir oluşturduğu hem şeriata uygun hem de meşru siyasetini yeniden ele almak durumundayız, zorundayız.