Bu yazı Fehmi Koru’nun 10.12.2020 tarihli yazısına yorum olarak kaleme alınmıştır. Yazının linki aşağıda yer almaktadır.
https://fehmikoru.com/hukumet-abd-ile-yeni-doneme-hazirlaniyor-ve-ilk-adim-atildi-abyi-ise-anlayamiyoruz/
Bir devletin başka bir devletin iç işlerine karışması meşru değildir. Türkiye tarih boyunca büyük imparatorlukları yönetmiş bir ülkedir. Hep başarılı, büyük güç olmuştur. Bunun sırrı eyaletlere atanmış vali olsa bile, oradaki halkın benimsediği bir yönetimi icra etmiştir. İmparator ora halkının anlaşabileceği kimseleri eyalet valisi olarak atıyor ve şeriat hükümlerine uyarak vali eyaleti bağımsız bir şekilde yönetiyordu.
Bunu şöyle izah edelim. Hanefi olan bir imparator, maliki olan birini Cezayir’e vali tayin etse, vali imparatorun Hanefi mezhebine göre değil, kendisinin maliki mezhebine göre Cezayir’i yönetirdi. Peygamber, Yemen’e valiyi atarken “Neyle hükmedeceksin?” diye sormuş, vali de “Allah’ın kitabıyla hükmedeceğim.” demiş. Peygamber, “Bulamazsan” deyip ikinci kez sormuş “Allah’ın resulünün sünnetiyle” demiş. Peygamber yine “Bulamazsan” deyince, elçi “Kendi reyimle hükmederim.” demiş. “Allah’ın resulüne sorar, vereceği talimatla hükmederim.” dememiş. Peygamber de “Allah’ın resulünün resulü isabet etti.” demiş.
Bu, fıkıhta yani İslam şeriatında esas olmuştur. Görevli, görevi yaparken onu görevlendirenin reyleriyle değil, kendi reyiyle hükmeder. Görevlendirene karşı değil, şeriata karşı sorumludur. Hesabı görevlendirene değil, hakemlerden oluşacak yargıya verecektir.
Bunun anlamı nedir? Amerika’ya tayin edilen büyükelçi, Ankara’dan aldığı talimatla değil, kendi içtihadıyla ABD ile ilişki kuracaktır. Böylece ABD’nin hoşlanacağı birisini elçi yapması son derece isabetli olacaktır. Bu ilke benimsenirse Amerika’daki veya Avrupa’daki iktidar değişiminin Türkiye’ye bir etkisi olmayacaktır. Böyle değil de şeriat sistemi değil, kanun sistemi uygulanırsa elçi bakanın talimatıyla hareket edeceği için, tayin edilen elçinin bir yetkisi olmayacak, sadece bakanın arzularını devlete iletecek demektir. Bu durumda elçinin yapabileceği bir şey yoktur.
Batının merkezi yönetim şeklinde, sorumluluk devlet başkanına değil, bakana ya da başbakana yüklenmiştir. Bu durumlarda elçinin değişmesi gerekir. Yani şimdiye kadar yürütülen siyasette değişiklik yapılacaksa bakan değiştirilir. Türkiye’de ise ne şeriat kuralları ne de kanun kuralları uygulanır, bakan yerinde oturur birden siyasetini değiştirir. Beşer Esat ile çok iyi geçinen bir dışişleri bakanı, birden değişmiş ona karşı olan biri bakan olmuştu. Şimdi de bakanın fikri değişmez, bakanın kendisi değişir ve yeni siyaset devam eder. Türkiye’de yapılan budur. Yanlış olsa da işler yürümektedir.
Devlet, başka devletlerle ilişki kurarken onunla stratejik ilişki kurmaz. Bir devlet insanlığa veya Türkiye’ye yararlı bir iş yapıyorsa Türkiye devleti onu destekler. Bir devlet insanlığa ve Türkiye’ye zararlı bir iş yapıyorsa onu desteklemez. Bu hususu takip etmek ve karar vermek işi, yetkili büyükelçiye ait olmalıdır. Türkiye bir kanun devleti olmaktan çıkıp, şeriat devleti olmalıdır.