Bu yazı Fehmi Koru’nun 16.12.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/bu-medyayla-saglikli-siyasi-bir-ortam-da-daha-iyi-bir-turkiye-de-mumkun-degil/
Bir topluluğun gözü, kulağı ve ağzı medyadır. Yazarlar ve muhabirler elde ettikleri bilgileri, gördükleri, işittikleri ve söylenenleri dillendirerek halka sunarlar. Kör, dilsiz ve sağır kimsenin hayatı nasıl normal hayat değilse, sağlıklı çalışan bir medyası olmayan topluluklar varlıklarını ancak başkalarının desteğiyle sürdürürler. Doların hâkimiyetinde olan dünya ekonomisi medyayı kendi emrine almış, işine geldiği tarzda haberler üretmekte ve haberleri yorumlamaktadır. Aynı doların etkisinde olan iktidarlar da medyayı sevdikleri için değil, medyadan korktukları için, doların yanında yer almaktadırlar.
Muhabirlerden tutun da yazı işleri sorumlularına kadar herkes doğrudan veya dolaylı doların emrindedir. Doların hükümranlığı sona ermedikçe istenen medya oluşturulamaz. Akevler 50 senedir Sermaye’nin güdümünde olmayan bir basını ve yayını oluşturma çabasına girmiş ama başaramamıştır. Kendi okurları için çıkardığı yazılı veya internet alanındaki medya denemelerini de kendi ortaklarına dahi okutamamıştır. Hem de bunu onlara karşılıksız sunmaktadır.
ABD’de Trump’ı iktidardan indiren Biden’i orada oturtan medya değil, derin Sermaye’nin dolarıdır. Öyle karar vermiştir, öyle olmuştur. Bu ne kadar böyle devam edecektir? Nasıl değişecek? Kim değiştirecek? Bu hususta bizim 2 kaynağımız vardır. Biri Kur’an diğeri tarih. Kur’an’a onu Allah kitabı kabul edenler bile inanmamakta, onun dediklerine kulak vermemektedirler. Tarihe kulak vermeleri gerektiği halde, dolar onların beynini uyuşturmuş onu da görmüyorlar.
İnsanlık bin yılda bir evrim geçirerek yeni düzene girmektedir. Bunu miladi yılların başlarında yapmaktadır. Bugün de faizli işçilik düzeni sona ermekte, faizsiz ortaklık düzeni gelmektedir. Faizli işçilik sistemini korumak isteyen ve ona karşı direnen bugünkü siyasi ve iktisadi iktidar mağlup olacaktır. Çünkü faizli yatırımları sürdüren işçiler, köylerde kalmamıştır. Bugün yeni fabrikayı kurabilmek için eski fabrikaları kapatmak zorunluluğu vardır. Eskiden halkın olan işyerleri kapatılıyor, Sermaye kendisinin açtığı işyerlerine işçiyi transfer ediyordu. Bugün ise kapatacağı işyerlerinin sahibi de kendisi olduğu için, kendi işyerlerini kapatmak zorunda kalmaktadır. Eğer dolar ekonomiye ve siyasete tam hâkim olabilse, kendi fabrikalarını kapatır yenisini kurar. Böylece faizli sistem devam etmiş olur. Tam hâkim olamadığı için bunu da yapamamaktadır.
Tek çıkar yol, şeriatın ortaya koyduğu kredileşmeli ortaklık sistemindedir. Kâinatı var eden veya kendiliğinden var olan (nasıl oluyorsa) kâinatın kanunlarını değiştirecek yoktur. Bu düzen sona erecek ve şeriat düzeni gelecek. Tekrar ediyorum şeriat düzeni gelecek. Atom bombaları, savcıların dava dilekçeleri bunu durduracak güçte değildir. Kimse kâinatı var edenin veya kendiliğinden olanın kurallarını değiştiremez. Fizik kanunlarını en küçük bir şekilde de olsa değiştirmek mümkün değildir. Gelin insanlığı daha fazla kana bulamadan hep birlikte uzlaşalım ve şeriat düzenini kuralım. O düzen ne doları yok etmek ne de iktidarları düşürmek üzerine kurulmuştur. Çıkar paralelliği içinde herkesin orada yaşama ve gelişme şansı vardır. İşçilik sistemi “Birbirimizi öldürelim kalanlar yaşasın.” diyor. Ortaklık sistemi ise “Hep birlikte yaşayalım.” diyor. Allah’ın veya tabiatın (onlara göre) bize bahşettiği ilim sayesinde ve o ilmin oluşturduğu şeriat sayesinde yalnız karalarda değil, denizlerde, göklerde, uzayda yaşama şansımız vardır. Kur’an’ın bildirdiğine göre de müspet ilmin söylediklerine göre de uzay pratikte bizim için sonsuzdur. Birbirimizle boğuşmadan da insanlığın varlığını saadet içinde sürdürebiliriz. Yazımı tekrar okuyun ve düşünün. Haklı olduğumuzu göreceksiniz. Gelin boğuşanlar boğuşsun, birbirlerini öldürenler öldürsün, biz barış içinde kendimize 100 lojmanlı bir apartman yapmaya devam edelim. Kurtulmak isteyenler de bize katılsın.